27. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde, dünyada bir ilk; Robot Ada Vakıf üyesi oldu 27. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde, dünyada bir ilk; Robot Ada Vakıf üyesi oldu

2030’a kadar dünyada satılan her 2 araçtan 1’inin elektrikli olacağı öngörülüyor ancak elektrifikasyon ve dijitalde bu büyük büyük dönüşümün gerçekleşebilmesi için elektrikli araç şarj altyapısına trilyon dolarlık yatırım gerekiyor.
Otomotiv endüstrisi ve teknolojileri, paradigmasını değiştiriyor. Endüstri devrimlerinin öncü sektörü otomotiv endüstrisi, yüksek teknoloji çağına geçişte başrolde. Uzmanlar, otomotiv endüstrisindeki en önemli trendin; dünya çapında elektrikli araçlara geçiş olduğunu söylüyor. Dünyada elektrikli araç satışlarının bu yıl, büyük oranda Çin’in liderliğiyle, 17 milyona ulaşması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Rho Motion’un raporlarına göre bu satışların önemli bir kısmı Çin pazarından gelecek. Elektrikli araçların dünya otomotiv pazarındaki yükselişi, temiz enerjiye geçişin hız kazanmasıyla ivmeleniyor. IEA’nın verilerine göre; 2024’ün ilk yarısında dünya genelinde satılan 7 milyon elektrikli aracın %80’i Çin’de kaydedildi. Çin, 2024 sonuna kadar 10 milyon satışla dünyadaki elektrikli araç pazarının %62’sine sahip olmayı sürdürecek. Avrupa’da satışların yatay bir seyir izlemesi beklenirken, ABD ve Kanada’da ise daha yavaş fakat istikrarlı bir artış söz konusu.
2030’a kadar dünyada satılan her 2 araçtan 1’i elektrikli olacak: 2030’a kadar dünyada satılan her 2 araçtan 1’inin elektrikli olacağı öngörülüyor. Ancak bu büyük dönüşümün gerçekleşebilmesi için elektrikli araç şarj altyapısına trilyon dolarlık yatırım gerekiyor. Rho Motion’un öngörülerine göre, 2024’te 16.8 milyon olarak tahmin edilen satış rakamının 2025’te 20.5 milyona ulaşması ve Çin’in bu satışların %62’sini oluşturması bekleniyor. Rho Motion Otomotiv Araştırma Lideri William Roberts, Çin’de elektrikli araç talebi hızla artarken; Avrupalı markaların Çin pazarında rekabet etmekte zorlandığına dikkat çekiyor. Roberts, Avrupa Birliği’nde (AB) 2025’te yürürlüğe girecek Euro 7 emisyon standartlarının elektrikli araç talebini artıracağını, ancak 2024 için talebin ertelenmiş olabileceğini, Avrupa’da elektrikli araç satışlarının 2025’te toparlanarak %20 büyümesi öngörüldüğünü paylaştı. Roberts, ABD’de ise yeni elektrikli araç modellerinin piyasaya sürülmesiyle satışların artmasını beklediklerini kaydetti. Roberts, elektrikli araçların yaygınlaşmasında iki temel faktörün; tüketicilerin ekonomik erişilebilirlik ve altyapı sorunlarının öne çıktığını belirtti. Elektrikli araçların daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi için hükümetlerin şarj altyapısına yatırım yapması kritik önem taşıdığını aktaran Roberts, Avrupa’da Norveç gibi ülkelerde elektrikli araçların pazar payının %90’lara ulaştığını, ancak model çeşitliliğinin düşük olması nedeniyle tüketicilerin yeni araç alımında beklemeyi tercih ettiğini vurguluyor.
Uzmanlar dünyada son 5 yılda elektrikli araç pazarındaki büyümede listenin başında Çin’in ve Avrupa’nın yer aldığını söylüyor. Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı doğrultusunda; 2050 yılına kadar Avrupa dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı ve Avrupa’ya ihracat yapan pek çok ülke 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Dünyada en çok karbon emisyonunu fosil yakıtlı araçların ürettiği düşünüldüğünde elektrikli araçlara geçiş bu hedefleri yakalamada kritik rol oynuyor. İhracatının yarısını Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapan Türkiye’nin de 2053 net sıfır emisyon hedefi düşünüldüğünde ihracat şampiyonu otomotiv endüstrisi ve teknolojilerindeki değişim kaçınılmaz. Türkiye ‘Otomotiv Endüstrisi ve Teknolojileri’, global otomotiv sektöründeki paradigma değişimini yakalayabilirse dünya otomotiv sektörünün lideri olabilme potansiyeline sahip. Ancak bu süreçte, uzmanlar, fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçişte, pil verimliliği ve elektrikli araç şarj altyapısının geliştirilmesinin önemine de işaret ediyor.

