Page 102 - KobiEfor_Agustos_2018
P. 102

UZMAN



                                     Tad›n› Ç›kar, Suyunu De¤il…


                                              nsanlar› mutlu eden veya
                                    ‹         onlar› mutsuzlu¤a iten
                                              davran›fl kal›plar›n›n ne
                                              oldu¤una flöyle bir göz
                                     atarsan›z, iflin tad›n› ç›karmakla su-
                                     yunu ç›karmak aras›nda gidip geldi-
           Prof.Dr.                  ¤ini görürsünüz.
                                     ‹nsanlar›n küçük hatalar›na göz yu-
           Turgay Biçer
                                     mars›n›z ama onlar ifli az›t›r ve olay-
           turgay@marmara.edu.tr
                                     lar› dayanamayacak boyuta getirir-
                                     ler. Yak›n bir arkadafl›n›za zorda kal-
                                     d›¤› ve merhamet duygunuza daya-   anlamaz, her fleyin sahibi olmak is-
                                     narak borç para veririsiniz ama daha  ter, paran›n, mal›n, mülkün, zama-
                                     sonra hem paradan hem de dosttan   n›n, yemenin içmenin, gezmenin, ça-
                                     (!) olursunuz. Yemek yemek iyidir  l›flman›n vs. gibi…
           Suyunu ç›karmak
                                     ama t›kanana kadar yemek içmek,    Bilmezler ki hayat› k›sad›r; mutlu
           yerine,
                                     bu fazla gelir. Bir dostunuzla birkaç  anlar azd›r, zaman de¤erlidir. Mutlu
           tad›n› ç›karmay›
                                     kadeh bir fley içmek istersiniz ama  olmak önemlidir. Mutluluk vermek,
           ö¤rendi¤inde insan,       kadehler yerini kazanlara b›rak›r ve  difle dokunan fleyler yapmak de¤er-
           afl›r›l›klardan            kifli ayakta duramayacak duruma     lidir. Dostluklara zaman ay›rmak,
           kaç›nacakt›r              gelir. Bir kad›na/erke¤e gönül veriri-  yeflile çevreye sevdalanmak anlam-
           do¤al olarak.             siniz ama o kifli bir de¤er bilmez ise  l›d›r. Sevmek, sevilmek, de¤er ve
                                     bir anda sizi, onu sevdi¤inize piflman  k›ymet bilme, paha biçilmezdir. Gül-
           Kontrol kendisinde
                                     eder. Çal›flanlar›n›za yak›n davran›r-  mek, güldürmek, azla yetinmek, sa-
           olacakt›r hayat›n›n.
                                     s›n›z ama yine halden anlamazlarsa  hip olduklar›yla mutlu olabilmek,
           Bu bile mutluluk          yak›nl›¤›n›z› kullanmaya bafllarlar.  sevdi¤in ifli yapabilmek veya sevece-
           için yeter.               Ya ö¤rencileriniz!.. Biraz kurallar›  ¤i ifle yönelmek k›ymetlidir. Sevdik-
           Geriye kalan,             gevfletirseniz sizi paçavraya çevir-  lerine zaman ay›rmak, e¤lenmek,
           bilgisini hayata          mek isterler…                      gülmek, beklentisiz iliflki kurmak
           geçirmek kal›yor          ‹nsan›n bu “daha” sorunu evrensel-  de¤erledir ama bunlar sanki masal-
                                     dir. S›n›r tan›mamak sanki bir kural  larda gibi gelir insana…
           insana…
                                     olmufltur. En yak›nlar›n›zda bile gö-  Bilmiyor de¤ildir insan bu gerçekleri
                                     rebilirsiniz. Efliniz, çocuklar›n›z, ya-  ama ya ifline gelmez, ya nas›l yap›la-
                                     k›nlar›n›z buna dâhildir… “Haddini  ca¤›n› bilmez ama ya da umursa-
                                     bilmek” suç olmufltur ya da baz›    maz… Hangisi olursa olsun insan za-
                                     “özel insanlara” bahfledilmifl gibidir.  man›, hayat›, güzellikleri yaflamal›
                                     Hadsizlik, nobranl›k, kadir bilmeme,  tad›n› ç›karmal› ve bunlar›n de¤erini
                                     emanete h›yanet, vefas›zl›k, piflkin-  bilmelidir. Klasik “hazc›l›ktan” bah-
                                     lik, cehalet, bencillik, riya, ikiyüzlü-  setmiyorum ama mutlu olmay› ö¤-
                                     lük bir erdemmifl gibi çoklar›n›n üze-  renmeli insan. Mutlu olman›n içinde
                                     rinde s›r›t›yor ama kimse üzerine  mutluluk vermeyi, orta yolda yafla-
                                     al›nm›yor…                         may›; ne olursa olsun kabullenmeyi
                                     Birçok ö¤reti de “orta yol”un iyi ol-  ve abartmamay› da kaslar›na geçir-
                                     du¤u telkin edilir. Az yemenin, içme-  melidir.
                                     nin, uyuman›n, dostun, konuflman›n,  Suyunu ç›karmak yerine, tad›n› ç›-
                                     sahip olman›n, zaman› harcaman›n,  karmay› ö¤rendi¤inde insan, afl›r›l›k-
                                     bofl ifllerle u¤raflmaman›n orta yolu  lardan kaç›nacakt›r do¤al olarak.
                                     olmas› gerekti¤i anlat›l›r ama kimse  Kontrol kendisinde olacakt›r hayat›-
                                     dinlemez. “Daha çok”a sahip olmak  n›n. Bu bile mutluluk için yeter. Geri-
                                     ve yapmak erdemmifl gibi kifli o bofl-  ye kalan, bilgisini hayata geçirmek
                                     lu¤un bir türlü doldurulamayaca¤›n›  kal›yor insana…


           102 KobiEfor A€ustos 2018
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107