‘Büyüyen Pazar’larda büyümek için ÇİN
Önümüzdeki 10-20-30 yıla bakanlar üretime dayalı ekonomik büyümenin istikbalini Çin’de ve diğer gelişmekte olan ülkelerde görüyor.
PAZAR/ÜLKE
01.04.2016, 08:37 02.04.2016, 19:14
13209
Çin’de büyümek, küresel büyümek anlamı taşıyor. Çin’de orta gelir seviyesini aşmış 400 milyon tüketici, büyüme perspektifine sahip Türk girişimci firmalarına göz kamaştırıcı bir gelecek vadediyor.Ticarette Çin’e kaybettiğimizi Çin’e giderek kazanabiliriz.
Çin dünyanın en büyük ekonomisi haline geldi. İhracatı, ithalatı her sektörde bütün pazarlara entegre oldu. Büyüme hızı en yüksek bu ekonomi gelişmekte olan ülkelerin ihtiyacı olan bütün dinamikleri barındırıyor. 21. yüzyılı Çin belirleyecek görüşü hakim. Bu yıl itibarıyla Çin’in GSYİH’sı 11 trilyon, 968 milyar, 412 milyon dolar öngörüldü. Kişi başına düşen gelir, 8.659 dolar hesaplandı. 2016 yılı ekonomik büyüme oranı yüzde 6.3 olarak gerçekleşiyor. Nüfusu 1 milyar 382 milyon olan Çin’in ekonomisi deri değiştiriyor ve gelişmiş ülke statüsüne geçiş reformları yapılıyor. ‘Tasarım, Ar-Ge, İnovasyon’da Çin küresel ekonominin en tepesini tutuyor. Doğrudan yatırımcı dünya sermayesi Çin’e akıyor.
Türkiye-Çin ticareti
Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkiler, ilk kez 1 milyar Amerikan doları ticaret hacminin aşıldığı 2000 yılından bu yana düzenli gelişiyor. İkili ticaretimiz 2005 yılında 7.4 milyar, 2010 yılında ise 19.5 milyar dolar oldu. 2013 yılında 28.29 milyar dolara yükseldi. 2015 yılında ikili ticaretimiz 27 milyar dolar seviyesinde kaldı. Çin ile ticaretimizde büyük açık veriyoruz. İkili ticarette, 2011 yılında dış ticaret açığımız 19.2 milyar dolar gerçekleşti. 2013 yılında dış ticaret açığımız 21 milyar doları aştı.
Türkiye’nin Çin’e ihracatı yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte gerek Çin’in ithalat potansiyeli gerek Türkiye'nin üretim ve ihracat kapasitesi dikkate alındığında yeterli görülmemektedir. Türkiye’nin Çin’e ihracatı 2013 yılında 3.60 milyar dolar olabildi.
İki trilyon Amerikan dolarına yaklaşan ithalat potansiyeline sahip olan ve ve iç tüketime dayalı büyüme sürecine geçmeye çalışan Çin’e yönelik Türkiye’nin ihracatının yeterli bir seviyeye ulaşamamasının temel nedenleri olarak bu ülkedeki tüketim eğilimleri ile pazar farklılığı, Çin pazarının “kendine özgü” yapısı, bölge içi (Güneydoğu Asya ve Pasifik) ticaretin çok güçlü olması, Çin’in önemli küresel ticaret ülkeleri ve blokları tarafından çevrelenmesi, Türkiye ile Çin arasında özel ticaret anlaşmalarının bulunmaması ve karşılıklı yatırım ilişkilerinin yeterince gelişmemiş olması ve ihracatçılarımızın Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi’ne yönelik sistematik çalışmalar yürütmemesi gösterilebilir.
