Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) ile Teknoloji düğümünü çözmek
Türkiye’nin çözüm bekleyen kalkınma ve gelişme sorunları teknolojiye kilitlendi. Teknoloji kullanmakla övünme dönemi kapandı, ‘ürettiğin teknoloji kadar konuş’ dönemi başladı. Bilgi üreten üniversiteler öncü rolünü benimsedi; yola çıkıldı.
TTO’lar, üniversiteler, araştırma merkezleri, özel sektör arasında; araştırmacılar ile girişimciler arasında konumlanarak yatırımcılar ve sanayiciler ile gerekli ve ihtiyaç duyulan bağlantıları sağlamaya çalışıyorlar.
Ayrıntıdan bakıldığında TTO’lar şu hedeflere odaklanmış görünüyor:
- Bilimsel araştırmacıların karşılaştıkları riskleri azaltan stratejiler oluşturmak.
- Sanayicilerin ve yatırımcıların araştırmacılarla buluşmasını ve sanayiye know-how aktarılmasını sağlamak.
- Girişimcilik, inovasyon, Ar-Ge ve fikri mülkiyet hakları konusunda eğitim vermek.
- Girişimcilere gerek yurt içi gerek yurt dışında geçerli patent belgelerinin temini konusunda yardımcı olmak.
- Nitelikli elemanlar ve şirketler arasında ilişki kurulmasını sağlamak.
- Patent temini, fikri mülkiyet hakları, lisanslama akademik tabanlı yeni şirketlerin kurulmasını teşvik (spin offs) market araştırmaları ve kuruluş sermayesi temini ve proje fonlanması konularında çalışmalar yaparak üretim sektörleri ve üniversiteleri buluşturarak ihtiyaca göre yönlendirmek.
Kullanılan araçlar: Teknoloji transferinde şu araçlar kullanılıyor:
- Kontrolü doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına lisans.
- İşletme yönetimine iştirak.
- Büyük ölçüde ulusal katkının yapıldığı yabancı sermayeli yatırımlar.
- Uluslararası kuruluşlar.
Etkili ve etkin teknoloji transferi: Teknoloji transferi belirli sayıda etkili destek tedbirleri gerektiren kritik bir hedeftir. Bu nedenle teknoloji hem fiziki hem fiziki olamayan formlarda düşünülmelidir. Fiziki teknoloji; makine teçhizat vb. donanımlardır. Fiziki olmayan teknoloji ise know-how, know-why gibi faaliyetler demektir. Bilgi olarak teknolojinin transferi; süreç deneyimi ve bunun gibi pratikten gelen deneyimlerin transferini de içeren karmaşık bir süreci gerektirir.
Teknoloji transfer paydaşları: Teknoloji transferi; kamu, firmalar, finansman kuruluşları, araştırma ve eğitim kuruluşları, sivil toplum örgütleri gibi değişik paydaşlar arasında bilgi, deneyim ve teçhizat akışı gibi bir dizi etkileşim içeren geniş bir süreçler bütünüdür. Türkiye’de yapılan bilimsel çalışmaların ticarileştirilmesi ile ilgili ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Bu sebeple Teknoloji Transfer Ofisleri, üniversitelerdeki teknolojinin sanayiye aktarılmasını sağlamak için gerekli en doğru mekanizmalar durumundadır. Üniversite, sanayi ve devlet üçlü ilişkisinin ekonomik büyümeyi hedefleyen önemli bir etkisi vardır.
İşbirlikleri: Üniversite sanayi işbirliği zor ancak ulusal kalkınma için en yararlı teknoloji transfer yöntemlerinden biridir. Kamu, özel sektör ve akademi dünyası arasındaki inovasyona yönelik kurumsal ilişkileri üçlü yapısıyla
TTO’lar temsil etmektedir. Bu karmaşık ilişkileri söz konusu yapının değişik seviyelerinde kurgulayıp bilginin sermaye olarak kullanılmasını sağlamak TTO’ların görevidir.
Üniversite sanayi işbirliğinin gelişmesine destek olmak, endüstride uluslararası rekabet edebilir ürünler geliştirilmesine katkı sağlamak da TTO’lardan beklenmektedir.
Girişimciye ekosistem
Teknoloji Transfer Ofisleri üniversiteyi üniversite yapan olguların başında gelir; üniversitenin çevresel ve bölgesel dönüştürücü etkisini ifade eder. TTO’lar vasıtasıyla üniversiteler yakın çevre ve tüm bölge için yaratıcılığın, yenilikçiliğin, girişimciliğin, araştırmacılığın eğitildiği, filizlendiği, geliştiği, finansmana erişebildiği, dünyaya açıldığı tramplen işlevi görürler. TTO’ların bu yanına baktığımızda şunları buluyoruz:
Danışmanlık ve destek: Kuluçka hizmetleri kapsamında ve şirketleşme süreçlerinde genç girişimcilere ve akademisyenlere fikir aşamasından ticarileşme aşamasına kadar hukuki, mali, idari ve işletme konularında destek ve danışmanlık hizmetleri.
