Sosyal mecrada kişinin kendi künyesi yazarken işini, unvanını veya konusunu yabancı bir dille anlatmanın gereği yoktur. İnsan dilinden utanmaz, utanmamalıdır. Her Türk’ün temel görevlerinden biri de anadilini dünya dili haline getirme sorumluluğudur. Yabancı dil bilmek önemlidir ama Türkçe konuşmalı insan kendi ülkesinde kendi insanına. Bu bir vatandaşlık görevidir ve özgür bir ulus olmanın da ön koşuludur.

Sosyal medya günümüzün bir gerçeği ve çoğumuz öyle ya da böyle kullanıyoruz. Oradan fazla bilgi devşirmesek de yine de kırıntılar bizlere tatlı ve hatta narkozlu bir saat geçirtiyor. Zaman zaman trol hesaplar yanlış yönlendirme yapsa da uyanık olmak gerekiyor. Bu da bizim şansımıza…
Asıl benim merakımı çelen bu mecralardaki kişilerin kendi künyelerine yazdıkları isim ve dil. Özellikle LinkedIn’de hesabı olanların çoğu. Kişi Türk ama mesleği, yaptığı iş, konusu ve tanıtım yazıları İngilizce. Türkiye’de yaşayıp da ana dilini bile tam anlamıyla bilmiyor ve konuşamıyorken yabancı dilde kendi insanına yabancı bir kültürün dili ile yazıp konuşmanın anlamı nedir? İnsanın işi gereği uluslararası bir iş yapıyorsa anlaşılabilir ama kendi ülkenin insanına farklı bir dilden seslenmek, işte bu bir çelişkidir ve üzerinde düşünmeye değer.
Dil bilimcileri dili, iletişim ve düşünme aracı olarak betimler. Ana dile hâkimiyet iletişim kurma ve düşünce geliştirmede değerlidir. Çift dilli olanlar hariç-ki onlar da bir dile daha hakimiyet geliştirir- her dilin hakkını vererek konuşmak, yazmak; gelişmişlik göstergesidir. İnsan yabancı dili konuşur yazabilir; birden fazla dil bilmek çok değerlidir ama önemli olan o dilin hakkını vererek konuşmaktır. Kendi ülkende kendi insanına farklı bir dilden seslenmek yanlıştır. Konuşurken veya yazarken yabancı sözcükler kullanmak bir tür cehalet göstergesidir, üstünlük değil. Kendi dilini yok saymak veya değer vermemek sadece insanın değerini düşürür ve ayıplanır.
Anadil yani ülkenin dilidir ve bir ulusu ve kültürünü sembolize eder. Kişi nereden gelirse gelsin, hangi soya veya alt kimliklere sahip olursa olsun anadil olarak ülkenin dili, anadil kabul edilir. Dil bilimcileri bu konuda uzlaşı içindedir. Ülkenin dili, anadildir. Her dil değerlidir ve bir kültürü yansıtır ve yaşatılmalıdır ama anadil deyince kişinin içinde doğup büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği, sevgi, kızgınlık ve diğer duygularını anlamlandırdığı dil ana dilidir. Aynı anayurt, anakara, anayasa vs. gibi. Kişi kendi yerel dilini kullanabilir bunda sakınca yoktur aksine zenginliktir ama anadil deyince içinde yaşanılan bir ülkenin dili gelir. Diyelim siz yabancı bir ülkede yaşıyorsunuz ama çocuğunuz o ülkenin vatandaşı ise her ne kadar kendi yerel dilinizi konuşursanız konuşun, içinde yaşadığınız kültürün dili baskın dil olacak ve anadil olarak çocuğunuzun geleceğini şekillendirecektir.
Konumuza dönersek, sosyal mecrada kişinin kendi künyesi yazarken işini, unvanını veya konusunu yabancı bir dille anlatmanın gereği yoktur. İnsan dilinden utanmaz, utanmamalıdır. Her Türk’ün temel görevlerinden biri de anadilini dünya dili haline getirme sorumluluğudur. Bu durum başka dil bilmeye ve konuşmaya engel değildir. Dil ise okuyarak, düşünerek ve araştırma yaparak geliştirilir. Doğru kaynaklardan ve edebi eserlerle beslenmek dile hâkimiyette önemlidir. Unutulmamalıdır ki, ulusların dili vardır. Ulus değilse bir topluluk sadece kalabalıktan ibarettir. Aralarında kültür, duygu paylaşımı olanlar bir ulustur. Bu bağ koparsa yabancılaşır insan hem kendine hem hayata hem de değerlerine…
Yabancı dil bilmek önemlidir ama Türkçe konuşmalı insan kendi ülkesinde kendi insanına. Bu bir vatandaşlık görevidir ve özgür bir ulus olmanın da ön koşuludur.