Türkiye’nin Çin’e ihracatının yapısı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammaddeler ve kimyasallar ağırlıklı bir yapının olduğu görülmektedir. Bu kapsamda, mermer ve doğal taş, krom cevherleri, bakır cevherleri, kurşun cevherleri, çinko cevherleri, kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel ihraç ürünlerini oluşturmaktadır. Bununla birlikte oto yedek parçaları, çeşitli makineler (gaz türbini, dokuma makinesi vb.) deri, yün, pamuk ve halı gibi bazı ürün gruplarının ihracatında da gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye-Çin yatırım ilişkileri
Büyük bir sermaye ihraç potansiyeli bulunan Çin ile ortak yatırımlar şeklinde işbirliğine gidilmesi mümkün olduğu halde istenen seviyede Çin yatırımının ülkemize çekilebilmesi mümkün olamamıştır. Türkiye ve Çin arasındaki özellikle son yıllardaki karşılıklı temaslarla geliştirilen olumlu siyasi zemin destekleyici olacak, Çin tarafının ülkemize; istihdam ve yeni teknoloji transferi sağlayacak doğrudan yatırımlarla da girmeleri yönünde bir canlanma olacak.
Ülkemizde toplam 359 adet Çinli firma kuruludur. Sözkonusu firmalardan büyük çoğunluğu ticaret sektöründe olsa bile Çin’in en büyük on şirketi içerisinde yeralan ve ülke dışında yatırım yapması için teşvik edilen China General Technology Holding Ltd. (GENERTEC) firması, İzmir Serbest Bölgesi’nde bir ofis açmayı ve önümüzdeki dönemde, İzmir’de otobüs, kamyon ve ticari araçlar için yedek parça, enerji ve sağlık sektörlerine yönelik yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlamaktadır.
Ayrıca otomotiv sektöründe Çinli DFM (Dong Feng Motor) ülkemizde 250 milyon dolarlık yatırıma gitme kararı almıştır. Son dönemde, ülkemizde yatırım yapmak amacıyla başta Çinli Chery ve Geely (otomotiv) firmaları ile ZTE ve Huawei firmaları (telekomünikasyon) olmak üzere birçok diğer büyük Çinli firmanın (China Light-hafif sanayi ve madencilik, Sinosteel-demir çelik, CMC-müteahhitlik, Yingli Solar-güneş enerjisi) çalışmalarını sürdürmektedir.
Çin’deki Türk yatırımları ise şöyledir: Türk firmaları genellikle Çin’de temsilcilik ofisi şeklinde faaliyet gösteriyor. Bu firmaların çoğu genel ticaretle (özellikle ithalat ağırlıklı) uğraşıyor. Garanti Bankası, Türkiye İş Bankası, Şanghay’da temsilcilik ofisi açmıştır. Akbank ve Ziraat Bankası'nın da Çin'e ofis açma çalışmaları bulunuyor. Arçelik, Çin Casa-Shinco firmasını (çamaşır makine üreticisi) satınaldı. Demirdöküm, Ünsa, Çimtaş, Şişecam, Atasay, Mozaik Tekstil ve Faber Dış Ticaret Çin pazarında konumlanmıştır.
Çin pazarını değerlendirmek
Türk girişimci ve yatırımcıları için Çin’de, başta elektrikli ev aletleri, çamaşır makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi vb. beyaz eşya ile televizyon olmak üzere dayanıklı tüketim malları, inşaat ve iç dekorasyon malzemeleri, otomotiv ve otomotiv yan sanayi, traktör, gıda işleme ve konserve sanayi, büyük alışveriş merkezleri, deri işlemeciliği, hazır giyim, telefon ve telefon santralleri kurulması ile müteahhitlik alanlarında ortak yatırım imkanları bulunmaktadır.
Öte yandan Çin’de Uygur Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’nde de Çin Hükümeti ile işbirliği halinde, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, halıcılık, tekstil, dericilik, hayvancılık, şarap ve meyve suyu üretimi, gıda ve tüketim malları üretimi ve büyük alışveriş merkezleri açılması konularında ortak yatırımlar yapılması imkanları mevcuttur. Halihazırda ülkemizden bazı işadamları bu bölgede deri giyim, deri işleme, ihracat ve ithalat, fırıncılık, pastacılık ve lokantacılık gibi çeşitli alanlarda yatırım yapmışlardır.
