HABER

Yeniden yapılanıyor; Suriye’de rejim değişikliği

Suriye’de 1963’te iktidara gelen Baas Partisi’nin 61 yıllık iktidarı, 2011’de başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle başlayan iç savaşla devrildi. Suriye’de muhalif güçlerin mücadelesi sonrası Beşşar Esad rejiminin yıkılmasının ve rejim karşıtı Heyet Tahrir Şam’ın başını çektiği silahlı grupların kontrolü ele almasının  ardından bölge yeniden yapılanıyor.

Uzmanlar, bölgenin yeniden yapılanmasında en yakın komşusu Türkiye’nin büyük rol oynayacağını öngörüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de yepyeni bir dönem başladı. Toparlanma ve kapasite inşa etme çabalarında Suriye halkına özellikle hep beraber omuz omuza vermeliyiz” dedi. S uriye’de 1963’te iktidara gelen Baas Partisi’nin 61 yıllık iktidarı, 2011’de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle başlayan iç savaşta, başkent Şam’ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla çöktü. Suriye’de muhalif güçlerin mücadelesi sonrasında Beşşar Esad (Beşsarı Hafızı’-Esed veya kısaca Beşşaru’l-Esed) rejiminin yıkılmasının ardından bölge yeniden yapılanıyor. Suriye’de rejim karşıtı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ), başını çektiği silahlı gruplar, önce Halep’te hakimiyet sağladı, sonra İdlib, Hama ve Humus’un ardından başkent Şam’ın kontrolünü ele aldı. Uzmanlar, bölgenin yeniden yapılanmasında en yakın komşu ülkesi olarak Türkiye’nin büyük rol oynayacağını öngörüyor.

“Türkiye, Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında tecrübelerini aktarmaya hazır"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin başkenti Şam’da Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu ve Suriye geçici hükümetinin Dışişleri Bakanlığı görevine getirilen Esaad Hasan Şeyban da yer aldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan,  şunları söyledi: “En dar günlerinizde olduğu gibi bugün de sizleri yalnız bırakmayacağız.Türk halkı, Türk Devleti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan sizlerin her zaman yanında olacaktır. Türkiye olarak, devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması ve kapasite inşası alanındaki tecrübelerimizi aktarmaya hazırız. Keza TİKA, Kızılay ve AFAD gibi kurumlarımızla ve özel şirketlerimizle somut çalışmalara destek vermek istiyoruz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız tüm devlet kurumlarına gereken talimatları vermişlerdir.”
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmet eş-Şera, yabancı bir devlet adamıyla düzenlediği ilk ortak basın toplantısında, Suriye’de yeni bir dönemin başlangıcında Bakan Fidan’ı memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi: “Dışişleri Bakanı Fidan ile Suriye’nin geleceğini görüştük. Sayın Bakan’la Suriye’nin geleceğine dair zorlukları ve konuları etraflıca konuştuk. Suriye’nin gelecekte nasıl olacağını görüştük. Gelecekte hükümetin güçlü olmasını konuştuk. Özellikle de Savunma Bakanlığı’nın önemi ve silahların sadece devletin kontrolünde kalmasını ele aldık. Devlet dışında herhangi bir grubun elinde silahın olamaması gerekir. Bakan Fidan, Suriye’nin yeniden kalkınması için Türkiye’nin yardım etmeye hazır olduğunu belirtti. Dost ülke Türkiye, devrimin başından beri Suriye halkının yanında durdu. Suriye de bunu unutmayacak ve iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulacak. Gerek bizim kontrolümüzdeki gerek PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgelerde, hiçbir grubun elinde silah bulunmasını kabul etmemiz mümkün değil.”

