6361 Sayılı “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu” ve 24 Nisan 2013 Tarihli “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik” ile birlikte finansal kiralama (leasing), faktoring ve finansman şirketleri, kanuni bir çerçeveye sahip oldu.
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği Başkanı Osman Zeki Özger sektörün genel profilini şöyle çiziyor: “Türkiye’de 28 yıllık geçmişinde 62 milyar dolarlık yatırıma aracılık eden finansal kiralama sektörü ile 2012 yıl sonu itibarıyla Türkiye ticaretinin yaklaşık yüzde 5.6’sına aracılık eden faktoring sektörü Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği çatısı altında birleştirildi. Bu birleştirme, 2014 yılında banka dışı finansal sektörün toplam ekonomideki payının arttırılması ve Türkiye’de finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi yönünde aktif bir kurumsal faaliyet içerisine girilmesini sağladı.”
Osman Zeki Özger,  düzenlemelerin, Türkiye’de henüz yeni sektörün bilinirliliğini yükselteceği görüşünde. Özger, sektöre ilişkin şu bilgileri veriyor: “2013 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla Türkiye’de 33 finansal kiralama, 76 adet faktoring şirketi faaliyet göstermektedir. Faktoring sektörü 4.400 personel, finansal kiralama ise 1.400 personelle faaliyetlerini sürdürmektedir. Faktoring sektörüne baktığımızda, Türkiye’deki toplam faktoring işlem hacminin yaklaşık yüzde 18’i ihracat faktoring işlemlerinden oluşmaktadır. Toplam özkaynaklar 4 milyar 14 milyon TL, toplam aktifler ise 21 milyar 802 milyon TL’dir. Sektörün faktoring alacakları ise 20 milyar 108 milyon TL olmuştur.  Sektör 2013 yılının üçüncü çeyreğini toplam 33.9 milyar dolar işlem hacmiyle tamamlamıştır. 2012 yılının üçüncü çeyreğine göre işlem hacmi yüzde 22.7 artmıştır.
Leasing sektörü ise 2013/09 itibarıyla 26.5 milyar TL aktif büyüklüğü, 5.2 milyar TL özkaynak büyüklüğüyle faaliyetlerini sürdürmektedir. 2013 yılını 19.677 sözleşme ile 7 milyar dolar işlem hacmiyle kapatan sektörün, finansal kiralama sektörünün yatırımlar içerisinden aldığı payı gösteren penetrasyon oranı 2012’de yüzde 5.86 iken 2013 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 6.54 olarak gerçekleşmiştir.” 

OSB taşınmazları da finansal kiralama konusu olabilecek
20 Şubat 2014 Tarih ve 6525 Sayılı Yasa’nın 23. Maddesi’nde ek Madde 1 ile OSB içindeki taşınmazların finansal kiralama konusu olabileceği hükmü geldi. Osman Zeki Özger bu gelişmeyi şöyle değerlendirdi: “Düzenlemeyle OSB yönetiminin uygunluk görüşü aranarak, OSB içindeki taşınmazların finansal kiralamaya konu olabilmesi,  hem finansal kiralama sektörü hem OSB içerisinde faaliyet gösteren veya göstermek amacı taşıyan şirketlere yaratacağı imkanların başında, mümkün kılacağı finansman seçenekler geliyor.”
Özger, özellikle üretim bazlı politikalara yön verecek sözkonusu gelişmenin OSB yöneticelerinden de büyük destek aldığını belirtiyor: “Planlı sanayileşmenin somut unsurları olan OSB gayrimenkullerinin finansal kiralama yapılabilmesi, sektörün işlem hacmini artıracak, OSB’lerdeki firmalara fon kullanımı konusunda seçenek sunacaktır. Leasing sektörüne yaratacağı işlem hacmi ile de sektör verimliliğini arttıracaktır.”

