28.02.2017, 08:00
6568
Azı Karar Çoğu Zarar
Danışmanımız ve Yazarımız Dr. Gülsemin Güloğlu, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzman Dr. Gülçin Arı Sarılgan ile kaygı ve anksiyeteyle baş etme yolları üzerine konuştu.
Kaygılanmak normal midir?
Kaygı, yaşamın normal bir parçasıdır; bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda daha hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. İş hayatında başarılı olabilmemiz için de bir miktar kaygıya ihtiyacımız var. Ancak “sürekli aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiler, hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Biz bu durumu ‘Anksiyete’ olarak tanımlarız.
Anksiyete kimlerde daha çok görülür?
Kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha sık olarak görülmektedir. Bazen bir yitimden ya da kayıp tehdidinin (hastalık, deprem veya kaza sonrası) ardından ortaya çıkar. Bazen de ruhsal bir çatışmanın sonucunda gelişir. Araştırmaların büyük bir bölümü başarı hırsı yüksek, sabırsız ve mükemmeliyetçi özelliklere sahip A tipi kişilik özelliği gösteren kişilerde anksiyete düzeyinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar.
Anksiyetenin belirtileri nelerdir?
Bedensel ve ruhsal belirtileri vardır. Huzursuzluk, çabuk yorulma, kas gerginliği, sinirlilik, çarpıntı, terleme, titreme, uykularda bozulma, kapalı yerlerde veya iş toplantısında bulunmayı istememe olabilir. Bu durum kronikleşirse kişide bir mutsuzluk hali gelişebilir. Var olan tıbbi sorunlar (hipertansiyon, mide problemleri, kalp sorunları) kötüleşebilir. İş performansı ve aile ilişkileri bozulabilir. Alkol veya başka madde kötüye kullanımı gelişebilir.
Kaygıyla başetmenin yollları nelerdir?
Kişinin kendine zaman ayırması, hayatında iyi gelen şeylere yer açması önemlidir. Düzenli hareket, kaygıyla başetmekte oldukça faydalıdır. Günümüzde bilgisayar başında farketmeden çok uzun saatler geçirmekteyiz, teknoloji önemli ancak bağımlısı olmamalıyız. Sosyal etkileşim önemli. Ayrıca çeşitli gevşeme ve nefes egzersizleri yapabiliriz. Durumla başedilemediğinde mutlaka bir uzmana başvurmalı.
Kaygılanmak normal midir?
Kaygı, yaşamın normal bir parçasıdır; bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda daha hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. İş hayatında başarılı olabilmemiz için de bir miktar kaygıya ihtiyacımız var. Ancak “sürekli aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiler, hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Biz bu durumu ‘Anksiyete’ olarak tanımlarız.
Anksiyete kimlerde daha çok görülür?
Kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha sık olarak görülmektedir. Bazen bir yitimden ya da kayıp tehdidinin (hastalık, deprem veya kaza sonrası) ardından ortaya çıkar. Bazen de ruhsal bir çatışmanın sonucunda gelişir. Araştırmaların büyük bir bölümü başarı hırsı yüksek, sabırsız ve mükemmeliyetçi özelliklere sahip A tipi kişilik özelliği gösteren kişilerde anksiyete düzeyinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar.
Anksiyetenin belirtileri nelerdir?
Bedensel ve ruhsal belirtileri vardır. Huzursuzluk, çabuk yorulma, kas gerginliği, sinirlilik, çarpıntı, terleme, titreme, uykularda bozulma, kapalı yerlerde veya iş toplantısında bulunmayı istememe olabilir. Bu durum kronikleşirse kişide bir mutsuzluk hali gelişebilir. Var olan tıbbi sorunlar (hipertansiyon, mide problemleri, kalp sorunları) kötüleşebilir. İş performansı ve aile ilişkileri bozulabilir. Alkol veya başka madde kötüye kullanımı gelişebilir.
Kaygıyla başetmenin yollları nelerdir?
Kişinin kendine zaman ayırması, hayatında iyi gelen şeylere yer açması önemlidir. Düzenli hareket, kaygıyla başetmekte oldukça faydalıdır. Günümüzde bilgisayar başında farketmeden çok uzun saatler geçirmekteyiz, teknoloji önemli ancak bağımlısı olmamalıyız. Sosyal etkileşim önemli. Ayrıca çeşitli gevşeme ve nefes egzersizleri yapabiliriz. Durumla başedilemediğinde mutlaka bir uzmana başvurmalı.