“İlk etapta Şam Havalimanı’nı ayağa kaldıracağız”
“Suriye'nin her şeye ihtiyacı var”: Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Suriye’nin her şeye ihtiyacı olduğunu belirterek, Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptıklarını anlattı: “İlk etapta Şam Havalimanı’nı ayağa kaldırmayla ilgili DHMİ Genel Müdürlüğü ile beraber bir vaziyet alacağız. 5 tane havalimanı var Suriye'de. 2 tane havalimanı ön plana çıkmış ve son zamanlara kadar da işletilen havalimanları. Şam ve Halep. Şam Havalimanı’nda geçen sene 100 bin civarında bir yolculuk olmuş. İstanbul Havalimanı’nın işte 5-6 saatlik seyahat trafiği. Halep’te 50-60 bin civarında bir seyahat olmuş. Bir ekip gönderdik. Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptık. Bir kere hiçbir radar sistemi yok. Bizim cep telefonlarından takip ettiğimiz hava radar uygulaması var. Düşünün, o cep telefonu aplikasyonundan yönetmeye çalışıyorlarmış. 1990’lı yıllardaki tüplü bilgisayarlar, söz konusu havalimanlarında kullanılmaya devam ediliyor. Doğru dürüst bu x-ray cihazları, dedektörler hiçbir şey yok. Pistlerde ciddi eskimeler var ve şu anda oradaki ilk yapılan Şam ve Halep seferi tamamen pilotların inisiyatifiyle yapılmış. Yani görerek şartlarda hiçbir sistem olmaksızın yapıldı, onun için arkadaşlarımız bir tespit yaptı. Bir eylem planı ortaya koyduk. Orada Türkiye’den çıkıp Hicaz’a kadar giden demir yollarının parçaları var. Oralarda belli bir bütünün parçaları olarak uzun zamandır çalıştırılmadığını biliyoruz. Hızlıca tespiti yapıp demir yolu bütünlüğünü yine Şam’a kadar ilk etapta sağlamayla ilgili bir vaziyet alacağız. 2009-2010’larda oraya yolcu trenlerini uğurlamışız, bir yolculuk yapmışız. Orada bir altyapı var. Bazı bölgelerde, mesela Irak’ta, demiryollarının raylarının sıfırdan demir olarak çalınıp satıldığını biliyoruz Suriye’de de bununla karşılaşabiliriz. Özellikle kara yolları noktasında bir çok iş yaptık. Karayolları Genel Müdürlüğümüzün, Milli Savunma Bakanlığımızın eliyle olsun. Orada birçok iş yaptığımızı birçok yıkılan köprüleri tamir ettiğimizi söyleyebilirim. Suriye haberleşme noktasında Türkiye’nin 20-30 yıl gerisinde. Birçok noktada cep telefonuyla iletişim sağlanamıyor. Bunlarla ilgili gerekli tespitleri yapacağız ve biz Bakanlık olarak bunları hayata geçirmeye çalışacağız ki orada dediğim gibi her şeye ihtiyaç var. Yani bir para basımı ya da Suriye’nin parasının ne olacağından düşünün. Mesela Suriye'nin parasının Rusya tarafından basıldığını biliyor muydunuz? Düşünün, bir ülkenin parasını bir başka ülke basıyor. Şu anda Afrika’da birçok ülke de benzer konumda, bazı gelişmiş ülkeler onların paralarını basıyor. Türkiye bu noktada da muhtemelen oraya bir destek verme noktasında olacak. Suriye Akdeniz’e açılan önemli bir kapı. Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii, bir Deniz Yetki Anlaşması, muhtemelen, hani yapalım diye Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam’ın Suriye'nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız. Böyle bir anlaşma, hem Suriye’nin hem Türkiye’nin etkinlik ve yetkinliğini artıracak. Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında, uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz. Tabii, orada öncelikle bir otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var. Bu, kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz.”
Kalkınma Yolu kapsamında Irak’ın Fav Limanı ilk fazı 2025’te devreye alınacak: Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu konusuna da değindi: “Irak’ın Fav Limanı’nın ilk fazı 2025’te devreye alınacak ve orası limancılık faaliyetlerine başlamış olacak. Bizi ilgilendiren tarafı ise yaklaşık 1200 kilometrelik karayolu. Projesi aşağı yukarı bitti diyebiliriz. Sadece Irak’ın kuzeyinde nereden geçeceğiyle ilgili bölgesel yönetimle merkezi hükümetin görüşmeleri sürüyor. Güncel olarak takip ediyoruz. Yönetim şeklinden finansman ve işletilmesine kadar konu ele alındı. Türkiye’de yapılması gerekenler var, bunları planlıyoruz.”

“Yeni iş fırsatları çıkabilir”
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, yeni sürecin Türkiye’yi çok açıdan yakından ilgilendirdiğini, bunun bir boyutunun, Türkiye’de geçici olarak kalan Suriyelilerin geri dönmesi konusu olduğunu aktardı: “Suriye’de çatışmasız, siyaseten istikrarın sağlanabildiği bir dönem tesis edilebilirse, Türkiye açısından da yeni ticaret ve iş fırsatları ortaya çıkabilir. Sınır komşumuz olması nedeniyle lojistik üstünlüğümüz bulunan Suriye ile ihracat başta olmak üzere iş birlikleri ve yatırımlar konusunda da ilerleme kaydedilebileceğini düşünüyorum.” Baran, Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, Suriye’nin inşa maliyetinin 400 milyar doları bulacağına işaret etti: “Türk müteahhitlerinin 1972’den bu yana 137 ülkede 522 milyar dolarlık projeye imza attı. Bu tecrübenin komşumuzun ihtiyaçlarını giderme noktasında önemli olacağına inanıyoruz. Ayrıca, bölgeye yakın konumlanmış çimento ve demir-çelik fabrikalarının varlığı, doğal avantaj olarak görülüyor. Suriye’nin yeniden inşası için söz edilen 400 milyar dolardan Türkiye’nin 10 yıllık süreçte önemli pay alabileceği belirtiliyor.”

