Türkiye’de sanayi yatırımlarının önündeki en büyük iki engelden birisi işçilik maliyetleri diğer birisi de arsa finansman maliyetleri olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yazılarımda işçilik maliyetlerinin artışının son üç yılda 220 dolarlardan 780 dolara kadar yükseldiğini konu etmiştim. Bu nedenle bugün sanayi yatırımlarını etkileyen en önemli konu olan sanayi arsalarındaki artışı ve bu artışın, yatırımlara etkisini ele almak istiyorum.
Sanayi arsası yetersizliği yeni sanayi bölgelerinin arazi darlığı ve lojistik olarak eksikliklerinin giderilememesi, sanayi arsası arzındaki darlık ve mevcut arsaların astronomik fiyatları, iş dünyasını zor durumda bırakıyor ve küresel rekabette Türkiye’nin elini zayıflatıyor.
Sanayiciler, yeni yatırım yaparken en büyük sorunlardan birinin sanayi arsası bulamamak, bir diğer sorunun ise arazi maliyetlerinin düşük olduğu bölgelerde iş gücünün yetersizliği ve lojistik altyapı eksikliklerinden kaynaklı olarak yeni yatırım bölgeleri oluşturulamadığı, oluşturulan bölgelerin de bu gibi yetersizliklerinden çekinen sanayicinin hala yüksek maliyetli bölgelerde faaliyetlerini sürdürmelerine neden olmakta. Yüksek maliyetler nedeniyle fabrika ve makine yatırımlarına ayrılması gereken sermaye, arazi satın alımına harcanmak zorunda kalıyor. Bu da sanayicileri altyapısı yetersiz, plansız bölgelere yönelmeye itiyor ve sürdürülebilir büyümenin önünü tıkıyor.
Gelişmiş ülkelerde arsa maliyetleri 15-20 dolar seviyesinde olmasına nazaran, ülkemizin en yoğun sanayiye sahip Marmara Bölgesi’nde bu rakam ortalama 250-450 dolar seviyelerinde. Marmara Bölgesi’nde fiyatların bu kadar yükselmesi yeni yatırımcıların gelmesine mâni olduğu gibi, bu bölgelerde büyüme çabasında olan birçok KOBİ’nin de yatırım yapamamasına neden oluyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sektörel bölgeler oluşturma planları olumlu karşılansa da yeterli seviyeye ulaşmış değil. Türkiye’de toplam yüz ölçüm içinde sanayiye ayrılan pay binde 3-4 seviyesinde. Bu oran, İtalya’da %2.12, Fransa’da %1.5, Almanya’da ise %4.5 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’de sanayi için ayrılan toplam alan 300 bin hektar olup, bunun yalnızca 100 bin hektarı organize sanayi bölgesi (OSB) sınırları içinde yer alıyor.
Sanayiciler, Anadolu’da yatırım yapmak istese de lojistik altyapı eksikliği nedeniyle bu bölgeleri tercih edemiyor. Avrupa ve Çin’de uygulanan sektörel kümelenme modelleri dikkate alınarak, sanayi bölgelerinin limanlara, demiryolu hatlarına ve lojistik merkezlerine entegre edilmesi gerekmektedir.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, kara yolu taşımacılığının lojistiktik maliyetlerini artırmasının önüne geçilmesi, yeni liman bölgelerinin oluşturularak, limanların demir yollarıyla sanayi bilgelerine bağlantısı sağlanmak zorundadır. Marmara Bölgesi’nde sanayi arsalarının, 5 kat arttığı düşünüldüğünde, sanayi arsası konusunun Türkiye’nin üretim gücü için kritik bir sorun haline geldiğini ve bu sorunun çözülmemesi halinde Türkiye’nin küresel rekabet gücünü kaybedebileceği aşikâr olarak göze çarpmaktadır.
Sorununun Çözümü İçin Neler Yapılabilir?
Devletin sanayi bölgelerini artırarak, yatırımcılar için daha uygun koşullar sunması, Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşan sanayinin Anadolu’nun her bölgesini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması, yeni oluşturulacak sanayi bölgelerindeki sektörel olarak kümeleşmeyi teşvik edebilmesi için gerekirse bedelsiz bölgeler oluşturulması, bu bölgelerin yatırım, istihdam ve vergi muafiyeti teşvikleriyle cazip hale getirilmesi gerekmektedir.
Sanayi imarlı arsalara erişimi kolaylaştırmak, lojistik altyapıyı güçlendirmek ve sanayi bölgelerini limanlara entegre etmek, Türkiye’nin sanayi üretimini artırmak için kritik adımlar olarak görülmektedir. Özellikle; İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Gaziantep gibi şehirlerde sanayi yoğunlaşmasının önüne geçilerek, bu bölgeler yatırımda güçlük çeken sanayicilerin ve büyüme hedefi taşıyan KOBİ’lerin yeni yatırım bölgelerine kaydırılarak rekabet güçlerinin artırılması gerekmektedir.
Sanayi arsası fiyatlarının ve arzının, Türkiye’nin üretim gücü üzerindeki etkisi giderek büyüyor. Sanayiciler, yatırım yapmak için daha uygun koşullar talep ederken, arazi, istihdam ve vergi teşvikleri konusunda devletin atacağı adımlar merakla bekleniyor.