karbon ayak izinin azaltılmasını, işlemlerde şeffaflık, verimlilik ve maliyet tasarrufunu sağlıyor. Finans sektörü, teknoloji ve sürdürülebilirlik ile Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşmasında stratejik bir rol oynamaya devam ediyor.
Küresel ekonomideki belirsizlikler, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi alanında devreye aldığı yeni uygulamalar, iklim krizi, bölgesel savaşlar ve çatışmalar, dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye’nin de para politikalarını ve finans sektörünü derinden etkiliyor. Uzmanlar iklim değişikliğinin krize dönüştüğü ve acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarılarına devam ediyor. Gezegenin, dünya ekonomisinin ve özelinde Türkiye ekonomisinin geleceği sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın gerçekleştirilmesine bağlı. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın gerçekleştirilmesinde ise üretimde, ticarette, ihracatta ve ithalatta; dolayısıyla ekonominin her alanında finans sektörünün desteği kritik önemde. Biz de bu nedenle KobiEfor’un Kapak Dosyası’nda “Finans Sektöründe Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” konusunu ele aldık.
Dünya ve Türkiye’de yeşil ve dijital dönüşüm finans sektörünü de dönüştürüyor
Avrupa Birliği (AB), Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte 2050’de dünyanın ilk net sıfır emisyon (karbon nötr) kıtası olma hedefine ulaşmak için çalışmalarına devam ediyor ve bu çerçevede 194 ülke ve AB’nin imzaladığı Paris İklim Anlaşması ile dünyanın büyük çoğunluğu yeşil ve dijital dönüşüm için çaba gösteriyor. ABD Başkanı Trump ise seçimleri kazanmasının hemen ertesinde ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekileceğini duyurdu. Atmosfere en fazla sera gazı salan ülke olan ABD, anlaşmadan çekilen tek ülke oldu. Uzmanlar, bu gelişmeyle dünyanın ve özelinde Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümünün yavaşlayacağı ve iklim krizinin derinleşeceğini, bunun da finans sektörünü etkilemeye devam edeceğini öngörüyor.
Türkiye finans sektörü, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm: Uzmanlar, Türkiye finans sektörünü oluşturan bankalar, faktoring şirketleri, leasing (finansal kiralama) şirketleri, finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri, tasarruf finansman şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için dijital teknolojilere yatırımını hızlandırdığını, bu dönüşümün, çevresel etkileri azaltmanın yanı sıra sosyal ve yönetişim boyutlarında da önemli kazanımlar sağladığını anlatıyor. Uzmanlar sürdürülebilirlik yolculuğunda bankaların dijital sürdürülebilirlik stratejileri geliştirdiğine, özellikle mobil bankacılık ve dijital müşteri hizmetlerinin, kağıt kullanımını azalttığına, Türkiye’de karbon ayak izini azaltmak isteyen finans kuruluşlarının blokzincir tabanlı yeşil tahvil platformları kurduğuna, böylece yatırımların çevresel etkisinin anlık olarak izlenebildiğine, yeşil tahvil ve sürdürülebilir bono ihraçlarının arttığına, Yapay Zekâ (AI) ve Büyük Veri (Big Data) kullanımıyla kredi risk değerlendirmelerinin daha çevreci ve adil bir yapıya kavuştuğuna, sürdürülebilir finansman projelerinin artış gösterdiğine dikkat çekiyor.