Sektöre Trump etkisi
Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesiyle, 2025’ten itibaren uygulamaya başlayacağı şahin politikaların otomotiv sektörüne, özellikle de Avrupa pazarına da etkileri olacak. Trump, komşu Kuzey Amerika ülkeleri; Meksika ve Kanada dahil, BRIC ülkeleri, Avrupa ve Uzak Doğu başta olmak üzere tüm yabancı ülkelerden gelecek ürünlere gümrük tarifelerini yükselteceğini açıkladı. Bu uygulamaların Meksika’ya yatırım yaparak orada üretip ABD’ye araç gönderen Alman markalarını ve Stellantis’i etkileyeceği konuşuluyor. Avrupa pazarında yaşanan daralmanın, Atlantik’in diğer tarafında yaşanan olumsuz gelişmelerin, 2025’te hem Avrupa, hem de Türkiye otomotiv endüstrisini derinden etkileyeceği belirtiliyor. Yıllardır dış ticaret açığı veren ABD, artık dünya ticaretine karşı kalkanlarını kuşatıyor. Bu da ABD pazarına girmek isteyen Çinli otomobil üreticilerinin, bir dönem daha beklemek zorunda kalabilecekleri demek. Çin otomotiv endüstrisi son 10 yılda, dünyanın gelişmekte olan Afrika, Latin Amerika, Okyanusya, Orta Doğu gibi tüm pazarlarına girdi ve buralarda pazar payı, bilinirlik ve imaj anlamında önemli kazanımlar elde etti. Etkin olamadıkları veya stratejik olarak sona sakladıkları tek bölge ise; gelişmiş ülkeler yani Avrupa ve ABD. Çin endüstrisi, bugün ticari araç ve binek otomobil üreticileriyle; Batılı ülkelere de girmek istiyor.
Uzmanlar, Çinli üreticilerin kendi aralarında giriştikleri fiyat rekabetinin de kıran kırana olduğunu aktarıyor. Çin üreticileri kendi sınırları içinde ve denizaşırı pazarlarda yeni yatırımlar yapacaklarını açıklıyor. Bu ticaret savaşları ve fiyat rekabeti, ilk etapta tüketiciye olumlu yansıyor gibi görünse de uzmanlar bunun sürdürülebilir olmadığına dikkat çekiyor. Volkswagen, Nissan gibi markaların zor durumda olduğu konuşulurken; Hozon, Nio, Xpeng ve benzeri markaların bir anda yok olup gitmeleri de söz konusu. Uzmanlar Türkiye’ye yeni markaların geleceğini, 2025’in Türkiye’de otomotiv için hareketli bir yıl olacağını öngörüyor.

Otomotiv endüstrisinde yeni nesil teknolojilerin yükselişi
‘Otomotiv Endüstrisi ve Teknolojileri’nde, otonom araçlardan çevre dostu materyallere, gelişmiş batarya sistemlerinden yapay zeka destekli sürüş deneyimlerine kadar birçok alanda ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Tam Otonom Araçlar, Gelişmiş Elektrikli Araç Bataryaları ve Hızlı Şarj Teknolojisi, Araç-İletişim (V2X) Teknolojisi, 5G Bağlantısı ve IoT (Nesnelerin İnterneti) Entegrasyonu, Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS), Yapay Zeka (AI) Destekli Sürüş ve Akıllı Asistanlar, Sıfır Emisyonlu ve Sürdürülebilir Malzemeler, Yüksek Kapasiteli Güneş Paneli Entegrasyonu, Akıllı İç Mekân ve Kişiselleştirilmiş Deneyim Teknolojileri gibi yeni nesil teknolojiler yaşamımıza girdi. İçinde bulunduğumuz  yüzyılda uçan otonom otomobiller de artık hayal değil. ‘Otomotiv Endüstrisi ve Teknolojileri’ özellikle son yıllarda elektrifikasyon ve dijitalleşme alanında büyük bir rekabeti de beraberinde getiriyor. Dünya otomotiv devleri de bu yeni yarışta da önemli bir oyuncu olmak için ciddi atılımlar yapıyor. Bu yarışta ipi erken göğüsleyen Çin endüstrisi kendi içerisinde de büyük bir rekabete girişmiş durumda. Elektrifikasyon ve dijitalleşme dönüşümünü hızla gerçekleştirebilirse Türkiye güçlü otomotiv endüstrisi ve teknolojileri ile dünya otomotiv liderleri arasında yerini alma potansiyeline sahip.

