Nişantaşı Üniversitesi: Meslekten öte vizyon kazandırıyor
Üniversite-sanayi işbirliğinde, Nişantaşı Üniversitesi’nin dışarıda görünenin ötesinde bir uygulaması var. Üniversitede öğrenciler için zorunlu olarak CO-OP Eğitim Modeli uygulanıyor. Öğrenciler mezun olmadan 1 yıllarını iş dünyasınıniçinde geçiriyor.
Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde Rektörlük görevini yürüten Prof.Dr. Şenay Yalçın, Nişantaşı Üniversitesi’ne Rektör olarak atandı. Yalçın, tecrübelerinin ışığında Nişantaşı Üniversitesi’ni sektöründe iddialı bir kurum haline getirmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 10 yıl önce Nişantaşı MYO olarak temelleri atılan Nişantaşı Üniversitesi, 2012 yılından bu yana üniversite olarak faaliyet gösteriyor. İlk öğrencilerini 2013-2014’te almaya başlayan üniversitenin bugün 20 bin öğrencisi bulunuyor.
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Şenay Yalçın, Nişantaşı Üniversitesi’ni; “Genç, dinamik ve hedefleri olan bir üniversite” olarak tanımlıyor. Üniversitenin ileriye dönük stratejik planlarında ise yeni bölümlerin açılması ve Teknopark projesi önemli yer tutuyor.
Lisans programlarında 5 yıllık geçmişi bulunan üniversitenin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler ile Sosyal Bilimler Fakültesi olmak üzere 40’tan fazla bölümde lisans eğitimi verdiği 3 fakültesi ve 2 yıllık eğitim veren Meslek Yüksek Yüksekokulu bulunuyor. Üniversitede ayrıca 4 yıllık eğitim veren; Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Havacılık Yüksekokulu ile Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun yanı sıra yüksek lisans ve doktora programları sunan Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitüsü yer alıyor.
Nişantaşı Üniversitesi’nden “CO-OP Eğitim Modeli”
Öğrencinin mezun olmadan iş sahibi olması birçok üniversite yönetiminin üzerinde çalıştığı bir konu. Şenay Yalçın, iş dünyası ile öğrencilerin eğitim-öğretim süreçlerinin bir bölümünü bir arada geçirmeleri için CO-OP Eğitim Modeli’ni kullandıklarını kaydediyor: “Nişantaşı Üniversitesi’nde modeli bir miktar daha genişleterek uygulattık. Stajlar yapılmadan öğrenci diplomasını alamıyor. Şu anda fiili olarak uyguluyoruz. Öğrencilerimiz mecburi olarak son sınıflarını iş dünyasının içinde geçiriyor. Mezun olmadan iş sahibi oluyor.”
Yeni fakülteler açılacak
Nişantaşı Üniversitesi’nde altyapısı olmayan hiçbir alanda eğitim vermek istemediklerinin altını çizen Yalçın, konuya ilişkin mevcut yapılarını ve stratejik hedeflerini şöyle anlatıyor: “Kervan yolda düzeltilir ilkesine katılmıyoruz. Üniversite olarak önce altyapımıza bakıyor ardından bu alanda neler yapabileceğimizi planlıyoruz. Örneğin; havacılık alanında ülkede en çok bölümü olan üniversite biziz. Havacılık alanında 4 tane lisans, 2 tane ön lisans programımız var. Önümüzdeki dönemde pilotaj bölümünü eklemek istiyoruz. Sektörlerdeki gelişmeleri izliyoruz. Dünyada trend olarak hangi alanlar ön plana çıkıyorsa Türkiye şartları ile yoğurarak bölüm oluşturuyoruz. Örneğin; Dijital Oyun Tasarımı, Drone Pilotluğu gibi farklı alanlarda nitelikli insan gücüne ihtiyacımız var. 10’a yakın program açmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönem sağlık alanında çalışmalar yürütüyoruz. Hedefimizde; Hukuk, Tıp Fakültesi ile Dış Hekimliği Fakültesi yer alıyor. İzinler çıktığında eğitim verebilecek altyapıya sahibiz. Mezunlarımızın sadece Türkiye’de iş bulması değil yurtdışında da iş potansiyeli değerlendirilmeli. Küreselleşen dünyada artık her yer çalışma alanı. İnsanımızın dünyanın her yerinde çalışacak bilgi ve iletişim becerileriyle donatılmış olması gerekiyor.”
Uluslararasılaşma hedefleniyor
Nişantaşı Üniversitesi’nin büyüme vizyonunda uluslararasılaşma önemli bir yer tutuyor. Sadece yurtdışına öğrenci yollamanın ötesinde yabancı öğrencilerin kendilerini tercih etmesinin bu noktada önemli bir kaldıraç olduğunu paylaşan Yalçın, şu bilgileri veriyor: “Türkiye genelinde yabancı öğrenci sayısı 170 bine ulaştı. Birçok engel vardı, onlar da kaldırıldı. Nişantaşı Üniversitesi olarak 2000 yabancı öğrencimiz var. Gelen öğrencilerimizin ağırlıklı hakim olduğu dil İngilizce. Bu nedenle Türkçe programlarımızın İngilizce’sini dizayn etmemiz önemli. Aynı programın hem Türkçe hem İngilizce versiyonunu sunuyoruz. Uluslararası öğrencilerimizin yüzde 40’a yakını Türkçe öğrenerek programlara devam ediyor. Bu da yabancı öğrencilerin iş hayatına çabuk atılmasını sağlıyor.”
