Page 62 - KobiEfor_Eylul_2014
P. 62
MAKALE
“Neler Gördük
Biz?” Marmara Grubu Vakf› Baflkan›
Dr. AKKAN SUVER
‘Evet Pafla do¤ru söylüyor. Çekti¤im dilimin belas›-
E ngin Köklüç›nar, eskilerin tabiriyle erbab-› ka- d›r. Ancak bu belay› yaln›z ben çekiyorum. Bakan Pafla-
lemdir. Gazetecidir. fiairdir. Güzel söz söyleme
lar›n Padiflah›m›za do¤ruyu söylememelerinin cezas›n›
sanat›n›n muhteflem temsilcisidir. Ama bütün
bunlar›n üzerinde benim elli befl y›ll›k arkada-
Kitaptan son al›nt›y› bir makaleden al›yorum. 1923 y›-
fl›md›r. Bizim Öcal Uluç’a göreyse; “Gazetelere, ise 36 milyon halk çekiyor.”
dergilere bak›yorum. TV ekranlar›na göz at›yorum. l›n›n Ocak ay›nda yazd›¤› bu makalesinde Falih R›fk› Atay
Böylesi bir yazar-çizer kaç tane var?” diye tasvir etti¤i diyor ki;
bu güzel insan, kitaplar›na yeni bir kitap daha ekledi. “Asya’n›n bu ucunda dört seneden beri yeni rüzgar-
“Neler Gördük Biz?” lar esiyor. Anadolu’nun durgun denizi, eski k›y›lar› ür-
Ak›c› bir Türkçe ile özdeyiflleri tarihteki yerlerinden perten, kayalar›n y›llanm›fl yosunlar›n› y›kayan, dev
söküp alarak günümüze tafl›yan ve renkli örneklerle bi- dalgalarla cofluyor.
ze sunan Engin Köklüç›nar, yer yer fliirle, yer yer anek- ‹htilâlin etsiz ve ya¤s›z, kemik gibi kat› ve sinir gibi
dotla, yer yer makaleyle dolu kitab›nda hâlâ anlat›lma- sert ve oynak paz›lar›, bir gün irticay› ertesi gün istila-
m›fl hasletlerden, hâlâ anlat›lmam›fl aflklardan, hâlâ y› bo¤up f›rt›nan›n enginlerine at›yor.
hissedilmemifl duygulardan, hâlâ fark edilmemifl renk- Asya’da herhangi tarafa baksak, bütün milyonlar› bu
lerden oluflan bir albüm sunmufl. iki düflmandan ya birinin, ya ötekinin pençesinde görü-
Dostu Osman Kaya, sevgilisinin saçlar›n›n güzelli¤ini rüz: Efgan ve Buhara ‹ran ve Turan, bütün Asya millet-
anlat›rken demifl ki; lerini irtica, pranga gibi elinden aya¤›ndan tutmufl, is-
“Do¤ufltan aç gözlerimi doyurdu, tila ise, k›l›ç gibi zaman zaman bafllar›n› kesiyor.
Varl›¤›n› Akdeniz’e duyurdu, Türkiye gibi ‹ran topra¤› da hürriyet için can verecek
Ege Denizi’nde trafik durdu, kahramanlar yetifltirdi. Hatta bu gençler iki sene evvel
‹zmir Körfezi’nden çek saçlar›n›” vatanlar›n› ‹ngiliz istilas›ndan kurtarmaya muvaffak
Arkadafl› Ahmet Nadir Caner ise içkiyle olan muhab- olur gibi oldular. Ne yaz›k ki ihtilal az sürdü. Ve yeflil
betini flöyle dile getirmifl; bafll› ahondlar, kölelikten henüz silkinen halka gene
“Dumanl› bak›fllarla, dünyay› kay›k gördü. kement vurmaktad›rlar. Bunu bu sabahki gazetelerde
Geziyorken Paris’i, Eyfel’i e¤ik gördü. bütün ‹ran flehirlerine as›ld›¤› söylenen bir ilandan ö¤-
Sanmay›n hep sarhofl gezer bu alemde, reniyoruz. Bu ilana göre musiki ve flark› yasakt›r, ka-
Anas› do¤ururken, ebesi ay›k gördü.” d›nlar yüzlerini tekrar kapayacaklar ve sokakta çorap-
Köklüç›nar, kitab›nda anekdotlara büyük yer ve önem lar›n› bile göstermeyeceklerdir.