Girişimcilik eğitimleri: Teknoloji odaklı girişimlerin kurulması ve yürütülmesine yönelik olarak girişimci adaylarına ve kuluçka programı kapsamında destek verilen start-up şirketlerine mali, işletme, pazarlama gibi konularda eğitim programları düzenlenmesi, girişimcilik konusunda bilgi almak isteyen, fikri olup da fikrini nasıl ve ne şekilde hayata geçirebileceği konusunda eksikleri olan girişimci adaylarına “iş planı hazırlama”, “mali destek programları”, “sunum ve iletişim teknikleri”, “yaratıcı iş fikri geliştirme”, “inovasyon” gibi konularda atölye çalışmaları ve eğitimler sağlanması.
Kuluçka programları: TTO’lar ile girişimcilere ofis desteği, eğitim, danışmanlık ve mentörlük hizmetlerinin verilmesi, girişimcilerin mentörlerle eşleştirilerek birebir danışmanlık hizmetinden faydalandırılması, girişime özel hazırlanan programa göre eğitimlere katılması ve çeşitli etkinliklerle networking ve finansman desteklerine ulaşması sağlanmaktadır.
Finansman desteği: Yeni kurulmakta olan veya ticarileşme aşamasındaki teknopark şirketlerine, devlet desteklerine (KOSGEB, Tekno-Girişim vb.) ve yatırımcı gruplarına (BIC Angels, Keiretsu Forum, Galata Business Angels vb.) ulaşmaları konusunda destek ve danışmanlık hizmeti verilmesi, devlet desteklerine yönelik başvuruların hazırlanması, yatırımcı grupları ile girişimci arasındaki iletişimin yönetilmesi ve destek sağlanması gibi konularda girişimcinin sahiplenilmesi.
Her girişimcinin yolu er veya geç bir TTO’ya düşecektir ve düşmelidir.
Erciyes Teknopark’ın üniversite-sanayi işbirliği ETTO’da sürdürülüyor
Üniversite-sanayi işbirliği kavramı uzun yıllardır ülke gündeminde yer almasına rağmen henüz istenilen noktaya varamamış önemli bir kavramdır. Bu işbirliğini kurmak için kurulan Teknoloji Transfer Ofisleri de (TTO), üniversitelerde var olan nitelikli bilgiyi endüstrinin hizmetine sunmak ve ortak projeler geliştirmek üzere görev yapan iletişim köprüleri ve arayüzleridir.
Erciyes Teknopark bünyesinde 2010 yılında kurulan Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi hakkında bilgilendirme yapan Erciyes Teknopark A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Murat Doğan şunları söyledi: “ETTO olarak kurulduğumuz günden bu yana üniversitelerde üretilen bilginin yüksek katmadeğerli endüstriyel ürünlere dönüşüm sürecindeki bütün aşamalarda, akademisyenler ile sanayi arasında sürdürülebilir işbirliklerini sağlamaktayız. ETTO bünyesinde kurulu 5 farklı birim ve 20 uzmanımız ile ülkemizin etkili ve başarılı Ar-Ge ekosistemine destek olmayı hedeflemekteyiz. Bir fikrin doğuşundan itibaren, o fikrin ticarileşmesi noktasına kadar ihtiyaç duyulan bütün süreçlerde; Patent, Proje Destek, Üniversite Sanayi İşbirliği, Girişimcilik Destekleri ve Eğitim birimlerimiz ile ekosistemin bütün paydaşlarına destek olmaktayız.”
ETTO, 2014 yılından bugüne kadar yaklaşık 100 tane Sanayici – Üniversite – Akademisyen projesini hayata geçirdi. Bu projelerde 110 akademisyen görev alarak 20 milyon TL’lik Ar-Ge proje bütçesine ulaşıldı.
Doğan, şu noktalara değindi: “Bölgemizde kurulan Ar-Ge merkezlerinin üniversiteler ile sürdürülebilir işbirliği geliştirmeleri ve nitelikli Ar-Ge projeleri geliştirmeleri amacı ile Ar-Ge Merkezleri’ne özel hizmet paketleri Erciyes TTO tarafından geliştirilmiş ve şu anda hâlihazırda 2 Ar-Ge merkezinde başarı ile uygulanmaktadır. Kayseri sanayisinin cari açığı kapatmada fayda sağlayacak yüksek katmadeğere sahip, uluslararası pazarlarda rekabetçi ürünler üretebilmesi için üniversitelerde üretilen bilgiden istifade etmesi gerektiği inancındayız. Bu birlikteliğin uzun süreli ve kurumsal olarak gerçekleştirilmesinde Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda sanayicilerimizin problemlerinin nitelikli çözümü için ihtiyaç duyduğu akademik tüm çözümler tek noktadan kurumsal bir plan ile sunulmaktadır.”