Yeni nesil teknolojiler ve sürdürülebilirlik: Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların, karbon ayak izini azaltmak için ISO 14001 ve ISO 50001 sertifikalarını hızla edindiğini, dijital teknolojiler sayesinde Türkiye finans sektörünün, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha hızlı ilerlediğini belirten uzmanlar, yeşil kredi hacminin arttığını, bankaların, karbon salımını azaltan projelere düşük faizli kredi sunarak şirketleri çevreci çözümler geliştirmeye teşvik ettiğini söylüyor. Finans sektöründeki teknolojik inovasyonlar süreci hızlandırıyor. Yapay zekâ tabanlı risk analiz sistemleri, yeşil projelerin finansal fizibilitesini anlık değerlendirebiliyor. Blokzincir teknolojisi, fonların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını takip edebilen akıllı sözleşmeler geliştirilmesini sağlıyor. Türkiye’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (SKDM) uyum süreci de finans sektörünün yeşil dönüşümünü hızlandırıyor. Şirketler, karbon vergileri nedeniyle maliyet artışını önlemek için bankalardan çevreci proje finansmanı talep ediyor.
Regülasyonlar ve dijitalleşme: Türkiye’de finans sektörünün sürdürülebilirlik yolculuğunda regülasyonlar ve dijitalleşme oldukça önemli bir rol oynuyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), finansal kuruluşların sürdürülebilirlik raporlamasını zorunlu kıldı. 2024’te BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne kayıtlı şirket sayısı 100’e ulaştı. Dijitalleşmeyle birlikte, bankalar yapay zekâ destekli sürdürülebilirlik raporları hazırlayarak şeffaflık sağlıyor, FAST ve QR kod tabanlı ödeme sistemleri, kağıt ve enerji kullanımını azaltıyor. Bu sistemler, işlem hızını artırıyor ve karbon ayak izini de düşürüyor. Finansal teknolojilerde (Fintek) sürdürülebilirlik, dijital cüzdanlar ve temassız ödeme çözümleriyle de destekleniyor. Özellikle genç nüfusun büyük çoğunluğunun çevredostu mobil ödeme sistemlerini tercih etmesi, fiziki para kullanımını azaltıyor. Türkiye’nin Dijital Lira çalışmaları da sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşıma işaret ediyor. Dijital para, nakit paraya kıyasla karbon ayak izini azaltıyor.
Çevre dostu teknolojiler, maliyetleri düşürüyor: Yapay Zekâ (AI) ve Nesnelerin İnterneti (IoT), Türkiye finans sektöründe sürdürülebilirlik çözümlerinin temel taşlarından biri. Özellikle yapay zeka destekli kredi analiz sistemleri risk yönetimini daha çevreci hale getirirken; IoT sensörleri enerji tüketimini gerçek zamanlı izliyor. Yapay zeka destekli dolandırıcılık tespit sistemleri dijital işlemlerde güvenliği artırıyor, enerji kullanımını optimize ediyor. Müşteri hizmetlerinde chatbot ve sesli yanıt sistemleri, çağrı merkezlerinde enerji tasarrufu sağlıyor. Bu teknolojiler, hem operasyonel maliyetleri düşürüyor, hem de çevredostu bir iletişim altyapısı sunuyor.
Çevre dostu ekonomik model oluşturma hedefi: Türkiye’nin AB Yeşil Mutabakatı ve SKDM gibi düzenlemelere uyum sürecinde finans sektörünün teknoloji ile sürdürülebilirliği entegrasyonu çevresel fayda oluşturuyor ve finansal kuruluşların itibarını artırıyor. Türkiye finans sektörü, yeşil finansman ve teknolojiyi bir arada kullanarak çevre dostu bir ekonomik model oluşturmayı hedefliyor; bu da çevresel fayda sağlamasının yanı sıra finansal istikrarı güçlendiriyor, ülkenin sürdürülebilir büyüme ve kalkınmasına stratejik bir katkı sağlıyor.
