İTÜ Türkiye realitesidir
Türk eğitim sisteminde 242 yılı geride bırakan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ilk teknik üniversite olarak Türkiye’nin geçmişini olduğu gibi geleceğini de şekillendiriyor. Rektör Prof.Dr. Mehmet Karaca, İTÜ’nün Türkiye’nin modernleşmesinin tarihi ve siyasetinde sembol olduğunu belirterek, “Yeni Yüzyılda Yine İTÜ’ diyor.
ÜNİVERSİTE
01.08.2015, 08:47 01.08.2015, 15:18
5847
Türk eğitim sektöründe köklü bir çınar olan İTÜ, dünyanın en iyi 50 üniversitesi sıralamasına girmeyi hedefliyor. Hedef çok uzak değil. Hedefin mimarı ise İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Karaca. ‘Yeni Yüzyılda Yine İTÜ’ sloganıyla girdiği seçimi kazanan Mehmet Karaca, 2 yıl süre zarfında İTÜ’de birçok projeye start verdiklerini ve gerek altyapısı gerek öğrenci niteliğiyle ciddi bir dönüşüm sağladıklarını açıklıyor. İTÜ’nün 242 yıllık geçmişinde Türkiye realitesi olduğunun altını çizen Karaca, “34 bini aşkın öğrenci, yaşayan 100 binden fazla mezun, 200’e yakın Ar-Ge firması ile 2 bin Ar-Ge projesi ve girişimciler 3 yılda 5 milyon TL destekle İTÜ; araştırmada, inovasyonda ve teknolojide öncü rol üstlenmiştir. Yeni yüzyılda da bu iddiamız devam edecektir” diyor. Karaca, İTÜ’nün 2014 yılı performansına ilişkin şu bilgilendirmeyi yapıyor: “Türkiye’nin ilk enerji teknokentini, ilk kreatif Ar-Ge merkezini, ilk bulut bilişim çözümleri merkezini ARI Teknokent bünyesinde hizmete geçirdik. Ar-Ge firmalarımız, 2014 yılında 80 milyon dolar ihracat rakamına ulaştı. 275 akademik çalışma grubu kuruldu. Eğitim sektörün prestijli sıralama sonuçlarında, dünyadaki en iyi ilk 200 üniversite arasına girdik. Hedefimiz, dünyanın en iyi ilk 50 üniversitesi arasında yeralan, yabancı öğrencilerin en fazla tercih ettiği kurum olan, nitelikli ve donanımlı öğrenci yetiştirme çıtasını giderek yükselten bir İTÜ'dür.”
İTÜ girişimcidir
Mehmet Karaca, “İTÜ Türkiye’dir” diyor. Türkiye’de hangi büyük altyapı varsa arkasında İTÜ’nün imzası olduğunun altını çizen Karaca, “Sadece Türkiye’nin altyapısında değil aynı zamanda siyasetinde de marka olmuş bir kurumuz. Türkiye’nin modernite tarihinde İTÜ’nün imzası var. Bundan sonra da ağırlığımızı artırarak devam ettireceğiz” diyor. İTÜ’yü eğitim sektöründe özel kılan iki unsur öne çıkıyor: girişimci sayısı yüksek mezun vermesi ve sanayicinin ihtiyacına uygun öğrenci yetiştirmesi. İTÜ’lünün kolay kolay işsiz kalmadığının vurgulayan Karaca, “İstanbul gibi bir kentte eğitim vermemizden ve sunduğumuz girişimci ekosisteminin başarısından dolayı öğrencilerimiz ağırlıklı girişimci oluyor” diyor. Öğrencilerin rol modellere büyük önem verdiğini hatırlatan Karaca, CEO’ları okulda ağırladıklarını kaydediyor.
Mühendislik ve mimarlıkta mükemmelliyet merkezi
Kuruluş hikayesinde mimarlık ve mühendislik olan İTÜ, bu yıl mühendislik mükemmellik merkezini hayata geçirdi. Mühendislik eğitiminde daha nasıl iyi olunurun peşinde olduklarını dile getiren Karaca, “Eğitim süreçlerinde modernleşmeyi sağlıyoruz. Yeni jenerasyon öğrenci kitlesine nasıl bir öğretim üyesiyle eğitim vereceğimizi araştırıyoruz. Klasik ve modern sistemi harmanlayacağız” diyor. Mükemmellik merkezini mimarlıkta ve müzikte de hayata geçireceklerini açıklayan Karaca, eğitimin niteliğinin kendileri için kuruluşlarından bu yana önemli olduğunu paylaşıyor: “Örneğin ekonomi bölümümüzde 11 öğretim üyesinin hepsi yurtdışı doktoralıdır. Bunlardan 3’ü Amerikalı biri Kanadalı’dır. Ayrıca bölümümüzde staj mecburidir. Bu nedenle öğrencilerimiz 2. ve 3. sınıfa geçtiklerinde iş talepleri almaya başlıyor.”
