Plastik endüstrisi; plastik hammadde, plastik mamul ve plastik işleme makinaları alt gruplarıyla 7 bin 354 işletme ile 310 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektör olarak 50 milyar dolar üretim ve 11 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmıştır.

Türkiye plastik sektöründe faaliyet gösteren firmaları tek bir çatı altında toplamak amacıyla 1969 yılında kurulan PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği yaklaşık 500 üyesiyle plastik sektörünün en etkin sivil toplum örgütlerinden biridir. Türkiye plastik sektörü ulaştığı üretim kapasitesiyle Avrupa’da 2.’liğe, dünyada ise 6.’lığa yükselmiştir.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Benliler ile plastik sektörünün 2025 yılı beklentilerini değerlendirdik. Plastik sektörünün 2025 yılı performansının ihracat pazarlarında yaşanacak gelişmelere bağlı olacağını öngördüklerini belirten Benliler, “Son yıllarda iç pazarda yaşanan daralmanın da etkisiyle sanayicilerimiz ihracat pazarlarına yöneldiler. Bunun bir sonucu olarak sektörümüzün üretiminde ihracatın payı sürekli arttı ve geldiğimiz noktada %25 seviyesine yaklaştı. 2025 yılında da iç pazarda hızlı bir toparlanma beklenmediğini göz önünde bulundurursak ana ihracat pazarlarımızda oluşan talebin sektörün yönünü belirleyeceğini söyleyebiliriz” dedi.
2024’te sektörün ihracatında yaşanan artışa rağmen üretimin düştüğünün altını çizen Benliler, “Bölgemizde yaşanan tüm sorunlara ve bu sorunların sebep olduğu ekonomik zorluklara rağmen sektörümüz ihracatını miktar bazında %7.0 değer bazında ise %3.4 artırmayı başardı.
Öte yandan iç talepte meydana gelen daralmanın devam etmesi sebebiyle ihracatta yaşanan bu artış üretim kayıplarını telafi etmeyi dahi başaramadı. Sektörümüzün üretimi %4.4 düşüşle yaklaşık olarak 2020 yılı üretim seviyesine geriledi. Tabii üretimde yaşanan bu düşüşte iç talebin daralması kadar artan işçilik maliyetleri, düşen karlılık oranları, yüksek kredi faizleri ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntıların da etkisi olduğunu söylemek gerekiyor” dedi.
İhracatın toplam üretimden aldığı payın artmasının fırsatlar kadar riskler de barındırdığını dile getiren Benliler, “İhracatın üretimden aldığı pay arttıkça sektörün dış şoklara direnci de kaçınılmaz olarak düşüyor. Sektörümüz özelinde baktığımızda 10 yıl önce %18 seviyesinde olan ihracat payının hızlı bir artış trendiyle 5 yıl önce %20-21 bandına yükseldiğini geçtiğimiz yıl itibariyle ise %25 seviyesine yaklaştığını gözlemliyoruz. Bunun bir neticesi olarak ise dünyada meydana gelen ekonomik gelişmeler bizleri daha derinden etkileyebiliyor. Bu noktada ABD’de yaşanan yönetim değişikliği sonrası şiddetlenen ticaret savaşının öngörülebilirliği azaltmanın yanı sıra küresel talepte de bir yavaşlama trendini tetikleme olasılığını önemli bir tehdit olarak görüyoruz. Bilhassa gerek sektörümüz gerek imalat sanayimizin tamamı için en kritik pazar konumunda olan Avrupa ekonomisinde durgunluğun daha da derinleşmesi önemli bir sorun teşkil edecektir. Bu durumu da göz önünde bulundurarak imalat sanayimizin daha sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yakalamasını sağlayacak adımların atılması gerekiyor. Bu kapsamda en önemli hedefin ise iç talebin canlandırılması olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Dünyadaki son gelişmelerin öngörülebilirliği aşındırmasının en önemli risklerden olduğuna da değinen Benliler, “Ticaret savaşının nasıl gelişeceği ve olası sonuçlarının ne olacağının öngörülememesi yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada yatırımların ötelenmesi sonucunu doğuruyor. Meydana gelen bu gelişmelerin üstüne ülkemizde yaşanan; finansmana erişimde yaşanan sıkıntıları, yüksek finansman maliyetini, sanayi arazisi fiyatları kaynaklı yüksek ilk yatırım maliyetini, kur hareketliliğini ve ani mevzuat değişikliklerini eklediğinizde ise sanayicinin önünü görmesi de strateji belirlemesi de yatırım kararı alması da zorlaşıyor. Bu sebeple sektörümüz 2025 yılında mevcut üretim seviyesini korursa dahi bunun önemli bir kazanım olacağını söyleyebiliriz” dedi.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Benliler’in sektörün 2025 yılına ilişkin değerlendirme ve öngörüleri bunlar... Sektöre  ilgi duyan ve yakından izleyen kişi olarak da “Küresel çevre politikaları ve artan tüketici bilinci, plastik sektörünü sürdürülebilir üretim yöntemlerine yönlendirmektedir. 2025’te; geri dönüşüm teknolojilerine, atık yönetimi sistemlerine ve çevre dostu üretim süreçlerine yönelik yatırımların artması beklenmektedir.
Bu durum, sektörün hem çevresel etkilerini azaltacak hem de yeni iş modelleri geliştirmesine zemin hazırlayacaktır. Yerli ve yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisiyle birlikte, yeni tesislerin kurulması ve mevcut üretim kapasitesinin artırılması öngörülmektedir. Ar-Ge ve inovasyona yapılacak yatırımlar, yenilikçi ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine olanak sağlayarak sektörün uzun vadeli büyümesine katkıda bulunacaktır” görüşümü bilgilerinize sunmak istiyorum.