Otomotiv Endüstrisi ve Teknolojileri’nde yeni trendler
Tam Otonom Araçlar
Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlar
3D Baskı ile Araç Üretimi
Yüzer Kabin Tasarımı (Floating Cabins)
Elektrikli Ticari Araçlar ve Otonom Kargo Sistemleri
Dijital Kokpit ve Artırılmış Gerçeklik (AR)
Akıllı İç Mekân ve Kişiselleştirilmiş Deneyim
3 Boyutlu Holografik Ekranlar
Araç İçi Sağlık ve Refah Sistemleri
Yapay Zeka Destekli Trafik Yönetim Sistemleri
Kar-Buz Yönetim Sistemleri
Yüksek Kapasiteli Güneş Paneli Entegrasyonu
Kablosuz Şarj Teknolojisi
Termal Yönetim Sistemleri
Katı Hal Bataryaları (Solid-State Batteries)
Gelişmiş Elektrikli Araç Bataryaları ve Hızlı Şarj Teknolojisi
Araç Paylaşımı ve Mobilite Hizmetleri
Araç-İletişim (V2X-Vehicle-to-Everything) Teknolojisi
5G Bağlantısı ve IoT Entegrasyonu
Yapay Zeka Destekli Sürüş ve Akıllı Asistanlar
Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS)
Oyunlaştırılmış Sürüş Deneyimi
Gelişmiş Otonom Park Sistemleri
Blockchain ile Tedarik Zinciri ve Veri Güvenliği
Karbon-Nötr Üretim Süreçleri
Sıfır Emisyonlu ve Sürdürülebilir Malzemeler
Yenilikçi Geri Dönüşüm Teknolojileri
Kendi Kendini Onaran Malzemeler
Nano Teknoloji ile Boya ve Kaplama
eVTOL (Electric Vertical Takeoff and Landing-Elektrikli Dikey Kalkış ve İniş Araçları-Uçan Otonom Araçlar)
Kentsel Hava Mobilitesi (Urban Air Mobility-UAM)
Pil ve Enerji Yönetimi Teknolojileri
Otonom Navigasyon Sistemleri
Hava Trafik Yönetimi (ATM-Air Traffic Management)
Sürdürülebilir Havacılık Malzemeleri
Çoklu Araç Entegrasyonu
Pilotlu ve Pilotsuz Kullanım Seçenekleri
Şarj ve İniş Alanları (Vertiportlar)
Havadan Kargo Taşımacılığı
Hız ve Menzil İnovasyonları
Çok Rotorlu ve Kanatlı Tasarımlar

2024’te üretim %7 azaldı, ihracat paralel seviyede gerçekleşti
Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 üyesiyle sektörün çatı kuruluşu Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2024’ün 12 aylık (Ocak-Aralık) dönemine ilişkin, üretim, ihracat ve pazar verilerini açıkladı. 2024’te toplam otomotiv üretimi bir önceki yıla göre %7 azalarak 1 milyon 365 bin 296 adet, otomobil üretimi ise %5 azalarak 904 bin 513 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 410 bin 934 adede yükseldi.
2024’te bir önceki yıla göre; ticari araç grubunda üretim %11, ağır ticari araç grubunda %25 ve hafif ticari araç grubunda ise %9 geriledi. Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı %70; araç grubu bazında kapasite kullanım oranlarıysa; hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) %71, kamyon grubunda %71, otobüs-midibüs grubunda %52 ve traktörde %61 seviyesinde gerçekleşti. 2023’e göre ticari araç pazarı %4, ağır ticari araç pazarı %8, hafif ticari araç pazarı ise %3 geriledi. 2024’te bir önceki yılla paralel seyretti.
Otomotiv ihracatı 2024’ü 37.2 milyar dolarla kapattı: Geçen yıl otomotiv ihracatı, 2023’le paralel seyretti ve 1 milyon 13 bin 34 adet, otomobil ihracatı ise 654 bin 115 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil ihracatı bir önceki yıla göre %1 gerilerken ticari araç ihracatı aynı dönemde %1 artış gösterdi. Traktör ihracatı ise 2023’e göre %23 azalarak 12 bin 988 adet oldu.
OSD’nin raporunda yer alan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre; 2024’ü %17 ile sektörel ihracat sıralamasında ilk sırada tamamlayan toplam otomotiv sanayi ihracatı %6 artarak 37.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre; 2024’te toplam otomotiv ihracatı, Euro bazında ihracat % 2 arttı ve 33.7 milyar euro oldu, dolar bazında ana sanayi ihracatı %1 artarken tedarik sanayi ihracatı da %5 arttı.
Otomobil pazarı %1 artarak 980 bin 341 adede ulaştı: OSD verilerine göre; 2024’ün 12 aylık döneminde toplam pazar, geçen yıla paralel seyretti ve 1 milyon 285 bin 632 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı geçen yılın aynı dönemine göre %1 artış gösterdi ve 980 bin 341 adede ulaştı. Ticari araç pazarına bakıldığında ise 2024’te bir önceki yıla kıyasla toplam ticari araç pazarı %4, ağır ticari araç pazarı %8, hafif ticari araç pazarı ise %3 azaldı. 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde otomobil satışlarındaki yerli payı %30, hafif ticari araç satışlarındaki yerli araç payı ise %27 gerçekleşti.

“2025’te pazarın 1 milyon adedin altına düşmeyeceğini öngörüyoruz”
“Mobilite bir ihtiyaç”:
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) İstanbul’da 15. kez düzenlediği ODMD Satış ve İletişim Ödülleri, 2024 Gladyatörleri, 21 dalda verildi. ODMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, 2024’te nasıl bir pazar seyri olacağı üzerine farklı tahminler bulunsa da yılı beklentilerin üzerinde bir pazar hacmiyle tamamladıklarını söyledi: “Hızlı başlayan ilk çeyreğin ardından Nisan’da bir düşüş yaşadık ve hemen arkasından GSR II regülasyonları değişimi oldu. Gerçekleştirilen kampanyalarla birlikte pazar seyri hız kazandı. ÖTV matrahlarında 2 yıldır bir değişiklik yapılmaması ve kredilere getirilen kısıtlamalara rağmen yılı yeni rekor satış adedi seviyesiyle tamamladık. Tüm bunlar bizi mobilitenin bir ihtiyaç olduğu noktasına götürüyor. 1 milyon 238 bin 509 adetlik toplam pazar hacmiyle birlikte geçen yıla göre %0.5 bir artış elde edilmiş oldu. Bu adetlere ağır vasıta araç satışlarının henüz açıklanmayan bilgilerini de eklediğimizde, yaklaşık 1 milyon 285 bin adetlik hacme ulaşıldığını görüyoruz.”