Sanayide yeşil dönüşümün finans sektörüne etkisi
KPMG’nin ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm’ Raporu’nda; gerek AB Yeşil Mutabakatı ve ilgili mevzuatların Türkiye’deki dış ticaret üzerindeki etkisinin, gerek yatırım ve finansmanda sürdürülebilirlik kriterlerinin finansman kaynakları için önemli hale gelmiş olmasının çevresel etki kavramını ve karbonsuzlaşma faaliyetlerini öncelikli gündem maddesi haline getirdiği belirtiliyor. Rapor’da, Paris Anlaşması’nın 2021’de Meclis tarafından kabulü ve daha sonra 2022’de gerçekleşen İklim Zirvesi COP27’de ülkemizin azaltım taahhüdünün açıklamasını takiben Türkiye’de Sanayide Yeşil Dönüşüm’ün büyük bir ivme kazandığı, bu kapsamda kurumların Sürdürülebilir Yönetim Sistemlerini oluşturmaları ve sera gazı salımını azaltma, özetle karbonsuzlaşmanın öne çıktığı ifade ediliyor.
Sürdürülebilir ve Yeşil Finansman farkı: Yeşil Dönüşüm’ü ‘Karbonsuzlaşma Stratejisi’, ‘Sürdürülebilirlik Yönetim Sistemi’, ‘Sürdürülebilirlik Dereceleri ve Endeksleri’, ‘Sürdürülebilir ve Yeşil Finansman’, ‘Sürdürülebilir Tedarik Zinciri’ ve ‘Yeşil Dönüşüm İçin Dijital Çözümler’ başlıklarıyla özetleyen Rapor’da “Sürdürülebilir ve Yeşil Finansman” şöyle tanımlanıyor: “Sürdürülebilir finans, yatırımcılara finansman sağlanırken ESG (çevresel, sosyal ve yönetişimsel) konularının göz önünde bulundurulduğu finansman çeşididir. Yeşil finansman ise iklim değişikliği başta olmak üzere çevre ile ilgili sorunların çözümüne yönelik faaliyetlerin finansmanıdır. Doğa dostu, çevreye faydalı veya daha az zararlı ürünlerin kullanılması ve projelerin uygulanması için finans kuruluşları tarafından uygun fırsatlar sunularak bu ürün ve projeler finanse edilmektedir.”
Sürdürülebilir Finans ve Yeşil Finansman arasındaki ilişki: Rapor’da ‘sürdürülebilir finans’ ve ‘yeşil finans’ arasında kapsam farkı bulunduğuna dikkat çekiliyor ve şu bilgi veriliyor: “Yeşil finans ile genel anlamda sadece çevresel riskler dikkate alınırken; sürdürülebilir finans kapsamında ESG kriterleri de değerlendirmeye katılmaktadır.”
Türkiye’de sürdürülebilir finans: Rapor’da; ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm’ kapsamında şirketler için kullanılmak üzere uluslararası mutabakatlarla 3 milyar 158 milyon dolar tutarında fon sağlandığı, 20 Nisan 2023’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Kararı ile dijital dönüşümle beraber, yeşil dönüşüm, düşük karbonlu ve döngüsel ekonomiye geçişe yönelik yapılacak yatırımlara Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamında finansal teşvik sağlanacağı aktarılıyor. Rapor’da, Türkiye’de sürdürülebilir finans alanında bankacılık sektöründe farkındalığın giderek arttığı, çok sayıda banka tarafından bu alanda uygulamalar geliştirildiği ve kapasite oluşturulduğu anlatılıyor ve şu bilgiler veriliyor: “Sektör payı %62’yi bulan 15 banka tarafından proje ve müşteri özelinde risk değerlendirmesi yapmak üzere çevresel ve sosyal risk değerlendirme sistemi oluşturulmuştur. Özellikle büyük ölçekli bankalar başta olmak üzere bazı bankalarca skorlama, ısı haritası, stres testi, senaryo analizi gibi portföy düzeyinde analizler yapılmakta ya da bu yönde kapasite oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yeşil finansman alanında, Türk bankacılık sektörü özellikle iklim değişikliğiyle mücadelede kritik öneme sahip yenilenebilir enerji konusunda hatırı sayılır ölçüde finansman sağlamaktadır. 2021 Eylül itibarıyla yenilenebilir enerjiye sağlanan toplam nakdi finansman bakiyesi 200 milyar TL’ye ulaşmıştır. Söz konusu tutar Türk bankacılık sektörünün toplam kredilerinin %4.9’una ve toplam aktiflerin %2.8’ine tekabül etmektedir.