Çin pazarına giriş
Çin pazarına ihracat yapmak isteyen firmalar, Çinli ticaret firmaları veya aracılar ile temas kurmak ve bir temsilcilik bürosu yoluyla kendi satışlarını düzenlemek durumundadır. Son zamanlarda ortaya çıkan çok sayıda yerel satış aracıları, büyük ticaret firmaları yanında faaliyet göstermekte ve iç dağıtım ve pazarlama işlemlerini takip etmektedir, bunlarla işbirliği diğer bir seçenektir. Çin pazarına girmenin bir başka yolu, bu pazara teknoloji transferi yapmak veya buna dair söz vermektir. Böylesi bir teknoloji transferinin gelecekte Çinli rakipler doğuracağı düşünüldüğünden, çoğu firma gelecekte teknolojisini yenileme sözü vererek lisans elde etmeyi seçmektedir. Büyüklüğü ile göz kamaştıran bir piyasa olan Çin pazarında yer edinmek ve dağıtım kanalları oluşturmak isteyen yabancı firmaların sıklıkla kullandığı bir yol olarak franchising de gittikçe önem kazanmaktadır.
Çin perakende pazarında giderek artan sayıda yabancı firma ortak yatırımlar yoluyla yeralmaktadır. Çin, halen deneme bazında 15 kadar ortak girişime perakende mağazası açma ve ithalat/ihracat yapma yetkisi tanımıştır. Bu uygulama genişliyor.
Bir temsilcilik bürosu açmak, yapılan işin kontrolünün Çinli ortakların eline geçmesini önleyen ve böylece yabancılara avantaj sağlayan bir uygulamadır. Bu şekilde pazara girilmesi sayesinde yabancı firma, satış ekibi üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmakta ve teknik uzman ekibini en verimli şekilde kullanabilmektedir. Ayrıca farklı bölgelerde farklı pazar ve ticaret gelenekleri oluşmuş olduğundan birden fazla temsilci/firma ile çalışmak uygundur.
Çin’in son yıllardaki tüketici eğilimlerinde etkileyen en önemli faktörlerden biri sayıları 400 milyonu bulan üst gelir grubundaki tüketicilerdir. 1.3 milyar nüfusa sahip Çin’de 400 milyon Çinlinin kişi başına düşen yıllık geliri satın alma gücü paritesine göre 8 bin dolardır. Bu kesimin gelirlerinin önümüzdeki 5 yılda da her yıl ortalama yüzde 16 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Çin’de özellikle bu kesimdeki tüketim eğilimlerinde tutumluluktan hedonizme (hazcılık) geçiş görülmektedir.
YARARLI ADRESLER
T.C. Pekin Büyükelçiliği:
Tel: +86 10 6532 1715 Faks: +86 10 6532 5480
E-posta: embassy.beijing@mfa.gov.tr
Şanghay Başkonsolosluğu:
Tel: 00 86 21 647 46 838 Faks: 00 86 21 647 19 896
Çin dünyanın en büyük ekonomisi haline geldi. İhracatı, ithalatı her sektörde bütün pazarlara entegre oldu. Büyüme hızı en yüksek bu ekonomi gelişmekte olan ülkelerin ihtiyacı olan bütün dinamikleri barındırıyor. 21. yüzyılı Çin belirleyecek görüşü hakim. Bu yıl itibarıyla Çin’in GSYİH’sı 11 trilyon, 968 milyar, 412 milyon dolar öngörüldü. Kişi başına düşen gelir, 8.659 dolar hesaplandı. 2016 yılı ekonomik büyüme oranı yüzde 6.3 olarak gerçekleşiyor. Nüfusu 1 milyar 382 milyon olan Çin’in ekonomisi deri değiştiriyor ve gelişmiş ülke statüsüne geçiş reformları yapılıyor. ‘Tasarım, Ar-Ge, İnovasyon’da Çin küresel ekonominin en tepesini tutuyor. Doğrudan yatırımcı dünya sermayesi Çin’e akıyor.
