banner565

banner614

banner472

banner458

banner457

Türkiye, güneş paneli üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 4., Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojileri yatırımları artıyor

Türkiye’nin güneş paneli üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 4. olduğunu belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Avrupa’da 2030’a dek oluşacak 400 GW ilave güneş paneli talebini karşılayabilecek bölgedeki tek ülke Türkiye’dir. 2035’e dek, ülkemizde 53 GW kapasiteye çıkarmayı hedeflediğimiz güneş santrallerinde yerli üretim güneş panellerimizin kullanılmasını sağlayacağız” dedi. Bakan Kacır, Dünya Bankası işbirliğinde, ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ ile KOBİ’lerin kendi bünyelerinde güneş enerji sistemleri kurmaları için 14 milyon liraya kadar destek sağladıklarını da belirtti.

DOSYA 01.06.2024, 00:00 13.06.2024, 09:09
15538
Türkiye, güneş paneli üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 4., Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojileri yatırımları artıyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde Rhofa Enerji Fabrikası’nın açılışına katılarak, “İhracatının %40’tan fazlasını Avrupa Birliği’ne (AB) gerçekleştiren Türkiye için Yeşil Mutabakata uyumlu bir yeşil dönüşüm altyapısını ivedilikle tesis etmek, sürdürülebilir kalkınma için bir tercihten öte zorunluluktur. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı’nda müreffeh bir ülke inşa etmenin anahtarı olarak; başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ülkemizde sağlamayı, bu alanlarda üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi görüyoruz.”
Elektrik üretiminde toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını %55’e çıkardıklarını aktaran Bakan Kacır, “Yenilenebilir enerji alanında ekipman ve teknolojilerin yurt içinde imal edilmesine yönelik millî teknolojimizi geliştirerek üretim hacmimizi de artırdık” dedi. Rüzgâr türbini üretiminde iddialı; Avrupa’da rüzgâr türbini bileşen üretiminde ilk 5 ülkeden biri olduğumuzu, geleceğin önemli bir enerji kaynağı olarak görülen güneş enerjisinde de girişimcileri, araştırmacıları, yatırımcıları, sanayicileri çeşitli mekanizmalarla desteklediklerini anlattı.

KOBİ’lere GES Desteği
Dünya Bankası işbirliğinde, ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ ile KOBİ’lerin kendi bünyelerinde güneş enerji sistemleri kurmaları için 14 milyon liraya kadar destek sağladıklarını kaydeden Bakan Kacır, şu bilgileri verdi: “Güneş paneli imalatı için 2012’den bu yana toplam yatırım tutarı 33.1 milyar liraya ulaşan 43 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. İnovasyon ekosistemimizin kurumsal altyapıları olan teknoparklarımızda yer alan 167 yenilikçi girişim, ve 13 Ar-Ge ve tasarım merkezinin güneş enerjisi alanında 300’den fazla Ar-Ge projesine yaklaşık 4 milyar lira destek sağladık. 2002’den günümüze kadar TÜBİTAK’ın burs ve destek programları kapsamında güneş enerjisi alanında bin 500’den fazla proje ve binden fazla bilim insanına 2.6 milyar lira destek sunduk. Özellikle ülkemizin Ar-Ge altyapısını güçlendirmek amacıyla kurulan ODTÜ GÜNAM Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni, ulusal araştırma merkezlerimiz arasına dâhil ettik. Merkezimiz bünyesinde fotovaltaik teknolojileri, modül teknolojileri, güç elektroniği, şebeke ve sistem entegrasyonu başta olmak üzere güneşten enerji üretimiyle Ar-Ge başlıklarında yürütülen projelere imkan tanıyoruz.”
“Talebi karşılayacak tek ülke; Türkiye’dir”: Güneş paneli üretiminde; ingottan panele kadar değer zincirinin tüm halkalarında üretim yetkinliği kazandıklarını ifade eden Bakan Kacır, “Yeşil kalkınma yolculuğumuzda çok önemli bir yatırımı da bugün hayata geçiriyoruz. Bu tesisle ülkemizin güneş panellerinde mevcut üretim kabiliyetlerini bir adım öteye taşıyoruz. Ülkemiz halihazırda güneş paneli üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 4. konumda. Fakat hedefimiz ülkemizin üretim kabiliyetlerine her geçen gün yenisini ekleyerek daha üst sıralarda yer almak. Özellikle ifade etmek isterim ki; Avrupa’da 2030’a dek oluşacak 400 GW ilave güneş paneli talebini karşılayabilecek bölgedeki tek ülke Türkiye’dir. 2035 yılına dek, ülkemizde 53 GW kapasiteye çıkarmayı hedeflediğimiz güneş santrallerinde yerli üretim güneş panellerimizin kullanılmasını sağlayacağız” açıklamasını yaptı.