Sanayide yeşil dönüşümün, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için hayati bir öneme sahip olduğunun ve sürdürülebilir bir geleceğin oluşturulmasına katkıda bulunduğunun vurgulandığı Rapor’da, yeşil dönüşümün, atık azaltma, yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği, su kaynaklarının korunması gibi hedefleri desteklediği aktarılıyor.
32.7 trilyon liralık hacme ulaşan Türkiye bankacılık sektörü 2025’te %30 büyüyecek
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, ABD’deki gelişmeleri ve Türkiye’ye etkilerini değerlendirmesinde; ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika, Kanada ve Çin’e yönelik ek gümrük vergisi getirdiğini belirtti: “Artık globalizmin dışında ABD’nin bundan sonra daha çok Amerikan merkezli kararlar alacağını, daha korumacı olacağını, daha ben merkezli davranacağını biliyoruz. Bunu net görmek lazım. Amerika'nın ekonomisi dünya ekonomisinin %26’sını oluşturuyor. Dünya ekonomisi ortalama 102 trilyon dolar, ABD ekonomisi 27 trilyon dolar civarında bir rakam. Bunlar ister istemez dünyadaki bütün ekonomileri etkileyen ve etkileyecek kavramlar.” Çakar, bundan sonra özellikle Fed’in (ABD Merkez Bankası) faiz kararları öncesi ve sonrasında volatilitenin biraz daha artacağını, Amerikan tahvillerinin artmasıyla sermaye hareketlerinin biraz daha ABD yönlü olabileceğini ifade etti. Çakar, özellikle gelişmekte olan bir kısım ülkelerden paranın o tarafa doğru aktığını da aslında müşahede ettiklerini aktardı: “Biz daha korunaklı yapıdayız. Merkez Bankası’nın rezerv yapısı çok iyi. Cari açık azaldı. Bu anlamda biz daha korunaklı ve daha iyi noktadayız. Merkez Bankamızın bundan sonraki faiz kararlarını veya kararlarını şekillendirirken dezenflasyonist eğilimin ve veri setinin temel belirleyici olacağını düşünüyorum.”
“Bankacılık sektörü geçen yıl %39 büyüdü, 16 trilyon liralık kredi hacmine ulaştık”: Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün geçen yıl 2023’e göre %39 büyüyerek 32.7 trilyon liralık (926 milyar dolarlık) hacme ulaştığını belirterek, “Sektörün 2025 yılında %30 civarında büyümesini öngörüyoruz” dedi.
Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün kredi büyümesinin geçen yıl %38 olduğunu kaydetti: “16 trilyon liralık bir kredi hacmine ulaştık. Önümüzdeki süreç itibarıyla NPL konusunda bankacılık sektörünün çok pozitif gittiğini söyleyebilirim. Sermaye yeterlilik rasyosu olarak %18’ler civarında sektörün ortalaması var. Türk bankacılık sektörünün karlılığı 659 milyar liraya ulaştı. Bilançolarımızda TL’nin payı %60’a çıktı. KKM dahil edildiğinde %65 oluyor. Yabancı para cinsinden mevduatın payı %35’e düştü. Öz kaynak karlılığımız %27 olarak şekillendi. Aktif karlılığımız ise %2.4. Bazen bankacılık sektörünün karlılığı çok eleştiri konusu oluyor. ‘Ya çok kar elde ettiler’ vesaire ama sermaye yapısına bakıldığında İstanbul Sanayi Odası’ndaki (İSO) ilk 500 firmanın son 5 yıldaki öz kaynak karlılık ortalaması %37’dir. Ama Türk bankacılık sektörünün (son 5 yıldaki ortalama) öz kaynak karlılığı %22’dir. Dolayısıyla bu ekosistemin bir parçası olarak öz kaynak yapımızı koruyacak şekilde, enflasyonun da %44 olduğu bir ortamda geçen yıl %27, son 5 yıl ortalamasında da %22’lik bir öz kaynak karlılığıyla çalışıyoruz.”
