30.04.2016, 08:00
6370
Şirketlerimiz için dev bir pazar
Günümüz koşullarında rekabetin inanılmaz boyutlara ulaşması ile hemen hemen bütün şirket ve KOBİ’lerimiz ihracatlarını arttırmak için büyük bir çaba içine girmişlerdir. Ülkemizin 2023 yılı ihracat hedeflerini yakalayabilmesi veya en azından yaklaşabilmesi için bu çabanın bir ülke kalkınma çabasına dönüşmesi ve dernekler, odalar, sektör birlikleri gibi üst kurumların da bu çabaları desteklemesi gerekmektedir. Bu faaliyet aynı zamanda şirketlerimizin lokal ekonomik krizlerde hayatta kalmak üzere bir emniyet supabı olacaktır.
Bu kapsamda şirketlerimize yeni bir küresel pazar fırsatı yaratacağına inandığım, bünyesinde 2200’ün üzerinde satın alma personeline sahip dünyanın dev bir kuruluşunu sizlere tanıtmak istiyorum: Birleşmiş Milletler Satın Alma Teşkilatı veya orijinal adı ile UNITED NATIONS GLOBAL MARKETPLACE.
Bu dev pazar, Birleşmiş Milletler’in değişik ülkelerdeki 29 farklı organizasyonunun bütün ihtiyaçları için satın alım yaptığı merkezi satın alma teşkilatı olup, 2014 yılı itibarı ile satın alınan ürün ve hizmetlerin toplam değeri 17.2 milyar dolar seviyesindedir.
Dikkatinizi çekmek istediğim küresel teşkilat, inşaat hizmetinden ofis malzemesine, gıdadan otomobil kiralama hizmetine, basım hizmetlerinden danışmanlık hizmetlerine kadar çok geniş bir spektrumda alım yapmaktadır. Gelişmiş ülkelerin yüzde 36’lık payı daha çok finans, sigortacılık, bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, araç gibi nispeten ileri teknoloji ürünlerde yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ‘Gelişmekte olan ülkeler’ toplam cironun yüzde 63’ünü oluşturmaktadır.
Tüm bu büyük fırsatlara rağmen şirketlerimizin bu alım süreçlerinde yeteri kadar başarılı olamadığı gözlemlenmektedir. 2014 yılı verileri itibarı ile Türkiye’den sadece 1000 civarında şirket sisteme kayıtlı olup, 22 Birleşmiş Milletler kurumuna 377 milyon dolar civarında satış gerçekleştirerek, toplam içindeki payları sadece yüzde 2.19 civarında kalmıştır. Bu satın almanın en büyük payını üründe gıda, hizmette ise araç kiralama almaktadır.
Şirketlerimizin böylesine büyük bir pazarı yeteri kadar değerlendirememesinin sebepleri arasında; sürekli gelişen fırsattan haberleri olmaması, titiz bir çalışmanın sonucunda gerçekleşen kayıt süreci, sistemi sürekli ve dikkatli takip, gerektiğinde hızlı reaksiyon verme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bunlara ilave olarak etkin bir yabancı dil ihtiyacını da gözardı edemeyiz.
Sözünü ettiğim satın alma teşkilatı, ‘Global Compact’a üye olan ve bu üyeliğini aktif olarak sürdürebilen şirketlere de belli bir öncelik vermektedir. Bu üyelik sürecinin de ayrı bir kayıt olma ve sürekli takip ihtiyacını şirketlerimiz ayrı bir engel olarak görmektedir. Oysa bilgi birikimi, tecrübe ve doğru adımlar sayesinde pazara kolaylıkla adım atılması ve pay alınması mümkündür.
