banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

DEİK Başkanı Nail Olpak: DEİK Türkiye ekonomisini temsil ediyor

Türk iş dünyasının yurtdışına açılan platformu olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), 146 İş Konseyi’nde 3 bin iş insanının gönüllülük esasına göre buluştuğu dev bir organizasyon. DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, “Türkiye ekonomisini temsil ediyoruz. Önümüzdeki dönem çalışmalarımızı daha da görünür kılarak ilk aşamada 5 bin üyeye ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece alternatif pazarlarda başta olmak üzere iş konseylerimizin etkinliği daha da artacaktır” dedi.“

PAZAR/ÜLKE 01.11.2019, 07:14 30.11.2019, 11:05
12228
DEİK Başkanı Nail Olpak: DEİK Türkiye ekonomisini temsil ediyor
banner625

İşimiz Ticari Diplomasi” şiarıyla hareket eden Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) kendini, “Biz, 1985’ten günümüze kurucu kuruluşlarımız, üyelerimiz ve iş konseylerimizle, faaliyetlerimizi Türkiye ekonomisinin dinamiklerini güçlendirmek ve Türkiye’nin gücünü dünyaya taşımak için aralıksız sürdürüyoruz. Biz, Türk özel sektörünü bütün renkleriyle buluşturan büyük bir iş platformuyuz” şeklinde tanımlıyor. DEİK Başkanı Nail Olpak, ekonomik konjonktürde ihracatçıların ‘kaldıraç’ görevi yürüttüğünü belirterek, “İhracat ekonominin kaldıraç kuvveti olmaya devam edecek. Bugün ihracatımızın yüzde 52’sini Avrupa’ya yapıyoruz. Geldiğimiz 180 milyar dolar ihracat rakamlarını yeterli bulmasak da ülkenin büyümesinin ana motoru ihracat olacaktır” dedi. Dış dünyaya açılmaktan bahsedilince sadece ihracat ile sınırlı kalınmaması gerektiğinin altını çizen Olpak, görüşlerini şöyle aktardı: “Dış dünyadan daha fazla yatırımı Türkiye’ye çekmemiz sözkonusu. Aynı zamanda Türk firmalarının da sermayelerinin yetebildiği ölçüde dış dünyada daha fazla yatırım yapmalı. Bu hem ölçek büyütme hem de ufuk büyütme anlamına geliyor. DEİK’in 146 İş Konseyi’nin ufuk büyütmesinin çok önemli göstergesidir. 1984 yılında ilk iş konseyi ile kurulmuş bugün geldiği yerde dünya üzerinde ikinci bir örneği olmayan yapılanmadır DEİK. Farklı iş örgütleri vardır ama ülke bazında bu kadar yaygın örgütlenmiş ikinci bir yapılanma bugüne kadar görmedik.”

DEİK çalışmalarını anlatacak üye sayısını artıracak
DEİK’in üye sayısını artırma çalışmaları devam ediyor. Bu iddiayı 2019 ve 2020’de de sürdürmeye kararlı. Olpak, bu alanda yeni bir yapılanma oluşturarak agresif büyümeye devam edeceklerini söyle anlattı: “Bu iddiamızı sürdürüyoruz. Çünkü DEİK Türkiye’nin bir parçası. DEİK’in olmazsa olmaz noktası üyeliktir. Bizim 146 İş Konseyimizin içerisinde her birinin etkinliği aynı değil. Kurumlar gücünü üyelerinden alır. Artık İstanbul, Anadolu gibi nitelendirmelerde bulunmak istemiyorum ama büyük ölçekli firmalarımız dahil olmak üzere DEİK aileleriyle çalışamamış ama dünyanın dört bir tarafında olma isteğinde, altyapısında olan firmalarımız var. Bizim o firmalarla bağımızı kurmamız lazım. Şöyle bir yaklaşımımız var; eğer yurtdışına açılmak isteyen bir firma DEİK ailesi ile tanışırsa ondan sonraki süreçte bizim ona üye olarak ‘kal’ dememize gerek kalmayacak şekilde kopmak istemeyecek. Bunun için geçtiğimiz günlerde yeni düzenleme gerçekleştirdik. İki temel konunun bizim açımızdan önemli olduğu kanaatine vardık. Güzel işler yapabilirsiniz ama yeterli tanıtmazsanız algıyı oluşturamazsanız. DEİK olarak sosyal medya boyutuyla başladık ve anlatmaya devam edeceğiz. DEİK’in kaynaklarında kamu kaynağı kullanmıyoruz. Üyelerimizin aidatlarıyla bu işi yürütüyoruz. 146 İş Konseyi’nin birkaçına birden üye olmak sözkonusu olduğunda bu da firmalarımız için belirli ölçüde maliyet olabiliyor. Öncelikle 1 yıllık sürede ödeyecekleri aidatta yüzde 60’lık indirim yaptık. Faaliyetlerde üyelik kısıtlaması yapmıyoruz. Üye olan veya olmayan firmalarımızın yurtiçi veya yurtdışı etkinliklerimize katılımında yüzde 20 indirimle katılımını sağlayacak çalışma yaptık.”