Bilkent TTO, 2013’ten bu yana faaliyette
Bilkent Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (Bilkent TTO) üniversite bünyesinde 2013’te kuruldu. Bilkent TTO, TÜBİTAK 1513-Teknoloji Transfer Ofis Destek Programı kapsamında toplam sunulan proje teklifi çerçevesinde 2014 yılından itibaren 10 yıl boyunca TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı. Bilkent TTO Direktörü Dr. Atilla Hakan Özdemir, Bilkent TTO’nun görev ve sorumluluklarının şunlar olduğunu söyledi:
“l Bilkent Üniversitesi’nde katmadeğeri yüksek bilgi ve teknolojinin geliştirilmesini desteklemek ve geliştirilen teknolojinin toplum yararına sunulmasını sağlamak,
- Akademisyen ve araştırmacıların ulusal ve uluslararası fonlardan yararlanmasını desteklemek, bu fonlarla ilgili zamanında ve etkin bir şekilde bilgilendirmek, gerekli eğitimleri organize etmek, bu fonlardan yararlanan akademisyen ve araştırmacı sayısını ve yararlanılan fon sayısını artırmak,
- Etkin bir üniversite – sanayi işbirliği kurarak akademisyenler ile iş dünyasının birlikte çalışmasını ve sanayileşebilme potansiyeli taşıyan teknolojilerin üniversitede geliştirilmesine katkıda bulunmak,
- Üniversite bünyesindeki fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması ve yönetimini sağlayarak, korunabilecek ve lisanslanabilecek buluşları tespit etmek, teknoloji transferi yoluyla ticarileşmesini ve böylece buluş sahiplerinin, üniversitenin ve TTO’nun bu yolla gelir edinmesini sağlamak,
- Yenilik ve girişimciliği desteklemek,
- Akademisyen, araştırmacı, öğrenci ve mezunlarının kendi girişimlerini başlatabilmesi için gerekli bilgilendirme ve yönlendirmeleri yapmak ve bu amaçla gerekli işbirliklerini oluşturmak.”
HT-TTM, ekosistemin önemli bileşenlerinden
Hacettepe Teknokent Teknoloji Transfer Merkezi (HT-TTM) 2008 yılında Hacettepe Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. (Hacettepe Teknokent A.Ş.) bünyesinde bir alt birim olarak kuruldu ve 2009 Nisan ayında anonim şirket statüsünde ayrı bir tüzel kişilik haline geldi. HT-TTM’nin Yönetim Kurulu’nun tamamı Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerinden oluşuyor. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Candan Gökçeoğlu yürütürken HT-TTM’nin Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini ise Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Erem Bilensoy yürütüyor. Türkiye’de kurulan ilk Teknoloji Transfer Ofisi’nden (TTO) biri olan HT-TTM, 2012 yılında TÜBİTAK tarafından fonlanan örnek TTO modellerinden biri olarak faaliyetlerine devam ediyor.
HT-TTM Proje Ofisi ve HT-TTM Patent Ofisi
HT-TTM, ulusal ve uluslararası destek programlarına ilişkin faaliyetleri HT-TTM Proje Ofisi koordinasyonunda yürütüyor. Proje Ofisi çalışmalarını Bilensoy şöyle anlatıyor: “Proje Ofisi kapsamında akademisyen ve sanayicilerimizle gerçekleştirilen ilk görüşmede proje fikri tespit edilip, fikre yönelik en uygun fon programı belirlenmekte ve başvuru dosyasının hazırlanmasına destek verilmektedir. Bugüne kadar TÜBİTAK ARDEB, KOSGEB, Sanayi Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı gibi ulusal fonların yanı sıra AB Çerçeve Programları gibi uluslararası fonlarla ilgili kapsamlı çalışmalar yürütülmektedir. Horizon 2020 Programı kapsamında 2017 yılında öncül araştırma projelerini ve bu projeleri gerçekleştirecek olan bilim insanlarını, bilimsel mükemmeliyet kriterine göre fonlayan Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) Programı için çalışmalar yapılmaya başlanarak, akademisyenler bu konuda bilgilendirilmektedir. Bunun yanı sıra araştırma alt yapılarına destek veren Kalkınma Bakanlığı Projeleri’ne de destek verilmektedir. Bu kapsamda 250’den fazla ulusal ve uluslararası proje gerçekleştirilmiştir.”
HT-TTM Patent Ofisi ise akademisyenlerin bilimsel ve teknolojik birikimi sonucunda ortaya çıkan buluşların ticarileşme potansiyelinin belirlenmesi, ticari değer taşıyan buluşların fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında korunması ve ticarileştirme çalışmalarının gerçekleştirilmesinden sorumlu olarak çalışıyor. HT-TTM Patent Ofisi portföyünde şu ana kadar 103 fikri ve sınai mülkiyet başvurusu bulunmakta olup bazıları ticarileşmiş durumda.
Üniversite Sanayi İşbirliği (ÜSİ) Birimi
HT-TTM Üniversite Sanayi İşbirliği Birimi, üniversitede geliştirilen ticarileşebilir buluşları Patent Ofisi’yle birlikte endüstriye aktarmayı, sanayiye uluslararası rekabet edebilir ürünler geliştirmeyi teşvik edecek destek faaliyetlerini sağlamayı ve ülkemizin inovasyon gücünü arttırmayı amaçlıyor. Erem Bilensoy, KOBİ ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının, girişimcilerin ve iş dünyasının teknik problemlerini çözmek, Ar-Ge ihtiyaçlarını ve inovasyon isteklerini karşılayabilmek adına başta Hacettepe Üniversitesi olmak üzere, üniversitelerin teknolojik altyapısı ve akademik bilgi birikiminin sanayinin erişimine sunulduğunu aktarıyor.