“Global rekabette Çin faktörü de önemli bir etken”: 2025 yılı beklentilerine de değinen Ali Haydar Bozkurt, “Aslında sektör olarak 100 yıllık bir değişimin içerisinden geçiyoruz ve bizler bu değişimin canlı şahitleriyiz. Bu değişimi yaşıyoruz ve yönetmeye çalışıyoruz. Yeni teknolojilere sahip otomobiller geliştiriliyor. Müşteri davranışları değişiyor; buna ek olarak, global rekabette Çin faktörü de önemli bir etken olarak öne çıkıyor” dedi.
“Otomotiv sektörü olarak değişime hazır olmalıyız”: Eski satış yöntemlerinin değiştiği ve hatta sadece üyelik sistemiyle mobilite çözümlerinin kullanılacağı bir kavramın dahi konuşulduğunu aktaran Bozkurt, geleneksel markaların bu değişimi yönetebilmek ve rekabetçi kalmak adına acil önlemleri devreye almaya başladıklarını anlattı: “Batarya, çip ve dönüşüm yatırımları yapıyorlar. Dijital dönüşüme öncelik veriliyor. 2030 yılına kadar Avrupa’da bataryalı elektrikli araç satışlarının %39’a, yeni enerji araçlarının ise %63’e ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla hiç kimse bu değişime seyirci kalmıyor. Bizler de ülkemizin ekonomik açıdan en stratejik sektörlerinden biri olan otomotiv sektörü olarak bu değişime hazır olmalıyız. Üreticilerimiz, distribütörlerimiz, yan sanayimiz, bayilerimiz, kiralama platformları ve kullanılmış araç işi yapan platformlar dahil herkesin bu değişime ayak uydurması gerekiyor. En önemli meselelerimizden birisi de yetişmiş insan kaynağını zenginleştirmek olacak.”
“Modern bir vergi sistemi devreye alınmalı, araç parkı gençleşmeli”: Bu değişimden geri kalmamak adına modern bir vergi sisteminin devreye alınmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Bozkurt, “Türkiye’nin artık yeni teknolojileri tanımlayan, vatandaşlarımızın mobiliteye ulaşımını kolaylaştıran ve çevreye duyarlı yeni bir vergi sistemine ihtiyacı var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Türkiye’nin büyük bir otomotiv sektörü potansiyeli var ve mobilite herkes için bir ihtiyaç. 2025’te olağanüstü bir olumsuz gelişme olmazsa pazarın 1 milyon adedin altına düşmeyeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte şu anda ülkemizin çok yaşlı bir araç parkı var ve bunun gençleşmesi çok büyük önem taşıyor. Bu araç parkının gençleşmesi, yeni araç satışından ziyade trafik güvenliği, çevre ve ekonomik katkı açısından büyük önem taşıyor” açıklamasını yaptı.

ODMD Satış ve İletişim Ödülleri, 2024 Gladyatörleri
Satış Ödülleri
En Hızlı Büyüyen Hafif Ticari Araç Markası:
KG MOBILITY-SSANGYONG
En Hızlı Büyüyen Otomobil Markası: KG MOBILITY-SSANGYONG
En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Modeli: Ford Transit
En Çok Satılan Otomobil Modeli: Fiat Egea
En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Markası: Ford
En Çok Satılan Otomobil Markası: Renault
En Çok Satılan Otomobil ve Hafif Ticari Araç Markası: Fiat

İletişim Ödülleri
Yılın Dergi Uygulaması:
Hyundai-IONIQ 5-18 dakika / Dergi Entegrasyon Projesi.
Yılın Radyo Uygulaması: BYD-Ambiyans Aydınlatma
Yılın Outdoor Uygulaması: Renault-Haydarpaşa Tren Garı 3D Mapping Gösterisi
Yılın Dijital Deneyim Uygulaması: Volvo-Cars App
Yılın Gazete Uygulaması: Ford-Bronco Sport ile Evin Yolunu Unut
Yılın PR/Etkinlik Uygulaması: Cupra-City Garage İstanbul Açılış Etkinliği
Yılın TV Uygulaması: Volkswagen-ID. Ailesi-Elektriğin yeniden doğuşu
Yılın Sosyal Medya Uygulaması: Fiat-Topolino X Vialand Macerası
Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi: Mercedes-Benz-Geleceğe İlham Veren Kadınlar: She’s Mentoring Programı
Yılın Sponsorluk Uygulaması: Toyota-DasDas Sponsorluğu
Yılın Sürdürülebilirlik Projesi: KIA-The Ocean Cleanup & BIFED
Yılın Entegre İletişim Kampanyası: Lexus-LBX-Her Gün Sıra Dışı
Yılın Jüri Özel Ödülü: BMW-Yuvam Dünya I Sea Climate Change
Yılın Basın Lansmanı: Renault-Rafale Basın Lansmanı

ODMD Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı Ocak-Aralık 2024 Raporu’ndaki verilerine göre elektrikli otomobil pazarı motor gücü hakkında bilgiler şöyle:
Elektrikli otomobil pazarı elektrik motor gücüne göre;
• 160 kW altındaki elektrikli otomobil satışları %63.4 artarak %8.7 pay,
• 160 kW üstü elektrikli otomobil satışları %0.1 artarak %2 pay aldı.

