01.01.2013, 15:17
1554
Stratejik Konumlandırma: Paydaşlarımız ve Değer Zinciri Analizi
“Paydaş” deyince, ilk kimler akla gelir? Hissedarlarımız? Tabii ki. Müşterilerimiz? Elbette. “Ya başka?...!’’. Birçok kuruluş, paydaşları konusunda fazla dü şünmez. Günlük işleyiş içinde pay daşlar kaybolur gider. Oysa ki kuruluşumuz açısından farklı paydaşların farklı katkıları, gereksinim ve beklentileri sözkonusudur. Dolayısı ile her bir paydaş özel olarak ele alınmalı, ilişki ve etkileşimin nasıl yönetilmesi gerektiği düşünülmeli ve yönetilmelidir.
Örneğin; müşterilerimiz... Ürünümüze, hizmetimize, ilişkilerimize, sunduğumuz değere güven duyan müşterilerin, ‘sürekli müşteri’ olma olasılığı artacaktır. Karlılık ve büyüme açısından yeni müşteriler kadar sürekli müşterilere de ihtiyacımız var. Genellikle, temel beklentileri, istedikleri ürün ve hizmete, uygun bedelle ve hızlı biçimde erişmektir. Müşterilerin karar sistemleri, bilgi ve düşünceleri ötesinde; ilişki, deneyim, intiba ve algılarıyla da önemli ölçüde etkilenir.
Çalışanlarımız, yani ‘insan’ımız. Zihnini, gönlünü ve emeğini ortaya koymasını isteriz. Sadece nitelikli işgücünden değil, tüm işgücünden bunu bekleme hakkımız da vardır. O halde, amaç birliği sağlamak, ilgi göstermek, beceri ve bilgilerini geliştirmek ve motivasyonlarını arttırıcı çabalarda bulunmak; daha da önemlisi sesini duymak durumundayız. Genelde, zaten elimizin altında olduğunu düşündüğümüz insan kaynağının yönetimi gözardı edilebilmektedir. Aynı müşterilerimizin bizden bekle diği gibi; biz de tedarikçilerimizden, istediğimiz hammadde, yarımamul, ürün, hizmet ve bilgiye uygun bedelle ve hızlı biçimde sunmasını bekleriz. Tedarik zincirimizin verimli işlemesi, karlılık ve müşteri memnuniyeti açısından elzemdir. Ancak tedarikçilerimiz de tüm bu beklentileri karşılarken ilişkilerimize, sözümüze güvenmek ve tabiiki para kazanmak ister. Bir yandan rekabetle uğraşırken öte yandan da müşterilerimiz bizlere, bizlerde tedarikçilerimize maliyet ve hız baskısı uygularız. Her kesin memnun olabileceği bu denklemi çözebilmek oldukça zordur.
“Dağıtım ve Hizmet Kanallarımız”, markamızı, ürün ve hizmetimizi son kullanıcı ve müşterilerimizle buluşturur. Toptancı, dağıtıcı, perakende zinciri, mağaza, şubeler, franchise’lar, satış temsilcileri, internet, sosyal medya, mobil medya şeklinde çeşitlenmekte. ‘İş Birlikleri’ ve ‘İş Ortaklarımız’ı da bu buluşma kanalına dahil edebiliriz. Tüm bu kanallar arasında dengeli ve bütünleşik erişim stratejileri uygulamak, ürün ve hizmet operasyonunu verimli biçim de yönetmek ve nihayetinde hem müşterilerin memnun, hem de ‘İş Birlikleri, Dağıtım ve Hizmet Kanallarımız’ın karlı kılınması yine önemli bir çözüm bekleyen sahadır.
Ticari bir kuruluşun nihai yükümlülük taşıdığı merci ise yatırımcıları, hissedarlarıdır. Sermayeyi ortaya koyan, kredi açan, yatırım yapan, kaynak ve destek sunan, risk üstlenen bu mercinin memnun edilmesi öncelikle ‘paranın’ etkili yönetiminden geçer. Ne yatırım yaptı, ne kadar para ve kaynak aktardı, karşılığında ne geri dönüş elde etti? Ciroyla, karlılıkla, pazar payıyla... ifade edilebilecek, tamamen somut sonuçlar görmek ister. Ayrıca marka değeri ve itibarın yükseltilmesi de gözardı edilmemelidir. Üstelik, bu somut rakamları tutarlı ve sürekli ortaya koyabilmemizi beklerler. Planlama, bütçe yönetimi, mali kaynakların yönetimi, nakit akışı gibi yetkinliklerimizin keskin biçimde gelişmiş olması gerekecektir.
Tüm bu paydaşlarla ilişkileri yönetirken bir yandan da ‘Kanun Koyucular, Politika Geliştiriciler (Hükümet gibi), Standard Belirleyiciler (TSE gibi), Etkileyiciler (Sivil Toplum Örgütleri, Lobiler, Fikir Liderleri gibi), Toplum ve Çevre’ ile ilişkilerin zorunlu ve gönüllü kısmını yönetebilmek şart.