“Yenilenebilir enerji, enerjide tam bağımsızlığımızın anahtarı olacak”
Yatırımlar artacak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Yenilenebilir enerji, Türkiye’nin cari açık ve iklim değişikliğiyle mücadelesinde kilit bir role sahip. Yakaladığımız bu üretim seviyesi, ülkemizin arz güvenliğinin sağlaması, dışa bağımlılığının azaltması ve karbon nötr hedefimize ulaşmak açısından oldukça önemli. Yenilenebilir enerji, enerjide tam bağımsızlığımızın anahtarı olacak. Önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları daha yoğun bir şekilde göreceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, bu alandaki yatırım süreçlerini hızlandırmak ve kolaylaştırmak için çalıştıklarını, finansman imkanlarını daha da iyileştireceklerini duyurdu: “2024 yılı başında lisanssız yenilenebilir yatırımları için 7 bin 500 megavatlık bir ilave kapasiteyi ilan etmiştik. Özellikle sanayicilerimizin bu yeni kapasite imkanlarından yararlanmasını bekliyoruz.”
2035 hedefi %55: Bakan Bayraktar, konuya ilişkin sosyal medya paylaşımında; “Önümüzdeki 12 yıl boyunca her yıl 3.5 GW güneş ve 1,5 GW rüzgar santralini devreye alacağız. 2035 yılı hedefimiz yenilenebilir enerjinin üretim içindeki payını %55’e yükseltmek” açıklamasını yaptı.
Güneş ve rüzgar kaynaklı elektrik üretiminde rekor: Bakan Alparslan Bayraktar, Nisan’da güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin rekor kırdığını açıkladı. Güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin Nisan’da 2.4 milyar kWh değerine ulaşarak aylık bazda tüm zamanların rekorunu kırdığını belirten Bakan Bayraktar, “Bu üretim miktarı aynı zamanda %10’luk payla güneş kaynaklı üretimin toplam elektrik üretimindeki oranı bazında da rekor anlamına geliyor” dedi. Bakan Bayraktar, benzer bir rekorun Nisan’da rüzgar enerjisi kaynaklı elektrik üretiminde de yaşandığını, 3.2 milyar kWh değeriyle Nisan ayları içerisinde tüm zamanların en yüksek rüzgar kaynaklı elektrik üretim seviyesine ulaştığımızı kaydetti.
Yenilenebilirin payı %64: Nisan’da güneş ve rüzgarda gerçekleşen rekor üretim, yenilenebilir kaynaklara dayalı toplam elektrik üretim değerini de 15.5 milyar kWh’ye çıkarttı ve toplam elektrik üretiminde yenilenebilirin payı %64’e ulaştı. Bakan Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilirde büyük bir potansiyeli olduğunu aktardı: “Mevcut toplam kurulu gücümüzün 2035’e kadar yaklaşık 80 bin megavat artacağını öngörüyoruz. Oluşacak bu artışın da 60 bin megavatını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz.”