Otomotiv, 37 milyar dolar ihracatla 2024’te de lider sektör

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre Türkiye ihracatının lideri otomotiv endüstrisinin 2024 ihracatı bir önceki yıla göre %6.3 artışla 37 milyar 212 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini koruyan sektör, böylece 2022 dışında 2006’dan bu yana aralıksız ihracat liderliğini sürdürmeyi başardı. Otomotiv, Aralık’ta da %10 artışla 3.5 milyar dolar (3 milyar 487 milyon dolar) ihracat yaparak bugüne kadar aylık bazdaki en yüksek ikinci ihracat rakamına ulaştı. Geçen yılın son ayında da ülke ihracatında ilk sıradaki yerini koruyan otomotivin aldığı pay da %17.3 gerçekleşti.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Küresel ekonomi açısından oldukça zorlu geçen ve global pazarda talep daralması ile karşı karşıya kaldığımız bir yılı geride bıraktık. Buna rağmen otomotiv sektörü olarak geçen yıl tüm aylarda ve nihayetinde yılın tamamında liderliğimizi korumayı başardık. Geçen yılın son ayında da binek otomobiller ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda %19’ar ihracat artışları kaydettik” dedi.
Tedarik endüstrisi ihracatı 2024’te %5 arttı: OİB verilerine göre; sektörde %40’lık payla en büyük ürün grubu olan tedarik endüstrisi ihracatı 2024 yılı tamamında bir önceki yıla kıyasla %5 artışla 14 milyar 879 milyon dolar oldu. Tedarik endüstrisi, Aralık’ta %2 artışla 1 milyar 133 milyon dolar ihracat yaptı. Geçen ay tedarik endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke Almanya olurken; bu ülkeye yönelik ihracat %1 azaldı. Önemli pazarlardan Fransa’ya 8, Romanya’ya %26, ABD’ye %37, Fas’a %29 ihracat artışı, Birleşik Krallık’a %10, İtalya’ya %14, Rusya’ya %52 ihracat düşüşü oldu. Aralık’ta, binek otomobiller ürün grubu %19 artışla 1 milyar 307 milyon dolar ihracat yaptı ve otomotiv ihracatında en büyük ürün grubunu oluşturdu, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı %19 artışla 601 milyon dolar, otobüs-minibüs-midibüs ihracatı %11 düşüşle 257 milyon dolar, çekiciler ihracatı %28 azalışla 101 milyon dolar oldu.
Almanya geçen yılın en büyük pazarı oldu: OİB verilerine göre; geçen yıl otomotivin en büyük pazarı olan Almanya’ya 4 milyar 856 milyon dolar ihracat yapıldı. İkinci büyük pazar olan Birleşik Krallık’a %25, İtalya’ya %9.5, Slovenya’ya %33, ABD’ye % 19, Romanya’ya %33.5 ihracat artışı, Rusya’ya %16, İsveç’e de %21 ihracat düşüşü yaşandı. Aralık’ta Fransa, bir önceki yılın aynı dönemine göre %26 artış ve 513 milyon dolar ihracatla en büyük pazar oldu. Yılı lider tamamlayan Almanya’ya ise Aralık’ta %14 artışla 432 milyon dolar ihracat yapıldı. İtalya’ya ihracat da %2 artışla 338 milyon dolar olurken; Slovenya'ya %106, Belçika’ya %31, ABD’ye %54, Romanya’ya %20, Fas’a %34 ihracat artışı, Rusya’ya %54, Portekiz’e %21 ihracat düşüşü yaşandı.
AB ülkelerine 2024 ihracatı 25.3 milyar dolar: OİB verilerine göre; sektörde %68.2'lik payla en büyük ülke grubu olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de 2024’te 25.3 milyar dolar ihracat yapıldı. Geçen yıl diğer Avrupa ülkelerine %25, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi’ne %17, Okyanusya ülkelerine %55 ihracat artışı yaşanırken Orta Doğu ülkelerine yapılan ihracat %19, Bağımsız Devletler Topluluğu’na da %11 azaldı. Aralık 2024’te otomotiv ihracatından %71.8 pay alan AB ülkelerine %18 artışla 2 milyar 469 milyon dolar ihracat yapıldı. Geçen ay diğer Avrupa ülkeleri %11.8 payla ülke grupları arasında 2. sırada yer alırken; ihracat artışı %3 oldu. Aralık’ta Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi’ne %23 ihracat artışı, Bağımsız Devletler Topluluğu’na ise %25, Afrika ülkelerine %30 ve Orta Doğu ülkelerine %47 ihracat düşüşü yaşandı.

Türk otomotiv sektörü “milyar dolarlık” pazar sayısını artırdı
İhracatta 2024’te 37 milyar dolara ulaşarak rekor kıran Türk otomotiv sektörünün 1 milyar dolar ve üzerinde satış yaptığı ülke sayısı 9’dan 10’a yükseldi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2023’ü 35 milyar 4 milyon 230 bin dolarlık dış satımla kapatan otomotiv endüstrisi, geçen yıl ihracatını %6 artırarak 37 milyar 211 milyon 661 bin dolara yükseltti. Cumhuriyet tarihinin en yüksek otomotiv ihracatı rekorunu kıran, geçen yılı ülke ihracatının lideri olarak tamamlayan otomotiv sektörünün dış satımdaki payı %16.5 oldu.
