KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi
2020-05-01 00:08:51

TRANSFORMASYON FIRSATI

Yalçın Sönmez (Editör)

yalcinsonmez@kobiefor.com.tr 01 Mayıs 2020, 00:08

Sağlığımızı, ekonomimizi, işimizi ve sosyal yaşamımızı derinden etkileyen şiddetli bir türbülansın içindeyiz. Belirsizliklerin etkilediği sarsıntılarla Pandemi (COVID-19) kriz sürecini yaşıyoruz. Alınan tedbirlerle küresel şoku az hasarla atlatıp sonrasında da hızla onarmaya ve yeni düzenin yeni normaline hazırlanıyoruz. Krizin zorlukları karşısında direnç kazanmak yaşamsal bir ihtiyaç. Korkunun ve kaygının karamsarlığına kapılmadan umudun ihtiyatlı iyimserliğiyle yaşama sarılmalıyız.
Pandemi insanların tercih ve beklentilerinde değişime neden olarak iş ve yaşam biçimlerini etkiliyor. Bu transformasyonu kavrayıp ona uygun hareket edenler kazanacak. Krizin ekonomi için oluşturacağı fırsatları bu gelişmede aramak, stratejik yol haritalarını hazırlamak ve uygulamak yararlı olacaktır.
Neler oluyor bir bakalım: Pandemi için alınan tedbirler dünya genelinde pek çok sektörden işletmenin üretimi yavaşlatmasına veya ara vermesine, buradan doğan zincirleme etki ise uluslararası ticareti neredeyse durma noktasına getirdi. Artık küresel bir sistem krizinin içindeyiz. Kriz küresel ekonomiye kan kaybettiriyor. Öyleki IMF raporu kaybın 2 yıl için 9 trilyon doları bulacağını öngörüyor. Hasar tamı tamına 13 Türkiye ekonomisi demek.
Türkiye ekonomisinin kriz hasarı ise IMF’ye göre GSMH’mızın yüzde 5’i seviyesinde; yaklaşık 40 milyar dolar olacak. İşsizlikte de mevcut 4 milyon işsize 3 milyon ertelenmiş işsiz eklenecek. Hasar büyük ama güçlü üretim altyapısı ve gelişkin insan kaynağı ile Türkiye’nin altından kalkabileceği düzeydedir; dikkatimizi bu noktaya çevirmeliyiz.
Güvenilir araştırmaların ortaya koyduğu şu tabloyu görüyoruz: Türkiye’de kriz en çok küçük işletmeleri etkiledi. Mikro ve küçük ölçekli işletmelerin yüzde 36’sı krizle birlikte faaliyetlerini askıya aldı. KOBİ’lerin yüzde 50’si cirosunun yarısını kaybetti; 2020 yılına girerken yapılan stratejik planlamaların uygulanabilirliği kalmadı. Şunu söyleyebilecek durumdayız: KOBİ’lerin yüzde 79’u, 2020 yılı faaliyet planlarını yeniden ele almış bulunuyor. Ancak çoğu iş sürekliliği veya acil durum planı bulunmadığı için ‘bekle gör’ durumundalar. Bunlar genelinde işçisine ‘evden çalış’ diyemeyen, dijital araçlara erişim altyapısı yeterli olmayan KOBİ’lerdir. Bu durumdaki orta ölçek işletmelerin oranı hizmet sektöründe yüzde 45, imalatta yüzde 34, ticaret ve perakendede yüzde 29’u bulmaktadır. (TÜRKONFED-UNDP-TÜSİAD ortak araştırması)
Türkiye, krizin başında KOBİ’lere nefes aldıran kamu desteklerini açıkladı; ayakta kalmalarını nispeten sağladı. Ancak KOBİ’lerin Pandemi sonrasında da devamına ihtiyaç duydukları, fatura, vergi, SGK ve kredi borçlarının ertelenmesi, dijital dönüşüm bağlamında geleceğin kurgulanmasına finansal destek sağlanması gibi talepleri devam ediyor. Buna, bilgi transferine olan ihtiyaçları da eklenmelidir.
Gelelim sonuca: Toparlanmanın ve üretime dayalı büyümeye geçişin Türkiye gibi ‘Gelişmekte Olan Ülkeler’den başlaması bekleniyor ve 2021 yılında yüzde 6.6 gibi bir büyüme sağlayacakları öngörülüyor. Ülke ve tek tek işletmeler olarak kriz sonrasına ilişkin yol haritamızı bu öngörü çerçevesinde çizebiliriz.
Krizi aşınca yeni bir düzenin yeni normalinin inşa sürecinde geleneksel iş yapış biçimlerini, araçlarını, yöntemlerini, sistemlerini ve karar alma mekanizmalarını gözden geçirip yöneticisi ve çalışanı olduğumuz işletmeleri yeniden kurgulayıp yapılandıracağız.
Pandeminin ardından başlayacak hasar tespiti ve toparlanma sürecinde dünyadaki bol likidite ve düşük faiz ortamı (Türkiye gibi) gelişmekte olan ekonomiler için bir fırsat olacaktır. Yatırım iştahlarını yeniden canlandıracak olan bu gelişme, Türkiye’de her işletmenin ve her girişimcinin önüne, rekabetçi yerli ve katmadeğerli istihdam sağlayan üretime ağırlık veren bir yapıya geçmesinin ortamını sağlayacaktır.
İşte yavaşladığımız veya evde kendimizi karantinaya aldığımız bugünlerde oturalım; planlarımızı gözden geçirelim, yenilikçi olalım ve yeni bakış açıları oluşturalım. Daha geniş işbirlikleri tasarlayalım; üyesi olduğumuz vakıf, oda, birlik ve derneklerle ilişkilerimizi sıkılaştıralım ve dayanışmayı artıralım. Kendimize ve Türkiye’nin geleceğine güvenelim. Hep birlikte başaracağız. #evdekal
Ramazan Bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk, huzur, barış, bereket, başarı ve esenlikler dilerim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.