Her gelen sanayi talebinin ayrı bir proje halinde değerlendirilerek hem akademik hem de sanayi tecrübesi bulunan uzman personel koordinasyonunda yönetildiğini aktaran Bilensoy, bu süreçte akademisyenlerin çalışmanın sadece teknik kısmında yer aldığını, çalışmanın idari, hukuki, mali bütün süreçlerinin HT-TTM uzmanları tarafından koordine edildiğinin altını çiziyor. Bilensoy, “Bu kapsamda 2008 yılından beri üniversite sanayi arasında 1300’ün üzerinde kontratlı Ar-Ge sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmelerin toplam bedeli 25 milyon TL’yi aşmıştır. Bu projelerde 650’den fazla akademisyenimiz görev almıştır. Bu kapsamda 150’den fazla TÜBİTAK TEYDEB projesi gerçekleştirilmiştir” bilgisini veriyor.
Hacettepe Teknoloji Transfer Merkezi (HT-TTM) Girişimcilik Ofisi ise “Teknoloji Tabanlı Yenilikçi İş Fikri” olan her bireye, ‘İş Fikri’nin ticari bir ürüne dönüşmesi için ihtiyaç duyduğu alanlarda destek olmak amacıyla 2015 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Kurulduğu yıl TÜBİTAK tarafından Girişimcilik Destek Programı olan BİGG (Bireysel Genç Girişim) Fonunun Uygulayıcı Kuruluşu olarak yetkilendirilen kuruluşta, bugüne kadar 650’yi aşkın iş fikri başvurusu toplanmış ve 170’i aşkın iş fikri sahibi eğitimlere kabul edilmiş. Yapılan değerlendirmeler sonrası TÜBİTAK fonundan faydalanmak için 70 girişimci adayı TÜBİTAK’a bildirilmiştir.
Düzce TTO gücünü paydaşlarından alıyor
Düzce Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Bakanlar Kurulu Kararı’yla 32 ortakla 2011’de kurularak faaliyete geçti.
Kurucu ortakları arasında Düzce Üniversitesi, Düzce Belediyesi, İl Özel idare, Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi ve Düzce’nin önde gelen sanayi kuruluşlarının bulunduğu Düzce Teknopark’ın Genel Müdürlük görevini ise Yrd.Doç.Dr. Özkan Şahin yürütüyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan 2016 Endeksi’nde bir önceki yıla göre 10 sıra birden yükselerek Türkiye genelinde 45 Teknoloji Geliştirme Bölgesi arasından 27. sıraya yükseldi. Özkan Şahin, girişimciliği odağa yerleştiren bir kuruluş olduklarını belirterek, girişimcilere daha iyi koşullar altında teknik ve fiziki destek vermek adına, 2017 yılının ilk aylarında başlamış olan Düzce Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kuluçka ve Yönetim Merkezi bina inşaatının 2018 yılının ilk aylarında teslim edileceğini ifade ediyor. Yeni bina yaklaşık 14.000 m2’lik kapalı alana sahip ve bu alanın 5.000 m2’lik kısmı kiralanabilir. 160 ofis kapasiteli yatırıma ilişkin Şahin şu bilgileri veriyor: “Düzce Teknopark Yönetim ve Kuluçka Merkezi binası, gerek üniversitemize gerekse bölgemize özellikle girişimcilik ve inovasyon alanlarında basamak atlatacaktır. Bina hacminin büyümesi ile güçlenecek ekosistem sayesinde sektörel çeşitliliğini artıracak olan Düzce Teknopark’ımızın 150’den fazla firmaya teknoloji transfer ofisi hizmetleri, nitelikli ön kuluçka ve sonrasında kuluçka hizmetleri sunması planlanıyor.”
2016 yılında TÜBİTAK 1601 kodlu proje desteği kazanarak Düzce Teknoloji Transfer Ofisi’ni bünyelerine kattıklarını anlatan Şahin, aynı destek programına yaptıkları 2. proje başvurusunu da 2018 yılında kazanan 8 Teknoloji Transfer Ofisi’nden biri olmanın mutlu gururunu yaşadıklarını ifade ediyor.
Düzce TTO Proje Destek Ofisi, hem Düzce Üniversitesi akademisyenlerinin hem de bölgede bulunan özel ve kamu kuruluşlarının personellerinin ulusal ve uluslararası araştırma projeleri geliştirmelerine yönelik destekler sunuyor. TÜBİTAK ARDEB ve TEYDEB Programları, KOSGEB ve Kalkınma Ajansı Mali Desteklerine yönelik destek sağlanıyor. 2016 yılından bu yana 100’den fazla ulusal, 10’dan fazla uluslararası proje başvurusuna destek sağlandığının altını çizen Özkan Şahin, özel sektöre yönelik düzenlenen proje yazma eğitimlerine Ar-Ge Merkezleri başta olmak üzere bölgedeki sanayi kuruluşlarından katılım olduğunu aktarıyor.
Düzce TTO Patent Destek Ofisi: Düzce Üniversitesi Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklar Komisyonu tarafından buluş bildirimlerini almaktan başlayıp ticarileştirme anlaşmasına kadar süreci yürüten birim olarak faaliyet gösteriyor. Düzce TTO portföyünde 50’den fazla ulusal ve uluslararası korumaya sahip fikri hak olup, akademik girişim yoluyla ticarileşme anlaşmasında olanlar bulunuyor.
