31.01.2018, 08:00
7709
Dönüşen Dünyada Rekabetçi Olabilmenin Yolu: Mükemmellik Yaklaşımı
Dünyada ‘yeni normal’ olarak adlandırdığımız ve benimsediğimiz çok hızlı bir dönüşüm var. Ürkütücü, hatta zorlayıcı görünen bu durum pek çok fırsatı da beraberinde getiriyor. Değişim denen bu karmaşık olguyu anlamak ve dönüştürme becerisini ortaya koyabilmek gerekiyor.
Yapay zeka ve robotik sistemler hızla insanların yerini alıyor, mobil uygulamalara dayalı internet çağı krallığını çoktan ilan etti. Nano teknoloji ve genetiğin tetiklediği değişimler, tüm süreç ve ürünlerde dönüşümü başlattı. Bütün bunlar, yenilikçi bakış açısına sahip olmanın, hayata farklı açılardan bakabilmenin, uygulama becerisi geliştirebilmenin pozitif sonuçlarıdır. Yeni kavram, yaklaşım ve sistemlere hazırlıklı olmanın artık bir zorunluluk olduğunun bilincine varmalıyız. Bu doğrultuda bakış açımız geleceğe hazırlanmak değil, geleceği tasarlamak olmalıdır.
Bu da tüm kuruluşları, dönüşen dünyada varlıklarını devam ettirebilmeleri, diğer bir ifade ile rekabetçi kalabilmeleri için geleceği tasarlarken işlerini nasıl yönetecekleri konusunda zorlamaktadır.
Bir stratejik yönetim modeli olarak karşımıza çıkan EFQM Mükemmellik Modeli, kar amacı güden veya gütmeyen, her sektördeki ve her ölçekteki kuruluşların bu dönüşümde işlerini yönetme konusunda rehberi olacaktır.
EFQM Mükemmellik Modeli kuruluşların rekabet güçlerini arttırabilmelerinin önünü açan; bütünsel bakış, esneklik, yenilikçilik gibi kriterler ile destekleyerek sürdürülebilir bir başarı ortaya koyabilmelerini mümkün kılan bir yönetim felsefesine dayanır.
25 yıl önce TÜSİAD-KalDer işbirliği ile kuruluşların rekabet gücüne katkıda bulunmak ve kalite bilincini yerleştirmek amacıyla kurgulanan bugünkü adıyla ‘Türkiye Mükemmellik Ödülleri’, Türk iş dünyasının en prestijli ödülü sıfatı ile bu vizyona hizmet etmiştir. Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nin bu yıl 25. kez sahiplerini bulmaları ayrı bir önem taşımaktadır. Ülkemizin önde gelen kuruluşlarının modelle çalışmaları ve ödüller kazanmaları sadece kuruluşların kendileri için değil, içinde bulundukları sektör ve tüm paydaşlarının rekabet gücüne pozitif etki sağlamıştır.
Türkiye Mükemmellik Ödülü sürecine 25 yıl içerisinde 274 kuruluş başvurmuş ve bu yıla kadar 55 Mükemmellik Ödülü, 33 Büyük Ödül ve 8 Mükemmellikte Süreklilik Ödülü olmak üzere toplam 93 ödül verilmiştir.
Türkiye’de faaliyet gösteren kuruluşlarımızın “Avrupa Mükemmellik Ödülü” sürecinde de büyük başarı göstermeleri bizler için ayrı bir gurur ve başarı kaynağıdır. Bugüne kadar 8 Büyük, 19 Başarı Ödülü olmak üzere 27 kuruluşumuz “EFQM Avrupa Mükemmellik Ödülü” kazanmıştır.
KalDer olarak; mükemmellik kültürünü topluma yayma ve ülkemizin rekabet gücünü artırma yolunda hizmet etmeye devam ederken tüm kurum ve kuruluşlarımızı mükemmellik anlayışını benimseyerek ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına ve nihayetinde yaşam kalitesine katkıda bulunmaya çağırıyoruz.
Yapay zeka ve robotik sistemler hızla insanların yerini alıyor, mobil uygulamalara dayalı internet çağı krallığını çoktan ilan etti. Nano teknoloji ve genetiğin tetiklediği değişimler, tüm süreç ve ürünlerde dönüşümü başlattı. Bütün bunlar, yenilikçi bakış açısına sahip olmanın, hayata farklı açılardan bakabilmenin, uygulama becerisi geliştirebilmenin pozitif sonuçlarıdır. Yeni kavram, yaklaşım ve sistemlere hazırlıklı olmanın artık bir zorunluluk olduğunun bilincine varmalıyız. Bu doğrultuda bakış açımız geleceğe hazırlanmak değil, geleceği tasarlamak olmalıdır.
Bu da tüm kuruluşları, dönüşen dünyada varlıklarını devam ettirebilmeleri, diğer bir ifade ile rekabetçi kalabilmeleri için geleceği tasarlarken işlerini nasıl yönetecekleri konusunda zorlamaktadır.
Bir stratejik yönetim modeli olarak karşımıza çıkan EFQM Mükemmellik Modeli, kar amacı güden veya gütmeyen, her sektördeki ve her ölçekteki kuruluşların bu dönüşümde işlerini yönetme konusunda rehberi olacaktır.
EFQM Mükemmellik Modeli kuruluşların rekabet güçlerini arttırabilmelerinin önünü açan; bütünsel bakış, esneklik, yenilikçilik gibi kriterler ile destekleyerek sürdürülebilir bir başarı ortaya koyabilmelerini mümkün kılan bir yönetim felsefesine dayanır.
25 yıl önce TÜSİAD-KalDer işbirliği ile kuruluşların rekabet gücüne katkıda bulunmak ve kalite bilincini yerleştirmek amacıyla kurgulanan bugünkü adıyla ‘Türkiye Mükemmellik Ödülleri’, Türk iş dünyasının en prestijli ödülü sıfatı ile bu vizyona hizmet etmiştir. Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nin bu yıl 25. kez sahiplerini bulmaları ayrı bir önem taşımaktadır. Ülkemizin önde gelen kuruluşlarının modelle çalışmaları ve ödüller kazanmaları sadece kuruluşların kendileri için değil, içinde bulundukları sektör ve tüm paydaşlarının rekabet gücüne pozitif etki sağlamıştır.
Türkiye Mükemmellik Ödülü sürecine 25 yıl içerisinde 274 kuruluş başvurmuş ve bu yıla kadar 55 Mükemmellik Ödülü, 33 Büyük Ödül ve 8 Mükemmellikte Süreklilik Ödülü olmak üzere toplam 93 ödül verilmiştir.
Türkiye’de faaliyet gösteren kuruluşlarımızın “Avrupa Mükemmellik Ödülü” sürecinde de büyük başarı göstermeleri bizler için ayrı bir gurur ve başarı kaynağıdır. Bugüne kadar 8 Büyük, 19 Başarı Ödülü olmak üzere 27 kuruluşumuz “EFQM Avrupa Mükemmellik Ödülü” kazanmıştır.
KalDer olarak; mükemmellik kültürünü topluma yayma ve ülkemizin rekabet gücünü artırma yolunda hizmet etmeye devam ederken tüm kurum ve kuruluşlarımızı mükemmellik anlayışını benimseyerek ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına ve nihayetinde yaşam kalitesine katkıda bulunmaya çağırıyoruz.