“Türkiye’de güneş enerjisi pazarı son yıllarda önemli bir büyüme gösteriyor”
GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu-Türkiye Bölümü) Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli, Türkiye’deki güneş enerjisi pazarının son yıllarda önemli bir büyüme gösterdiğini, istihdam açısından, güneş enerjisi sektöründe çalışanların sayısının hızla arttığını söylüyor: “2021’de Türkiye’de güneş enerjisi sektöründe yaklaşık olarak 50.000 kişi istihdam ediliyordu ve bu rakamın sonraki yıllarda artması bekleniyor. Büyüme açısından, Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücü hızla artıyor. 2022 itibarıyla, ülkedeki toplam kurulu güç yaklaşık 10 GW’ın üzerine çıktı ve bu rakamın önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor. Özellikle son yıllarda yapılan teşvikler ve desteklerle birlikte güneş enerjisi yatırımları hız kazandı. Hacim açısından Türkiye güneş enerjisi ekipmanlarının üretiminde ve kullanımında artan bir trend gösteriyor. Ancak, ithalatın da hala önemli bir payı bulunuyor. Ülke, güneş paneli gibi temel ekipmanların bir kısmını hala dışarıdan ithal etmektedir.”
Kutay Kaleli, ihracat rakamlarınınsa henüz istenen seviyede olmadığını kaydediyor: “Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojilerindeki üretim kapasitesi artmasına rağmen ihracat potansiyelini tam olarak değerlendirebilmiş değil. Sektörde faaliyet gösteren firma sayısı ise sürekli artıyor. Hem yerel hem de yabancı şirketler, Türkiye’nin güneş enerjisi pazarındaki büyüme potansiyelini görmüş durumda ve bu alanda faaliyet göstermeye başladılar. Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojilerinde ve finansmanında önemli adımlar attığı söylenebilir, ancak halen potansiyelinin tam olarak kullanılmadığı da bir gerçek. Daha fazla yerli üretim, ihracatı artırmak için daha fazla teşvik ve destek; güneş enerjisi projelerinin finansmanı için daha uygun koşullar sağlanması gibi adımların atılması sektörün daha da gelişmesini sağlayabilir.”
Dünyada ve Türkiye’de güneş enerjisi ve güneş enerjisi teknolojileri pazarının büyüme potansiyeli oldukça yüksek olduğuna, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm trendlerinin, enerji ihtiyacının sürdürülebilir kaynaklardan karşılanması gerekliliğini vurguladığına dikkat çeken Kaleli, bu durumun, güneş enerjisi alanında hem talebi arttırdığını hem de teknolojik gelişmelere hız kazandırdığını belirtiyor: “Türkiye’de, güneş enerjisi sektöründe önümüzdeki yıllarda istihdam artışının devam etmesi bekleniyor. Hükümetin güneş enerjisi alanına yönelik teşvik ve destekleriyle birlikte, yeni projelerin hayata geçirilmesiyle istihdam potansiyeli artacaktır. Aynı zamanda, yerel üretimin teşvik edilmesiyle ithalata bağımlılık azalacak ve sektörün dış ticaret dengesi olumlu yönde etkilenecektir. 2024-2025 ve uzun vadeli öngörülerde, Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojileri pazarının büyüme trendinin devam edeceği öngörülüyor. Ülkenin enerji ihtiyacının artması, çevresel kaygıların güçlenmesi ve teknolojik gelişmelerin ivme kazanmasıyla birlikte, güneş enerjisi sektöründe yeni işbirlikleri ve projelerin ortaya çıkması muhtemeldir.”