Üniversite-Sanayi İşbirliği: Bölgede yer alan sanayi kuruluşlarının ulusal ve uluslararası alanlarda Ar-Ge ve inovasyon ekosistemindeki işbirliklerini geliştirmeye destek olmakla birlikte katma değeri yüksek yenilikçi ürünler üreten bir yapıya kavuşmaları için firmaların ihtiyaçları, rekabet edebilir yönlerinin tespiti sağlanarak alanında yetkin üniversite personeli ve TTO uzmanları tarafından yol gösterilmektedir. Firmaların belirledikleri yeni yolda yürüyebilmeleri için yardımcı olabilecek destek mekanizmaları geliştirilmekte, ulusal ve uluslararası fonlar ile ‘Üniversite-Sanayi İşbirliği’ doğrultusunda uygun destek programına göre yönlendirme yapılmaktadır.
Girişimcilik ve Şirketleşme: Bölgede ve üniversitede, girişimcilik farkındalığının arttırılması için eğitim ve seminerler düzenlenmekte, iş fikirlerinin ortaya çıkarılması için global çapta etkinlikler düzenlenmektedir. Ön Kuluçka ve Kuluçka sürecindeki girişimcilere; girişimcilik konularında eğitimler verilirken mentör, danışmanlık, fon bulma, fikri koruma, ulusal ve uluslararası ağlara erişim desteği sağlanıyor. Akademisyen ve sanayicilerden oluşan mentör havuzu ile girişimcilere daha etkin, esnek ve az maliyetli destek mentörlük hizmeti sağlanıyor.
Ayrıca 2017 yılında 3040 kişi katılımıyla 21 eğitim, 31 organizasyon düzenlendi, 43 ulusal 6 uluslararası, 11 Üniversite-Sanayi İşbirliği proje başvurusuna destek sağlandı. Özkan Şahin, “179 akademisyen görüşmesi, 32 ön kuluçka, 12 kuluçka firmasını bünyesine katan Düzce Teknopark önümüzdeki senelerde de bu verileri arttırma hedefi içinde olup, çalışmalarımızı bu yönde geliştireceğiz” diye konuştu.
Atmosfer TTO’nun sinerjisi ülkeyi aştı
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Teknoloji Transfer Ofisi (Atmosfer TTO), İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ve Teknopark İzmir kurumsal yapısı altında Ocak 2014’te “TÜBİTAK 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı” desteği ile kurularak faaliyetlerine başladı. Atmosfer TTO, 5 ana hizmet modülü olan “Farkındalık, tanıtım, bilgilendirme ve eğitim hizmetleri”, “Destek Programlarından Yararlanmaya Yönelik Hizmetler”, “Proje Geliştirme/Yönetim Hizmetleri (Üniversite Sanayi İşbirliği Hizmetleri)”, “Fikri Sanayi Mülkiyet Hakları (FSMH) Yönetimi ve Lisanslama Hizmetleri” ve “Şirketleşme ve Girişimcilik Hizmetleri” kapsamında faaliyetlerini sürdürüyor.
İYTE Atmosfer TTO, akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkan entelektüel sermayenin ve yeni teknolojilerin ticarileştirilmesi için akademi ile endüstri arasında yalın ve etkin bir ara yüz olarak hizmet veriyor.
Atmosfer TTO’nun Türkiye’nin tek yüksek teknoloji enstitüsü olan ve Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’nde, 2016 ve 2017 yılında 5. Devlet Üniversitesi olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün gücünü arkasına alarak çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran İYTE Atmosfer TTO Yöneticisi Aylin Kaynak, “Atmosfer TTO İzmir ve Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’deki sanayi ve akademik kuruluşlar ile işbirliği ve iş geliştirme faaliyetlerini sürdürmekte, akademi, endüstri ve girişimcilere hizmet vermektedir” diyor.
Aylin Kaynak, Türkiye’nin ilk 10 ‘Araştırma Üniversitesi’ arasında yer alan İYTE’nin ulusal ve uluslararası projelerde yüksek kabul başarı oranlarına sahip olduğunun altını çiziyor: “Son 3 yıldaki toplam ÜSİ proje hacmi 30 milyon TL’yi aşmıştır. Son 10 yıldaki uluslararası proje hacmi 4 milyon Euro’ya yaklaşmaktadır. Geçen yıllardaki projeler daha çok AB Çerçeve Programları Marie Curie projeleri ve TÜBİTAK İkili işbirliklerinde yoğunlaşmıştır. Atmosfer TTO’nun kuruluşu sonrası son 3 yılda ise AB Çerçeve Programı İşbirliği projelerinde İYTE, Avrupa’dan çok sayıda üniversite ve kurumların bulunduğu konsorsiyumdan oluşan 4 büyük projede yer almıştır. Özellikle 2 büyük bütçeli projenin uzun süreli işbirliği geliştirme sürecine de destek olarak İYTE ile birlikte bölge belediyelerinin de uygulayıcı olarak yer alması sağlanmıştır. İYTE, Avrupa Komisyonu tarafından 24.01.2018 tarihinde yayınlanan resmi verilere göre H2020 Programı’nda en başarılı Türk Araştırma Kuruluşu sıralamasında ilk 10 kurum arasında yer almaktadır.”