DEİK’in kaynakları yeterli
DEİK’in gruba ve kuruma bağlı olmadan tamamen üyelerinin katkılarıyla faaliyet yürüttüğünün altını çizen Nail Olpak, “Yeterli desteği olmayan destek alır. Burası iş dünyası kuruluşu. İş dünyası kendi işini geliştirmek istiyorsa kamudan destek almaktan mutlu olmamalı. O kendi ayaklarımız üzerinde duramıyoruz demektir. DEİK kendi ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı ve mali güce sahiptir” dedi. DEİK’in gönüllük esasına dayalı bir STK olduğunu kaydeden Olpak, görüşlerini şöyle aktardı: “Ülkeler arasında ticari ilişkiler sözkonusu ise Ekim ayında Cumhurbaşkanı ile Bakü’deydik. Ondan önce Sırbistan’daydık. Şöyle bir karar alındı: Bizim dış dünya ile olan ilişkilerde ticari ayağını ‘gelen ve giden heyetler’ dahil DEİK organize edecektir. Bu tabii şu anlamı taşımıyor; diğer iş insanları kuruluşları hiçbir heyet kabul edemez anlamına gelmiyor. Ama devlet erkanının ticari heyet kabul etme veya seyahat etme durumunda bunun yapısını DEİK organize edecek.”
Alternatif pazarlar konusunda DEİK’in uzun zamandır çalıştığını hatırlattığımız Nail Olpak, ihracatın yüzde 52’sinin Avrupa’ya olmasının doğal bir gelişim olduğunu paylaşarak şu bilgileri verdi: “Ticaret öncelikle yakın olan ile gerçekleşir. NAFTA yapılanması, Avrupa Birliği süreci de bu yönde gelişen yapılardır. Avrupa Birliği gibi yüksek gelir seviyesi olduğu için yüzde 52’ye ulaşması gayet doğaldır. Bana sorarsanız Türkiye’nin ihracatı 2 katına 3 katına çıksa da bugünkü payı gibi Avrupa’nın yüzde 50 ağırlığıyla devam edecektir. Pazar doygunluğunu ürün çeşitlendirmesiyle aşabiliriz. Alternatif pazarlara da giriyoruz. 146 İş Konseyi’nin bulunması da alternatif pazarın bir sonucudur.”
Yeşil Burun Adaları adında bir ülke olduğunu ve DEİK Yeşil Burun İş Konseyi’nin oluşturulduğunun altını çizen Olpak, “Pazar çeşitlendirmesine gittik. Afrika bu anlamda önemli bir bölgedir. Özellikle Sahra altı. Ticaretimiz geçmişe kıyasla 4-5 kat artmakla birlikte istediğimiz seviyede değiliz. Karşılıklı ticarette 20 milyar dolar seviyesindeyiz. Tek başına Almanya ile olan karşılıklı ticaretimiz 36 milyar dolar. 4 milyar dolardan 20’ye geldi. 20’den de 120 milyar dolara gidebilecek niteliktedir. Afrika’da 54 ülke var, 45’inde DEİK İş Konseyleri bulunuyor. Afrika pazarında ticaret, yatırım, ortaklık ve işbirliği açısından öne çıkan sektörler; gıda ve tarım, enerji, altyapı, inşaat ve taahhüt, yapı malzemeleri, sağlık ekipmanları, dayanıklı tüketim ürünleri, makine, tekstil ve demir-çelik sektörüdür. DEİK olarak alternatif pazarları yapmış bulunuyoruz” dedi.
Orta Asya coğrafyasını alternatif pazar olarak değerlendirmek gerektiğini hatırlatan Olpak, geçmişte karşılıklı hatalar yapılması nedeniyle istenilen gelişmenin sağlanamadığını savundu. Olpak, görüşlerini şöyle aktardı: “Şu anda tüm ülkeler ile sıcak bir sürece girmiş bulunuyoruz. Bu potansiyel değerlendirilebilir. Üçüncü önemli bölgemiz Latin Amerika’dır. Latin Amerika’da en öne çıkan sektör inşaat ve altyapı sektörleridir. Buna ek olarak enerji, madencilik, tarım, turizm alanları da potansiyel sektörler arasında sayılabilir. Uzak bir pazar ve az iş yapıyoruz. Az iş yapmamızı bir avantaj olarak görmemiz gerekiyor.”