KOBİ’lere destek
Finansal kiralama ve faktoring sektörlerinin bankacılık sektörünün tamamlayıcısı olduğunu anımsatan Özger, özellikle kaynaklara erişimi daha sınırlı olan KOBİ’lerin finansal yol göstericisi olduğunu vurguluyor:  “KOBİ’lerle finansal kiralama ve faktoring sektörlerinin çift yönlü olumlu ilişkisi bulunuyor. Faktoring sektörü, yapısı gereği KOBİ’lere yönelik hizmet veren, yasal ortamı gereği faturalı ticareti özendiren ve finans sektörüne canlılık ve rekabet getiren bir finansman alternatifidir. Öte yandan leasing, KOBİ segmentindeki firmalara mevcut sektör tecrübelerini aktararak uzun vadeli yatırımlarında en doğru finansal çözümleri sunmak amacını taşımaktadır. Uzun vadeli fon ihtiyacı konusunda ihtiyacını gidermede önemli bir finansal enstrüman olan leasing, ekonomimizin temel taşı olan KOBİ’lerin gelişimine gereken desteği kararlılıkla vermeyi devam ettirecektir.”

Finansal kiralama ve faktoring hızla büyüyecek
Her büyüklükte işletmenin yatırımlarına aracılık eden finansal kiralama sektörünün, önemli bir gelişme potansiyeline sahip olduğunu aktaran Özger, sektörün gelişim perspektifini şöyle özetliyor: “Büyüme trendine giren finansal kiralama sektörünün geleceği, ekonomik istikrar ve büyümeyle yakından ilgilidir. Sektörün 2014 yılı işlem hacminin 2013 yılına kıyasla yüzde 20 artması beklenmektedir. 2013 yılında işlem hacmini önceki yıla göre yüzde 30 artırarak 6.9 milyar dolar olarak gerçekleştirmiştir. 2014 yılına ilişkin finansal kiralama sektörü işlem hacmi tahminimiz 8.8 milyar dolardır. Bu da 2013 yılı işlem hacmine oranla yüzde 25 artış olması anlamına gelmektedir. Faktoringte ise 2014 yılında büyüme oranımızı yüzde 15 olarak öngörüyoruz. Böylece işlem hacminin 110-115 milyar TL civarında olacağını tahmin ediyoruz.”
Özger, leasing sektöründe de durumun benzer nitelikler taşıdığına dikkat çekiyor: “Sektördeki artış beklentisine karşın Türkiye’de penetrasyon oranı (özel sektör yatırımlarının leasing yöntemi ile finanse edilme oranı) halen Avrupa Birliği ortalamalarının altındadır. Bu da sektörün büyüme potansiyelinin olduğunu göstermektedir. 2014 ve sonrası dönemde, sektörün büyüme hızının, GSYH büyüme oranından daha üst noktada olacağı hedeflenmektedir. 2013 yılında 153 milyar dolar seviyelerindeki ihracat düzeyinin, 2016 yılı sonunda orta vadeli program çerçevesinde 202 milyar dolar seviyelerinde olması beklenmektedir. Leasing ve faktoring sektörlerinin de bu büyümenin, temel sac ayaklarından biri olması hedeflerimiz arasındadır.”

Finansal kiralama sektörü daha da uzmanlaşacak
“Türkiye için finansal kiralamanın önemi ve ekonomideki payı özellikle son yıllar baz alınır ise iç tasarrufun yatırımları geliştirecek boyutta bulunmaması ve işletmelerin fon ihtiyaçlarını finansman sistemimizin gerekli ve yeterli düzeyde taleplere yanıt verememesi sonucu artmıştır” diyen Özger, şunları dile getiriyor: “Sektör gelişimi için gerekli hukuki ve mali altyapı değişiklikleri tamamlandıkça ve rekabet arttıkça sunulan finansal kiralama hizmetleri daha esnek, daha yaratıcı ve daha müşteriye özgü ürünler haline gelecektir. Leasing şirketleri belli sektörler veya ekipmanlar üzerinde uzmanlaşmaya başlayacak ve operasyonel leasing, alt-leasing gibi yürürlüğe konulan değişik leasing uygulamalarının yoğun olarak kullanabilirliği gündeme gelecektir. Bir diğer önemli nokta ise ülkemizdeki leasing şirketlerine yönelik taleplerin giderek artmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan kaynak sorunudur. Bu sebeple sektörün yurtiçinden kaynak temin ederek kendisini finanse etmesinin yeterli olmayışı sonucu; faaliyetlerinin, büyük bir bölümünü yurtdışından sağladığı kaynaklarla yürütmektedir. Bu da ülke ekonomisine ek bir maliyet yaratmaktadır.”