Kutay Kaleli, sektörün hedefleri arasında, güneş enerjisi kapasitesinin artırılması, yerli üretimin desteklenmesi, ihracatın artırılması ve enerji verimliliğinin artırılmasının bulunduğunu ifade ediyor: “Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı akıllı ve yeşil konutlar, fabrikalar ve kuruluşlar, önümüzdeki yıllarda daha fazla ön plana çıkacak ve bu da güneş enerjisi teknolojileri pazarının büyüme potansiyelini artıracaktır. Ayrıca, enerji depolama teknolojilerindeki ilerlemeler ve güneş enerjisiyle entegre edilmiş çözümler, sektörde yeni alanlar oluşturabilir ve yenilikçi projelerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.”
Güneş enerjisi teknolojilerinde son yenilikler ve trendler: Kutay Kaleli, güneş enerjisi teknolojilerinde son yenilikler ve trendlere değiniyor: “Yüksek Verimli Güneş Hücreleri. Esnek ve Hafif Güneş Panelleri. Güneş Takip Sistemleri.  Depolama Teknolojilerinde İlerlemeler. Arttırılmış Güneş Enerjisi Entegrasyonu. Yapay Zeka ve Veri Analitiği Kullanımı.”
Kutay Kaleli, güneş enerjisi teknolojileri pazarının karşılaştığı bazı sorunlar ve finansman konusundaki zorlukları şöyle özetliyor: “Yüksek başlangıç maliyeti: Güneş enerjisi sistemlerinin kurulum maliyeti hala yüksek olabilir, özellikle bireysel kullanıcılar veya küçük ölçekli işletmeler için önemli bir engel olabilir. Finansman erişim: Büyük ölçekli güneş enerjisi projeleri için uygun finansman kaynaklarına erişimde zorluklar yaşanabilir. Bankaların güneş enerjisi projelerine olan güvensizliği veya yüksek faiz oranları, finansmanı zorlaştırabilir. Regülasyon ve teşviklerde belirsizlik: Güneş enerjisi sektöründe düzenleyici belirsizlikler veya teşviklerin yetersizliği, yatırımcıları ve projeleri etkileyebilir. Net ve uzun vadeli politika çerçeveleri oluşturulmazsa, sektörde istikrar sağlanamaz. Altyapı kısıtları: Güneş enerjisi sistemlerinin entegrasyonu için uygun altyapı eksikliği, özellikle şebeke bağlantısı ve depolama konusunda sorunlar yaşanabilir. Teknolojik gelişmelerin takibi: Güneş enerjisi teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişmeleri takip etmek, yatırımcılar için zor olabilir. Eski teknolojilerin hala kullanılması veya yeni teknolojilere yatırım yapmak konusunda risk almak, finansmanı etkileyebilir.”
Kutay Kaleli, sorunlara çözüm önerilerini de paylaşıyor: “Teşvikler ve düzenlemeler: Düzenleyicilerin uzun vadeli ve net politika çerçeveleri oluşturması, güneş enerjisi projelerinin finansmanı için güven sağlayabilir. Teşviklerin ve desteklerin artırılması da sektördeki büyümeyi teşvik edebilir. Finansman modellerinin çeşitlendirilmesi: Geleneksel banka kredilerinin yanı sıra finansman kaynaklarını çeşitlendirmek için alternatif modeller kullanılabilir. Örneğin; yeşil tahviller, devlet destekli krediler veya özel sektör yatırımcıları gibi kaynaklar araştırılabilir. Teknolojik ilerleme ve maliyet azaltma: Teknolojik gelişmelerle birlikte güneş enerjisi sistemlerinin maliyetleri düşmekte ve verimlilik artmaktadır. Bu trendin devam etmesiyle birlikte, güneş enerjisi daha erişilebilir hale gelebilir. Kamu-özel işbirliği ve proje geliştirme: Kamu-özel sektör işbirliği, güneş enerjisi projelerinin finansmanında önemli bir rol oynayabilir. Özellikle altyapı yatırımlarında, kamu-özel sektör ortaklığıyla büyük ölçekli projelerin hayata geçirilmesi mümkündür. Eğitim ve farkındalık: Güneş enerjisi teknolojileri hakkında kamuoyunun ve yatırımcıların bilgi düzeyini artırmak önemlidir. Eğitim programları ve farkındalık kampanyaları ile güneş enerjisi yatırımlarına olan güveni artırmak mümkündür.”