Finansmana erişim: Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün 2025’te %30 civarında büyümesini, TL kredilerde %30, yabancı para kredilerde %10 civarında büyüyebileceğini öngördüklerini söyledi: “Yılın ikinci yarısı itibarıyla özellikle net faiz marjında biraz daha pozitif gelişmeler olacaktır. Net faiz marjı daha iyi olacaktır.” Çakar, kredi bütçesi ve fizibilitesi uygun herkesin bankasından krediye ulaşabildiğini kaydederek, “%38’lik büyüme ve bu selektif kredi marjları dikkate alındığında ‘finansmana erişilemiyor’ demek çok doğru olmayacaktır. Ama bu çerçevede ve kural seti içerisinde müşterimizi finanse etmeye devam edeceğiz. Tabii faiz oranlarının düşmesiyle finansman maliyetleri düşecek. Bu da firmalarımızın bilançolarına daha pozitif yansıyacaktır” diye konuştu.
“Türk bankacılık sektörünün net faiz marjı daha pozitife dönecek”: Bu yılın ikinci yarısı itibarıyla Türk bankacılık sektörünün net faiz marjının geçmiş yıllara göre daha pozitife döneceğini söyleyen Çakar, OVP’nin ana hedeflerine işaret ederek, enflasyon oranının gerilediğini, TL mevduatın arttığını, GSYH’ye göre bütçe açığının %9’dan %4.8’e gerilediğini anlattı: “Bu oran deprem etkisi izale edildiğinde, Maastricht Kriterleri’nin öngördüğü %3’lük bütçe disiplini oranının altına inebilecek duruma geliyoruz ki bu durum kamu harcamalarının rasyonalizasyonu ve bütçe disiplininin sağlandığını da gösterir. Halihazırda cari açık OVP’de öngörülen %2’lik oranın altına gerileyerek %1’in de altına düştü. Cari açık 10 milyar doların altında ki bu çok önemli. Sürdürülebilir cari açığı yakalama noktasında epey yol aldık. Merkez Bankası rezervleri swap dahil 71 milyar dolara yükseldi, swap hariç net rezervler 63 milyar dolar oldu, kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu bir yılda 2 derece birden artırdı, 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 250’lere kadar düştü, 2024 için beklenen %3’lük büyüme daha çok dış talep kaynaklı oldu. Dolayısıyla bütün bu parametreler dikkate alındığında OVP’nin aslında doğru işlediğini, doğru bir mecra içerisinde hareket ettiğini ve şimdiye kadar sonuç aldığımızı söyleyebilirim.”
Türk bankalarının sürdürülebilirlik karnesi
BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) Ağustos 2024’te yayımladığı Bankacılık Sektöründe Çevresel ve Sosyal Sürdürülebilirlik Raporu’nda; Türk bankacılık sektöründe 2023 yılı itibariyle aktif toplamı açısından sektör payı %52 olan 16 banka tarafından misyon ve vizyonları çerçevesinde çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğe doğrudan veya dolaylı şekilde atıf yapıldığının görüldüğü ifade ediliyor.
Rapor’da toplam sektör payı %94 olan 28 bankanın çeşitli adlar altında çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğe yönelik kamuoyuyla paylaşılmış yazılı bir strateji veya politika dokümanı bulunduğu, toplam sektör payı %58 olan 16 bankanın strateji ve politika dokümanlarında çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğe dair ulusal ve uluslararası taahhüt ve hedeflere açık bir şekilde atıfta bulunduğu görüldüğü, toplam sektör payı %67 olan toplam 15 bankanın çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik konularında belirlenmiş somut sayısal hedefleri bulunduğu kaydediliyor.
