banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

31.01.2017, 08:11 6101

Yalnızlığın Bireysel ve Toplumsal Boyutları

Danışmanımız ve Yazarımız Dr. Gülsemin Güloğlu, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Doç.Dr. Sibel Mercan ile yalnızlığın bireysel, toplumsal boyutları ve yalnızlıktan korunmanın yolları üzerine konuştu.

Yalnızlık günümüzde daha mı yaygın?
Yalnızlık müzik, görsel sanatlar ve edebiyatın temel konularından birisidir. Yalnızlığın anlatıldığı resimler, şiirler, romanlar, bilimsel araştırmalardan çok daha eskilere kadar uzanmaktadır. Buna karşın yalnızlıkla ilgili bilimsel araştırmalar çoğunlukla 1970’li yıllardan sonra dikkatimizi çekmektedir. Batı toplumları endüstrileşmeyle birlikte “narsistik çağı”nı yaşamaktadır. Aynı zamanda bu dönem yalnızlığın neredeyse salgın olarak yayıldığı “yalnızlık çağı” olarak da adlandırılabilir. Maddi olarak zenginleşen, kaynakları gün geçtikçe artan ülkelerde buna karşın insanların giderek yalnızlaştığı ve izole olduğu dikkati çekmektedir.

Hangi yaşlarda daha sık yalnızlık hissedilir?
Yalnızlık aslında düşünüldüğünden daha yaygın, 7’den 70’e herkes tarafından hissedilebilen bir duygudur, yaşı yoktur. Hepimiz yaşamımızın belli dönemlerinde kendimizi yalnız hissetmişizdir. Yaşamın içinde çocukluktan ergenliğe geçiş, bekarlıktan evliliğe, evlilikten bekarlığa geçiş, emekli olma, çocukları evlendirme gibi bazı dönemlerde yalnızlık duygusu daha yaygın ve yoğun olarak hissedilir.

Yalnızlık hissine genetik yatkınlık var mı?
Yalnızlık tarih öncesi çağlardan beri evrimleşen genetik yatkınlıkla da belirlenen bir duygudur. Yalnızlık hissinin tarih öncesi çağlarda tek başına avlanma zorunda kalan savaşçılara kadar uzandığı, o dönemde büyük ve yırtıcı hayvanları avlamanın zorluğu nedeniyle avcıların yalnız kalmak istemediği, topluluk halinde yaşam ve avlanmanın bu duygu ile başa çıkma ihtiyacı sonucu doğduğu söylenmektedir. Çok sayıda tek yumurta olan ve olmayan ikizlerle yapılan araştırmada tek yumurta ikizlerinde bu duygunun değişmez bir şekilde aynı olduğunun görülmesi yalnızlık hissinin genetik olarak da kodlandığı, bazı ailelerde daha fazla oranda hissedildiğini ortaya koymaktadır.

Yalnızlıktan korunmak için neler yapılmalı?
İlk yapmanız gereken yalnızlığınızı tanımlamaktır. Kendinize yalnız olduğunuzu itiraf ettikten sonra yalnızlık hissinizi sürdürmenize yol açanın ne olduğuna odaklanmanız gerekir. Örneğin; dışarı çıkmadığınız, kendinizi aptal, çirkin, sıkıcı bulduğunuzu, paranızı alkol, sigaraya harcayıp dışarı çıkmak için yeterli paranızın kalmadığını, yeni şeylerin sizi hep korkuttuğunu, diğer insanların sizi yönetmeye kalktığını, günah keçisi olduğunuzu, kendinizde bir şeyin yanlış olduğunu düşünebilirsiniz. Sorunun nerede olduğuna karar verdikten sonra kendinize bazı hedefler belirleyip, bir şeyleri değiştirmeye karar verebilirsiniz. Diğer insanları değiştiremeseniz de kendi düşünce ve duygularınız değiştiğinde diğerlerinin de farklılaştığını görebilirsiniz. Kendinize bazı hedefler belirlemeniz, risk almanız, yeni şeyler denemeniz, değiştirebileceklerinizi belirleyip, değiştiremeyeceklerinizi kabul etmeniz önemlidir. Yalnızlığı dahil olma, izolasyon duygusunu da toplumsallaşma ile değiştirmek biraz zaman alacaktır. Ufak adımlarla ilerlemek daha az başarısız olma duygusu yaşatacaktır. Hedefleri teker teker belirleyip en kolaydan zoruna doğru gitmek yararlı olacaktır.

Yorumlar (0)