Yapay Zekâ Projelerimizde Derin Öğrenmeye Doğru…
YCP Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Yöneticisi Evrim Kaplan, “Günümüzde yapay zekâ teknolojisi hızla gelişmektedir. Makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi alanlar, yapay zekâ modellerini güçlendirmek ve daha gelişmiş sonuçlar elde etmek için kullandığımız en etkili metotlardır” başlığında hazırladığı makalesinde, yapay zekâda derin öğrenme metodunu ve projelerde nasıl fark yarattığını anlatıyor.
Derin Öğrenme Nedir?
Derin öğrenme, sinir ağları kullanarak karmaşık veri yapılarını analiz etmeyi ve örneklerden öğrenmeyi amaçlayan bir yapay zekâ alt dalıdır. Sinir ağları, biyolojik sinir sisteminden esinlenerek oluşturulmuş matematiksel modellerdir. Derin öğrenme algoritmaları, bu sinir ağlarını kullanarak büyük ve karmaşık veri kümelerinden anlamlı özellikleri çıkarır ve bu özellikleri kullanarak çeşitli görevleri gerçekleştirir. Derin öğrenme, görüntü tanıma, doğal dil işleme, konuşma tanıma gibi birçok uygulama alanında yapay zekaya oranla büyük başarı elde etmiştir.
Yapay Zekâ ile Derin Öğrenme
Yapay zekâ, bir bilgisayarın bilinçli gibi davranmasını sağlayan bir alan olarak tanımlanabilir. Bilgisayarla yapay zekâ modelleri arasındaki temel fark, akıllı sistemlerin kendi başlarına öğrenme yeteneğine sahip olmamalarıdır. İşte bu noktada derin öğrenme devreye girer.
Derin öğrenme, yapay zekânın temel bir alt dalıdır ve sinir ağları kullanarak karmaşık veri setleri ile çalışır. Derin öğrenme algoritmaları, genellikle katmanlardan oluşan bir yapının ardışık işlemleriyle çalışırlar. İlk katman, verileri girdi olarak alır ve ardışık katmanlar, verilerin özelliklerini çıkarmak ve sonuçları tahmin etmek için birbirini takip eder şekilde tasarlanmıştır.
Derin öğrenme yöntemleri, kendi veri temsillerinizi öğrenmek için büyük miktarda veri kullanabilme yeteneğine sahiptir. Bir derin öğrenme modeli, veriye dayalı matematiksel boşluklar oluşturduğunda, bu boşlukları doldurmak için yeni veri örneklerini kullanabilir. Bu, derin öğrenme metotlarının önceki modellerle kıyaslandığında daha fazla esneklik sağlayan bir özelliktir.
Yapay Zekâda Derin Öğrenme Uygulamalarına Geçiş Sebebimiz
Derin öğrenme yöntemleri çok çeşitli uygulama alanlarında kullanılmaktadır. Görüntü tanıma alanında, bir derin öğrenme modeli, bir nesne ya da bir yüzü tanımak için resimleri analiz edebilir. Bunun yanı sıra derin öğrenme algoritmaları, tıbbi görüntülerde hastalıkları teşhis etmek, otonom araçların sürüş yeteneklerini geliştirmek gibi daha birçok uygulama alanında kullanılmaktadır.
Doğal dil işleme, bir diğer önemli uygulama alanıdır. Derin öğrenme yöntemleri ile metinleri anlamlandırmak, kelime veya cümle düzeyinde anlamsal benzerlikleri ölçmek mümkündür. Bu da metin tabanlı birçok uygulama için büyük bir avantajdır.
Geliştirmeye devam ettiğimiz “Konuşan Arabalar” projemiz ile sağlık sektörüne yönelik geliştirilen “Hasta Şikayetlerinin Sınıflandırılması”nda derin öğrenmeye geçişin avantajlarını ve yarattığı farkı bizzat görmeye başladık.
Yapay zeka, sağlık sektöründe bir devrim yaratmıştır. Hastalıkların erken teşhis edilmesi, tedavi planlarının kişiselleştirilmesi ve tıbbi araştırmaların hızlandırılması gibi birçok alanda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Derin öğrenme yöntemleri ile de öğretmeye gerek kalmadan kendi öğrenebilir duruma geçilmiştir.
Derin Öğrenme Teknikleri
Derin öğrenme yöntemleri başarılı sonuçlar elde etmek için çeşitli teknikler kullanır. Bunların başlıcaları şunlardır:
1) Evrişimli Sinir Ağları (Convolutional Neural Networks, CNN): Evrişimli sinir ağları, özellikle görüntü tanıma gibi problemlerde etkili olan sinir ağlarıdır. Girdi verisinde yapısal ilişkileri öğrenmek için filtreleri kullanır.
2) Yinelemeli Sinir Ağları (Recurrent Neural Networks, RNN): Rekurrent sinir ağları, sıralı verileri işlemek için kullanılan sinir ağlarıdır. Sıralı veriler, zaman serileri veya dil gibi yapısal ilişkileri olan veriler olabilir.
3) Derin İnanç Ağları (Deep Belief Networks, DBN): Derin gelişigüzel ağlar, daha derin modelleri eğitmek için kullanılan bir tür derin öğrenme modelidir. Bu model, sonuçları daha iyi doğrulukla tahmin etmeyi amaçlar.
4) Çekişmeli Üretici Ağlar (Generative Adversarial Networks, GAN): GAN’lar, gerçekçi görüntüler ve içerikler üretmek için kullanılan derin öğrenme modelidir. Bu model, bir üretici ve bir ayırıcı olmak üzere iki farklı sinir ağından oluşur.
Derin öğrenme metotları, yukarıdaki tekniklerden yararlanarak veri analizinde büyük bir devrim yaratmıştır. Günümüzde birçok sektörde derin öğrenme algoritmaları kullanılmakta ve yapay zekâ uygulamaları hızla yaygınlaşmaktadır. Gelecekte de derin öğrenme metotlarının daha da gelişmesi ve yaygınlaşması beklenmektedir.
Sonuç
Yapay zekânın derin öğrenme metodu, kompleks veri yapılarını analiz etmek ve modeller inşa etmek için kullanılan güçlü bir araçtır. Derin öğrenme algoritmaları, sinir ağlarını kullanarak büyük veri kümelerinde özellikleri çıkarır ve bu özelliklere dayalı tahminler yapar. Bu metot, birçok uygulama alanında büyük başarılar elde etmiştir ve gelecekte de gelişmesi beklenmektedir.