NOT: Şirket ve KOBİ’lerimiz için büyük bir potansiyel fırsat olan bu dev pazar ile ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler e-mail adresim üzerinden bana ulaşabilirler.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin yirmi birinci yüzyıl ekonomi tarihini yazanların, ekonominin ‘nabzını’ tutan ve yön gösteren kurumlar arasında KobiEfor’a çok özel bir bölüm ayıracağından eminim. Başardıkları ile KobiEfor’un bunu fazlası ile hak ettiğinden hiç şüphem yok. Başta kurum lideri sayın Yalçın Sönmez olmak üzere, bu başarıda bütün katkısı olanlara şükranlarımı sunuyorum.”
Bu kapsamda şirketlerimize yeni bir küresel pazar fırsatı yaratacağına inandığım, bünyesinde 2200’ün üzerinde satın alma personeline sahip dünyanın dev bir kuruluşunu sizlere tanıtmak istiyorum: Birleşmiş Milletler Satın Alma Teşkilatı veya orijinal adı ile UNITED NATIONS GLOBAL MARKETPLACE.
Bu dev pazar, Birleşmiş Milletler’in değişik ülkelerdeki 29 farklı organizasyonunun bütün ihtiyaçları için satın alım yaptığı merkezi satın alma teşkilatı olup, 2014 yılı itibarı ile satın alınan ürün ve hizmetlerin toplam değeri 17.2 milyar dolar seviyesindedir.
Dikkatinizi çekmek istediğim küresel teşkilat, inşaat hizmetinden ofis malzemesine, gıdadan otomobil kiralama hizmetine, basım hizmetlerinden danışmanlık hizmetlerine kadar çok geniş bir spektrumda alım yapmaktadır. Gelişmiş ülkelerin yüzde 36’lık payı daha çok finans, sigortacılık, bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, araç gibi nispeten ileri teknoloji ürünlerde yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ‘Gelişmekte olan ülkeler’ toplam cironun yüzde 63’ünü oluşturmaktadır.
Tüm bu büyük fırsatlara rağmen şirketlerimizin bu alım süreçlerinde yeteri kadar başarılı olamadığı gözlemlenmektedir. 2014 yılı verileri itibarı ile Türkiye’den sadece 1000 civarında şirket sisteme kayıtlı olup, 22 Birleşmiş Milletler kurumuna 377 milyon dolar civarında satış gerçekleştirerek, toplam içindeki payları sadece yüzde 2.19 civarında kalmıştır. Bu satın almanın en büyük payını üründe gıda, hizmette ise araç kiralama almaktadır.
Şirketlerimizin böylesine büyük bir pazarı yeteri kadar değerlendirememesinin sebepleri arasında; sürekli gelişen fırsattan haberleri olmaması, titiz bir çalışmanın sonucunda gerçekleşen kayıt süreci, sistemi sürekli ve dikkatli takip, gerektiğinde hızlı reaksiyon verme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bunlara ilave olarak etkin bir yabancı dil ihtiyacını da gözardı edemeyiz.
Sözünü ettiğim satın alma teşkilatı, ‘Global Compact’a üye olan ve bu üyeliğini aktif olarak sürdürebilen şirketlere de belli bir öncelik vermektedir. Bu üyelik sürecinin de ayrı bir kayıt olma ve sürekli takip ihtiyacını şirketlerimiz ayrı bir engel olarak görmektedir. Oysa bilgi birikimi, tecrübe ve doğru adımlar sayesinde pazara kolaylıkla adım atılması ve pay alınması mümkündür.
NOT: Şirket ve KOBİ’lerimiz için büyük bir potansiyel fırsat olan bu dev pazar ile ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler e-mail adresim üzerinden bana ulaşabilirler.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin yirmi birinci yüzyıl ekonomi tarihini yazanların, ekonominin ‘nabzını’ tutan ve yön gösteren kurumlar arasında KobiEfor’a çok özel bir bölüm ayıracağından eminim. Başardıkları ile KobiEfor’un bunu fazlası ile hak ettiğinden hiç şüphem yok. Başta kurum lideri sayın Yalçın Sönmez olmak üzere, bu başarıda bütün katkısı olanlara şükranlarımı sunuyorum.”