Biliyor ve görüyoruz ki, dünya ‘teknoloji tabanlı’ yeni bir ekonomiye geçiyor ve bu da küresel piyasalarda teknoloji temelli yeni bir rekabet biçimi yaratıyor. Bu yeni ekonomide rekabet ‘büyük ekonomiler’ arasında geçecek, büyük ekonomilerden ilk 20’sinin içinde, dinamik olduğu için yeri de sürekli oynayan Türkiye, teknoloji temelli rekabetin merkezinde ve “üretenler” kanadında yer alacak. Ülkelerin tümü bu gelişmeyi kabul ediyor ve programını, kendi yapısına ve olanaklarına uygun tayin ediyor.
Konu “kader” mertebesinde olduğu için çok önemli, hepimizi yakından ilgilendiriyor; ama ileri teknolojilerle üretime geçmiş veya geçmek için yol arayan ve çoğu Organize Sanayi Bölgelerimiz’de yer alan 35-40 bin civarındaki orta ve üstü ölçekte endüstriyel işletmeyi daha çok ilgilendiriyor.
Bu ihtiyaçtan hareketle Mart sayımızın kapak dosya konusunu “Rekabetçi Yerli Üretim” olarak belirledik. Konu Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin ve tek tek bütün bakanlıkların stratejik gündemi haline gelmiş bulunuyor. Çözüm “orta ve uzun vadelidir” diyerek konuyu kulak arkasına atanlar yanılmaktadırlar, çünkü boğuştukları güncel sorunların tamamı cari açık kaynaklıdır ve “Rekabetçi Yerli Üretim”in zayıflığıyla ilintilidir.
Kapak dosyamızı incelediğinizde göreceksiniz ki, Türkiye sanayi üretiminde eski ve orta eski teknolojiyi son 15 yılda yoğunlaştırdığı gayretlerle aşmayı başarmış fakat ileri teknoloji grupları olarak tanımlanan kategoride geriliğini sürdürmektedir. Özellikle ihraç ürünlerde yüksek teknolojili üretimin payı yüzde 3-5 seviyesine takılıp kalmış bulunuyor. Bu stabil durumu aşmak için hamleye ihtiyaç var ve yazılacak yeni bir ekonomik başarı hikayesi bu hamleye bağlı olacak.
Çalışmaları izleyenler biliyor, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Maliye ve Hazine Bakanlığı ile TOBB, TİM, DEİK, TÜRKONFED, TÜSİAD, MÜSİAD ve TOSYÖV gibi sivil toplum kuruluşları teknoloji tabanlı ekonomiye ve rekabetçi yerli üretime odaklanmış bulunuyorlar. Bu yönde teşvik ve destek sistemi de hızla dönüşüyor. Hibe destekler, faiz destekli krediler, makine ve teçhizat alımlarına teşvikler, muafiyetler rekabetçi yerli üretime yoğunlaşarak yeniden şekilleniyor. KOSGEB projelerinde bile artık 5 milyon TL’lik destekler konuşuluyor. Bu çemberin içine giren ‘Endüstri Geliştirme Bölgeleri’, ‘Teknopark’lar, ‘Üniversiteler’, ‘Girişimcilik’ alanı canlanıyor. Mavi yakalılar oran kaybediyor, beyaz yakalılar çoğalıyor. ‘Alın teri’nden ‘Akıl terine’ giden yol gittikçe kalabalıklaşıyor. Başka çaremiz de yok.
Dergimiz KobiEfor’un çözüm ortağı olduğu TOSYÖV, TOBB, KOSGEB ve TİM’in işbirliği, DenizBank’ın ana sponsorluğunda düzenlenen XV. KOBİ Zirvesi, 3 Nisan’da, İstanbul’da, “Rekabetçi Yerli Üretim” ana temasıyla toplanacak. KOBİ’lerimiz ve girişimcilerimiz davetlimizdir.
KENDİ GERÇEĞİNDEN SAPMAMAK
Paylaş