İşletmeler ve Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB’ler), enerji maliyetlerini azaltmak ve sürdürülebilirliklerini artırmak için güneş enerjisi teknolojilerine yatırım yapabileceklerini söyleyen Kaleli, izlenebilecek yol haritası ve finansman destekleri hakkında şunları öneriyor: “İhtiyaç analizi ve potansiyel değerlendirmesi: İlk adım, işletmenin veya OSB’nin enerji ihtiyaçlarını ve güneş enerjisi potansiyelini belirlemektir. Güneş enerjisi kurulumu için uygun alanların tespit edilmesi ve güneş enerjisi potansiyelinin değerlendirilmesi önemlidir. Proje planlaması ve tasarımı: Güneş enerjisi projesinin planlanması ve tasarımı, uzmanlar tarafından yapılmalıdır. İşletmenin veya OSB’nin enerji ihtiyaçlarına uygun bir güneş enerjisi sistemi belirlenmeli ve kurulumun nasıl yapılacağı detaylıca planlanmalıdır. Uzun Vadeli Planlama: Şirketler, güneş enerjisi sistemlerinin maliyetini ve getirisini uzun vadeli olarak değerlendirmeli ve finansman planlarını buna göre oluşturmalıdır. Risklerin Değerlendirilmesi ve Yönetimi: Teknolojik, piyasa ve politika riskleri gibi faktörler göz önünde bulundurularak uygun risk yönetimi stratejileri geliştirilmelidir. Yatırım Geri Dönüş Süresinin Değerlendirilmesi: Güneş enerjisi projelerinin yatırım geri dönüş süresi, finansman planlaması için önemli bir faktördür. Uzman Danışmanlık Alımı: Finansal danışmanlar ve güneş enerjisi uzmanları, şirketlere doğru finansman kaynaklarını belirleme, finansman planlaması yapma ve risk yönetimi konusunda destek sağlayabilir. Finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi: Güneş enerjisi projelerinin finansmanı için çeşitli seçenekler araştırılmalıdır. Geleneksel banka kredileri, devlet destekli krediler, yeşil tahviller, özel sektör yatırımcıları ve hükümet teşvikleri gibi çeşitli finansman kaynakları değerlendirilmelidir. Teşviklerden yararlanma: İşletmeler ve OSB’ler, güneş enerjisi yatırımlarından yararlanmak için devletin sunduğu teşvikleri ve destekleri araştırmalı ve başvurmalıdır. İşbirlikleri ve ortaklıklar: Güneş enerjisi projelerinin finansmanı ve işletilmesi için işbirlikleri ve ortaklıklar da değerlendirilebilir. Enerji şirketleri, finans kurumları veya diğer işletmelerle yapılan ortaklıklar, güneş enerjisi projelerinin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesine yardımcı olabilir. Yasal ve düzenleyici işlemler: Güneş enerjisi projelerinin hayata geçirilmesi için gerekli olan yasal ve düzenleyici işlemler tamamlanmalıdır. İzinlerin alınması ve şebeke bağlantısı gibi konuların düzenlenmesi önemlidir. Uygulama ve izleme: Güneş enerjisi sisteminin kurulumu tamamlandıktan sonra düzenli olarak izlenmeli ve bakımı yapılmalıdır. Enerji üretimi ve tasarrufu düzenli olarak takip edilmeli ve gerektiğinde sistem optimize edilmelidir.”