Asya Pasifik’in potansiyel sektörleri ise şöyle:
• Avustralya: Tarım ve Hayvancılık, Madencilik.
• Bangladeş: Sağlık Turizmi, Altyapı, Eğitim
• Çin: Gıda, Turizm, E-Ticaret
• Endonezya: Savunma Sanayii, Enerji, İnşaat, Eğitim
• Filipinler: İnşaat, Gıda, Altyapı, Turizm
• Güney Kore: Otomotiv, Demir-Çelik, Bilişim, Gıda, Turizm
• Hindistan: Altyapı, Doğal Taş Sektörü, Turizm
• Kamboçya: Enerji, Hazır Giyim Ürünleri, Tıbbi İlaçlar
• Japonya: İnşaat, Teknoloji Transferi, Gıda
• Malezya: Helal Gıda, Savunma Sanayii, İnşaat, Eğitim, İlaç Sanayi
• Nepal: Yenilenebilir Enerji, Eğitim
• Pakistan: İnşaat, Sağlık, Savunma Sanayii, Gıda, Hızlı Tüketim Ürünleri
• Singapur: Yatırım İşbirliği, Turizm
• Sri Lanka: Gıda, Tekstil, Altyapı, Yenilenebilir Enerji
• Vietnam: İnşaat, Altyapı, Gıda
• Tayland: Gıda, Elektrikli Aletler, Turizm
• Yeni Zelanda: Tarım, Jeotermal Enerji
• Hong Kong: Finans, Gıda
• Tayvan: Gıda.

KOBİ’ler her koşulda desteklenmeli”
Piyasalarda adı konmamış bir ticari yaklaşım olduğunu aktaran Olpak, “Ticarette 70’e 30 veya 80’e 20 denilen kural olmayan ama kural gibi işleyen yaklaşım vardır. Firmalar cirosunun yüzde 70’ini ilk 30 müşterisi ile yapar. Dünya üzerinde de böyle bir  gerçeklik vardır. İhracatçılar açısından da TİM verilerine göre 70 bin firma kayıtlıdır, bu firmalar içinde her yıl ihracat yapan 15 bindir. Bu nedenle KOBİ’ler önemli bir potansiyeldir” diye konuştu. KOBİ’lerin ülke ekonomilerinde iki önemli konuda panzehir olduğunun altını çizen Olpak, “Bunlardan biri istihdam, bir diğeri ise cari açıktır. Türkiye cari açık veren bir ülke iken şu anda cari fazla veren bir ülke noktasıdır. Bunun sürdürülebilir olması için KOBİ’ler desteklenmelidir. İkinci konu olan istihdamda yine KOBİ’lerin önemli bir misyonu var. KOBİ’ler istihdamda ekonominin bel kemiğidir. İşsizlik iyi gitmiyor, yüzde 12’lere geldi” açıklamasını yaptı. Olpak, “DEİK olarak KOBİ’lere çağrımız: daha fazla ihracat yapın. Hükümetimize çağrımız var: KOBİ’lere destek olun” dedi.Manevi tatmin sağlamasam kalmazdımDEİK Başkanlığı’nı bir iş değil bir görev olarak gördüğünün altını çizen Nail Olpak, “Onurlu görevlerde bulunmak önemlidir. 58 yaşındayım, 2 yılı aşkın bu görevi yürütüyorum. Manevi tatmin olmasaydım bu görevde bulunmayı arzu etmezdim. Affımı isterdim. Eksik var mı? Eksik hayatın her aşamasında vardır. Dün güzel başardığınız bugün itibariyle eksikliktir” diyor.
DEİK’te neyi gerçekleştirmeye çalıştığını ise şöyle açıklıyor: “İş Konseyleri’nin aktiviteleri ve performanslarının üzerine yoğunlaştık. Bölge bazlı üyelik  diye bir şey var. Avrupa Bölgesi’nde 37 İş Konseyimiz var. Siz Avrupa Konseyi’nin tümüne üye oluyordunuz. Halbuki ki Avrupa’da belki de 3 veya 5 ülke ile işiniz var. Bu bir dağınıklık getiriyor ve odaklanmayı ortadan kaldırıyordu. O İş Konseylerinin performansını ölçmek kolay olmuyordu. Bu iş insanları niye geliyorlar, işbirliği geliştirip sonuç almak için. Bölge bazlı üyelikten ülke bazlı üyeliğe geçtik. Üye sayımızı aynı zamanda bazı İş Konseylerimizde yeterli üye sayısı olmadığı için artırmaya çalışıyoruz. Yeterli üyenin olmadığı yerde yeterli performans da olmaz. O İş Konseylerini belirli iş konseyleri ile gruplayarak sürdürdük. Nitelikli iş insanlarının bulunduğu bir grubuz.
Referans sistemi önemliydi, bunu hayata geçirdik. İlave olarak yılın başında yönetim kurulunda görevlendirme yaptık ve her iş konseyi için ayrı performans kriteri koyduk. Performans Değerlendirme Kriter denilen çalışmamızda ilk 6 ay sonuçlarını aldık. Yapılan çalışmaları ölçülebilir olmak için yapıyoruz.”

Yorumlar (0)