10 ülkeye 1 milyar doların üzerinde ihracat: AB üyesi 8 ülkeyle Birleşik Krallık ve ABD, geçen yıl 1 milyar doların üzerinde otomotiv dış satımı yapılan pazarlar oldu. Sektörün ana pazarı Almanya, ilk sıradaki yerini korudu. 2024'te Almanya’ya yapılan otomotiv ihracatı bir önceki yılla aynı seviyede seyrederek 4 milyar 856 milyon 459 bin dolar düzeyinde gerçekleştirildi. Almanya’yı Fransa takip etti. 2023’te 4 milyar 307 milyon 187 bin dolarlık ihracat yapılan Fransa’ya geçen yıl 4 milyar 330 milyon 292 bin dolarlık ürün satıldı. Birleşik Krallık’a %25’lik artış yaşandı. Birleşik Krallık’a 2023’te 3 milyar 289 milyon 218 bin dolar olan ihracat geçen yıl 4 milyar 101 milyon 335 bin dolara ulaştı. İtalya %9.5’lik artış ve 3 milyar 435 milyon 956 bin dolarla en çok ihracat yapılan 4., İspanya %3’lük yükseliş ve 2 milyar 505 milyon 250 bin dolarla 5., Polonya ise %4’lük artış ve 1 milyar 832 milyon 269 bin dolarla 6. ülke oldu.
Slovenya’ya %33’lük artış: En çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında 7. sırada yer alan Slovenya'ya geçen yılki ihracatta, 2023’e kıyasla %33’lük artış yaşandı. 2023’te 1 milyar 354 milyon 799 bin dolarlık ihracat yapılan Slovenya’ya geçen yıl 1 milyar 799 milyon 190 bin dolarlık satış gerçekleştirildi. Belçika %6 artış ve 1 milyar 400 milyon 934 bin dolarla 8., ABD %19 yükseliş ve 1 milyar 209 milyon 430 bin dolarla 9. ve Romanya %33.5 artış ve 1 milyar 159 milyon 565 bin dolarla 10. sırada yer aldı.

“Türkiye, dünya araç üretiminde 12’den 11. sıraya yükseldi”
TAYSAD (Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, “Türkiye otomotiv tedarik sanayisi yarattığı değer ve 60 yılı aşkın tecrübesiyle hiç şüphesiz, Türkiye ekonomisinin önemli itici güçleri arasında yer alıyor. Özellikle Avrupalı araç üreticileriyle çalışma tecrübemiz, esnek üretim kabiliyetimiz, iyi eğitimli ve girişimci insan gücümüz, uluslararası kalite sistemlerine ve teknik mevzuatlara uyumumuz, güçlü yabancı ortaklarımızla tam entegrasyonumuz, Ar-Ge tasarım çalışmalarımız ve ihracat deneyimlerimiz sanayimizin avantajlı ve güçlü olduğu konulardır” diyor.
“2024 otomotiv tedarik sanayisi için önemli fırsatlar sundu”: TAYSAD olarak, 2024’te önemli başarılara imza attıklarını belirten Saydan, “Bu yıl aramıza katılan 33 firmayla üye sayımız 538’e ulaştı ve otomotiv tedarik sanayisinin %85-90’ını temsil eden bir noktaya geldik, çatı ve referans kuruluş olma hedefimizi pekiştirdik. 2024 yılı Türkiye otomotiv tedarik sanayisi açısından zorlu ancak önemli fırsatlar sunan bir yıl oldu. Yıl genelinde toplam araç üretimi 1 milyon 450 bin adetle, bir önceki yılın rekor seviyesi olan 1 milyon 570 bin adet üretimin gerisinde kaldı” açıklamasını yapıyor.
“Türkiye dünya araç üretiminde 12. sıradan 11. sıraya yükselmesi önemli bir başarı”: İhracat cephesinde otomotiv sektörünün toplamda 37 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde ederek birim fiyatlardaki artışla birlikte olumlu bir performans sergilese de ihraç edilen araç adedinin 1 milyon seviyesinden 800 binlere düştüğünü kaydeden Saydam, Avrupa Birliği’nin (AB) regülasyon değişiklikleri ve ana sanayilerden yeni platform ve projeler alamamamız nedeniyle 2025 yılı ihracatımızda %10’luk bir küçülme olacağını öngördüklerini paylaşıyor: “Yerli üretimin iç pazardaki payı %30 seviyesine kadar düşerken, ithal araçların oranı %70’e ulaştı. Özellikle hafif ticari araçlar segmentinde ithalat oranının %75’i bulması, yerli üretimin pazar payının daraldığını açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’nin dünya genelinde araç üretiminde 12. sıradan 11. sıraya yükselmesi, önemli bir başarı olarak değerlendirilse de bu konumun korunması ve geliştirilmesi için daha büyük hedeflere yönelinmesi gerektiği net bir şekilde görülüyor.”