“Üniversite meslek değil, vizyon kazandırır”
Rektör Şenay Yalçın’ın eğitim sektöründe dikkat çeken görüşüne göre; “Üniversite meslek kazandırmaz, vizyon kazandırır.” Yalçın, bunun nasıl olduğunu veya olacağını ise şöyle açıklıyor: “Mesleğe sahip olabilmek için eğitim-öğretim görmek ve uygulama alanlarından nasibini almış olmak gerekiyor. Meslek okulları vardır; polislik, askerlik bir meslektir. Üniversite ise kazandığınız birikimlerle nasıl kariyer çizeceğinizi öğretir size. Üniversitelerin özellikle girişimci yetiştirilmesinde özel bir misyon üstlenmesi gerekiyor. Yolunu tek başına yürüyebilecek donanıma sahip öğrenciler yetiştirilmeli. Eğitim-öğretim programı içinde iletişim, tasarım, özgüven, bilgiye ulaşma ile bilgiden bilgi üretme yetenekleri kazandırılmalı.”
Üniversiteler için meslek kazandırmanın aslında vizyon kazandırmaktan daha kolay olduğunun da unutulmaması gerektiğinin altını çizen Yalçın, “Altyapı olarak öğrencimize iş hayatına girmeden uygulama görme imkanı sunuyoruz. Maslak 1453’ün konumunu düşünürsek iş dünyasının göbeğindeyiz. İş dünyası ile irtibat halinde olmak, oradaki profesyonellerin deneyimlerini paylaşması çok önemli. Kendilerinin nasıl meslekte başarılı olduklarını, zorluklarını anlattırıyoruz” diyor.
Kariyer Merkezi gibi yapılardaki çalışmalara yoğunlaştıklarını belirten Yalçın, Nişantaşı Üniversitesi mezunlarının bazı bölümlerde yüzde 90’ın üzerinde ortalamada ise yüzde 80’inin iş sahibi olduğunu açıklıyor. Yalçın önümüzdeki dönem mezunlardan kendi işini kuranlara yoğunlaşarak girişimcilikteki performanslarını veri haline getireceklerini anlatıyor.
Nişantaşı Üniversitesi gelirinin yüzde 3’ünü Ar-Ge’ye ayıracak
Şenay Yalçın, ‘Vakıf Üniversiteleri’nin eğitim sektörüne rekabet getirerek kaliteyi yükselttiğini ifade ediyor: “Yükseköğretimde yenilikçi ve girişimci eğitim-öğretimin yapılabilmesi için vakıf üniversiteleri önemli bir misyon üstlenmektedir.” Vakıf üniversitelerinin YÖK tarafından sıkı bir denetimden geçtiğinin de altını çizen Yalçın, üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratmasının da sürdürülebilir nitelikli eğitimin sağlanması için önemli bir unsur olduğunu dile getiriyor. “Üniversite kendi kaynaklarını yaratmalı. Ar-Ge projeleri bunun en önemli yöntemlerinden biri olmalı” diyen Yalçın, “Üniversiteler bütçelerinin en az yüzde 1’ini Ar-Ge’ye ayırmak zorundadır. Türkiye’nin kalkınmasında başka yolu yok. Nişantaşı Üniversitesi olarak kısa vadede gelirlerin en az yüzde 3’ünü Ar-Ge’ye ayırmak istiyoruz. Ar-Ge temelli çok sayıda projemiz var. Bilimsel Araştırmaları Destekleme kapsamında 14 projemiz bulunuyor. Üniversitemiz bursluluk olarak yüksek bir seviyede. Tüm öğrencilerimiz arasında farklı oranlarda olmakla birlikte öğrencilerimizin yüzde 30’u yüzde 100 bursludur.”
Nişantaşı Üniversitesi teknopark kuracak
Nişantaşı Üniversitesi’nin kısa ve orta vadeli planları arasında ‘Teknopark’ da yer alıyor. Eğitim ve öğretimin uygulama alanlarının önemli olduğunu hatırlatan Yalçın, teknoparkın bir nevi ekosistemi olan Teknoloji Transfer Ofisi, Kuluçka Merkezi, Ar-Ge merkezlerinin oluşturulduğunu ve halkaya teknopark yapılanmasını da eklemek istediklerini paylaşıyor. Hem öğretim üyelerinin özendirilmesi, hem girişimcilerin yetiştirilmesi için Teknopark yapılanmasının önemli olduğunu aktaran Şenay Yalçın, şu noktalara değiniyor: “Türkiye teknopark yapılanmasının artısını kavradı. Teknoparklara ciddi kamu ve özel sektör destekleri var. Bu yapılanmayı ilgili onayları aldıktan sonra hayata geçireceğiz.”