vermifl. Onlar› tarihin tozlu raflar›ndan al›p, gümüfl bir Müslüman milletleri aras›na en çok dövüflen ve im-
tepsi içinde bize sunmufl; tihan geçiren bir millet oldu¤umuzdan, genç Acem ih-
“Süleyman Nazif ile ‹çtihat Dergisi Sahibi Abdullah tilâlcilerine irtica ile bo¤uflman›n, istilay› söküp at-
Cevdet can arkadafllar. Gel gör ki, bir süre sonra bu ar- maktan daha laz›m ve zor oldu¤unu bildirmek isteriz.
kadafll›k bilinmeyen bir sebepten bozulur. Konuflmaz- ‹rtica, dini, milletleri uyand›rmak isteyenlere karfl› si-
lar. Bir süre sonra, Süleyman Nazif vefat eder. Tabi ar- per eder. Hürriyet için dövüflenler, bütün milleti ayak-
kadafl› Abdullah Cevdet çok üzülür, cenaze merasimine land›rarak istilay› kovduktan sonra, memleketlerinde,
kat›l›r. Aradan bir iki hafta geçer, Meserret’te ustalar inkilâp için kavgaya bafllad›klar› vakit, milletlerinin
sohbet ederlerken, söz Süleyman Nazif’e kadar gelince, düflman› gibi görünüyorlar.
Abdullah Cevdet anlatmaya bafllar; ‘Dün Süleyman Na- Ve düflman ç›k›p gittikten sonra, irtica, bu kurtulu-
zif’in kabrine gittim, uzun uzun sohbet ettik’ deyince, flun kahramanlar›n› dinsiz diye hudutlar›ndan atabilir.
oradan biri laf atar. ‘Ne dedi sana?’ Süleyman Nazif, tam Bizim bugünkü ferahl›¤›m›z yaln›z istila ordular›n-
cevap verecekken, kenarda okudu¤u gazeteden bafl›n› dan de¤il, irtican›n pençesinden kurtuldu¤umuz için-
kald›ran Ercüment Ekrem; ‘Ne diyecek yahu, böyle gün- dir. Bu sabah ‹ran’da bütün flehirlere as›ld›¤›n› okudu-
düz gündüz gelme, geceye yat›ya gel demifltir.’” ¤um bu ilan› gördü¤üm vakit, bir gün bizim flehirleri-
Günümüzde hasret kald›¤›m›z bir baflka hasleti de mizi de irtica kabusunun basabilmesi tehlikesinden
flöyle anlat›yor Köklüç›nar; korktum.
“II. Abdülhamit devrinde Milli E¤itim Bakan› olan Mü- Acem ink›lapç›lar› ile konuflurken, biraz da Türk in-
nip Pafla’y› eski arkadafllar›ndan Menas Efendi de kutla- k›lapç›lar›na, kendilerini gözleyen gece canavar›n›n
maya gelmifl, tebrik ve teflekkürlerden sonra kahveler varl›¤›n› tekrar haber vermektir. Her nutkunu Karta-
içilmifl, Münip Pafla, eski kalem arkadafl› Menas Efen- ca’y› hat›rlatarak bitiren Romal› gibi, her yaz›m›z›n,
di’yi çok severmifl. Odadakilere Menas Efendi’yi tan›t- nutkumuzun son cümlesi flu olmal›d›r:
m›fl. - Ve irticay› unutmayal›m!”
‘Menas Efendi, benim kalem arkadafl›md›r. D›fliflleri
tercüme odas›nda beraber bulunduk. Ben pafla oldum, NOT: Çat› Kitaplar› taraf›ndan yay›nlanan Engin Köklüç›-
o hâlâ efendidir. Çekti¤i dilinin belas›d›r.’ nar’›n “Neler Gördük Biz?” kitab›n› (info@kitapart.com) adre-
Menas Efendi cevap vermifl; sinden veya (0212 518 79 87) nolu telefondan edinebilirsiniz.
62 KobiEfor Eylül 2014