01.02.2015, 08:30
7442
Nazarbayev ve bağımsız Kazakistan’ın 25. yılı
Kazakistan, bağımsızlığını kazandıktan bugüne kadar büyük, inanılmaz mesafeler katetmiş ve Asya’nın gerçekten parlayan yıldızı olmuştur. Önce ulusal bütünlüğünü sağlayan ve bunu pekiştiren Kazakistan, kaynaklarını en iyi şekilde kalkınmaya harcamıştır. Harcamaya da devam etmektedir.
Kazakistan bölgede ve uluslararası diplomaside de dikkat çeken roller oynamaya başlamıştır. Bütün bunlar, Nursultan Nazarbayev’in önderliği sayesinde gerçekleşmektedir.
Çin ve Rusya gibi dünyanın en önemli ülkeleriyle komşu olup, Çin ile 2500 kilometre, Rusya ile 8 bin kilometre sınırı olan ve bu sınırlarda hiçbir problemi bulunmayan Nursultan Nazarbayev ülkesinin felsefesini sağlam temeller üzerine oturtmuş ve gelecek nesillere inançlı ve istikrarlı bir Kazakistan hazırlamıştır.
Manevi yakınlığımızın, karşılıklı yararlı ekonomik işbirliğiyle geliştiği Kazakistan-Türkiye ilişkileri Altay’dan Akdeniz’e kadar uzanan coğrafyada ülkelerimizi her geçen gün biraz daha küresel kılmaktadır.
Ülkelerimizde mevcut siyasi ve ekonomik istikrar, yürütülen vizyon sahibi dış politikalar ve tarihi birikimler, Türkiye ile Kazakistan’ı örnek işbirliği ortakları kılmıştır.
Özellikle de Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in ortak güç ve irade ortaya koymasından doğan olumlu sonuçlarla genişlemesine imkan sağladığı ekonomik ilişkilerimiz ülkelerimizin yakınlaşmasında ayrı bir sayfa açılmasına da imkan vermiştir.
Dün Türk Dilli Ülkeler İşbirliği’nin kurulması için girişimde bulunan Nursultan Nazarbayev’in görüşlerindeki isabet ve haklılığını bugün Türk dünyası kabul etmiş ve benimsemiştir.
Gene Nursultan Nazarbayev’in bir Türk Akademisi kurulması konusundaki düşünceleri, 2010 yılında hayata geçirilmiştir.
Nursultan Nazarbayev, “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” felsefesiyle de kabul gören bir düşüncenin sahibi olarak da dünyada tanınmakta ve bilinmektedir.
Türkiye’ye gelince devletimiz 2017-2018 dönemi için Kazakistan’ın BM Güvenlik Konseyi üyeliğini desteklemektedir. Bu devletimizin politikasıdır.
Bu yıl Astana’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev başkanlığında Yüksek Düzeyde İşbirliği Konseyi toplanacaktır.
Bütün bunlar kısa paragraf başlıklarıyla Türk-Kazak münasebetlerinin bugünkü özetidir.
Bu arada altını çizerek belirtmekte fayda gördüğüm husus; bu yıl kutlanacak olan Kazakistan Savaşı Zaferi’nin 70. yılıdır. Kazakistan ve Nursultan Nazarbayev, bu savaşın 70. yıldönümüne büyük önem atfetmektedir.
Gene Nursultan Nazarbayev yılbaşında da büyük bir öncülük göstererek hayatta bulunan 5115 muharip gaziyi unutmamış ve onları birer hediye seti ve yeni yıl tebriki ile aramış ve anmıştır. Bu da O’nun geçmişin hatıralarına olan bağlılık ve kadirbilirliliğinin ve de yüksek vefasının ayrı bir işaretidir.
Hatırlanacağı üzere Nursultan Nazarbayev, bir diğer vefa örneğini de altı yıl önce gerçekleştirmiş ve Astana’nın en güzel yerlerinden biri olan Esil nehrinin kıyısına Büyük Atatürk’ün anıtını dikmiştir.