“Ar-Ge yatırımları artırılmalı, firmaların dijitalleşme süreçleri desteklenmeli”: Albert Saydam, Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin 2024’te birkaç temel sorunla karşılaştığını ifade ediyor: “İlk olarak, AB’nin yeni regülasyonlarının sektörde ek maliyetler oluşturması, ihracat açısından rekabet gücünü olumsuz etkiledi. Ana sanayinin yeni platform siparişleri alamaması, kapasite kullanım oranlarını düşürdü ve tedarik zincirinde küçülmelere neden oldu. İç pazarda ithal araçların oranının %70’e ulaşması, yerli üretim için ciddi bir tehdit oluşturdu. Çözüm olarak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknoloji yatırımlarını artırmak ve katma değerli üretime yönelmek gerekiyor. Ayrıca yerli üretimin iç pazardaki payını artırmak için devlet destekli teşvik programları ve ithalatı dengeleyici düzenlemeler hayata geçirilmeli. Küresel regülasyonlara uyum sağlamak adına Ar-Ge yatırımları artırılmalı ve firmaların dijitalleşme süreçleri desteklenmelidir.”
“Dünyada ilk 10 araç üreticisi olabilmek için yıllık üretim kapasitesi 2 milyon 400 bin adede çıkarılmalı”: 2025’te dünya genelinde üretimin %1 artması beklenirken, Türkiye’de üretimin 1 milyon 400 bin adede gerilemesinin öngörüldüğünü paylaşan Saydam, uzun vadede, Türkiye’nin dünya genelindeki en büyük ilk 10 araç üreticisi arasına girebilmesi için yıllık üretim kapasitesinin 2 milyon 400 bin adede çıkarılması gerektiğini anlatıyor: “Bu hedefe ulaşmak için yerli üretim oranını %70 seviyesine çıkarmak, Ar-Ge çalışmalarını artırmak ve katma değerli üretime geçiş yapmak kritik öneme sahiptir. İhracatta ise hem miktar hem de gelir açısından büyüme hedeflenmeli, özellikle tedarik sanayisinde uluslararası iş birlikleri geliştirilmeli ve yeni teknolojilerle uyumlu yatırımlara öncelik verilmelidir.”
“Elektrikli, akıllı ve otonom araçlar, sektörde paradigmayı tamamen değiştirecek”: Albert Saydam, “Elektrikli, akıllı ve otonom araçlar, otomotiv sektöründe paradigmayı tamamen değiştirecek bir dönemin başlangıcıdır. Türkiye otomotiv tedarik sanayisi bu dönüşümü yakalamak için öncelikle elektrikli araçlar için batarya üretimi, otonom sistemlere uygun sensör ve yazılım geliştirme gibi yeni teknoloji alanlarına yatırım yapmalıdır. Çinli BYD’nin Türkiye’de yatırım kararı alması, ülkemiz için bu dönüşümü yakalamak adına büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu yatırımla birlikte, yerli firmaların hem BYD ile hem de BYD’ye üretim yapan diğer tedarikçilerle iş birliği yapmaları, teknolojik bilgi birikimini artıracak ve sektörün geleceğe adaptasyonunu hızlandıracaktır. Ayrıca, yeni teknolojilere uyum sağlayamayan firmalar rekabet dışı kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir” diye konuşuyor.
Türkiye otomotiv endüstrisinde yeni teknolojiler ve trendler: Albert Saydam, Türkiye otomotiv endüstrisinde, elektrikli araçlar, otonom sürüş teknolojileri, hafif malzemeler kullanılarak yakıt verimliliğini artırma ve karbon salınımını azaltma odaklı inovasyonların öne çıktığını paylaşıyor: “Bunun yanında, üretim süreçlerinin dijitalleşmesi, yapay zekâ destekli üretim planlaması, akıllı fabrikalar ve büyük veri analitiği gibi Endüstri 4.0 uygulamaları hız kazanmaktadır. Özellikle AB’nin yeşil dönüşüm politikalarına uyum sağlamak için karbon ayak izi hesaplama ve azaltma konuları da sektörün gündemindedir. Türkiye’nin bu trendleri takip ederek uluslararası rekabet gücünü artırması, hem ihracat pazarlarını genişletmesi hem de iç pazarda liderlik kazanması için hayati öneme sahiptir.”

“Çinli markaların yatırımları 2025’te bize ek güvence sağlayacak”
İlk çeyrekte satışlarda artış bekleniyor:
Otomotiv satış sonrası pazarı, temkinli başladığı 2024’ü aynı paralelde tamamladı. 2024’ün son çeyreğinde satış ve ihracatı artan sektör, istihdamını da korudu. Sektör 2025’in ilk çeyreğinde 2024’ün ilk çeyreğine kıyasla yurt içi satışlarda dolar bazında %1.48 artış bekliyor. Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği’nin (OSS) 2024 Yıl Sonu Sektörel Değerlendirme Anketi’ne göre; 2024’ün son çeyreğinde, 2023’ün aynı dönemine göre yurt içi satışlar dolar bazında ortalama %3.69 artış gösterdi. Üretici üyelerin %22.2’si önümüzdeki üç ayda yatırım planlarken, 2024’ün son çeyreğinde de gözlemlenen problemlerin başında ilk üç çeyrekte olduğu gibi ‘maliyetlerdeki aşırı artış’ yer aldı. 2023’te %14’le önemli problemler arasında yer almayan ‘iş ve ciro kaybı’, 2024’te %41 seviyesine ulaşarak öne çıktı. ‘Kargo maliyeti’ ile ‘teslimat problemleri’ en büyük 4. sıkıntı. OSS üyeleri, 2024’e kıyasla, 2025’te dolar bazında yurt içi satışlarında ortalama %9.67 artış bekliyor.