Öğrencinin ruhunu besleyecek
İTÜ’ye 2015- 2016 eğitim öğretim yılında yeni kayıt yaptıracak öğrenci sayısı 3 bin 200. Okulda 13 bin lisansüstü, 21 bin lisans öğrencisi bulunuyor. 150’ye yakın öğrenci kulübünün bulunduğu İTÜ’de bu sayının yetersiz olduğunu paylaşan Rektör Mehmet Karaca, en az 300 öğrenci kulübünün faaliyet yürütmesi gerektiğini açıklıyor. Gelişen dünya koşullarında okulların mimarisinin, peyzajının önemli olduğunun altını çizen Karaca, İTÜ’de bu alanda yürüttükleri çalışmaları açıklıyor: “Teknik üniversite olarak öğrencilerimizin sosyal yanının da gelişmesi benim için önemli. Öğrencilerin iyi binalarda okumaları ufuklarını açıyor, ruhlarını besliyor. Bizim eğitim binalarımızın büyük çoğunluğu öğrencinin içini karartacak nitelikte. Bunun için binalara ve çevresine özel önem gösterdik. Kamu kaynakları yatırımların çok az miktarını karşıladı. Ancak hayalimdeki Amerikan üniversitelerinin kampüs kültürünü İTÜ’de gerçekleştirdik. Bin 200’e yakın nitelikli ağaçlandırma yaptık. 3 binin üzerinde bitki çeşitliliğine sahip olduk. Üniversite içine bisiklet yolları yaptık. 4 bin bisiklet aldık, yollarını ve duraklarını yaptık. Şimdi bisiklet tamir atölyesi, Ar-Ge laboratuvarı ve satış noktasını hayata geçireceğiz.”
Enerjide Türkiye’de ilk
İTÜ, inovasyonda Türkiye’nin lider kurumlarından biri. Bünyesinde; İTÜ Arı Teknokent, İTÜ Çekirdek, İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi, İTÜ GATE, İTÜ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi bulunuyor. Türkiye’de ilk kez enerjinin farklı alanlarında çalışan 20 firmayla Enerji Teknokent’ini kuran İTÜ, önümüzdeki dönem Tuzla’da Deniz Teknokent’ini kurmaya hazırlanıyor. Karaca, İstanbul Teknokent’te 5 bin metrekare alanları olduğunu ve 5 bin metrekare daha alan alarak Havacılık Teknokenti’ni kuracaklarını açıklıyor. TÜBİTAK’ta en fazla proje üreten üniversite olduklarının altını çizen Mehmet Karaca, “Teknoloji Transfer Ofisimiz ile ticarileşecek projelere ağırlık veriyoruz. Geçen yıl 16 tane uluslararası patent aldık. Ancak potansiyelimiz çok yüksek. Her yıl 100’e yakın patent alabiliriz. Kamudan yılda 350 milyon TL bütçe alıyoruz. Bu bütçenin yüzde 30’unu da yürüttüğümüz Ar-Ge projeleriyle kendimiz üretiyoruz” bilgisini veriyor. İTÜ’nün 242 yılda gelişen uzmanlığıyla Türkiye’ye değer üretmeye devam edeceklerini açıklayan Karaca, özellikle enerji, malzeme, çevre teknolojileri ve bilgi teknolojilerinde ciddi potansiyelleri olduğunu anlatıyor.
İTÜ girişimcidir
Mehmet Karaca, “İTÜ Türkiye’dir” diyor. Türkiye’de hangi büyük altyapı varsa arkasında İTÜ’nün imzası olduğunun altını çizen Karaca, “Sadece Türkiye’nin altyapısında değil aynı zamanda siyasetinde de marka olmuş bir kurumuz. Türkiye’nin modernite tarihinde İTÜ’nün imzası var. Bundan sonra da ağırlığımızı artırarak devam ettireceğiz” diyor. İTÜ’yü eğitim sektöründe özel kılan iki unsur öne çıkıyor: girişimci sayısı yüksek mezun vermesi ve sanayicinin ihtiyacına uygun öğrenci yetiştirmesi. İTÜ’lünün kolay kolay işsiz kalmadığının vurgulayan Karaca, “İstanbul gibi bir kentte eğitim vermemizden ve sunduğumuz girişimci ekosisteminin başarısından dolayı öğrencilerimiz ağırlıklı girişimci oluyor” diyor. Öğrencilerin rol modellere büyük önem verdiğini hatırlatan Karaca, CEO’ları okulda ağırladıklarını kaydediyor.