Atmosfer TTO’nun faal olarak hizmet vermeye başladığı 2014 yılından itibaren başvuru yapılan toplam patent sayısı 44 olmuş, bunlardan 4 adedi PCT başvurusu olarak gerçekleşmiş. Know-how transferi ve ticarileştirme alanında da faaliyetlerini sürdüren Atmosfer TTO’da akademik girişimciliğe verilen hizmetler de bulunuyor.
Girişimcilik ve akademik girişimcilik konusundaki faaliyetlere bölgede ilk başlayan kurum olan Teknopark İzmir, 2012 yılından beri sürdürdüğü Teknogirişimcilik Akademisi eğitimlerini Atmosfer TTO ile birlikte KOSGEB işbirliği ile devam ettiriyor. Akademik girişimciliğin artırılması konusunda destek ve çalışmalarına devam eden Atmosfer TTO, Teknopark İzmir bünyesinde olmasının da getirdiği avantaj ile spinoff ve startup şirketlerin kurulmasına destek oluyor. 2014 yılından itibaren eğitim, mentörlük, bilgilendirme ve sözleşme yönetimi gibi konularda destek olunan akademisyenlerin kurduğu/ortak olduğu teknoloji tabanlı firmaların sayısının 26 olduğunu belirten Aylin Kaynak, şu bilgileri veriyor: “2017 yılı içinde İYTE Atmosfer TTO tarafından yazım ve kurgusu yapılan; İzmir’in ulusal/uluslararası bölgesel çekim gücünü artıracak olan ICONIC projesi de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenmeye hak kazanmıştır.”
Ulusal-uluslararası proje geliştirme ve yönetimi, iş geliştirme, uluslararasılaştırma, satış pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetimi konularında tümü özel sektör deneyimli alanında uzman bir ekibe sahip olan Atmosfer TTO, 2018 yılı itibariyle 7 kişilik ekiple çalışmalarını sürdürüyor.
YUTTO patent ve teknolojinin ticarileştirilmesinde iddialı
Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin (YUTTO) kökenleri 2006 yılında kurulan Araştırma Projeleri Koordinasyon Ofisi’ne dayanıyor. Danışmanlık, üniversite-sanayi işbirliği, üniversite-sanayi-kamu işbirliği, sektörel işbirlikleri alanlarında faaliyet yürüten YUTTO’nun en iddialı olduğu alanların başında ise patent ve teknolojinin ticarileşmesi çalışmaları ağırlık kazanıyor.
YUTTO Müdürü Doç.Dr. Serkan Topaloğlu, “Üniversite ve sanayiyi aynı dilde, aynı kültürde buluşturma görevini Türkiye’de teknoloji transfer ofisleri yürütmeli. TTO’lar bir yerde arayüz olarak görev yapmalı ve kopuk olduğu sık sık dile getirilen üniversite sanayi işbirliğinin somut çıktılarını oluşturmaya çalışmalıdır. Yeditepe Üniversitesi TTO (YUTTO) olarak en önemli artımız ise sektörde yarattığımız Yeditepe Üniversitesi markamızdır. 13 fakülte ve 64 bölümdeki uzmanlığımızla sanayici başta olmak üzere ülkemize katkı sağlamaktayız” diyor.
Yeditepe Üniversitesi TTO’nun patentteki iddiası rakamlara da yansımış durumdadır. Şu ana kadar oluşturulan patent dosyası sayısı 220’den fazladır. 1996’da kurulan bir üniversite için bu rakamların büyük başarı olarak yorumlanması gerektiğini ifade eden Topaloğlu, patent dosyalarının 70’inin yurtiçi, diğerlerinin ise yurtdışı dosyası olduğunu, 220’den fazla patent dosyasının 79’unun tescillendiğinin altını çiziyor.
YUTTO, teknolojinin transferinden ticarileşmesine yöneliyor
YUTTO bugüne kadar 100’ün üzerinde üniversite-sanayi çalışmasına imza attı. YUTTO’nun orta vadede en önemli hedefi teknolojinin transferinden ticarileşmesine ilerlemek. Ciddi oranda sektör tecrübesine ulaştıklarını aktaran Topaloğlu, yıllardır dile getirilen üniversite-sanayi işbirliğindeki eksikliğin giderilmesinde TTO’lara büyük sorumluluk düştüğünü belirterek şunları söylüyor: “Akademisyenlerimizde sektör tecrübesi eksikliği oluyor. Oysa yurtdışında farklı bir çalışma yapılarak bu işbirliği daha başarılı bir şekilde yürütülüyor. Akademisyenin sanayi alanında tecrübe edinmesi sağlanmalı. TTO’lar, sektör ile akademinin aynı dili konuşmasına yardımcı oluyor.”
Topaloğlu, kurum olarak yürüttükleri çalışmaların rakamsal değerlerini şöyle anlatıyor: “Üniversitemiz bünyesinde ulusal kaynaklı desteklere yapılan proje başvurusu 940’tır. Bunlardan 280’i tamamlandı, 70 tanesi de devam eden proje. Bu 940 projeden 350’si desteklenmeye değer bulunmuş. Bu sayı Türkiye ortalamasının üzerinde bir değerdir. Uluslararası kaynaklı desteklere proje başvuru sayısı ise 50’dir.
