Sanayiyle iç içe araştırma odaklı Boğaziçi Üniversitesi
Bir asırlık Robert Koleji kampüsü ve geleneği üzerine kurulan Boğaziçi Üniversitesi, ABD merkezli US.NEWS’in hazırladığı “Dünyanın En İyi Üniversiteleri 2021” sıralamasında bu yıl Türkiye’nin en iyisi olurken dünyada ilk 200 üniversite arasında yer aldı.
Üniversite ülkenin en parlak öğrencilerinin de vazgeçilmez tercihi olmayı uzun zamandır sürdürüyor. Temelleri 1863 tarihinde atılan Boğaziçi Üniversitesi 150 yılı aşkın bir süredir eğitim ve araştırma faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. Bir asırlık Robert Koleji kampüsü ve geleneği üzerine kurulan Boğaziçi Üniversitesi halen 11.027 lisans, 3660 lisansüstü öğrencisine sahip. Üniversite; ülkemizde uluslararası öğrenci oranının en yüksek olduğu üniversitelerden biri.
Üniversite bünyesinde tam ve yarı zamanlı olmak üzere 595 öğretim üyesi ve 580 öğretim görevlisinden oluşan 1.175 kişilik akademik kadro bulunuyor. Tam zamanlı öğretim üyelerinin yaklaşık yüzde 70’i yurt dışındaki üniversitelerden doktora derecelerini almış isimlerden oluşuyor. Toplam altı kampüsten oluşan Boğaziçi Üniversitesi’nde dört fakülte, iki yüksekokul, altı enstitü bulunuyor.
Araştırma Üniversitesi statüsü YÖK tarafından 2017’de tescillenen Boğaziçi Üniversitesi, bölüm ve enstitülerinin yanı sıra araştırma ve uygulama merkezlerinde bilişim teknolojilerinden nanoteknolojiye, kognitif bilimlerden politikaya geniş bir alanda ve disiplinler arası platformda araştırmalar sürdürüyor.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmed Özkan, “Boğaziçi Üniversitesi 7 kampüsünde 4 fakülte, 2 yüksekokul, 6 enstitü, 29 bölüm, 33 lisans programı, 65 yüksek lisans programı, 33 doktora programı, 32 uygulama ve araştırma merkezi, özgün araştırma yürüten 141 Araştırma Laboratuvarında faaliyet gösteren araştırmacıları ile akademik açıdan dünya üniversiteleri ile rekabet etmektedir” diyor.
Yüksek Öğretim Kurulu’nun araştırma üniversiteleri arasında yaptığı değerlendirmeye göre araştırma kalitesinde ilk sırada yer alan Boğaziçi Üniversitesi’nde 2019 yılında öğretim üyesi başına düşen toplam yayın sayısı 2.46; öğretim üyesi başına düşen SCI-E, SSCI ve A&HCI’e giren yayın sayısı 1.63.
Özkan, TÜBİTAK 2232 Lider Araştırmacılar Programı kapsamında, 2019-2020 akademik döneminde 15 araştırmacının yurtdışından gelerek, çalışmaya başladığını, program kapsamında Türkiye’de en çok tercih edilen kurum olduklarını söylüyor. Üniversitenin eğitim sektöründeki kalitesi tescillenmiş durumda. Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) tarafından onaylı akademik ve idari mükemmeliyeti, ABET tarafından akredite edilmiş Mühendislik Fakültesi, Türk Psikologlar Derneği tarafından akredite edilen Psikoloji Bölümü, EPDAD tarafından akredite edilmiş Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü ve Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Dünya Turizm Örgütü tarafından onaylı Turizm İşletmeciliği Bölümü ve Dünya Muhasebeciler Birliği tarafından akredite edilmiş İşletme Bölümü ile uluslararası ölçüde akademik kalitesi ile sınırları aşıyor.
Teknopark ve projeler sanayi ile iç içe
Rektör Özkan, Boğaziçi Üniversitesi’nin üniversite-sanayi işbirliği kapsamında her dönem yüksek katmadeğerli projeler üreterek, akademik bilginin sanayiyle entegrasyonunda ülke için önemli bir misyon üstlendiğinin altını çiziyor. Özkan, KOBİ’lerin gelişimine büyük önem verdiklerini ve önemli projeleri hayata geçirdiklerini kaydediyor: “İşbirliklerimiz arasında en heyecan verici olanlarından biri geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK TÜSSİDE ile protokolünü imzaladığımız; Üniversitemizin Endüstri 4.0 Platformu tarafından geliştirilen ‘D3A Dijital Dönüşüm Değerlendirme Aracı’, KOBİ’lere uygulanmaya başlayacak. KOBİ’lerin dijital dönüşümlerinde ayrıntılı yol haritası sunan ‘D3A Dijital Dönüşüm Değerlendirme Aracı’, organizasyon, müşteri, ürün geliştirme, tedarik zinciri ve üretim yönetimi olmak üzere beş boyuta odaklanıyor. D3A ile KOBİ’ler ihtiyaçlarını belirleyip dijital dönüşüm süreçlerini sorunsuz yürütebilecek.”
