KOBİ’ler kredi imkanlarını, dijitalleşme yatırımına dönüştürerek geleceği bugünden yakalayabilir
KPMG Türkiye Şirket Ortağı, Veri, Analitik ve Dijital Lideri Gökhan Mataracı, günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler sosyal alanın her alanında olduğu gibi ekonomik alanda da etkisini gösteriyor. Ülkelerin ekonomik kalkınmasında önemli rolleri bulunan sadece ekonomik alanda değil sosyal yaşamda da önemli bir yer tutan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ), globalleşme ve bütünleşmelerin gerçekleştiği günümüz dünyasında esnek üretim yapıları ile önemli bir yer tutuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son rakamlarına göre ülkemizdeki girişim sayısının yüzde 99,8'i KOBİ'lerden oluşuyor. KOBİ’ler ayrıca girişim dünyasında istihdamın yüzde 72'sini, personel maliyetinin yüzde 49,2'sini, cironun yüzde 49,4'ünü, üretim değerinin yüzde 42,7'sini ve faktör maliyetiyle katma değerin yüzde 41,3'ünü oluşturuyor.
KOBİ’lerin sahip oldukları bu önemli rolleri nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu işletmelerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve artırılması, öncelikli politikalardan biri olup bu amaca yönelik çok sayıda destek programı uygulamaya konuluyor. KOBİ’lerin finansmanında en önemli araç ise şüphesiz banka kredilerine erişimdir. Bu nedenle KOBİ’lerin krediye erişimlerinin artırılması amacıyla sağlanan desteklerin sayısında ve miktarında son yıllarda bir artış yaşanıyor. KOBİ’lerin banka kredilerine erişimlerini artırmak amacıyla sağlanan desteklerin başında ise Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından sağlanan sıfır veya düşük faizli krediler ile Kredi Garanti Fonu Anonim Şirketi (KGF) tarafından verilen teminat destekleri geliyor. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada KGF’yi ciddi bir şekilde uyguladıklarını ve 60 milyar liralık bir alan sağladıklarını kamuoyu ile paylaşmıştı.
KGF, bankalar tarafından kredilendirilmesi uygun bulunan ancak teminat yetersizliği içinde olan KOBİ niteliğine haiz firmalara, bankalara karşı kredinin belli bir oranında kefalet vererek krediye erişmelerinde destek oluyor. KGF desteklerinden KOBİ’ler ve KOBİ kapsamında sayılan vasıflara sahip iktisadi faaliyette bulunan esnaf ve sanatkârlar, tarımsal işletmeler, çiftçiler ve serbest meslek mensupları faydalanabiliyor. KOBİ vasfına sahipten kasıt; iktisadi faaliyet gösteren her türlü ticari işletme, esnaf ve sanatkâr, çiftçiler, tarımsal işletmeler ve kooperatiflerdir. KGF, bireysel krediler hariç olmak üzere işletme ihtiyacına dönük her türlü kredi için kefalet verirken kredi türü konusunda bir sınırlama bulunmuyor.
Söz konusu krediler olunca bu kredilerin doğru yerlerde kullanılması da büyük önem kazanıyor. Tabiri caiz ise kısa vadeli hedeflerle balık tutmak için değil uzun hedeflerle balığın nasıl yakalanacağını öğrenmek için yatırım amaçlı kullanılması en doğru yaklaşım olarak öne çıkıyor. Bir yatırım yaparken şunu unutmayın ki “Roma bir günde kurulmadı”. Bu nedenle kredi kullanımı; KOBİ’lerin mevcut finansal güçleri ile ulaşamayacakları finansal amaçları gerçekleştirebilmeleri için kaldıraç görevi gören bir finansal işlem olarak değerlendirilmeli. Bugün kullanılan bir kredinin gelecekteki bütçeler üzerinde negatif bir etkisi olacağı dikkate alınırsa kredi kullanımının doğru planlanması özellikle işletmelerin finansal hedefleri açısından önemlidir. Çünkü KOBİ’lerin büyük şirketlere kıyasla yanlış bir finansal işlem sonucu bozulan bütçelerini ve hedefinden şaşan planlarını düzeltecek zaman ve kaynağı daha sınırlıdır.