Tamamladığımız uluslararası projeler 20, devam eden projeler de dörttür. Artmasını da arzu ederiz. Üniversitemiz patent sayılarında da oldukça iddialı. Ulusal patent başvurusu sayımız 69. Hâlihazırda patent almış 39 dosyamız bulunuyor. Uluslararası alanda da 157 patent başvurusu bulunuyor ve bunlardan 40’ı uluslararası patent belgesi almış durumda. Geçtiğimiz yıl yapılan Uluslararası Patent Fuarı’na (ISIF17) 9 patent fikriyle katıldık. 9 patentin 9’u da ödül almaya değer bulundu.”
YUTTO yurtdışına ağırlık verecek
Sadece ülkemizde değil uluslararası platformda da önde gelen bir teknoloji transfer ofisi olmak istediklerini söyleyen Topaloğlu, bunun için küresel işbirliği çalışmalarına ağırlık vereceklerini duyuruyor.
YUTTO olarak yürütülen çalışmalarda yurtdışından aldıkları belge kararının daha fazla olduğunu hatırlatan Topaloğlu, “Üniversitemizde uluslararası nitelikte çalışmaların artması ile global tanınırlığa önemli bir artı sağlanacaktır. Bugün 350 projemizin 20’yi aşkını yurtdışı kaynaklı. Bu sayıyı artırmak için ilk aşamada Üniversite bünyesinde duyuru ve bilgilendirme çalışmalarına başlıyoruz. Özellikle yürütücü olacağımız AB projelerine yoğunlaşmak amacındayız. Halihazırda AB kaynaklı 4 projemiz var. 1 projede yürütücü olarak görev alırken 3 tanesinde katılımcıyız.
Mevcut alt yapımız ve insan kaynağımız düşünüldüğünde, bu sayının artmaması için hiçbir sebep yok. Yegâne hedefimiz proje sayılarında yurtdışı ağırlığını en az yarı yarıya getirmektir” diye konuşuyor.
Topaloğlu, ayrıca Avrupa’daki bir TTO’ya ziyarette bulunacaklarını ve orada farklı bir yapının çalışmasını gözlemleme şansına sahip olacaklarını ifade ediyor.
“Fikir yarışması geleceğe yatırımdır”
Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin üniversite-iş dünyası işbirliği anlayışı çerçevesinde, bu yıl ikincisini düzenlediği “7 Tepe Yeni Fikir Yarışması” önemli bir misyon üstleniyor. Fikri olan herkesi YUTTO’ya başvuruya davet eden Serkan Topaloğlu, fikre yapılan her türlü yatırımın aynı zamanda geleceğe yatırım olduğunu paylaşıyor. Yarışmaların temel amacının üniversite-sanayi işbirliği ve teknolojinin ticarileşmesi olduğunun altını çizen Topaloğlu, geçen yarışmada finale kalan 8 proje fikrinin Girişim Atölyesi’nde faaliyete başladığını duyuruyor.
Girişim Atölyesi’nin imkanlarının genişletildiğini aktaran Topaloğlu, “Aynı zamanda Yeditepe Üniversitesi Teknopark’ın kuruluşu ile şu anda beklemede olan birçok projenin hayata geçeceğini düşünüyorum” diyor. Fikirden ürüne 4 aşamalı bir program düşündüklerini kaydeden Topaloğlu, şunları söylüyor: “BCWR kısaltması olarak düşünülen bir yapı kurduk. Öğrenciler fikirleriyle geliyor, fikir doğuyor (born). Girişim Atölyesi’nde fikir emekleme (crawl) aşamasına geliyor. Oradan çıkıp kuluçka aşaması yani yürüme (walk) durumuna ulaşıyor. Son olarak da şirketin startup olarak kurulması yani koşma noktasına (run) ulaşması bekleniyor. Bu yıl bu konsepti yürütmek amacındayız. Dolayısıyla şu çağrıyı yapmak istiyorum: Fikir aşamasında ya da ürüne yönelik proje fikriniz varsa, bizimle iletişime geçebilirsiniz.”
9 öğrenci finale kaldı
Şubat ayında finali yapılan yarışmada finale kalan 9 öğrenci, projelerini Inventram CEO’su Cem Soysal, TEB Girişim Evi Yöneticisi Tahsin Bora Nemlioğlu, Labx Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Fuat Sami, Workinton Kurucu Ortağı Gökhan Beydoğan, Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ömer Gökay’dan oluşan jüriye sundu.
Sunumların ardından yapılan değerlendirmede Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri; Dilan Fatma Öncevarlık, Kemal Doruk Yıldız ve Mert Kurt “Crystall-Ball” isimli projeleriyle birinci olurken İşletme Bölümü doktora öğrencisi Alper Göknar “Deprem Uyarı ve Deprem Sonrası Haberleşme Sistemi” konulu projesiyle ikinci, İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü öğrencisi Mert Ulutaş “Otomatik Havlu Servis ve Takip Sistemi” isimli projesiyle üçüncü oldu. Jüri özel ödülünü ise Eczacılık Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü yandal öğrencisi Gizem Ayan’ın “Pharm App İlaç Takip Uygulaması Projesi” aldı.
