Polenler: Polen veya daha sık bilinen ismiyle çiçek tozları üreme amacıyla rüzgar veya böceklerle diğer bitkilere taşınır. Alerjik hastalıklar açısından asıl önem taşıyan 20-60 mikron büyüklüğündeki rüzgar ile çok uzak yerlere ulaşabilen tipleridir. Bu dönemde önerdiğimiz korunma yolları; ev kapı ve pencerelerinin kapalı olması, ev ve arabanızda polen filtresi bulunması, polenlerin havada yoğun olduğu sabahın erken saatlerinde dışarı çıkmamak, deniz kıyısında tatil yerlerini tercih etmek, güneş gözlüğü kullanmak, dış ortamdan ev ortamına geçince saçınıza yapışmış olabilecek polenlerden arınmak için saçlarınızı yıkamak ve kıyafetlerinizi yatak odanızın dışında bekletmek...
Küf mantarları: Küf mantarları sıcak ve nemli ortamlarda üreyen bir türdür. Ev dışında nemli ortam ve çok ağaçlıklı alanlardan uzak durmalı, ahır, kümes gibi havasız ortamlara girmemeli ve evinizin yakınındaki işlevsiz su birikintisi ve kanalları kaldırılmalıdır. Ev içi nem yüzde 50’nin altında tutulmalıdır. Nemli duvarlar, seyreltilmiş çamaşır suyu ile yıkanmalıdır, ev içinde fazla saksı bitkisi tutulmamalı, banyo, tuvalet ve duş alanları ıslak ve kirli bırakılmamalıdır.
Kurdeşen ve egzama: Kurdeşen, ürtiker olarak tanımlanan deride hafif kabarık, pembe-kırmızı renkte ve genellikle kaşıntılı lezyonlardır. Üzerine basıldığında ise renk solar. Vücudun herhangi bir yerinde tek tek veya birleşmiş olarak oluşabilir. Ürtiker her yaş grubunda görülebilir. Bu hastaların kendileri veya aile öykülerinde alerji varlığı saptanır. Pek çok nedene bağlı gelişebilen ürtiker yaz aylarında sıklıkla güneş alerjisi olarak karşımıza çıkar. Güneş ışınlarına maruz kalınınca gelişir. Önce kaşıntı, ardından kızarıklık ve deride kabarma gözlenir. Tedavisinde güneşten sakınmak çok önemlidir. Antihistaminik ilaçlar kullanılır.
Atopik dermatit-egzema- ise alerji öyküsü olduğu bilinen kişilerde kronik ve yinelenen bir durumdur. Genellikle çocuk yaşlarda sıktır ve temel özelliği gün içinde başlayıp gece şiddetlenen kaşıntıdır. Koruyucu önlemler arasında terlemeyi önlemek, uzun kollu, bol ve açık renkte giysileri tercih etmek, ani ısı değişiklerinden kaçınmak, katkı maddesi yoğun olan vücut ürünlerinden kaçınmak, gerektiğinde yakınmaları kontrol etmek için antihistaminik ilaçlar, kortizonlu pomatlar veya deri kuruluğunu azaltacak yağlar kullanılmalıdır.
Arı sokması: Yaban arıları veya bal arılarının sokması sonucu o alanda ağrı, kızarıklık ve şişme gibi kendiliğinden gerileyen lokal bir reaksiyon veya anaflaksi denilen ve sokulan kişinin ölümüne yol açabilen bir reaksiyon da doğabilir. Arı soktuğunda; deriye takılı kalan iğnenin ezilmeden özenle çıkarılması, sokulan bölgenin bol su ve sabunla yıkanması, sulandırılmış amonyak ile dezenfekte edilmesi, sokulan yere buz uygulanması, gerektiğinde kortizon ve antihistaminik veya adrenalin içerikli ilaçların uygulanmasıdır. Anaflaksi benzeri bulgular gösteren kişilerin ise en kısa zamanda bir sağlık kurumuna ulaştırılması gerekir. Arıların bulunabileceği yerlerde uzun kollu gömlek ve pantolon tercih edin, parlak ve canlı renkte giysilerden kaçının, açıkta yemek yemeyin ve açıkta yemek bırakmayın, çöplerinizi evin dışına alın, bahçe işleri yapacaksanız eldiven kullanın ve bahçeye yalınayak basmayın, parfüm kullanmayın, arabanıza bindiğinizde arı olmadığından emin olun.
Yazın Alerjik Hastalıklar Artıyor!
Danışmanımız ve Yazarımız Dr. Gülsemin Güloğlu, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Elif Altuğ ile yaz aylarında alerjiler ve tedavileri üzerine konuştu.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte alerjik hastalıklarda artış görülüyor. Bu hastalıklardan, özellikle astımlılar ve bünyesi alerjenlere zayıf olanlar etkileniyor. Bahar aylarında başlayıp, yaz ortasına kadar devam eden dönem alerjik astım ve rinit tanılı kişilerde öksürük, nefes darlığı, hapşırık krizleri, gözlerde sulanma gibi yakınmaların oluşmasına neden oluyor.
Paylaş