Mavi Kart
Bu mavi kart 1980’lerde otobüslere binmek için aylık olarak kullandığımız biniş kartı değil, -bir an o günler aklıma geldi; öğrenci olduğumuz için o günlerdeki en değerli mülkümüzdü- bu Mavi Kart, 6-12 yaş öğrencilere spor kültürünü öğretmek için, doğru ve dürüst davranışı pekiştirmek için kullanılan bir sportmenlik kartı. Çocuk veya genç, futbol maçı içerisinde doğruyu söylerse, arkadaşını yerden kaldırırsa, hakeme yardımcı olursa bu karttan alıyor ve bir maçta en çok mavi kartı alan sporcu veya takım ödüllendiriliyor.
2008’de Artvin’in Ardahan ilçesinde beden eğitimi öğretmenliği yapan ve aynı zamanda futbol antrenörü olan Fikret Kadıoğlu, Mavi Kart’ın mimarı. Benim de Spor Akademisi’nden sınıf arkadaşım. Bir ara TFF’nin antrenörlük kursunda ders verirken “spor kültürünün nasıl geliştirileceği” konusunda konuşurken aklına geldi. Bana açtı düşüncesini; “Yeşil kart versek olur mu?” diye. Ben, fikri beğendim ama “yeşil” yerine daha özgürlükçü renk olan ve yanlış anlamalara neden olmayacak “Mavi” olsun dedim ve uygulamaya başladı kendi okulunda.
Yaklaşık iki sene aldı bu fikrin uygulanması ve kabulü. Bende o zamanlarda Radyospor da program yapıyordum ve her hafta telefon bağlantısı yapıyordum nasıl gittiğini öğrenmek için. Fikret Öğretmen, zaman zaman karamsarlığa kapılıyordu; ben de cesaretlendirip yüreklendiriyordum her defasında ve sonunda iş olmaya başladı; sonra Arhavi’de tanınmaya başladı ve uygulamaları şehre yayıldı. Projeyi TFF’ye verdik, onlarda UEFA’ya bildirdiler “sokak futbolu” şenliği kapsamında ve Mavi Kart Projesi 2013’te UEFA’dan liderlik ödülü aldı. İşin garibi, İtalyanlar, bizden esinlenerek benzer uygulamayı bizden beş sene sonra alt liglerde uygulamaya başladılar.
Fikret Kadıoğlu, bu yıl da 2015’in Fair Play ödüller kapsamında Türkiye Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından ödüllendirildi. Bu arada görsel ve yazılı basın projeye ilgi gösterdiler. Proje gittikçe daha da tanınıyor ama asıl amaç bu projenin alt liglerde uygulanarak 10 yıl içerisinde alt yapılardan başlayarak futbol liglerinde uygulanması.
Projeye bu yıl bir “Mor Kart” eklendi. Bunun amacı sporcuyu yanlışının farkına vardırmak; örneğin; sporcu kural dışı bir hareket yaparsa iki dakika oyundan çıkıyor ve sonra özür dileyerek tekrar oyuna giriyor. Böylelikle doğruların ve kuralların pekişmesini sağlayarak sporcuyu hataya değil; doğrulara yönlendirmek ve futbolu da bir eğitim aracı olarak kullanarak spor kültürünü öğretmek.
İşin güzel yanı da bunların hepsi gönüllülük ilkesine göre yapılıyor. Şenliklerde çok insan yardım ediyor. Aileler çocuklarını izlerken stadın kenarında piknik yapıyor, horon tepiyor. Özellikle Kaymakamlık, Arhavi Belediyesi, İlçe Eğitim ve Spor Müdürlüğü, bu projeye inanmış ve Fikret Hoca’ya destek veriyorlar. Ben de iki kere yerinde gördüm projeyi ve çocukları ve ailelerin coşkularını izledim. İnsan çok farklı duygulara kapılıyor inanın. Böyle bir heyacanı bir derbi maçında göremezsiniz. Bence sizler de görmelisiniz bu şenlikleri. Sanki bir çocuk bayramı ve Arhavi bir ilke imza atıyor her ay…
Fikret Kadıoğlu ve arkadaşları gibi içten ve yürekten, hiçbir maddi beklenti içine girmeden canla başla çalışan insanları görünce, futbol ve ülkem adına umutlanıyorum. Böyle güzellikler olduğu sürece de ben, bu projelerin hak eden yerini alana kadar desteklemeye devam edeceğim.
Görmeli ve göstermeliyiz böyle güzellikleri; o yüzden yazdım; ülkemizde güzel ötesi şeyler de oluyor ve bilin istedim. İnanıyorum ki birisi veya birileri iyi şeyler yaparsa bunlar katlanarak çoğalacak…