KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi
2016-03-31 23:59:24

Rekabetin Şiddeti ve Basketbol İlişkisi

Haluk Ünaldı

31 Mart 2016, 23:59

Şirket yöneticilerimizin hemen hemen tamamının, artan rekabet ortamından giderek daha fazla rahatsız olduğuna eminim. Gerçekten, arz-talep dengesinin acımasız bir şekilde talep lehine dönmesi, diğer bir ifade ile arzın bütün sektörlerde talebin üzerine çıkması ve talebin aynı hızla büyümemesi ile rakiplerin müşteri bulmakta giderek daha fazla zorlanmaya başladığı ve rekabetin de giderek arttığı açık bir gerçektir.
VİKİPEDİ’deki tanımı ile “Rekabet”; ‘üstünlük sağlama amacı ile rakiplere karşı yürütülen yarışma etkinliklerinin bütünü’ olup, Arapça ragabat kökünden türemiştir. Arapça anlamı, ‘denetim, kontrol, gözetmek, dikkat etmek, gözünü ayırmamak’ olan rekabet, küreselleşmenin de artması ile birlikte daha yoğun bir şekilde yöneticilerimizi meşgul etmeye başlamıştır.
Şirketlerimizin kriz ortamında bile başarılı olması için yöneticilerinin rekabeti çok iyi anlamaları ve onu çok iyi yönetmeleri gerekmektedir. Bütün bu nedenlerle yöneticilerimizin rekabetin şiddetini ölçmek isteyeceklerine eminim. İçinde bulunulan sektörün rekabet ölçümünü bilmek ve ona göre yönetsel kararları alabilmek son derece önemlidir.
O halde, rekabetin şiddeti ölçülebilir mi? Evet, ölçülebilir. Rekabetin şiddetini ölçen farklı indeksler olsa da en yaygın kullanılanı ‘Herfindahl-Hirschman Yoğunlaşma İndeksi (HHI)’ olarak bilinir.
‘Herfindahl-Hirschman Yoğunlaşma İndeksi’ veya  kısaca HHI, bir sektördeki her firmanın piyasa paylarının karelerinin toplamına eşittir. Şirket birleşmelerine müsaade edip etmeyeceğine, ülkelerin rekabet kurullarının, sektörün HHI indeksine bakarak karar vermekte olduğu da bilinmektedir.
İçinde bulunduğunuz sektörün şiddetini ölçtükten sonra, sektörünüzün tam rekabet, ideal rekabet veya oligopol piyasası olup olmadığını anlamamız mümkündür. Herhangi bir sektörde HHI değerinin 1000’in altında olması, o sektörün ‘tam rekabet’ içinde olduğunu gösterir. HHI değerinin 1000 ila 1800 arasında olması, o sektörün ‘İdeal’ rekabet ortamında olduğunun göstergesidir. Genelde iki, üç veya dört şirketin hakimiyetinde şekillenen piyasaya oligopol piyasası denir ve bir piyasanın oligopol piyasası olduğu HHI değerinin 1800’ün üzerine çıkmasından anlaşabilir. Örneğin; ülkemizde GSM sektörü tipik bir oligopol iken tekstil sektörü tam rekabet ortamıdır.
Bunu öğrendikten sonra, yönetsel kararlarınızı vermek için yönetim kitaplarından içinde bulunduğunuz pazarların özelliklerini bir kere daha okumanız yeterli olacaktır. Örneğin; tam rekabet ortamında pazarı tahrip eden ‘aktörler’ olduğu halde, oligopol piyasalarda benzer aktörlere, genelde, rastlanmaz. ‘Pazarı tahrip etmek’, bir firmanın hayatta kalabilmek üzere kısa vadeli olarak üretim hattını doldurabilmek ve buna bağlı olarak sabit giderlerini biraz olsun karşılayabilmek üzere, bir süre zararına satış yapmasıdır. Sektörde bir kez zararına satışlar başladıktan sonra müşteri bu fiyatlara alışır ve fiyatların yükselmesine imkan vermez. Buna bağlı olarak, sektör karlılığı sıfıra, hatta eksiye düşer.
Rekabetin şiddetine bağlı olarak şirketlerin davranış biçimleri, basketboldaki savunma sistemlerinden esinlenmiştir. Oligopol piyasalarda ‘Adam adama markaj’ yani rakipleri yakından takip  -kısaca, rakip analizi- öne çıkarken tam rekabet ortamlarında ‘saha savunması’ yani detaylı pazar analizi anlayışı öne çıkar.
Unutmamalıdır ki bir şeyi sayılarla ifade edebiliyorsanız, o şey hakkında birşeyler biliyorsunuz demektir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.