BDDK Raporu’nda; toplam sektör payı %53 seviyesinde bulunan 13 bankanın kapsam 1 ve kapsam 2 emisyonlarının azaltılması yönünde kamuoyuna yönelik somut taahhütleri bulunduğu, Kapsam 3 emisyonlarının azaltılması yönünde taahhüdü bulunan banka sayısının 8, bu bankaların sektör içindeki payınınsa %41 olduğu, bu bankalardan toplam sektör payı %30 olan 8 adedinin doğrudan ya da ana ortaklık banka üzerinden Net Sıfır Bankacılık Birliği (NZBA) üyesi olup toplam sektör payı %41 olan 10 bankanın Bilim Temelli Hedefler İnisiyatifi çerçevesinde taahhütte bulunduğu aktarılıyor.
BDDK Raporu’nda karbon emisyonunun temel kaynağını teşkil eden fosil yakıtlara yönelik faaliyetlerin (madencilik, taşıma, işleme ve enerji üretimi) finansmanının, emisyon azaltımı stratejilerinin odağında yer aldığı belirtiliyor ve şu bilgiler veriliyor: “Bu çerçevede, kömürle doğrudan bağlantılı faaliyetlerin finansmanını azaltmaya ya da sonlandırmaya yönelik açık taahhütte bulunan banka sayısı 11 ve bunların toplam sektör payı %42’dir. Diğer taraftan, kömür dışındaki fosil yakıtlar açısından yalnızca sektör payı %10 düzeyinde olan 1 özel sermayeli bankanın doğalgaza dayalı yeni termik santral projesi finanse etmeme taahhüdü verdiği görülmektedir. Hidroelektrik santrali (HES) finansmanı bankalar tarafından özellikli bir yatırım alanı olması dolayısıyla özel ve detaylı bir değerlendirmeye konu edilmektedir. Bu çerçevede, bazı bankalarca HES yatırımlarının temiz enerji üretimine imkân vermesi dolayısıyla öncelikli yatırım konularından birisi olduğu ifade edilirken pek çok banka tarafından ise çevre üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle proje bazında detaylı şekilde analiz edildiği vurgulanmaktadır. Sektör içerisindeki toplam payı yaklaşık %2 olan yalnızca 3 küçük ölçekli banka tarafından sadece belli havzalardaki HES projelerinin finanse edildiği ve HES projelerinin toplam enerji üretim finansmanı içindeki payına ilişkin risk toleransı ve iştah seviyeleri belirlendiği beyan edilmiştir.”
BDDK Raporu’na ayrıca sürdürülebilirliğin küresel düzeyde genel çerçevesini ortaya koymakta olan BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bağlantılı kredilerin toplam tutarını ve kredi portföyü içerisindeki payını hesapladığını beyan eden 9 banka bulunduğu ve bu bankaların toplam sektör payının %43 düzeyinde olduğu anlatılıyor.
