“Türk, Yeninin, İyinin, Güzelin ve Doğrunun Arayıcısıdır”
Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması veya yaygınlaştırılması amacıyla 1991 yılında İstanbul’da kurulan Kalite Derneği (KalDer) Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir’de kurduğu şubeler ile kalite bilincinin yurt çapında yayılmasına öncülük ediyor.
Bu bağlamda TÜSİAD-KalDer işbirliği ile düzenlenmekte olan geleneksel Kalite Kongresi’nin 26.’sı, “Dönüşüme Liderlik” temasıyla 21-22 Kasım’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Beşiktaş Belediyesi Filarmoni Orkestrası dinletisi ile başlayan Kongre, 2017 Türkiye Mükemmellik Ödülleri Töreni ile sona erdi.
KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı’nın verdiği bilgiye göre; KalDer’in ve Kalite Kongreleri’nin öyküsü özetle şöyle:
“Avrupa’nın alanında en büyük Kalite Kongresi olan ‘KalDer Kalite Kongreleri’, her yıl ‘Türk İş Dünyası’nın gündemini oluşturmakta, düzenlenen oturumlarda 100’e yakın yerli ve yabancı üst düzey yönetici bilgi birikimlerini, Türkiye ve çevre ülkelerden gelen özel ve kamu sektörü temsilcilerine aktarmaktadır.
Bugünkü törenin ana temasını oluşturan Türkiye Mükemmellik Modeli bireysellikten uzak, tüm ekiple birlikte hayata geçirebileceğimiz bir modeldir” diyor Başkan Buket Eminoğlu Pilavcı.
Açılışın diğer konuşmacısı TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik idi. Başkan Bilecik konuşmasında, insanlığın değişik bir zamanda yaşadığına işaret etti: “Dünya, kuvvetli bir dönüşüm rüzgarıyla karşı karşıya hatta bu fırtınanın tam içinde her gün yeni gelişmelere ve beklenmedik haberlere uyanıyoruz…”
Bilecik, “Dünya sahnesinde işler sarpa sarınca orkestra devreye girer” sözüne atıfta bulunarak, son yıllarda Nobel komitesinin bile müzik ve şiire sarılmasının boşuna olmadığını, 2016 Nobel edebiyat ödülünün müzisyen Bob Dylan’a verilmesinin de dünyanın içinden geçmekte olduğu değişimin örneklerinden biri olduğunu aktardı.
Müzikle uygarlık arasında sıkı ilişkiye dikkati çeken Bilecik, Atatürk’ün “Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir” sözünü anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ata’mız, bu sözüyle sadece çağdaşlaşma yolunda gelişim ve değişimin her şey gibi müzikte de kaçınılmaz olduğunu işaret etmiş olamaz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bunun en belirgin karşılığı, yani gerçekleştirilmesini istediği esas şey çok sesliliktir. Demokrasi de müzik gibi bir takım oyunudur. Birlikte uyum içinde çalışmadır ve çok sesliliğin güçlü olmasıdır. Orkestra şefinin maharetlisi, çok sesliliği bastırmadan orkestrayı yönetir. Kısaca; ne kadar çok sesli müzik, o kadar demokrasi, o kadar değişim ve bir o kadar da gelişim demektir.”
Dönüşümün en belirleyici faktörü olarak ortaya çıkan dijital teknolojilerin değişim hızının da katlanarak arttığına dikkati çeken Bilecik, “Dönüşümün fırsatlarını ve faydalarını kucaklayabilmek için her birimizin öncelikle değişimin kaçınılmaz olduğunu kabullenmesi gerekiyor. Çünkü kelebek bir defa kanatlandı mı, bir daha asla tırtıl haline gelmez. Katmadeğeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak zorundayız” dedi.
Bilecik, Türkiye’de katmadeğeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümün sağlanması gerektiğine dikkati çekerek, kamu, özel sektör ve akademinin dönüşümün gereklerini yerine getirmek için el ele çalışmasının öneminden bahsederek konuşmasını, yazımın başlığını oluşturan Atatürk’ün “Türk, yeninin, iyinin, güzelin ve doğrunun arayıcısıdır” sözüyle tamamladı.
KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı’nın ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in konuşmaları, salonu dolduran izleyicilerce beğeniyle karşılandı.
Özellikle Erol Bilecik’in kongrenin ana temasını Mustafa Kemal ATATÜRK’ün deyişleriyle ilişkilendirerek betimlemesi uzun süre alkışlandı.
Özel oturumun konuşmacısı ise “Ben Aşkla Bilim Yapmayı Annemden Öğrendim!” başlığı ile konuşan MIT MEDIALAB Öğretim Üyesi Dr. Canan Dağdeviren’di. Daha sonra programda yer alan oturumların tamamlanmasının ardından Kongre, 2017 Türkiye Mükemmellik Ödülleri Töreni ile sona erdi.
Etkinliklerini uzun süredir yakından izleyen biri olarak KalDer’i ülkemizde çağdaş kalite felsefesinin etkinlik kazanmasına ve yaygınlaştırılmasına, sürdürülebilir iş ve yaşam kalitesine yön gösteren, dönüşüme liderlik eden çalışmalarında başarılı, ülkemize yararlı bir sivil toplum kuruluşu olarak görenlerdenim.
Türkiye uluslararası alanlarda başarı kazanabilmek için değişim ve dönüşümü ülkemiz insanlarınca ‘Zihniyet Dönüşümü’ olarak algılamalı.
Erol Bilecik’in konuşmasından şu alıntı ile yazımı bitirmek istiyorum: “Fikriniz değiştiğinde işiniz değişir. İşiniz değiştiğinde ortamınız değişir. Ama düşünceleriniz değiştiğinde hayatınız değişir.” Yani, değişim zihinde başlar.