“GES yatırım süreçlerine standart getirilmeli”
Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, güneş enerjisi pazarının büyümesi önündeki sorunların üç ana başlıkta toplandığını belirterek, “Yeni GES’ler için trafo merkezlerinde tanınacak kapasiteler, GES’ler geliştirilmesindeki izinler sürecindeki bürokrasi, finansman” diyor. Özellikle batarya depolamanın GES’lere eklenmesi ve böylece GES’lerin şebeke geriliminde yaratacağı gerilimin bunlar tarafından düşürülecek olmasıyla şebeke işletmecisi olan TEİAŞ’ın, kapasite açma konusunda eski muhafazakarlığını bırakarak mevcut uygulamaların hayata geçmesiyle artık bu sorunun daha da azalacağını öngören Turhan, “Buradaki en önemli konu, tanınan bu kapasitelerin gerçek yatırımcı elinde bir an önce hayata geçmesi. İşte burada da izinler sürecindeki bürokrasi karşımıza çıkıyor. Bir GES tesisini sıfırdan hayata geçirene kadar yerelde ve Ankara’da yaklaşık 30 kadar kamu kurumuyla muhatap olunuyor. Süreçlerde standart getirilmediğinden, çok zaman bölgesel bazlı farklı uygulamalarla karşılaşıyor ve bu uygulamalar bazen son derece mantıksız zeminde tezahür edebiliyor” diye konuşuyor.
Bunun da çoğunlukla bu izinleri verecek kamu personelinin konu hakkındaki yetersiz bilgisi ve devletin tüm kamuyu yenilenebilir enerji kapasitemizi arttırma yolunda kanalize eden bir politika gütmemesinden kaynaklandığını ifade eden Turhan, “Bugün izinler sürecinde, bu 30 kurumdan birinde olmasa bir diğerinde mutlaka süreç tıkanıyor. Bunun için biz Solar3GW olarak, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde ve liderliğinde, özellikle GES’leri yerel yönetimler ve ilgili tüm bakanlıkların Ankara ve taşra teşkilatlarına anlatılacağı seminerler düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlar sonucunda aktarılacak bilgiyle izinler sürecinin Türkiye genelinde yapılabilir ve standart bir zemine oturtulabileceğinin mümkün olabileceğine inanıyoruz” açıklamasını yapıyor.
“Aslında finansmanda çok zorluk yok”: GES yatırımlarının, ilk yatırım maliyetlerinin, işletmeye geçtikten sonraki operasyonel maliyetleri ve gelirlerinin son derece tahmin edilebilir olmasından ötürü, bankaların ilk kredi vermek istediği yatırımlar olduğuna dikkat çeken Turhan, buna, net karbon sıfır hedeflerini gerçekleştirmek amaçlı, yeşil enerjiyi destekleyen dış kaynaklı uluslararası fonların gitgide artan varlığı da eklenince aslında finansmanda çok zorluk olmadığını vurguluyor: “Burada ülkemizi geri bırakan en önemli husus, GES ekipmanlarının ithalatında gümrükte uygulanan gözetim ve antidamping vergileri. Bunlar bitmiş, yarı mamul ya da hammaddelerin hemen hepsinde uygulanıyor. Amaçları yerli üretimi desteklemek olsa da şunun gözden kaçırılmaması gerekli: Bunlarla yaptığımız GES’ler bir yandan bizim kömür ve doğalgaz ithalatımızı azaltacak yerli enerji üretecek. GES’leri bu vergilerle pahalılaştırdığımız zaman gerçekte cari açığımızın büyük kısmına neden olan enerji ithalatımızın azalmasını da geciktirmekteyiz. Biz Solar3GW olarak, yerli üretimin, sınırda gümrük koruma tedbirleriyle değil, YEKDEM Cetvel-2 gibi yatırımcıyı sattığı elektriğe sağlanacak ek gelirlerle yerli ekipman kullanmaya teşvik edecek uygulamalarla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.”
YüzerGES ve TarımGES’ler geliyor: Dünyada YüzerGES ve TarımGES’lerin her geçen gün daha fazla uygulama alanı bulduğunu aktaran Turhan, özellikle TarımGES’in, aynı alanda hem daha verimli şekilde tarım yapılırken hem de elektrik üretimine imkan sağlaması açısından önemine işaret ediyor: “Su üzerlerine yapılacak YüzerGES’ler de bir yandan aslında atıl olan bu su üstlerinin elektrik üretimi amaçlı kullanılmasını sağlarken bir yandan da buharlaşmayı azalttığından çok önemli olan su kaynaklarını korumamıza fayda sağlıyor. YüzerGES’ler konusunda son çıkan kanun, içme ve kullanma suyu amaçlı rezervuarları kapsam dışında bıraktı. Biz aslında en öncelikli kapsamın bu tesislere tanınması gerektiğine inanıyoruz. Nitekim, bu rezervuarlar yerleşim yerlerine yakın olduklarından, bu üretim tesislerinin tüketime yakın yerlerde kurulmasına olanak sağlayıp iletimdeki kayıpları minimize ederken; buharlaşma kayıplarından en fazla etkilenecek bu rezervuarlardaki kaybımızı azaltacak. Ciddi hiçbir bilimsel makalede biz böyle bir etkinin dünyada yapılmış örneklerinden raporlanmamışken, kamuoyunda da yüzerGES’lerin su kalitesine kötü etki edeceğini algısını yaratacak olması sebebiyle bu rezervuarların kapsam dışı bırakılmasını ayrıca yanlış buluyoruz.”

Güneş enerjisi nedir?
Güneş enerjisi, kurulum ve kullanım kolaylığının yanı sıra çevreyi kirletmemesi ve zararlı atık oluşturmaması gibi özelliklere sahip yenilenebilir enerji kaynağıdır. Doğaya zarar vermeyen, kirliliğe yol açmayan en temiz enerji kaynağı olması ve kurulumdan sonra düşük maliyetle çalışması güneş enerjisinin önemini arttırıyor. Güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile (hidrojen gazının helyuma dönüşmesi) açığa çıkan ışıma enerjisidir. Dünya için güneş enerjisi diğer yenilenebilir enerji kaynakları toplamının 1.000 katından daha fazladır ve tüm dünyada 1 yılda tüketilen enerjinin 1.340 katını güneşten sağlamak mümkün.

Yorumlar (0)