SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALKINMASI

Bütün paradigmaların değiştiği köklü bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Bu transformasyon sürecinde ülkemizin kalkınmasının yol haritası ‘Sürdürülebilirlik’ten geçiyor. Türkiye, kalkınma vizyonu için; Dünya’da yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, gezegenin korunmasını ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını hedefleyen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (BM 17 Küresel Amaç) benimsedi.
Kış mevsimiyle birlikte herkesi etki altına alan bir salgın yaşıyoruz. Üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetiyle hastaneler dolup taşıyor. Pandemi’den henüz tam kurtulamamışken, COVID-19 ile benzer belirtiler taşıyan çeşitli virüslerle çok bulaşıcı, biri bitmeden diğerinin başladığı, iyileşmenin uzun sürdüğü hastalıklarla karşı karşıyayız. Uzmanlar, Pandemi tedbirlerinin bu hastalıklara karşı da bizi koruduğunu vurguluyorlar. Bu nedenle; ‘Maske-Mesafe-Temizlik-Havalandırma’ kurallarına özenle uyarak, aşılarımızı yaptırmalıyız. Özellikle toplu taşımada kalabalıklarda ve kapalı dar alanlarda ‘Maske’ takmamızda fayda var. Hasta olanların kendilerini izole etmeleri gerekiyor. Kronik hastalıklı risk grubundakileri korumak için duyarlı ve hassas davranmalıyız. HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ.
Bütün paradigmaların değiştiği köklü bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Bu transformasyon sürecinde ülkemizin kalkınmasının yol haritası ‘Sürdürülebilirlik’ten geçiyor. Biz de Dergimiz KobiEfor’un bu ayki sayısının Kapak konusunda ‘Sürdürülebilirlik’i işledik. Türkiye, kalkınma vizyonu için; Dünya’da yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, gezegenin korunmasını ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını hedefleyen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (BM 17 Küresel Amaç) benimsedi.
Uzmanlar, Birleşmiş Milletler’in (BM) 1987’de yayınladığı ‘Ortak Geleceğimiz’ adlı Brundtland Raporu ile kamuoyunun küresel anlamda ilk kez ‘Sürdürülebilirlik’ kavramıyla tanıştığını ifade ediyor. Rapor, sürdürülebilirlik kavramını; “İnsanlık, doğanın gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçları temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir” diye tanımlıyor.
Sürdürülebilirlik, “Şimdi ve gelecekte; tüm türler için arzu edilen bir gezegeni sağlamak için; ekolojik esneklik, ekonomik refah, siyasi adalet ve kültürel canlılık arasındaki dengeyi koruyan ve olumsuz etkiyi en aza indiren sorumlu ve proaktif karar verme; yenilikçilik ve adil değer paylaşımı” anlamına geliyor.
Çevresel bozulma, iklim değişikliği, aşırı tüketim, nüfus artışı, göçler, savaşlar ve toplumların kapalı bir sistemde sınırsız ekonomik büyüme peşinde olması, sürdürülebilirliğin önündeki engeller olarak karşımıza çıkıyor.
BM’nin 25 Eylül 2015’te New York’ta düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde biraraya gelen Dünya liderleri, 17 küresel hedef ve 169 alt başlıktan oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda (SKA) uzlaştı ve kabul etti: 1) Yoksulluğa Son, 2) Açlığa Son, 3) Sağlık ve Kaliteli Yaşam, 4) Nitelikli Eğitim, 5) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, 6) Temiz Su ve Sanitasyon, 7) Erişilebilir ve Temiz Enerji, 8) İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme, 9) Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı, 10) Eşitsizliklerin Azaltılması, 11) Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar, 12) Sorumlu Üretim ve Tüketim, 13) İklim Eylemi, 14) Sudaki Yaşam, 15) Karasal Yaşam, 16) Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar, 17) Amaçlar İçin Ortaklıklar.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilirlik için uygulamaya konulan çok önemli bir proje. Kuralları, standartları, yaptırımları ve destekleri ile ülkemizi risk ve fırsatlar açısından çok yakından ilgilendiren bir sürecin içindeyiz. Yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümle bütünleşik uygulamaların öne çıktığı bu süreçte başarılı olmak zorundayız. Kamu, mesleki ve sivil toplum kuruluşları, akademi ve iş dünyası, farkındalık ve bilinç için çeşitli proje ve etkinliklerle kamuoyunu bilgilendirmek ve harekete geçirmek için çalışıyor; hızlanmalıyız.
Demokraside, hukukta ve ekonomide ihtiyaç duyduğumuz yapısal reformlarla güven ve istikrar ortamı sağlayarak, sürdürülebilir kalkınmanın ekosistemini hazırlamalıyız. Döngüsel ekonomide, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatta yüksek katmadeğerli büyüyeceğiz; başka seçeneğimiz yok. Sürdürülebilir kaliteli adil değer paydaşlığı ile yarınlarımız daha iyi ve mutlu olacak.