Türk-Kazak münasebetlerinin son yirmi beş yılda aldığı mesafede de büyük payı bulunan Nursultan Nazarbayev, bugün Türk dünyasında bilge önderlerden biri olarak kabul görmektedir.
Kazakistan bölgede ve uluslararası diplomaside de dikkat çeken roller oynamaya başlamıştır. Bütün bunlar, Nursultan Nazarbayev’in önderliği sayesinde gerçekleşmektedir.
Çin ve Rusya gibi dünyanın en önemli ülkeleriyle komşu olup, Çin ile 2500 kilometre, Rusya ile 8 bin kilometre sınırı olan ve bu sınırlarda hiçbir problemi bulunmayan Nursultan Nazarbayev ülkesinin felsefesini sağlam temeller üzerine oturtmuş ve gelecek nesillere inançlı ve istikrarlı bir Kazakistan hazırlamıştır.
Manevi yakınlığımızın, karşılıklı yararlı ekonomik işbirliğiyle geliştiği Kazakistan-Türkiye ilişkileri Altay’dan Akdeniz’e kadar uzanan coğrafyada ülkelerimizi her geçen gün biraz daha küresel kılmaktadır.
Ülkelerimizde mevcut siyasi ve ekonomik istikrar, yürütülen vizyon sahibi dış politikalar ve tarihi birikimler, Türkiye ile Kazakistan’ı örnek işbirliği ortakları kılmıştır.
Özellikle de Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in ortak güç ve irade ortaya koymasından doğan olumlu sonuçlarla genişlemesine imkan sağladığı ekonomik ilişkilerimiz ülkelerimizin yakınlaşmasında ayrı bir sayfa açılmasına da imkan vermiştir.
Dün Türk Dilli Ülkeler İşbirliği’nin kurulması için girişimde bulunan Nursultan Nazarbayev’in görüşlerindeki isabet ve haklılığını bugün Türk dünyası kabul etmiş ve benimsemiştir.
Gene Nursultan Nazarbayev’in bir Türk Akademisi kurulması konusundaki düşünceleri, 2010 yılında hayata geçirilmiştir.
Nursultan Nazarbayev, “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” felsefesiyle de kabul gören bir düşüncenin sahibi olarak da dünyada tanınmakta ve bilinmektedir.
Türkiye’ye gelince devletimiz 2017-2018 dönemi için Kazakistan’ın BM Güvenlik Konseyi üyeliğini desteklemektedir. Bu devletimizin politikasıdır.
Bu yıl Astana’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev başkanlığında Yüksek Düzeyde İşbirliği Konseyi toplanacaktır.
Bütün bunlar kısa paragraf başlıklarıyla Türk-Kazak münasebetlerinin bugünkü özetidir.
Bu arada altını çizerek belirtmekte fayda gördüğüm husus; bu yıl kutlanacak olan Kazakistan Savaşı Zaferi’nin 70. yılıdır. Kazakistan ve Nursultan Nazarbayev, bu savaşın 70. yıldönümüne büyük önem atfetmektedir.
Gene Nursultan Nazarbayev yılbaşında da büyük bir öncülük göstererek hayatta bulunan 5115 muharip gaziyi unutmamış ve onları birer hediye seti ve yeni yıl tebriki ile aramış ve anmıştır. Bu da O’nun geçmişin hatıralarına olan bağlılık ve kadirbilirliliğinin ve de yüksek vefasının ayrı bir işaretidir.
Hatırlanacağı üzere Nursultan Nazarbayev, bir diğer vefa örneğini de altı yıl önce gerçekleştirmiş ve Astana’nın en güzel yerlerinden biri olan Esil nehrinin kıyısına Büyük Atatürk’ün anıtını dikmiştir.
Türk-Kazak münasebetlerinin son yirmi beş yılda aldığı mesafede de büyük payı bulunan Nursultan Nazarbayev, bugün Türk dünyasında bilge önderlerden biri olarak kabul görmektedir.