01.06.2013, 13:07
1558
Süreçlerle Yönetimde Eylemler
Süreçlerle yönetime geçmek için bakış açımızı nasıl değiştireceğiz?
Süreçlerle yönetim yeni bir bakış açısı kazanmanızı gerektirir. İşinizle farklı açıdan ilgilenmelisiniz. İşinizin ilerleyişini sağlamak için daha fazla sorumluluk almalısınız. Hiyerarşik eski yönetim tarzı tek boyutlu ve çok kısıtlıdır. Süreçlere odaklanma, bakış açınızı şirketi her yönü ile kavrayacak şekilde hızla değiştirme anlamına gelir. Dikkatiniz görevlerden süreçlere kaydığında, iş görme tarzınız derinden etkilenir.
Eski Bakış Açısı: Süreçlere dar bir aralıktan bakılır. İnsanlar yalnızca kendi yaptıkları işlere odaklanırlar, resmin dışında kalırlar ve resmin bütününü göremezler, sürecin sonuçlarına yoğunlaşamazlar. Bu yüzden müşteri ilişkileri kopar.
Yeni Bakış Açısı: Bütünü küçük bir pencereden bakarak göremeyiz, ötelere bakmalı ve herkesi işletmedeki işlevlerin sonuçlarından sorumlu tutmalıyız. Amaç bireylerin değil, bütünün performansını etkili kılmaktır. Bu nedenle ortak bir amaç için mücadele etmeliyiz.
Süreçlerle yönetimde işletmede herkes dikkatini bütüne verir, olaylara değişik açılardan bakma alışkanlığı edinirler. Tüm süreç olduğu gibi gözler önüne serilir ve bu süreçte müşteri ve tedarikçiler de yer alır. Herkes kendi dar sorumluluk alanlarından çok daha ötesi ile ilgilenir. İşlerin bu yeni düzeninde; insanlar sadece kendi işleriyle uğraşmazlar… Müşterilerin işleriyle… Hepsiyle… Müşteriye hizmet etmek üzere düzenlenmiş sürecin bütünüyle… İlgilenmek zorunda kalırlar. Bunu gerçekleştirmenin tek yolu, süreç odaklı düşünmektir.
Çabalarınızı süreçleri ortaya çıkarmaya, analiz etmeye ve verimsiz olanları iyileştirmeye yoğunlaştırmalısınız. Süreçleri yeniden yapılanmayı düşünüyorsanız, bütün süreçleri değiştirmeye kalkmayın, iyi gidenlere asla dokunmayın. İyi gidenleri iyileştirmeye ve daha iyi yapmaya çalışın. Bunu “yeniden yapılanma”cılar ve Japonlar 90’lı yılların sonlarına doğru fark ettiler.
Ulu Önderimiz M. Kemal Atatürk bunu yıllar öncesinden biliyor ve uyguluyordu. Bu konuda söyledikleri yıllardır onu anlayabilenlere ışık tutuyor (Bu sözünü ABD Başkanı Bill Clinton ülkemize geldiğinde onunla yapılan bir röportajdan öğrendim): “Ben ancak daha iyisini yapabileceğim şeyleri tahrip ederim, daha iyisini yapamayacağım şeyleri tahrip etmem.”
Süreçlerle yönetim yeni bir bakış açısı kazanmanızı gerektirir. İşinizle farklı açıdan ilgilenmelisiniz. İşinizin ilerleyişini sağlamak için daha fazla sorumluluk almalısınız. Hiyerarşik eski yönetim tarzı tek boyutlu ve çok kısıtlıdır. Süreçlere odaklanma, bakış açınızı şirketi her yönü ile kavrayacak şekilde hızla değiştirme anlamına gelir. Dikkatiniz görevlerden süreçlere kaydığında, iş görme tarzınız derinden etkilenir.
Eski Bakış Açısı: Süreçlere dar bir aralıktan bakılır. İnsanlar yalnızca kendi yaptıkları işlere odaklanırlar, resmin dışında kalırlar ve resmin bütününü göremezler, sürecin sonuçlarına yoğunlaşamazlar. Bu yüzden müşteri ilişkileri kopar.
Yeni Bakış Açısı: Bütünü küçük bir pencereden bakarak göremeyiz, ötelere bakmalı ve herkesi işletmedeki işlevlerin sonuçlarından sorumlu tutmalıyız. Amaç bireylerin değil, bütünün performansını etkili kılmaktır. Bu nedenle ortak bir amaç için mücadele etmeliyiz.
Süreçlerle yönetimde işletmede herkes dikkatini bütüne verir, olaylara değişik açılardan bakma alışkanlığı edinirler. Tüm süreç olduğu gibi gözler önüne serilir ve bu süreçte müşteri ve tedarikçiler de yer alır. Herkes kendi dar sorumluluk alanlarından çok daha ötesi ile ilgilenir. İşlerin bu yeni düzeninde; insanlar sadece kendi işleriyle uğraşmazlar… Müşterilerin işleriyle… Hepsiyle… Müşteriye hizmet etmek üzere düzenlenmiş sürecin bütünüyle… İlgilenmek zorunda kalırlar. Bunu gerçekleştirmenin tek yolu, süreç odaklı düşünmektir.
Çabalarınızı süreçleri ortaya çıkarmaya, analiz etmeye ve verimsiz olanları iyileştirmeye yoğunlaştırmalısınız. Süreçleri yeniden yapılanmayı düşünüyorsanız, bütün süreçleri değiştirmeye kalkmayın, iyi gidenlere asla dokunmayın. İyi gidenleri iyileştirmeye ve daha iyi yapmaya çalışın. Bunu “yeniden yapılanma”cılar ve Japonlar 90’lı yılların sonlarına doğru fark ettiler.
Ulu Önderimiz M. Kemal Atatürk bunu yıllar öncesinden biliyor ve uyguluyordu. Bu konuda söyledikleri yıllardır onu anlayabilenlere ışık tutuyor (Bu sözünü ABD Başkanı Bill Clinton ülkemize geldiğinde onunla yapılan bir röportajdan öğrendim): “Ben ancak daha iyisini yapabileceğim şeyleri tahrip ederim, daha iyisini yapamayacağım şeyleri tahrip etmem.”