“Suriye’nin yeniden inşasında Gaziantep etkin rol üstlenecektir”
Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, şunları kaydetti: “Gaziantep bu süreçte resmi verilere göre 450 bin civarında Suriyeli ile en fazla Suriyelinin yaşadığı iller arasında yer almıştır. Beklentimiz olan normalleşme sürecinde, Suriye’nin yeniden inşasında ülkemiz ve en başta Gaziantep etkin rol üstlenecektir. Suriye’ye en yakın ve sanayisiyle bölgenin en güçlü kenti olan şehrimiz gerek altyapı gerekse üstyapı çalışmaları konusunda üzerine düşeni yapmaya ve gereken desteği vermeye de hazırdır. Halihazırda kasım ayı itibarı ile şehrimizden yapılan ihracatta Suriye 3’üncü sırada yer almaktadır. Suriye’de taşlar yerine oturdukça, artan ihtiyaçla birlikte ihracatımız daha da artacak ve ikili ticaretimiz gelişecektir.”

“Suriye’de yepyeni bir dönem başladı
”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada; Suriye meselesine de değindi: “8 Aralık’ta Şam’ın düşmesi, Esed’in kaçması ve 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye’de yepyeni bir dönem başladı. Suriye devriminin ortaya çıkardığı yeni durum tüm dünyanın ilgisini tekrar bu ülkeye yöneltti. Suriye’nin komşusu ve kardeşi olarak yeni süreci en iyi okuyan, en iyi tahlil ve tetkik eden ülke konumundayız. Doğru duvar yıkılmaz inancıyla, Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık. Rabbim bizi önce Suriyeli mazlumlara, sonra da bize inanan ve itimat eden aziz milletimize mahcup etmedi. Bugün sadece Suriye halkının değil, Türkiye’nin adını duyunca gözleri parlayan yüz milyonlarca kardeşimizin yüzüne de vakarla bakabiliyoruz. Yeni yönetimde görev alan isimleri hepimiz gururlanarak takip ediyoruz. Türkiye’de eğitim almış, milletimizle gönül bağı olan kardeşlerimizi çeşitli makamlarda gördükçe Rabbimize bir kez daha hamdediyoruz. Suriye devriminin lideri Sayın Ahmed eş-Şera ile yakın diyalog hâlindeyiz. Talimatımız üzerine ilk önce MİT Başkanımız kendisini ziyaret etti. Ardından Şam Büyükelçiliğimizi süratle faaliyete geçirdik. Dışişleri Bakanımız Şam’a gitti. Geçici yönetimle son derece sıcak görüşmeler gerçekleştirdi. İnşallah, ziyaretlerimiz bundan sonra da artarak devam edecek. Zalim rejime karşı savaşı kazanan Suriye halkının zaferi de kazanması ve başarılarını kalıcı hâle getirmek için gereken her türlü desteği vereceğiz. İstikrarlı bir Suriye tüm bölge için istikrar ve güven kaynağı demektir. Suriye huzura kavuştukça bölgedeki herkes kendini daha güvende hissedecektir. Bunun için toparlanma ve kapasite inşa etme çabalarında Suriye halkına özellikle hep beraber omuz omuza vermeliyiz. İsrail’in artan saldırganlığının gerisinde Suriye’deki devrimi gölgelemek, Suriye halkının umutlarını boğmak olduğu anlaşılıyor. İsrail fırsatçılık yapsa da er ya da geç işgal ettiği topraklardan çekilecektir, buna mecbur kalacaktır. Elinde 50 bin Gazzeli masumun kanı olan Netanyahu’nun tuttuğu yol, yol değildir. Daha fazla kan dökerek, daha fazla can alarak, daha çok toprağı işgal ve istila ederek varılacak yer sadece daha fazla güvensizliktir, huzursuzluktur. İsrail’de şayet bir devlet aklı varsa bunu ne kadar erken idrak ederlerse o kadar iyi olacaktır. Terör duvarını da tamamen yıktıktan sonra Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber büyük bir kucaklaşmaya imza atacağız.”