Ancak; aşağıdakiler gerçekleşmedikçe ihracatımızın anlamlı bir şekilde artmayacağından emin olabilirsiniz:
- İlgili bütün kurum, kuruluş ve şirketlerimizin bu konuda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamak zorunda olduğumuzu fark edip, gerekli adımları atmadıkça,
- İlgili bütün kamu kurumları, STK’lar ve üniversiteler misyonlarını ‘cephede mücadele eden şirketlerimizdir, biz onlara ışık tutmak ve destek sağlamak için varız’ olarak netleştirmedikçe,
- Mesleki dernek ve birliklerinin ihracatı arttırma konusunda kilit rol oynadıklarını fark edip, performans göstergelerini üyelerinin ihracat artışına indekslemedikçe,
- Mesleki derneklerin yönetim kurullarına da ‘Yeni Ticaret Kanunu’nda’ şirketler için tanımlandığı gibi, ‘Yetkin’ ve bağımsız profesyonel yönetim kurulu üyeleri alınmadıkça,
- Kurumsal şirketlerdeki genel müdürlere benzer şekilde, mesleki dernek ve birliklerin genel sekreterliklerini yetkinliklerine göre seçip, güçlendirip, dernek hedeflerinden sorumlu tutmadıkça,
- İhracat ile ilgili bütün yöneticilerin ‘Küresel Pazar Analizi’, ‘Oyunlar Teorisi’, ‘Küresel Senaryo Analizi’ ve ‘Küresel Pazarlama’ konularında temel bilgilerini güçlendirmedikçe,
- Biz ülke olarak ‘500 Milyar USD’ ihracat hedefi belirlerken rakiplerimizin ‘Ellerinin armut toplamadıklarını!’ fark etmedikçe,
- Yabancı ülkelerdeki ticaret ataşelerimizi, ihracat sistemimizin ‘sinir uçları’ kabul edip, etkin olarak kullanamadıkça,
- Üniversitelerimiz ihracat dernek ve birliklerine etkin olarak ışık tutup, yol göstermedikçe,
- Sektörel seviyede yapılan 1-2 günlük çalıştay veya konferanslar düzenleyerek, ihracatı anlamlı bir şekilde arttıramayacağımızı görmedikçe,
- Sektörel olarak hazırlanan ‘sektör sorunları’ listelerinin üzerine hangi sektörün adı yazılırsa yazılsın, listenin büyük ölçüde doğru olduğunu ve bu listenin tek başına hiç bir işe yaramadığını fark etmedikçe,
- Birçok farklı kurum tarafından hazırlanan ‘Pazar analizi’ çalışmaları ‘Fark yaratacak’ öneriler getiremediğinden, bu çalışmaları inceleyerek ihracatını anlamlı bir şekilde arttırabilen şirket olmadığını fark etmedikçe,
- Dünyada giderek artan oranda etkili olan ‘Digital devrim’in gücünü fark edip, ‘Digital pazarlama’ esaslarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Küresel çatı organizasyonlarda etkin olarak görev alıp, küresel gelişmeleri yakından takip etmedikçe,
- Sektörel dernek merkezlerinde küresel hareketleri dinamik olarak takip edip, anında uygun stratejileri geliştirecek ‘Harekat Merkezleri’ kurmadan ve oralarda ‘Bilgi Sistemleri’ yaklaşımlarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Sektörel dernek ve STK’ların kurum kültürlerini ‘Topluluksal’dan, ‘Kar odaklı’ haline dönüştürmedikçe,
- Şirketlerimizde ‘Üretim odaklı’ olmak yerine ‘Pazar odaklı’ olmaya yönelik bir farkındalık ve faaliyet üretilmedikçe,
- Aynı sektörde olan şirketlerin ihracat kapsamında birbirlerini rakip olarak görmek yerine, birbirlerinin destekçisi olarak görmedikçe, ihracatımızın önemli bir artma göstermeyeceğinden emin olabilirsiniz.
Kısaca; ihracatımızı anlamlı bir şekilde arttırabilmemiz için ülke boyutunda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamamız gerekmektedir. Aksi takdirde ‘Orta Gelir Tuzağı’ için küresel bir örnek olmaya güzel bir adayız.