Page 117 - KobiEfor Kasım 2022
P. 117

UZMAN

                                     Değdi mi?...


                                          nsan, ‘hayal kuran’ bir varlıktır. Ha-  nız, eşiniz size; “İngiltere ve Amerika’da ol-
                                          yal kurmak, kurabilmek genellik-  saydın bu çalışkanlık ve üretkenlikle daha
                                     á le hayata dair umut verir ve insanı   çok saygı görür ve para kazanırdın; daha iyi
                                     başka bir duyguya iter. Hayal edebilmek   yaşardık” serzenişleri içinizi acıtsa da su-
                                     aynı zamanda bir keşif, değişim ve gelişim   suyor, ‘her şeyin para olmadığını’ içinizden
                                     yolculuğu ve aynı zamanda buluşların ve   kendi kendinize hatırlatıyorsunuz…
                                     icatların yapıldığı önemli bir aşamadır.   Gözden ırak bir Ege köyünde zaman zaman
                                     Herkes hayal kurar ama maaşla çalışan   gelebileceğiniz bir ev almak istiyorsunuz
           Prof.Dr.Turgay Biçer      işçisi, memuru daha farklı ve başka hayal   ev ve arsa bakıyorsunuz ama köylüler za-
           turgay@marmara.edu.tr     kurar. Yıllarca üç otuz maaşa talim etmiş   ten yabancı istemediği gibi var olan arsa ve
                                     -biriktirebilirse tabii- kıyıya köşeye bir   evlere öyle bir fiyat biçiyor ki işte o zaman
           İnsan ‘hayal kuran’       takım küçük yatırımlar yapmış, alacağı   tekrar canınız sıkılıyor ve yeniden kendinizi
                                     emekli maaşıyla başını sokacak bir ev al-  ve emeklerinizi sorgulamaya başlıyorsu-
           bir varlıktır.
                                     mak ya da kızını veya oğlunu evlendirmek,   nuz. Anladım ki İstanbul’dan uzak, denizin
           Hayal kurmak,             borçlarını ödeyebilmek ve / veya herkesin   olduğu yerler kasaba veya köy fark etmiyor
           kurabilmek                diline doladığı tatil yerlerini doyasıya gö-  buralarda yarım dönüm bir arsa, tarlanız
           genellikle                rebilmek ister. Daha başka hayal kuranlar   varsa bile milyonersiniz. Buradaki köylüler
           hayata dair               da vardır; yeni bir iş açmak, işini büyütmek,   adı köylü olsa da pek köylü değiller. Köy-
                                     son model arabalara binmek veya keyfi ne   de yaşıyorlar ama toprakları ve arsalarını
           umut verir ve
                                     istiyorsa onu yapmak isterler.     alabilmek için servet ödemek zorundası-
           insanı                    Kazın ayağı öyle değildir ama. O yaşa gelin-  nız. Bu arazileri alıp ev yapabilenler zaten
           başka bir                 ce zaten enerji biter, yorgunluklar, hasta-  paraya sahip olanlar. Bir de yabancılar ev,
           duyguya iter.             lıklar insanı hayattan soğutmuştur. Yaşam   arsa alarak buralarda ev, villa yapmışlar
                                     şartları, evdeki sorunlar, çocukların okulu,   ve dolayısıyla fiyatlar uçmakla kalmamış
           Hayal edebilmek
                                     işi, evliliği ve iş durumu derken nefes ala-  fezaya kadar fırlamış. Gel, yıllarca hayali-
           aynı zamanda              maz hale gelir insan… Diyelim bir şekilde   ni kurduğun ‘yarım dönüm de olsa bahçeli
           bir keşif,                ayakta kaldınız, sahil kasaba veya köyleri-  taş ev hayali’, ‘taş maş önemli değil yeterki
           değişim ve                nin birinde -denize yakın olmasa da- bahçe   bir ev olsun’a’ evriliyor ama onu da bulmak
           gelişim yolculuğu         içinde bir ev almak veya eski köy evini tamir   hayal ötesi oluyor.
                                     edip oturmak ve keyfini yaşamak istediniz   ‘İsmin, cismin, unvanın ne olursa olsun pa-
           ve aynı zamanda
                                     ama yine hayal kırıklığı sizi bekliyor zira   ran yoksa değerli değilsin’ gerçeği, insanın
           buluşların ve             buralarda değil bir, on emekli ikramiyesi ile   suratına bir zemheri rüzgarı gibi çarpıyor.
           icatların                 ev yaptırmak bir yana, arsasını alamayaca-  Kuyruğunuzu eşiniz ve çocuklarınıza kar-
           yapıldığı                 ğınız gibi Legolardan ev yaptırıp onu seyre-  şı dik tutmak istiyorsunuz ama yine de iç-
                                     debilirsiniz…                      ten içe kızgınlığınız artıyor ve “ben bir hava
           önemli bir aşamadır.
                                     Nereden mi biliyorum? Yaşıyorum da on-  alayım geleyim” deyip yürüyüşe çıkmak is-
                                     dan. Devlete 38 yılını ver, hem de profesör   tiyorsunuz… Bu yürüyüşler, kendinizle, se-
                                     olarak çalış, binlerce öğrenci yetiştir; Türk   çimlerinizle ve hayallerinizle bir muhasebe
                                     sporunun son 30 yılına kendi çalışmala-  yürüyüşü aslında. “Yeniden başlasam daha
                                     rınla damga vur, ülkene hizmetinin karşılı-  farklı olur muydum? Daha farklı ne yapar-
                                     ğında aldığın emekli ikramiyesi ile bırakın   dım, para önemli, bunun için nasıl bir yol
                                     yeni bir araba alabilmeyi, şöyle ikinci veya   izlerdim?” soruları kafanızı kurcalamaya de-
                                     üçüncü el bir arabayı bile alamıyorsunuz.   vam ediyor… Sizin yarınız edemeyecek olan-
                                     Kırılıyor, üzülüyor ve kendinizi sorgulama-  ların daha farklı hayatlar sürmesini bırakın,
                                     ya başlıyorsunuz. “Bu yetenek ve farkın-  kendi potansiyelinizi tam ortaya koyamamak
                                     dalıkla paranın peşinden koşsaydım daha   belki de acıların en acısı oluyor galiba...
                                     çok para kazanırdım” diyorsunuz ama   Yine de teselli buluyor, “Buna da şükür,
                                     parayı en son düşündüğünüz için bu istek   şanslıyım.  Benim yerimde olmak isteyen
                                     hemen sönmeye başlıyor. Zira, sevdiğiniz,   binlerce insan var. Bu da önemli” deyip
                                     parası az olsa da kendinizi ait hissettiğiniz   daha derin bir nefes alıp yürüyüşünüze de-
                                     bir dünyada hayallerinizin işini yapmayı en   vam etmek istiyor ve uzaktan gelen, mahal-
                                     büyük zenginlik olarak gördüğünüz için bu   le canları olan kedilerin, horozların ve do-
                                     düşünceden hemen vazgeçiyorsunuz. Yine   ğanın sesi sizi bir an olsa da mutlu etmeye
                                     de gerçekler yüzünüze çarpıyor; çocukları-  yetiyor…
                                                                                      .DVÜP      KobiEfor 113
   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122