Mühendislik ve mimarlıkta mükemmelliyet merkezi
Kuruluş hikayesinde mimarlık ve mühendislik olan İTÜ, bu yıl mühendislik mükemmellik merkezini hayata geçirdi. Mühendislik eğitiminde daha nasıl iyi olunurun peşinde olduklarını dile getiren Karaca, “Eğitim süreçlerinde modernleşmeyi sağlıyoruz. Yeni jenerasyon öğrenci kitlesine nasıl bir öğretim üyesiyle eğitim vereceğimizi araştırıyoruz. Klasik ve modern sistemi harmanlayacağız” diyor. Mükemmellik merkezini mimarlıkta ve müzikte de hayata geçireceklerini açıklayan Karaca, eğitimin niteliğinin kendileri için kuruluşlarından bu yana önemli olduğunu paylaşıyor: “Örneğin ekonomi bölümümüzde 11 öğretim üyesinin hepsi yurtdışı doktoralıdır. Bunlardan 3’ü Amerikalı biri Kanadalı’dır. Ayrıca bölümümüzde staj mecburidir. Bu nedenle öğrencilerimiz 2. ve 3. sınıfa geçtiklerinde iş talepleri almaya başlıyor.”
Öğrencinin ruhunu besleyecek
İTÜ’ye 2015- 2016 eğitim öğretim yılında yeni kayıt yaptıracak öğrenci sayısı 3 bin 200. Okulda 13 bin lisansüstü, 21 bin lisans öğrencisi bulunuyor. 150’ye yakın öğrenci kulübünün bulunduğu İTÜ’de bu sayının yetersiz olduğunu paylaşan Rektör Mehmet Karaca, en az 300 öğrenci kulübünün faaliyet yürütmesi gerektiğini açıklıyor. Gelişen dünya koşullarında okulların mimarisinin, peyzajının önemli olduğunun altını çizen Karaca, İTÜ’de bu alanda yürüttükleri çalışmaları açıklıyor: “Teknik üniversite olarak öğrencilerimizin sosyal yanının da gelişmesi benim için önemli. Öğrencilerin iyi binalarda okumaları ufuklarını açıyor, ruhlarını besliyor. Bizim eğitim binalarımızın büyük çoğunluğu öğrencinin içini karartacak nitelikte. Bunun için binalara ve çevresine özel önem gösterdik. Kamu kaynakları yatırımların çok az miktarını karşıladı. Ancak hayalimdeki Amerikan üniversitelerinin kampüs kültürünü İTÜ’de gerçekleştirdik. Bin 200’e yakın nitelikli ağaçlandırma yaptık. 3 binin üzerinde bitki çeşitliliğine sahip olduk. Üniversite içine bisiklet yolları yaptık. 4 bin bisiklet aldık, yollarını ve duraklarını yaptık. Şimdi bisiklet tamir atölyesi, Ar-Ge laboratuvarı ve satış noktasını hayata geçireceğiz.”
Enerjide Türkiye’de ilk
İTÜ, inovasyonda Türkiye’nin lider kurumlarından biri. Bünyesinde; İTÜ Arı Teknokent, İTÜ Çekirdek, İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi, İTÜ GATE, İTÜ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi bulunuyor. Türkiye’de ilk kez enerjinin farklı alanlarında çalışan 20 firmayla Enerji Teknokent’ini kuran İTÜ, önümüzdeki dönem Tuzla’da Deniz Teknokent’ini kurmaya hazırlanıyor. Karaca, İstanbul Teknokent’te 5 bin metrekare alanları olduğunu ve 5 bin metrekare daha alan alarak Havacılık Teknokenti’ni kuracaklarını açıklıyor. TÜBİTAK’ta en fazla proje üreten üniversite olduklarının altını çizen Mehmet Karaca, “Teknoloji Transfer Ofisimiz ile ticarileşecek projelere ağırlık veriyoruz. Geçen yıl 16 tane uluslararası patent aldık. Ancak potansiyelimiz çok yüksek. Her yıl 100’e yakın patent alabiliriz. Kamudan yılda 350 milyon TL bütçe alıyoruz. Bu bütçenin yüzde 30’unu da yürüttüğümüz Ar-Ge projeleriyle kendimiz üretiyoruz” bilgisini veriyor. İTÜ’nün 242 yılda gelişen uzmanlığıyla Türkiye’ye değer üretmeye devam edeceklerini açıklayan Karaca, özellikle enerji, malzeme, çevre teknolojileri ve bilgi teknolojilerinde ciddi potansiyelleri olduğunu anlatıyor.