31.12.2022, 23:59 29826

POZİTİF GERÇEKÇİLİK

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’te tüm dünyada paradigmaların değiştiği bir süreç yaşanıyor. Pozitif gerçekçilikle Türkiye’nin kapasitesi, farklılıkları zenginleştiren birlik ve beraberlikle iyi değerlendirildiğinde, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmaya muktedirdir. İhtiyatlı iyimserlikle proaktif olacağımız bir yıl yaşayacağız. Akıl ve vicdan temelinde; sağduyunun, adaletin, kardeşliğin, refahın ve aydınlığın başat olduğu; sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı, bereketli, barış ve esenlik dolu bir yıl diliyorum.
Birini atlatamadan diğerinin etkisi altına girdiğimiz değişik virüs ve bakterilerle birbirinin üzerine eklenen veya yeniden tekrarlayan, yoğunluğu ve sıklığı artan bir enfeksiyon salgını yaşıyoruz. Uzmanlar; COVID-19 RSV, Influenza ve rhinovirüs’le; boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, ateş ve halsizlik şikayetlerine yol açan hastalığa yakalananların çoğunluğunun ayakta tedavi ve evde istirahatle iyileştiğini ancak çok bulaştırıcı olduğunu açıklıyorlar. Bu nedenle özellikle kronik hastalıklı risk grubundakileri özenle korumalıyız. Aşılarımızı yaptırarak; ‘Maske-Mesafe-Temizlik-Havalandırma’ kurallarına ihmal etmeden uymalıyız. Toplu taşımada, kalabalıklarda ve kapalı dar alanlarda ‘Maske’ takmamızda fayda var. Özellikle hasta olanların bulaştırmaması için bu konuda duyarlı davranması gerekiyor. HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ.
Rekabetçi yerli üretim için; ‘Rekabetin Akıl Gücü’ şiarıyla; KOBİ’lere ve girişimcilere iletişim platformu olan KobiEfor Sanayi ve Ekonomi Dergimiz’in 24. yılında, ‘Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar’ etkinliğimizi, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) işbirliği ve evsahipliğinde, Finansal Kurumlar Birliği (FKB), Hedef Filo, SOVOS Türkiye ve AKLease sponsorluklarında, NOSAB Yalçın Aras Konferans Salonu’nda, Bursa’da gerçekleştirdik.
Dergimizin bu ay ki Kapak konusunda işlediğimiz toplantımızı destekleyen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na (BTSO) ve Değerli Başkanı Sayın İbrahim Burkay’a, toplantımızı onurlandıran ve konuşmacı olarak yer alan BTSO Değerli Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Muhsin Koçaslan’a, toplantımıza evsahipliği yapan NOSAB’a ve Değerli Başkanı Sayın Erol Gülmez’e, FKB’ye ve Değerli Başkan Vekili Sayın Selahattin Süleymanoğlu’na, Hedef Filo’ya ve Değerli Satış Direktörü Sayın Petek Öztürk’e; UNDP’ye ve UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü Değerli Proje Yöneticisi Sayın Özge Renklidağ’a, SOVOS Türkiye’ye ve Değerli Kıdemli Satış Direktörü Sayın Ali Bulut’a; AKLease’e ve Değerli Satış Müdürü Sayın Murat Ateş’e; TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği’ne ve Değerli Başkanı Sayın Yavuz Kazangil’e; TURSEFF’e, GEFF Türkiye’ye ve Değerli Lead Marketing Consultant’ı Sayın Arif Ergin’e; GÜNDER’e ve Değerli Başkan Yardımcısı Sayın F. Elif Yağlı Ece’ye, sponsorlarımıza, katılımcılarımıza ve konuklarımıza duyarlılıkları, işbirlikleri ve güçbirlikleri için çok teşekkür ediyoruz.
Toplantıda yaptığım konuşmada vurguladığım gibi; puslu ve sisli; çok zorlu ve sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Pandemi ile başlayan bunalım; iklim değişikliği ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşti; ekonomik krize yolaçtı. Tedarik zincirleri kırıldı, emtia, gıda ve enerji arz güvenliği bozuldu. Enflasyon, finansal dengesizlik, finansa erişim zorluğu, resesyon, belirsizlik ve öngörülemezlikle oluşan tedirginlik, ekonomide istikrar ve güven ortamını sarstı ve hasar verdi. Bu türbülans gibi süreçte bir de iş ve insan ilişkilerimiz ile yaşam biçimimizi değiştirip dönüştüren, dijitalleşmenin ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uyum sağlamak zorunda olduğumuz yeni standart ve kurallarıyla karşı karşıyayız. Tam bir transformasyon yaşıyoruz.
Bu değişim ve dönüşümün elbette zorlukları, riskleri ve tehditleri var. Ancak toplumsal bir seferberlikle farkındalığı ve bilinci oluşturarak, demokraside, hukukta ve ekonomide ihtiyaç duyduğumuz yapısal reformlarla güven ve istikrar ortamı sağlayarak, sürdürülebilir kalkınmanın ekosistemini hızlıca iyi hazırlayabilirsek; Ar-Ge ve inovasyonla ileri teknoloji geliştirerek, yüksek katmadeğerli rekabetçi yerli üretimle; yatırımları, üretimi, istihdamı ve ihracatı arttırarak, krizi fırsata çevirebiliriz. Bu süreçte gücümüze ve büyümemize katalizör olacak, Türkiye’nin; ‘Tedarik Zinciri Yönetim Merkezi’ olma potansiyelini de dikkate almamız faydalı olacaktır.
Ülkemiz, Dünya’da yoksulluğun ortadan kaldırılması, gezegenin korunması ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını hedefleyen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na duyarlı ve katkı veriyor. Döngüsel ekonomide, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla yüksek katmadeğerli büyüyeceğiz; başka seçeneğimiz yok. Sürdürülebilir, kaliteli adil değer paydaşlığı ile yarınlarımız daha iyi ve mutlu olacak.
Kamu elindeki imkanlar ölçüsünde çeşitli destek ve teşviklerle bu sürece katkı sağlıyor; etkin ve verimli kullanmalıyız. Özel sektörümüz de geliştirdikleri yenilikçi ürün ve hizmetlerle yardımcı oluyorlar; değerlendirmeliyiz.

Yorumlar (0)