Aslında tüm paydaşlarımız görünmez bir zincir (hatta ağ) üzerinden birbirleri ile bağlantılıdır. Değer Zinciri Analizi ile ürün, hizmet ve iş sonuçları gibi çıktıları ortaya koyarken hangi aşamada kimin, ne değer sunduğunu; hangi maliyetle, ne çıktı ürettiğini, hangi kaynak ve yetkinliklere gereksinim duyduğunu ve tüm zincirin parasal analizi ve anlaşılması açısından çok değerli bir araçtır. KobiEfor Okurlarımıza 2013’ün huzur, bereket, sağlık getirmesi dileğiyle!
Örneğin; müşterilerimiz... Ürünümüze, hizmetimize, ilişkilerimize, sunduğumuz değere güven duyan müşterilerin, ‘sürekli müşteri’ olma olasılığı artacaktır. Karlılık ve büyüme açısından yeni müşteriler kadar sürekli müşterilere de ihtiyacımız var. Genellikle, temel beklentileri, istedikleri ürün ve hizmete, uygun bedelle ve hızlı biçimde erişmektir. Müşterilerin karar sistemleri, bilgi ve düşünceleri ötesinde; ilişki, deneyim, intiba ve algılarıyla da önemli ölçüde etkilenir.
Çalışanlarımız, yani ‘insan’ımız. Zihnini, gönlünü ve emeğini ortaya koymasını isteriz. Sadece nitelikli işgücünden değil, tüm işgücünden bunu bekleme hakkımız da vardır. O halde, amaç birliği sağlamak, ilgi göstermek, beceri ve bilgilerini geliştirmek ve motivasyonlarını arttırıcı çabalarda bulunmak; daha da önemlisi sesini duymak durumundayız. Genelde, zaten elimizin altında olduğunu düşündüğümüz insan kaynağının yönetimi gözardı edilebilmektedir. Aynı müşterilerimizin bizden bekle diği gibi; biz de tedarikçilerimizden, istediğimiz hammadde, yarımamul, ürün, hizmet ve bilgiye uygun bedelle ve hızlı biçimde sunmasını bekleriz. Tedarik zincirimizin verimli işlemesi, karlılık ve müşteri memnuniyeti açısından elzemdir. Ancak tedarikçilerimiz de tüm bu beklentileri karşılarken ilişkilerimize, sözümüze güvenmek ve tabiiki para kazanmak ister. Bir yandan rekabetle uğraşırken öte yandan da müşterilerimiz bizlere, bizlerde tedarikçilerimize maliyet ve hız baskısı uygularız. Her kesin memnun olabileceği bu denklemi çözebilmek oldukça zordur.
“Dağıtım ve Hizmet Kanallarımız”, markamızı, ürün ve hizmetimizi son kullanıcı ve müşterilerimizle buluşturur. Toptancı, dağıtıcı, perakende zinciri, mağaza, şubeler, franchise’lar, satış temsilcileri, internet, sosyal medya, mobil medya şeklinde çeşitlenmekte. ‘İş Birlikleri’ ve ‘İş Ortaklarımız’ı da bu buluşma kanalına dahil edebiliriz. Tüm bu kanallar arasında dengeli ve bütünleşik erişim stratejileri uygulamak, ürün ve hizmet operasyonunu verimli biçim de yönetmek ve nihayetinde hem müşterilerin memnun, hem de ‘İş Birlikleri, Dağıtım ve Hizmet Kanallarımız’ın karlı kılınması yine önemli bir çözüm bekleyen sahadır.
Ticari bir kuruluşun nihai yükümlülük taşıdığı merci ise yatırımcıları, hissedarlarıdır. Sermayeyi ortaya koyan, kredi açan, yatırım yapan, kaynak ve destek sunan, risk üstlenen bu mercinin memnun edilmesi öncelikle ‘paranın’ etkili yönetiminden geçer. Ne yatırım yaptı, ne kadar para ve kaynak aktardı, karşılığında ne geri dönüş elde etti? Ciroyla, karlılıkla, pazar payıyla... ifade edilebilecek, tamamen somut sonuçlar görmek ister. Ayrıca marka değeri ve itibarın yükseltilmesi de gözardı edilmemelidir. Üstelik, bu somut rakamları tutarlı ve sürekli ortaya koyabilmemizi beklerler. Planlama, bütçe yönetimi, mali kaynakların yönetimi, nakit akışı gibi yetkinliklerimizin keskin biçimde gelişmiş olması gerekecektir.
Tüm bu paydaşlarla ilişkileri yönetirken bir yandan da ‘Kanun Koyucular, Politika Geliştiriciler (Hükümet gibi), Standard Belirleyiciler (TSE gibi), Etkileyiciler (Sivil Toplum Örgütleri, Lobiler, Fikir Liderleri gibi), Toplum ve Çevre’ ile ilişkilerin zorunlu ve gönüllü kısmını yönetebilmek şart.
Aslında tüm paydaşlarımız görünmez bir zincir (hatta ağ) üzerinden birbirleri ile bağlantılıdır. Değer Zinciri Analizi ile ürün, hizmet ve iş sonuçları gibi çıktıları ortaya koyarken hangi aşamada kimin, ne değer sunduğunu; hangi maliyetle, ne çıktı ürettiğini, hangi kaynak ve yetkinliklere gereksinim duyduğunu ve tüm zincirin parasal analizi ve anlaşılması açısından çok değerli bir araçtır. KobiEfor Okurlarımıza 2013’ün huzur, bereket, sağlık getirmesi dileğiyle!