Günümüzün hızlı ve sürekli gelişen rekabet ortamında başarı kolaylıkla elde edilebilecek bir sonuç değildir. Az sayıda kuruluş başarılı olurken bazıları ancak dönemsel başarılar kazanabilmekte ve birçoğu da amaçlarına ulaşamadan kaybolmaktadır. Küresel ekonominin iç ve dış beklenmedik gelişmeleri işletmeleri etkilemekte ve küresel bir oyuncu olmanın üstesinden gelemeyenler erimektedir.
Tüm kuruluşların ana amacı başarılı olmak ve ekonomik değer üretmektir. Kalıcı olmak ancak böylesi bir değer birikiminin ardından gelir. Organizasyonlar için hayati bir gereklilik olan yönetim sisteminin kurulması ve işletilmesi sürdürülebilir başarı için tek yoldur.
EFQM Mükemmellik Modeli uygulanmaya başlandığı günden bu yana, kamu, özel sektör ve STK olarak, yapı, büyüklük veya olgunluk düzeyi gözetmeksizin dünyada ve ülkemizde pek çok kurum ve kuruluşta uygulanmaktadır. Bunun sonucunda sürdürülebilir başarıya ulaşan azınlık grubu içinde yeralma başarısını göstermişlerdir. Ülkemiz Avrupa ölçeğinde de EFQM Ödül sürecindeki başarılarıyla da ikinci sırada yeralmaktadır.
Bu günlerde ülkemizin ve bölgenin içinden geçtiği zorlu sınavda; 2023, 2040, 2050 vizyonuna ulaşmak için ‘Mükemmellik Modeli’nin ne derece önemli bir rehber olduğu bilinci pekişmiştir. Dünya ekonomi ve gelişmişlik endekslerinde hiçbirimizin içine sindiremediği sıralarda yeralmak aşılamaz bir kader değildir. Bilimsel, sürdürülebilir, güncellenen ilkelerle yaşayan bir yönetim anlayışını ve yol haritasını kararlıkla yürütmek gereklidir.
Kalite bütünsel olarak algılanmaz ve uygulanmazsa başarılar noktasal ve sınırlı kalır. Ekonomimizdeki büyümede son yıllarda elde edilen olumlu artışlara karşın refahın genele yansımasının zayıf kalışı bundandır.
Bulunduğumuz noktada, KalDer’in ana amacı tüm bireyleri ve kurumlarıyla yüksek hedefleri kovalayan ve daha iyiyi aramaktan vazgeçmeyen bir Türkiye’nin yapılanmasında öncü ve rehber olmaktır.
Kamuda iyi yönetişim vizyonumuzun başlıklarından biridir. İyi yönetilmeyi istemenin bir insanlık hakkı olduğu kuramından hareket ederek yola çıkılmaktadır.
Ankara, Bursa, İzmir ve Eskişehir Şubeleri ve bölgelere dağılmış 5 temsilciliğiyle coğrafi yayılımı sağlamaktadır. KalDer Mükemmellik Akademisi süreçte önemli bir rol oynamaktadır.
Bugüne değin 110 bin kişiye verilen eğitim ve yüzlerce kurum ve kuruluşun katıldığı Ulusal Kalite Hareketi ile kazanılan insan kaynağı birikimi ve kurumsal deneyim en büyük değerimizdir. Özellikle KOBİ’lere yönelik açılım UKH içinde artan bir eğilim göstermektedir.
Model açılımında bu yıl kamuda TBMM’nin Ulusal Kalite Hareketi’ne katılması dünyada bir ilk olarak dikkat çeken gelişme olmuştur.
En büyük hedefimiz “Ülkenin Yaşam Kalitesinin yükseltilmesidir.”
Halen 32 ülkede ve 40 bin kuruluşta uygulanan EFQM Mükemmellik Modeli’ni 23 yıldır bir yönetim ve yaşam biçimi olarak benimsemiş kuruluşların bu yolculukta edindikleri deneyimleri, her sektörden kuruluşlarla paylaşılmasını sağlamak, KalDer’in çatı örgüt kimliğinin bir gereğidir. Gönüllülük esası ile yürütülen bu sürecin içinde yeralan tüm katılımcılar en büyük gücümüzdür. Günümüzde katılımcı ve paylaşımcı bir yönetim anlayışının yükselen trend olduğu günlerden geçiyoruz. Bu ihtiyacın karşılayıcısı “mükemmellik modeli” dir.
İyi uygulamaların paylaşılabilir olduğu ortamları yaratmak rekabetinde etkisiyle giderek daralan bir fırsat, imkan olarak gözükmektedir. KalDer’in düzenlemiş olduğu Kalite Kongresi Avrupa’nın alanındaki en büyük paylaşım platformu ve Kongresi’dir.
Türk iş dünyasının en prestijli ödülü olan Türkiye Mükemmellik Ödülleri de Kongremiz’de sahiplerini bulacaktır.
23. Kalite Kongresi’nin ana teması “Mükemmelliği Yaşamak” olarak belirlenmiştir. Pek çok ülkeden ve ülkemizden başarılı kuruluşlardan yöneticiler, başarı yolculuklarını paylaşacaklardır. Mükemmellik Modeli’nin her kriterinden başarı veya büyük ödül kazanmış kurumlar deneyimleri aktaracaklardır.
Sizleri, 18-19 Kasım 2014 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek 23. Kalite Kongresi’ne katılmaya ve bu deneyim paylaşım ortamında yeralmaya davet ediyoruz.