banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

30.09.2016, 09:00 6776

Şirketlerde Gelecek Kuşak!

Bütün dünyada ve Türkiye’de artan rekabet, küreselleşme ve kurumsallaşamama gibi nedenler şirket yaşamlarını tehdit etmeye devam ediyor ve yaşam sürelerini kısaltıyor. Türkiye’de ortalama şirket yaşam sürelerine yönelik sağlıklı bir araştırma bulmak mümkün değil ise de işletmelerin yaklaşık yüzde 80’i beşinci yılına, yüzde 96’sı onuncu yılına dahi ne yazık ki ulaşamadığı kabul ediliyor.
Ülkemizde bir şirket kurmuş ve onu başarılı olarak belli bir süre yaşatmış şirket patronlarımızın önemli bir problemi de şirketin sürekliliğini sağlamaktır. Bu kapsamda başarısız ‘Kurumsallaşma’ örneklerinden uzaklaşan patronlarımız, eğer var ise kurtuluşu evlatlarında ve/veya yeğenlerinde aramakta ve onlara küçüklüklerinden itibaren ‘senin burada görevin hazır’, hatta ‘burada çalışmak zorundasın’ mesajı vermektedir. Çok özel yetkinlikleri nedeni ile bunu başarılı olarak gerçekleştiren ancak azınlıkta olan başarılı ‘İkinci kuşak’ yöneticiler hariç tutulursa bu mesaj ve davranış biçimi uygun değildir.

Nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:

- ‘Zaten iş yerim hazır’ diyen genç aday kendisini geliştirme konusunda inançlı ve hırslı olmaktan vazgeçer,
- ‘Kendi başına ayakta kalma’ gücüne hiçbir zaman ulaşamaz ve bunun ne anlama geldiğini de bilemez,
- Yeteri kadar yetkin olmadan çeşitli pozisyonlara getirilen ‘aday’, kendisini çok yetkin zanneder ve kolaylıkla ‘Dunning-Kruger Sendromu’ ile tanışabilir,
- Çalışanların ruh hali konusunda bilgi sahibi olamayacağından hayatı boyunca empati yapmakta zorlanır,
- Bir gün herhangi bir nedenle şirket ‘yıkılırsa’, enkazın altında ilk kalan kendisi olur,
- Kendisi ile yakın çalışan yöneticilerin ‘iltifatlarını’ kendi yetkinliği ile ilgili olduğunu zanneder,
- Kendisinin şirket patronu ile şirket çalışanları arasındaki ‘çırpınmalarını’ şirketi hayatta tutmaya yönelik faaliyetler zanneder,
- Mesleki anlamda gençliğinde bir ‘Hayali’ olan, ancak üzerindeki baskı veya kolaycılık nedeni ile kendisini şirket içinde bulan aday, seneler sonra ‘Hayali’ peşinde koşmadığı için kendisini ve ailesini suçlar,
- Kendinin yeteri kadar yetkin olduğu etrafı tarafından sürekli ‘pompalandığından’, yaşam boyu eğitimi reddetme eğilimine girer.

Çözüm önerilerine gelince; bir sonraki kuşak;

- Lise çağına gelmeden; ‘Bu şirket sana kapalı ama dünyanın istediğin yerinde, istediğin eğitimi alman için her destek verilecektir’ mesajı verilmeli ve bu mesaj davranışlarla desteklenmelidir.
- Üniversite aşamasında ise şirket içinde görev almadan önce kendi imkanları ile dışarıda bir şirkette iş bulması ve çalışması sağlanmalıdır.
- Şirket içinde çalışmaya başlamış, yetkin ve istekli ise kendisine yoğun bir eğitim programı uygulanmalıdır.
- Şirket içinde çalışmaya başlamış ancak yeteri kadar yetkin değil ise artık yapacak bir şey olmadığı kabul edilmelidir.

Kısaca, başarılı bir şirketin ömrünü uzatmak için gerçek anlamda ‘Kurumsallaşma’ esastır. Bu kapsamda neler yapılması gerektiği ise gerçekten dünya standardına ulaşmak isteyen kurumlar için saklı ve gizli değildir.

Yorumlar (0)