Konuya bu açıdan yaklaştığımızda KOBİ’lerin kredilerini hangi alanlarda yatırım amaçlı kullanacakları kritik önem taşıyor. Bu bağlamda, günümüz dünyasının gerekliliklerini dikkate alarak yapacakları dijital dönüşüm yatırımları, KOBİ’lere büyük bir verimlilik ve esneklik katarak kendilerini hem uluslararası arenaya taşıma hem de rekabette öne geçme fırsatını sunacaktır. Ortaya çıkan yeni dünyada kişiselleştirilmiş ürünler ve müşteri deneyimine uygun hızlı bir şekilde çok farklı niteliklerde ürün ortaya çıkarabilen esnek işletmeler bir adım önde olacaktır. Bunun için de bu unsurların arka planında yer alan yapay zekâ, nesnelerin interneti, makine öğrenimi, bulut bilişim gibi alanlara yatırım yapacak KOBİ’ler Endüstri 4.0 olarak adlandırılan, aslında sanayide bütünleşik entegrasyonu ve dijitalleşmeyi hedefleyen vizyonu da bugünden benimseyecektir. Burada bir noktanın gözden kaçırılmaması da gerekmektedir. Yukarıda bahsettiğim çığır açan teknolojilerin hepsinin kullanılması veya sırayla takip edilmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Önemli olan işletmelerin kendilerine en fazla getiri ve verimi sağlayacak, ihtiyaçları olan teknoloji veya teknolojilerle bu dönüşümü gerçekleştirmeleridir.
Tabii dijitalleşen dünyada, dijital değişim ve dönüşümü KOBİ’lerin tek başına yapmasını da bekleyemeyiz. Kamu, üniversite, finans kuruluşları ve her biri sektöre öncülük eden sivil toplum kuruluşları, değişim ve dönüşümün ana aktörleri olarak KOBİ’lere yol gösterici ve destekleyici olmalıdır. Hepsinden öte her alanda olduğu gibi teknolojiye yatırım konusunda da işin gerçek uzmanlarından danışmanlık almak hayati önem taşıyor diyebilirim. KOBİ’lerin bu noktada KPMG’nin bilgi ve deneyimlerinden istifa etmeleri faydalı olacaktır. KPMG olarak dijital dönüşüm konusunda KOBİ’lere KPMG Connected Enterprise (Bağlantılı Kuruluş) adı altında dijital dönüşüm yaklaşımımız ile hizmet vermekteyiz. Bu işletmelerin piyasa sinyallerine hızlı bir şekilde yanıt vermelerini ve ortaya çıkan fırsatları yakalayabilmelerini sağlayan bir yaklaşımdır. Sektöre özel ve müşteri odaklı KPMG Connected Enterprise yaklaşımımız, bir işletmeyi iş değeri yaratmaya ve dijital bir dünyada sürdürülebilir büyümeyi yönlendirmesiye odaklar.
KPMG Connected Enterprise, stratejiden uygulamaya kadar müşteri odaklılık elde etmek için sürdürülebilir, risk açısından optimize edilmiş bir yol sunar ve işletmeye dönüşüm yolculuğunun her aşamasında iş değeri yaratmasına; içgörü odaklı, dijital ve müşteri odaklı iş kurmasına; iş gücünü çevik bir organizasyonda performans gösterecek şekilde hizalamasına ve güçlendirmesine; çevik, yüksek hızlı inovasyon sağlamak için güvenli mimariler tasarlamasına yardımcı olur. Sunduğumuz bu yaklaşım ile dijital dönüşüme bilinçli yatırım yapan işletmeler, müşteri beklentilerini karşılama, hedeflerine ulaşma ve yatırım getirisi sağlama olasılığını daha da yükseltecektir.
Özetle dijital dönüşüm alanında yatırım yapan veya yatırım yapacak KOBİ’lere mesajımız, kesinlikle çalışmalarında KPMG ile görüşerek KPMG Connected Enterprise yaklaşımımızdan, insan kaynağımızdan, bilgi birikimimizden ve çözümlerimizden yararlanmaları olacaktır.