Üniversite ile sanayiyi buluşturan köprü; KOÜ TTO
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), uluslararası çağdaş ve ileri düzeyde araştırma faaliyetlerini geliştirmek amacıyla üniversitenin her düzeyinde farkındalık yaratmak ve Kocaeli Bölgesi’ndeki paydaşlarıyla birlikte ileri teknoloji konularında endüstriyel dönüşüm gerçekleştirecek işbirlikleri oluşturmak amacı ile 2012 yılında Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’ni (KOÜ TTO) hayata geçirdi.
KOÜ TTO Direktörü Dr. Mehlika Kocabaş Akay, “KOÜ TTO olarak vizyonumuz; Kocaeli Üniversitesi’nin araştırmacı ve altyapı gücünü kullanarak gerçekleştirilen araştırma faaliyetleri ile ülkemizdeki yenilikçi bilim ve teknolojinin ulusal ve uluslararası rekabet edebilirliğine katkıda bulunacak değerler yaratmak ve girişimcilik ekosistemine fikir üreten ve fikirlerini koruyup ticarileştirebilen yeni markaların oluşmasına katkıda bulunmaktır. Bu vizyon doğrultusunda KOÜ TTO teknoloji transferi ile üniversitelerden sanayiye aktarılan bilgi birikimi ve buluşların hem ekonomiye hem de ulusal iş gücüne olumlu katkılar sağladığının farkındalığıyla faaliyetlerini sürdürmektedir” diye konuşuyor.
Ar-Ge sonuçlarının katmadeğere dönüşmesi gerekiyor
Mehlika Kocabaş Akay, KOÜ TTO olarak üniversite ile sanayi arasındaki işbirliğinin başlatılmasını ve bu işbirliğinin güçlendirilmesini amaçlayan bir arayüz ve köprü görevi görerek sanayiciler ile akademisyenleri teknoloji transferi ekosisteminde buluşturmayı amaçladıklarını vurguluyor: “Bu amaç doğrultusunda Üniversitemiz bünyesindeki araştırma projelerini ve bu proje çıktılarıyla ilgili bilgi transferi süreçlerini geliştirerek araştırma sonuçlarının katma değere dönüştürülmesini hedefliyoruz. Bölgemizde bulunan firmalara, akademisyenlere ve girişimcilere 2017 yılında konusunda uzman kişilerce 20 adet ve yaklaşık 600 kişinin katılım gösterdiği bilgilendirme eğitimleri gerçekleştirdik. Üniversite sanayi işbirliği kapsamında 105 firma ziyaret edildi, yapılan görüşmeler de TÜBİTAK TEYDEB, Firma Özkaynak, Kalkınma Ajansı, KOSGEB projeleri olmak üzere 50 adet projenin başlatılmasına destek verildi.” Akay, şu bilgileri veriyor: “Bunun yanında KOÜ bünyesindeki araştırmacılarımıza fikri mülkiyet hakları konusunda destek verilmektedir. 2017 yılı içerisinde 12 patent, 1 faydalı model başvurusu yapıldı, 1 patent tescili sağlandı. 5 girişimcinin şirketleşmesinde Kuluçka Merkezi’mizde destek verilmiştir. TTO modüllerinin faaliyetleri dışında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge Merkezleri’ne verdiği önemden kaynaklı olarak Kocaeli Bölgesi’nde Ar-Ge kültürünün ve Ar-Ge merkezi sayısının artırılması için teknik ve mali konularda danışmanlık vermekteyiz.”
KOÜ TTO, AB projesi kapsamında KOBİ’lere eğitim veriyor
KOÜ TTO, KOBİ’lerin Ar-Ge ve inovasyon yeteneklerini artırmak amacıyla Avrupa İşletme Ağı Projesi’ni yürütüyor. Doğu Marmara Bölgesi’nde bulunan KOBİ’lere eğitimler verdiklerini söyleyen Akay, “AB’nin başlattığı COSME Programı 2014 ile 2020 yılları arasında uygulanacak ve sürdürülecek bir program. AB içindeki projelerde KOBİ’lerin daha fazla yer alabilmesini, daha profesyonel daha kurumsal hareket etmesini, marka ve patent konusunda bilinçli olmasını hedeflediğimiz Proje kapsamında 62 ülkede 600 kuruluşla hizmet veriliyor. Yaklaşık 6 bin firma, Ar-Ge ve inovasyon konusunda ürettiği ürünleri bir platformda tanıtarak geniş bir network içinde birbiriyle ortaklık kurabilmektedir. Kurum olarak program kapsamında 2 yılda bir denetime giriyoruz. Bu yıl da denetimi başarıyla geçerek programın devamlılığını sağladık” diyor.
“2023 hedefleri doğrultusunda
Mehlika Kocabaş Akay, “2023 hedefleri doğrultusunda bölgede Ar-Ge kültürünü yaygınlaştırmak için yapılması planlanan bilgilendirme etkinlikleri, ortak projeler ile ortaya çıkan ürünlerin fikri mülkiyet haklarının korunması, bu ürünlerin ticarileştirilmesi, girişimcilik ve şirketleşme faaliyetlerinin yürütülmesi ve Ar-Ge merkezlerin kurulması KOÜ TTO’nun hizmetleri arasındadır” diye konuşuyor.