Hangi yıl biteceğini henüz bilmiyoruz ama seneler sonra 2020 yılını bütün dünyada corona salgınının başladığı ve gündemimizde hep birinci sırayı işgal ettiği yıl olarak hatırlayacağız.
Bu salgın ile mücadele kapsamında bütün dünyada ve Türkiye’de değişik seviyelerde birçok tedbir alınmakta ve toplumun bu tedbirlere uyması istenmektedir.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bütün kurumlar tarafından en önemli tedbirlerin maske, mesafe ve temizlik olduğunu söylenmekte ancak toplumumuzun bu tedbirlere yeteri kadar uymadığı görülmektedir. Bu davranış biçiminin kök nedenini oyunlar teorisi ve onun en popüler oyunu olan ‘Mahkumların Açmazı (Prisoner’s Dilemma)’ ile açıklayabiliz.
Bütün toplum için en iyi davranış biçimi hepimizin bu kurallara eksiksiz uymasıdır. En kötü davranış biçimi ise toplum üyelerinin hiç birisinin bu kurallara uymaması gibi görünse de her bir toplum üyesi için daha kötü bir durum vardır. Bu durum, bizim kurallara eksiksiz uymamız, mümkün olduğunca evden çıkmamamız ve sosyal hayata mecbur kalmadıkça dahil olmamamız iken, başkalarının bu kurallara dikkat etmeyerek, bizim bütün gayretimize rağmen salgının yayılmasına neden olmalarıdır. Bunu önlemenin bir yolu var mıdır? Evet.
Bu covid salgınını savuşturabilmemiz için toplumun bütün üyelerinin tedbirleri eksiksiz uyguladığı ile ilgili olarak birbirlerine yüzde yüz güvenmelidir. Başkalarının davranışları ile ilgili olarak bizde en ufak bir tereddüt oluştuğunda, kendimizi kötü hissetmemek için biz de aldığımız tedbirleri hafifletiriz.
Toplumda bu konuda birbirimizle ilgili olarak yüksek bir güven oluşturabilir miyiz? Korkarım, hayır. Çünkü dünyada toplum bireylerinin birbirlerine güvenini ölçen anketlerde biz toplum olarak ne yazık ki en düşük seviyelerde yer alıyoruz. Kısaca, biz birbirimize güvenmiyoruz ve yukarıda adı geçen oyuna göre en kötü duruma düşmemek için corona tedbirlerini ihmal ediyoruz. Bizim gibi toplumlara ‘Düşük Güven Toplumları (low trust societies)’ denmektedir.
Benzer problemle korkarım su konusunda da karşılaşacağız. Uzun dönemde küresel ısınma, kısa dönemde ise kurak bir kış geçirmemiz ve corona tedbirleri ile su kullanımımızın göreceli olarak artması nedeni ile yakında su sıkıntısı problemi ile de karşılaşma olasılığımız yüksektir. Burada da hepimiz için en iyi durum, bütün toplumun su tasarrufuna hassasiyetle dikkat etmesidir. Bizim için en kötü durum ise bizim su tasarrufuna aşırı dikkat etmemiz, başkalarının ise dikkat etmemesidir. Su tasarrufunda başarılı olabilmemiz için hepimizin tasarruf tedbirlerini dikkatle uyguladığından emin olmamız gerekir. Ancak, hatırlatırım ki, biz düşük güven toplumuyuz. Başkalarına yeteri kadar güvenmediğimizden, bizim için en kötü duruma düşmemek için biz de su tasarrufu tedbirlerimizi hafifletiriz.
Oyunlar teorisinin bu en popüler oyununu, arkadaşlar arasından, şirketlere, kurumlardan devletlere kadar bilgi paylaşımına da uygulamak mümkündür. Birbirimize yüzde yüz güvenmeden, birbirimizle bilgi paylaşmayız. Karşılıklı olarak yeteri kadar güvenmeden “biz birbirimize ‘kazan-kazan’ esasına göre davranıyoruz” demek koca bir aldatmacadır.
Unutulmamalıdır ki, birbirine güvenmeyen arkadaşlar, aile üyeleri, şirket personeli veya ülke halkları beraberce kaybetmeye mahkumdur. Bu genel prensip, corona tehditi için de geçerlidir ve birbirimizle belli bir seviyenin üzerinde güven oluşturamadığımız durumda biz de beraberce kaybetmeye ve corona salgınından en fazla zarar görmeye mahkumuz.
Corona Tedbirleri ve Oyunlar Teorisi
Paylaş