Dünya hızla değişmekte ve dönüşmektedir. Dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon ve biyoteknoloji gibi gelişmeler yalnızca üretim süreçlerini değil, toplumsal yaşamın tüm alanlarını da yeniden şekillendirmektedir. İnsanlık bu dönüşüm sürecinde teknolojinin yaşamı kolaylaştıracağı, bireyin kendisine daha çok zaman ayırabileceği ve yabancılaşmadan ziyade kendisiyle daha fazla bağ kurabileceği bir gelecek tasavvur etmişti.
Ne var ki küresel ölçekte yaşanan ekonomik, toplumsal ve jeopolitik krizler; niteliksiz liderlik, adaletsiz yönetişim yapıları ve devletler arası güç mücadeleleri bu iyimser senaryoları gölgelemektedir.
Bugün sorulması gereken soru şudur: Küresel yönetişimin nitelikleri de sorunlu karar vericileri yerine nitelikleri somut beyin göçü diasporaları entegre edilemez mi?
“Beyin göçü”, kısaca nitelikli, eğitimli ve uzman insan kaynağının bir ülkeden başka bir ülkeye göç etmesi olarak tanımlanır. Ancak bu göçün nedeni yalnızca daha yüksek gelir, daha iyi yaşam koşulları ya da gelişmiş imkânlar değildir. Bu bireyler aynı zamanda evrensel insani değerlere duyarlıdırlar. İnsan onuru, özgürlük, adalet, barış, eşitlik, dayanışma, hoşgörü gibi değerlerin eksik olduğu toplumlarda da kalıcı olmak istemezler.
Dolayısıyla beyin göçü, yalnızca mekânsal bir hareketlilik değil, aynı zamanda evrensel değerlerin yoksunluğuna karşı da bir başkaldırıdır.
Küresel yönetişimin tam nitelikli karar vericilerine evrilmesi için hem nitelikli hem de evrensel değerlere duyarlı beyin göçü güçlerinden daha gelişmiş hazır potansiyel kim olabilir? Küresel barışın, evrensel değerlerde ilerlemenin de motoru başka ne olabilir? Bu noktada, beyin göçü politikalarının yalnızca ulusal değil, uluslararası düzeyde de gündeme alınması artık kaçınılmazdır. Bunun için BM, Lahey, ASEAN, NATO ve İnsan Hakları kuruluşları öncülüğünde ülkeler arasında bilgi ve insan kaynağı paylaşımını kurumsallaştıracak Uluslararası Beyin Gücü Anlaşmaları kapsamında çerçeve anlaşmalar yapılabilir. Küresel ortak politikalarda beyin göçü diasporalarının karar mekanizmalarına katılımını sağlayacak liderlik eğitimleri ve platformlar oluşturulabilir.
Nitelikli bireylerin bilgi ve deneyimlerini ülkeleriyle paylaşmalarını mümkün kılacak geçici/dönüşümlü Döngüsel Göç Modelleri, göç programları geliştirilebilir. ‘Küresel Etik ve Hukuk Normları’ kapsamında, beyin göçü diasporalarının sömürüye değil dayanışmaya dayalı bir zeminde küresel yönetişimde söz sahibi olması için etik ve hukuki standartlar belirlenebilir.
Sonuç olarak; nitelikleri somut beyin göçü diasporaları, uluslararası kuruluşların karar mekanizmalarına dahil edildiğinde yalnızca ülkelerin değil, insanlığın da geleceğini şekillendiren nitelikli stratejik bir güç olacaktır. Küresel barışın, adaletin ve evrensel değerlerde ilerlemenin motoru haline gelebilirler.
Bu nedenle beyin göçü politikalarının uluslararasılaştırılması, yalnızca ekonomik bir gereklilik değil, politik, ekonomik ve sosyal bir gerekliliktir. Daha adil, daha yaşanabilir bir dünya nitelikli bir küresel yönetişim için insani bir zorunluluktur.
26 yıldır her ay olduğu gibi, dünyamızın hızla gelişmesinde ve dönüşmesinde etken olan dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon ve biyoteknoloji gibi teknolojik gelişimleri her safhasıyla ‘Türkiye’nin ilk Dijital Dergisi KobiEfor’, baskılı olarak da okurlarına kılavuz niteliğnde derinlemesine işlemiş ve aktarmıştır. Eylül sayımızda da tüm teknolojik ekosistemiyle birlikte Enerjide ve Üretimde Sürdürülebilirlik, DİJİTAL Dergimizde ise dijitalleşmenin insanileştirilmesi olarak da bilinen RPA Teknolojilerini, OSB’lerimizdeki gelişmeleri vb. ele aldık. Keyifli okumalar diliyoruz.
Ayrıca; KobiEfor’un Onursal Başkanı, ülkemizde OSB’lerin yaygınlaşmasında ve 4562 Sayılı OSB Yasası’nın çıkarılmasında da büyük emekleri olan Kocaeli Alikahya OSB Kurucu Başkanı ve aynı zamanda değerli Eşim Yalçın Sönmez adına açılan “Yalçın Sönmez Bulvarı” için Kocaeli Alikahya OSB Müteşebbis Heyeti ve Yönetim Kurulu’na bu vefalarından dolayı tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramımızı yürekten kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurtuluş destanımızın tüm kahramanlarını saygı ve minnetle anıyorum.