01.10.2013, 16:06
2819
Yaratıcılık ve İnsan
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edilemez” ve “hayalgücü bilgiden daha değerlidir” derken Einstein; yaratıcılığın, farklı düşünmenin yanısıra her bilginin bir ömrü olduğuna ve bildiklerimizin bir gün işe yaramayacağına dikkatimizi çekmeye çalışır. Yaratıcılık kısa tanımla “var olanlar veya sahip olduklarımızdan yeni bir seçenek yaratmak” olarak tanımlanır. Bilgiden davranışa, düşünceye, söze, duruşa, ürüne, resme, çözüme ve teknolojiye kadar bir dizi alanı kapsar.
Yaratıcılığın temeli her şeyde olduğu gibi ihtiyaçlar veya sorunlardır. “Sorun varsa çözüm de vardır” derken aslında olaylara farklı bakarak yeni çözümlere gidileceğini biliriz. Önemli olan burada bireyin esnek, özgün, farklı tavır göstermesinin yanısıra kalıplaşmış yaklaşımlardan uzak bir tavır sergilemesi gerekir. Yaratıcılık da bir süreçtir; zaman alır; çok zaman beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Belirli bir kuluçka döneminden sonra ve zamanı geldiğinde kişi ne bulmak, yaratmak, tasarlamak istiyorsa “doğum” gerçekleşir ve yeni bir döneme girilmiş olur.
Çocukların yaratıcı olmasının büyük farkı onların oldukça özgür, kalıplaşmamış, yeniliğe açık, doğal ve rahat olmalarından kaynaklanır. Yetişkinler yetişkin olmanın ve çevrenin de sınırlayıcı ve olayları oldukları gibi görememe yoksunluğundan dolayı yaratıcılık süreçleri ya ağır işler ya da imkansız hale gelir. Tabii bazı insanlar herşeye rağmen merakını ve öğrenmeyi bir çocuk gibi sürdürdüğü ölçüde yaratıcılıkları hep taze kalır ve sonunda ödüllerini alırlar.
Yaratıcılık, ülkeler için de önemlidir. Ülkelerin önde, güçlü ve önder olabilmeleri için yaratıcı bireylere gereksinimi vardır ve hayati önem taşır. Steve Jobs, Bill Gates, G. Armani, Disney, rahmetli Vehbi Koç ve Hacı Ömer Sabancı, Right Kardeşler, Madam Curi, Edison v.s. gibi birçok isim hem kendi ülkeleri hem de insanlık için ilham veren değerli şahsiyetlerdir.
Spor, sanat, bilim, iş, eğitim, mühendislik ve her türlü alan ve meslek o alan ve meslekleri büyüten, değiştiren ve dönüştüren yaratıcı insanlara ihtiyaç duyar. Muhammed Ali’den sonra ‘boks’un tarihi akışı nasıl değişmişse Maradona, Messi, Ronaldo ile de futbolun, M. Jordon ile de basketbolun seyri değişmiştir. Usein Bolt ise atletizmi başka bir boyuta getirmiştir.
Sanat ise daha başka bir yaratıcılığa gereksinim duyar; sanat, yaratıcılık demektir. Yaratıcılıktan yoksun bir sanat düşünülemez bile. Bilimsel araştırmaların, siyasetin, ekonominin ve ticaretin özü de yaratıcılıktır.
Bir araştırma ülkemizde her yıl nüfusun yüzde 2’si kadar üstün yetenekli çocukların doğduğunu fakat uygun şartlar olmadığından çok çocuğu kendi kaderine terk ettiğimizi söylemektedir. Büyük bir yıkımdır bu ama başka sorunlar yüzünden kendi var olan kaynaklarımızı heba etmek o ülkeye çok büyük zararlar vermektedir.
Yaratıcılık hafife alınamaz; yaratıcılığın yeşermesi için de en önemli unsur özgür bir ortamın oluşmasıdır. Gerekli koşullar oluşturulursa her türlü sorunlara doğuştan var olan becerimizi doğru bilgi ve tutumla birleştirip istediğimiz her türlü çözümleri üretebiliriz. Bunun da anlamı zenginlik, refah ve kaliteli bir yaşamdır.
Yaratıcılığın temeli her şeyde olduğu gibi ihtiyaçlar veya sorunlardır. “Sorun varsa çözüm de vardır” derken aslında olaylara farklı bakarak yeni çözümlere gidileceğini biliriz. Önemli olan burada bireyin esnek, özgün, farklı tavır göstermesinin yanısıra kalıplaşmış yaklaşımlardan uzak bir tavır sergilemesi gerekir. Yaratıcılık da bir süreçtir; zaman alır; çok zaman beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Belirli bir kuluçka döneminden sonra ve zamanı geldiğinde kişi ne bulmak, yaratmak, tasarlamak istiyorsa “doğum” gerçekleşir ve yeni bir döneme girilmiş olur.
Çocukların yaratıcı olmasının büyük farkı onların oldukça özgür, kalıplaşmamış, yeniliğe açık, doğal ve rahat olmalarından kaynaklanır. Yetişkinler yetişkin olmanın ve çevrenin de sınırlayıcı ve olayları oldukları gibi görememe yoksunluğundan dolayı yaratıcılık süreçleri ya ağır işler ya da imkansız hale gelir. Tabii bazı insanlar herşeye rağmen merakını ve öğrenmeyi bir çocuk gibi sürdürdüğü ölçüde yaratıcılıkları hep taze kalır ve sonunda ödüllerini alırlar.
Yaratıcılık, ülkeler için de önemlidir. Ülkelerin önde, güçlü ve önder olabilmeleri için yaratıcı bireylere gereksinimi vardır ve hayati önem taşır. Steve Jobs, Bill Gates, G. Armani, Disney, rahmetli Vehbi Koç ve Hacı Ömer Sabancı, Right Kardeşler, Madam Curi, Edison v.s. gibi birçok isim hem kendi ülkeleri hem de insanlık için ilham veren değerli şahsiyetlerdir.
Spor, sanat, bilim, iş, eğitim, mühendislik ve her türlü alan ve meslek o alan ve meslekleri büyüten, değiştiren ve dönüştüren yaratıcı insanlara ihtiyaç duyar. Muhammed Ali’den sonra ‘boks’un tarihi akışı nasıl değişmişse Maradona, Messi, Ronaldo ile de futbolun, M. Jordon ile de basketbolun seyri değişmiştir. Usein Bolt ise atletizmi başka bir boyuta getirmiştir.
Sanat ise daha başka bir yaratıcılığa gereksinim duyar; sanat, yaratıcılık demektir. Yaratıcılıktan yoksun bir sanat düşünülemez bile. Bilimsel araştırmaların, siyasetin, ekonominin ve ticaretin özü de yaratıcılıktır.
Bir araştırma ülkemizde her yıl nüfusun yüzde 2’si kadar üstün yetenekli çocukların doğduğunu fakat uygun şartlar olmadığından çok çocuğu kendi kaderine terk ettiğimizi söylemektedir. Büyük bir yıkımdır bu ama başka sorunlar yüzünden kendi var olan kaynaklarımızı heba etmek o ülkeye çok büyük zararlar vermektedir.
Yaratıcılık hafife alınamaz; yaratıcılığın yeşermesi için de en önemli unsur özgür bir ortamın oluşmasıdır. Gerekli koşullar oluşturulursa her türlü sorunlara doğuştan var olan becerimizi doğru bilgi ve tutumla birleştirip istediğimiz her türlü çözümleri üretebiliriz. Bunun da anlamı zenginlik, refah ve kaliteli bir yaşamdır.