OSS Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özçete, otomotiv satış sonrası sektörü olarak 2025 için 2024’te yakalanan satış rakamlarını ve üstünü hedeflediklerini söyledi: “Buna rağmen önümüzdeki 5 yıl içerisinde geçmiş dönemlerde yakalamış olduğumuz hızlı büyümeleri öngörmüyoruz. 2025 yılı satış rakamlarını etkileyecek en belirleyici faktörlerin başında ise faiz indirimleri konusu yer alıyor. 2025 yılı itibarıyla faizlerin geriye gitmesi yurt içi piyasada arz-talep dengesini yeniden canlandıracaktır. İhracat kapsamında ise Afrika ülkeleri başta olmak üzere açılacak yeni pazarlarla birlikte sektörde büyümenin sağlanması önemli hedefler arasında yer alıyor. Sektörümüzü 2025 yılında en çok ilgilendiren konulardan biri de özellikle Çinli yatırımcıların Türkiye’ye yapacağı üretime dayalı yatırımları olacak. Bu durum hem istihdama doğrudan katkı sağlayacak aynı zamanda yine durağan geçmesini beklediğimiz 2025 yılı için bize ek bir güvence sağlayacaktır. Bu durum hem istihdama doğrudan katkı sağlayacak aynı zamanda yine durağan geçmesini beklediğimiz 2025 için bize ek bir güvence sağlayacaktır.”
Ali Özçete, 2024’ün otomotiv satış sonrası sektörü için çok fazla iniş ve çıkışların olmadığı hafif, durağan seyreden bir yıl olduğunu belirterek, bunun temel nedenlerini; elektrikli araç sürecindeki dönüşüm sancıları ve global ölçekte devam eden ekonomik kriz olarak sıraladı. Özçete, satış rakamlarının geriye gitmesinde krediye erişim zorluklarının yaşanması, nakit akışı dengesizliklerinin artması, enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışlar, özellikle dağıtıcı olarak hizmet veren firmalardaki talebin geriye çekilmesi ve kullanıcılar özelinde araç bakım periyodlarının ileri tarihlere ötelenmesinin sektör üzerindeki baskıları önemli ölçüde artırdığını ifade etti: “Otomotiv satış sonrası sektörü olarak 2025 yılı için 2024’te yakaladığımız satış rakamlarını ve üstünü hedeflesek de önümüzdeki 5 yılda geçmiş dönemlerde yakaladığımız hızlı büyümeleri öngörmüyoruz. 2025 satış rakamlarını etkileyecek en belirleyici faktörlerin başında ise ‘faiz indirimleri’ yer alıyor. 2025 itibarıyla faizlerin geriye gitmesi yurt içi piyasada arz-talep dengesini yeniden canlandıracaktır. İhracat kapsamında Afrika ülkeleri başta olmak üzere açılacak yeni pazarlarla birlikte sektörde büyümenin sağlanması önemli hedefler arasında yer alıyor.”
Sektöre pozitif katkı: Orijinal yedek parça fiyatlarının ciddi derecede yükselmesinin kullanıcıları aftermarket pazarına yönlendirerek otomotiv satış sonrası sektörünü ciddi anlamda hareketlendirdiğini de aktaran Özçete, yıl içerisinde bu durumun sektöre oldukça pozitif yönde katkı sağladığını kaydetti: “Ülke olarak küresel ölçekte otomotiv ve otomotiv satış sonrası sektörlerine en çok katkı sağlayan ülkelerden biriyiz. 2025 içinde yeni trendlerin en yakın takipçisi ve öğreticisi olarak aftermarket pazarına yön vermek en büyük hedeflerimiz arasında. Güçlü ve organize şekilde hareket eden üretici ve dağıtıcı firmalarımızdan aldığımız bu güçle birlikte yeni yıla dair umudumuz ve inancımız her zaman yüksek.”
Üretici istihdamda yükseliş sürdü: OSS 2024 Yıl Sonu Sektörel Değerlendirme Anketi’ne katılan OSS üyelerinin %42.6’sı 2023’e göre istihdamını artırdı. Üyelerin %36.1’i söz konusu dönemde istihdamını korudu. %21.3’ü, 2023’e kıyasla istihdamının azaldığını belirtti. Dağıtıcı üyelerin istihdamları üretici üyelere göre daha fazla artış kaydetti.
%26.2’si gelecek 3 ayda yatırım planlıyor: Ankete göre önümüzdeki 3 ayda yeni yatırım yapmayı düşünen üyelerin oranı %26.2 ile bir önceki döneme paralel seyretti. Bir önceki ankette üretici üyelerin %30.8’i yatırım planlarken; yeni ankette bu oran %22.2’ye geriledi. Dağıtıcı üyelerde ise bu oran %25.6’dan %29.4’e çıktı.