Küresel riskler, jeopolitik çatışmalar, coğrafyaları yeniden ‘Yol Ayrımları ve Alternatif Ortaklıklar’ arayışının evrensel bir mantık içinde ele alınıp küresel yönetişim becerisiyle çözülmesi sorunu, yeniden gündeme geldi…

Dünyamız baş döndürücü bir gündem içine düştü; küreselleşmenin ivmelendirdiği teknolojik, dijital dönüşümlerin, ekonomik, siyasi, toplumsal sorunların, jeopolitik çatışmaların, risklerin evrensel bir mantık içinde ele alınıp küresel yönetişim becerisiyle çözülmesi sorunu yeniden gündeme geldi…Küresel açmazların, küresel risk ve fırsatlarda hızlı dönüşümlerin gündemi Türkiye’nin de başını döndürdü. Diğer yandan dijitalleşmeyi de eklersek iş ve insan ilişkilerinde sosyal paradigmaları değiştiren bir transformasyon sürecinden geçiyoruz. Bu risk ve tehditleri içeren yeni dönem elbette fırsatlar da sunuyor. Küremizin değişen koşullarına ve Türkiye’nin bu değişim ve dönüşümlerine ayak uydurması, bu değişimdeki rolünü sürdürülebilir hale getirmeye ihtiyacı var. 2025 yılına yorgun ve sıçramalı bir dünya gündemi ile giriyoruz. Ama ülkemizin  belirleyeceği stratejilerle ve başaracağımıza dair inancımız güçlü.

Enflasyon, OVP, yatırım
İçsel anlamda ise 2024 yılı gündemimizi en çok pazar ve finansal piyasalardaki oynaklık ve yüksek enflasyon meşgul etti.  Toplumun enflasyon konusundaki endişesi  2025’te de devam eder mi? Enflasyon tek haneye iner mi? Merkez Bankası 2024 yılının ilk çeyreğinde enflasyon tahminlerini %14 olarak belirlemişti. Sonra OVP’de %17.5 olarak belirlendi, sonra yine Eylül 2024 OVP’sinde bu oran %21’e revize edildi. Bu hedefe henüz varılmış değil.  Bu durum büyüme riskini artırır mı? Bu konuda endişeler devam ederken, riskler fırsata çevrilebilir mi? Mevcut programa sahip çıkılabilir mi? Umutlarını da içeriyor. Yatırımcılar açısından ise rekabetçilik, sürdürülebilir yatırımlar, sanayide üretim, işletmelerimizin verimlilik artışı endişesi istim üstünde . Yeni bir sanayi stratejisi hamlesi olur mu? Yatırımlar için yeni bir hikâye yazılır mı? OSB’lerin 5 Eylül 2024 yılında çıkan OSB uygulama yönetmeliğinin bazı maddeleri yeniden revize edilebilir mi? Soruları ise henüz taze.
Avrupa ekonomisi sürdürülebilir döngüsel ‘kullan, yeniden kullan, tamir et, geri dönüştür’ sistemine geçiyor. 2053’te karbon-nötr olma hedefini ilan ettik. 2025 sonrası Yeşil Ürün Pasaportu gibi yeni kurallar ve standartlarla da karşılaşacağız. Avrupa değer zincirinin bir parçası olarak birinci derecede etkileneceğiz. Her ne kadar dünya ekonomisi ile entegre hale gelmiş olsak da  Türkiye için yeniden alternatif ortaklıklar ve yol ayrılıkları da görünür oldu. Diğer yandan; küresel tedarik zincirlerindeki kırılmalar, kısa vadede bile jeostratejik konumumuzun lojistik avantajının da katkısıyla ülkemizin gücünü ve cazibesini artırdı. Zorunlu olduğumuz yeşil ve dijital dönüşümün ekosistemini güçlendirerek yüksek katma değerli üretim ve ticaretle rekabetçi olabilir; ülkemizi tedarik zinciri yönetim merkezi yapabiliriz. Bu sayımızın Kapak konusunu bu yüzden; ‘Tedarik Zinciri Yönetimi ve Teknolojileri’ne, DİJİTAL KobiEfor’un Kapak ve Dosya konularını, ‘CRM’ ile ‘İK Yönetimi ve Teknolojileri’ne ayırdık.

2025-2026 plan ve projelerimizi  yeniledik
2025 yılı yeniliği olarak;  KobiEfor’un internet sitesini yeniledik. Dergimize birbirinden farklı ve değerli görüşleriyle yeni uzman ve konuk yazarlarımız katıldı. KobiEfor’ un 2025 ve 2026 yıllık planlamalarında farklı ve inovatif proje ve planlara yer verdik.  Mayıs ayında; Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Girişim 23 Zirvesi ve XX. KOBİ Zirvesi ve uluslararası 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde, Kocaeli Alikahya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı, TOSYÖV eski Başkanı,  Dergimizin  Onursal Başkanı ve aynı zamanda değerli Eşim Yalçın Sönmez adına verilecek olan;  Yalçın Sönmez Girişimcilik Ödülleri: “Yılın En İyi Kadın Girişimcisi”, “Yılın En İyi Genç Girişimcisi” ve “Geleceğin Genç Girişimcisi” ödülü projelerini geliştirdik.
Sadece 2025 de değil, aynı zamanda yeni bir yılın ilk eşiğindeyiz. Bütün insanlık için heyecan verici bir simgesel değer taşıyan bu gibi eşiklerde insanlar ve toplumlar umutlarını tazeleme alışkanlığındadırlar. İkibin yıl önce de  kim bilir insanların ne hayalleri vardı. Bu hayallerin pek çoğu da gerçek oldu. Ama hayaller bitmedi. Çünkü hayat ve umut bitmedi. İnsanlığın önünde daha nice bin yıllar var.
Yeni yılın, hayatlarınıza, başarılarınıza sürdürülebilir nice ebedi güzellikler getirmesini diliyor, okur ve çözüm ortaklarımızın, ülkemizin yeni yılını içtenlikle kutluyorum.