Türkiye’de toplam 67 banka faaliyet gösteriyor
Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Çalışan ve Şube Sayıları (Aralık 2024) raporuna göre; 38 mevduat bankası, 20 kalkınma ve yatırım bankası, 9 katılım bankası olmak üzere toplam 67 banka, Türkiye bankacılık sisteminde faaliyet gösteriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kararı ile “Ziraat Dinamik A.Ş.” unvanlı (dijital) bankaya ve “Colendi Bank A.Ş.” unvanlı (dijital) mevduat bankasına faaliyet izni verildiği belirtilen raporda; 38 mevduat bankasından 4’ünün kamu sermayeli, 11’inin özel sermayeli, 1’inin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen banka, 22’sinin yabancı sermayeli banka olduğu ifade ediliyor. Rapora göre; Aralık 2024 itibariyle Türkiye’de mevduat, kalkınma ve yatırım bankalarında çalışan sayısı 187.911 kişi ve şube sayısı 9.329. Bankacılık sektöründe kadın çalışan oranı %51.2, erkek çalışan oranı %48.8. 32.7 trilyon liralık hacme ulaşan Türkiye bankacılık sektörü 2025’te %30 büyüyecek
Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi
2017’de UN Global Compact üyesi yedi banka, Global Compact Türkiye Sürdürülebilir Bankacılık ve Finans Çalışma Grubu tarafından hazırlanan Global Compact Türkiye Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ne imza attı ve 50 milyon ABD doları ve üzerindeki yatırımlardaki kredi süreçlerinde çevresel ve sosyal riskleri değerlendirme sürecine alacaklarını beyan etti. Bildirge, 2018’de güncellendi, bankalar yatırım tutarını 20 milyon ABD dolarına indirdi, 2019’da yapılan güncellemeyle bankalar çevresel ve sosyal etkisini değerlendirecekleri yatırım tutarı limitini 10 milyon ABD dolarına indirdi. En son güncellemelerle banka sayısı 8’e çıktı.
Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ne imza atan bankalar:
• Akban
• Garanti BBVA
• ING Türkiye
• Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası
• Şekerbank
• Türkiye İş Bankası
• TSKB
• Yapı Kredi Bankası.
Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ne imza atan bankalar:
• Akbank
• Garanti BBVA
• ING Türkiye
• Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası
• Şekerbank
• Türkiye İş Bankası
• TSKB
• Yapı Kredi Bankası.
Açık Bankacılık, Açık Bankacılık Servisleri, Açık Finans, Akıllı Sözleşmeler, Yapay Zeka Teknolojileri, Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (ML), Yapay Zeka Destekli Yatırım (Robo-Advisor), Yapay Zeka ile Tahminleme ve Risk Yönetimi, Yapay Zeka ile Kredi Skorlama ve Değerlendirme, İleri Düzey Veri Analitiği, Veri Mahremiyeti ve Kullanıcı Hakları, Dijital Kimlik Yönetimi, Biyometrik Kimlik Doğrulama, Biyometrik Dijital Ödemeler.
Yeşil Finans ve Sürdürülebilir Yatırımlar, Mobil Ödeme Uygulamaları, Mobil Bankacılık, POS (Point of Sale), Sabitlenmiş Dijital Para (Stablecoin), Sanal POS, Regtek (RegTech-Regülasyon Teknolojileri), Robo Danışmanlık, Chatbot, Servis Modeli Bankacılığı.
Kiosk Bankacılığı, Platform Bankacılığı, Sanal ve Dijital Bankalar, Otomatik Tasarruf ve Yatırım Sistemleri, Sanal Ödeme Kartları, Akıllı Kartlar, Kuantum Hesaplama, Süper Uygulamalar (Super Apps), Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) Teknolojileri, VR ve AR ile Finansal Eğitim.
Blokzincir (Blockchain), Hibrit Bankacılık Modeli, Hibrit Finansal Sistemler, Dijital Banka, Dijital Bankacılık, QR Kod (Quick Response Code), Karekod Ödeme Sistemleri, Dijital Cüzdan, Dijital Cüzdanlarda QR Kod ile Ödeme, QR Kodla Kimlik Doğrulama, QR Kod ile Borsa ve Kripto Takibi, QR Kod ile Hızlı İletişim ve Müşteri Destek Hizmetleri, Temassız QR Kod Ödeme Sistemleri.
Dijital Varlıklar (Digital Assets), Dijital Varlık Sigortası, DLT (Distributed Ledger Technology) Dağıtık Defter Teknolojisi, EFT (Elektronik Fon Transfer) Sistemi, EFT-POS, Elektronik Bankacılık Hizmetleri, Elektronik İmza, Elektronik Para, FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi), Fayda/Hizmet Tokenları (Utiliy Tokens), Şimdi Al Sonra Öde (BNPL-Buy Now Pay Later), Temassız Ödeme Teknolojileri, Tokenizasyon (Jetonlaştırma).