Üniversitenin endüstri işbirlikleri anlamında 2010 yılında faaliyete geçirilen Teknoparkı bugün deprem araştırmalarından komünikasyona, tasarımdan yazılıma, enerjiden tıbbi araştırmalara kadar birbirinden farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok şirkete ev sahipliği yapıyor. Dudullu OSB ortaklığı ile 2009 yılında kurulan BÜDOTEK, biyoteknoloji, elektrik-elektronik, yazılım, kimya ve nanoteknoloji gibi çeşitli alanlarda Ar-Ge ve üretim odaklı çalışmalar yapan 46 şirkete ev sahipliği yapıyor. BÜDOTEK içerisinde girişimcilere yönelik bir Kuluçka Merkezi de bulunuyor.
Özkan, “BÜDOTEK; merkezi konumu, üniversite-sanayi işbirliğini besleyen bir ekosistemde yer alması, girişimci ve araştırmacılara fırsatlar sunan Kuluçka Merkezi ve sosyal donatılarıyla Boğaziçi farkını yansıtan önemli bir örnek oluşturmaktadır” diye konuşuyor. Üniversite ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve AB Mali Programları Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen, Rekabetçi Sektörler Programı’nın paydaşlarından biri. Bu program kapsamında Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerince yürütülmekte olan çeşitli projelere toplam 8.1 milyon Avro tutarında fon desteği yaratıldı.
FNN Tekfen Kuluçka Merkezi genç girişimcileri bekliyor
Mehmet Özkan, Kandilli Kampüsü’nde yer alan ve 3 bin 600 metrekare laboratuvar alanı ile Boğaziçi Üniversitesi’nin öncü araştırma projelerine ev sahipliği yapacak olan yeni Bilim ve Teknoloji binasında, Tekfen Holding ve Tekfen Vakfı’nın işbirliğiyle FNN (Feyyaz, Nihat ve Necati) Tekfen Kuluçka Merkezi’nin kapılarını genç girişimcilere açmaya hazırlandıklarını duyuruyor. Özkan, “Ar-Ge odaklı bu yeni merkezimizde girişimciler için her türlü çalışma altyapısı sunulacak. Merkezde sanayi ile üniversite arasında dinamik bir ilişki kurulmasını hedefliyoruz” açıklamasını yapıyor.
Kalkınma Bakanlığı’nın desteğiyle “Sanayiye Araştırmacı Yetiştirme Programı” kapsamında, Türkiye’de ilk defa sanayide ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine yönelik çalışmaların temelini atan Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, başta Biyomedikal Mühendisliği olmak üzere, üniversitenin doktora eğitimi veren birimlerinde “Biyomedikal Teknolojiler Sanayi Doktora Programı”nı yürütüyor. Mehmed Özkan, üniversitenin Kilyos Kampüsü’nde yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösterecek yeni bir teknopark açılması planladıklarını açıklıyor.
Tercih edilirlikte ilk sıralarda Dünya sıralamalarında Türkiye’nin en başarılı devlet üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi, son olarak ABD merkezli US.NEWS’in hazırladığı önde gelen yükseköğretim kurumları derecelendirmeleri arasında gösterilen “Dünyanın En İyi Üniversiteleri 2021” sıralamasında bu yıl Türkiye’nin en iyisi olurken, dünyada ilk 200 üniversite arasında yer aldı. Üniversite ülkenin en parlak öğrencilerinin de vazgeçilmez tercihi olmayı uzun zamandır sürdürüyor.
Özkan, “1863 tarihindeki kuruluşumuzdan bu yana özgürlükçü ve çoğulcu bir bakış açısıyla kurgulanmış, uluslararası standartlarda bir eğitim-öğretim modelini sürdürmekte olduğumuz için hem ülke içinde hem de ülke dışında çok başarılı sonuçlar alabiliyoruz” diyor. Özkan, şunları anlatıyor: “Boğaziçi Üniversitesi verdiği eğitim, kampüste sağladığı atmosfer ve uluslararası düzeyde akademik kadrosuyla öğrenme, kendini geliştirme ve araştırmacı bir kimlik için en verimli koşulları hazırlamayı amaçlamaktadır. Akademik programlarımız, dünyanın önde gelen üniversiteleri ile olan akademik işbirliklerimiz ve öğrenci değişim programlarımız, konferanslarımız, ders dışı etkinliklerimiz, yakın öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerimizle öğrencilerin ilk tercihi olmaya devam eden üniversitemiz eğitim-öğretim modelinde takip ettiği dünya standartlarının yanı sıra öğrencilere sunduğu zengin sosyal imkân ve donatılarla onlara üniversite sonrası kariyerleri için önemli avantajlar sağlamaktadır.”