Fintek (Finansal Teknolojiler), Fintek Ekosistemi, Gömülü Finans, Gömülü Ödeme Sistemleri, Dağıtık Defter Teknolojisi, Merkeziyetsiz Finans (DEFI-Decentralized Finance) DeFi Protokollerinin Yükselişi, NFC (Near Field Communication-Yakın Alan İletişimi), NFT (Non-Fungible Token-Nitelikli Fikri Tapu), İnternet Bankacılığı, Sosyal Etki Yatırımcıları v e ESG Yatırım Stratejileri, Hesap Yöneticiliği ve Kişisel Finans Asistanları.
Büyük Veri (Big Data) ve Veri Görselleştirme, Karma Ekonomi ve Dijital Para Birimleri, (Merkez Bankası Dijital Parası, (MBDP), Mikro Yatırım ve Tasarruf Uygulamaları, API (Application Programming Interface-Uygulama Programlama Arayüzü), ATM (Automatic Teller Machine-Otomatik Para Çekme Makinesi).
Blockchain Tabanlı Kredi Puanlama, CAPTCHA (İnsan ve Bilgisayar Amaçlı Tam Otomatik Genel Turing Testi), Çift Faktörlü Doğrulama, Desteklenmeyen Kripto Varlığı (Unbacked Crypto Asset), İYS (Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi), İz Kaydı, KEC (Kart Erişim Cihazı), Kimliksizleştirme, Kişiden Kişiye Finansman.
Kitle Fonlaması, Sosyal Yatırım ve Kitle Fonlaması (Crowdfunding), Kripto Varlık, Kripto Sigortacılık, Sosyal Ticaret ve Kripto Yatırım Platformları, MRZ (Machine Readable Zone), Nesnelerin İnterneti (IoT-Internet of Things), Otomatik Kredi Değerlendirme Sistemleri, Ödeme Kaydedici Cihaz, Ödeme Emri Başlatma Hizmeti, Ödeme Kuruluşu, Ödeme Sistemi, Ön Ödemeli Araç, PISP (Payment Initiation Service Provider-Ödeme Başlatma Servis Sağlayıcısı).
Ses ile Yönlendirme Sistemi, Sesli Yanıt Sistemi, Regülasyonların Dijitalleşmesi, Siber Güvenlik Teknolojileri, Siber Risk Yönetimi, Siber Güvenlik ve Blockchain Tabanlı Güvenlik Protokolleri, Sızma (Penetrasyon) Testi, SMS OTP (One Time Password-Tek Kullanımlık Parola), SWIFT (Society for Worldwide İnterbank Financial Telecommunication), Sosyal Medya Finans, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Şifreleme Açık Anahtarı, Şifreleme Anahtarı, Uçtan Uca Güvenli İletişim, Uzaktan İletişim Aracı, Uzaktan Kimlik Tespiti, Uygulama Programlama Arayüzü, Uzaktan Müşteri Edinimi, Üçüncü Taraf Sağlayıcı, Varlık Muhafızı, Yama, Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz, Zaman Damgası.
Finansal Teknolojiler (Fintek) nedir?
Finansal hizmetleri yenilikçi, tamamlayıcı ve hızlandırıcı iş modelleri ile sayısal teknolojiler kullanarak sunan kuruluş veya ürün.
FİNANS TEKNOLOJİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Türkiye finans sektörünü oluşturan bankalar, faktoring şirketleri, leasing (finansal kiralama) şirketleri, finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri, tasarruf finansman şirketlerinin teknoloji ve sürdürülebilirlik entegrasyonu; yeşil tahvil, sürdürülebilir bono ve düşük faizli çevreci krediler, yeşil projelere verilen desteklerle, yapay zekâ, blokzincir ve IoT (Nesnelerin İnterneti) gibi yeni nesil teknolojilerle;
Yorumlar