Türkiye-Çin ticareti
Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkiler, ilk kez 1 milyar Amerikan doları ticaret hacminin aşıldığı 2000 yılından bu yana düzenli gelişiyor. İkili ticaretimiz 2005 yılında 7.4 milyar, 2010 yılında ise 19.5 milyar dolar oldu. 2013 yılında 28.29 milyar dolara yükseldi. 2015 yılında ikili ticaretimiz 27 milyar dolar seviyesinde kaldı. Çin ile ticaretimizde büyük açık veriyoruz. İkili ticarette, 2011 yılında dış ticaret açığımız 19.2 milyar dolar gerçekleşti. 2013 yılında dış ticaret açığımız 21 milyar doları aştı.
Türkiye’nin Çin’e ihracatı yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte gerek Çin’in ithalat potansiyeli gerek Türkiye'nin üretim ve ihracat kapasitesi dikkate alındığında yeterli görülmemektedir. Türkiye’nin Çin’e ihracatı 2013 yılında 3.60 milyar dolar olabildi.
İki trilyon Amerikan dolarına yaklaşan ithalat potansiyeline sahip olan ve ve iç tüketime dayalı büyüme sürecine geçmeye çalışan Çin’e yönelik Türkiye’nin ihracatının yeterli bir seviyeye ulaşamamasının temel nedenleri olarak bu ülkedeki tüketim eğilimleri ile pazar farklılığı, Çin pazarının “kendine özgü” yapısı, bölge içi (Güneydoğu Asya ve Pasifik) ticaretin çok güçlü olması, Çin’in önemli küresel ticaret ülkeleri ve blokları tarafından çevrelenmesi, Türkiye ile Çin arasında özel ticaret anlaşmalarının bulunmaması ve karşılıklı yatırım ilişkilerinin yeterince gelişmemiş olması ve ihracatçılarımızın Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi’ne yönelik sistematik çalışmalar yürütmemesi gösterilebilir.
Türkiye’nin Çin’e ihracatının yapısı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammaddeler ve kimyasallar ağırlıklı bir yapının olduğu görülmektedir. Bu kapsamda, mermer ve doğal taş, krom cevherleri, bakır cevherleri, kurşun cevherleri, çinko cevherleri, kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel ihraç ürünlerini oluşturmaktadır. Bununla birlikte oto yedek parçaları, çeşitli makineler (gaz türbini, dokuma makinesi vb.) deri, yün, pamuk ve halı gibi bazı ürün gruplarının ihracatında da gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye-Çin yatırım ilişkileri
Büyük bir sermaye ihraç potansiyeli bulunan Çin ile ortak yatırımlar şeklinde işbirliğine gidilmesi mümkün olduğu halde istenen seviyede Çin yatırımının ülkemize çekilebilmesi mümkün olamamıştır. Türkiye ve Çin arasındaki özellikle son yıllardaki karşılıklı temaslarla geliştirilen olumlu siyasi zemin destekleyici olacak, Çin tarafının ülkemize; istihdam ve yeni teknoloji transferi sağlayacak doğrudan yatırımlarla da girmeleri yönünde bir canlanma olacak.
Ülkemizde toplam 359 adet Çinli firma kuruludur. Sözkonusu firmalardan büyük çoğunluğu ticaret sektöründe olsa bile Çin’in en büyük on şirketi içerisinde yeralan ve ülke dışında yatırım yapması için teşvik edilen China General Technology Holding Ltd. (GENERTEC) firması, İzmir Serbest Bölgesi’nde bir ofis açmayı ve önümüzdeki dönemde, İzmir’de otobüs, kamyon ve ticari araçlar için yedek parça, enerji ve sağlık sektörlerine yönelik yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlamaktadır.
Ayrıca otomotiv sektöründe Çinli DFM (Dong Feng Motor) ülkemizde 250 milyon dolarlık yatırıma gitme kararı almıştır. Son dönemde, ülkemizde yatırım yapmak amacıyla başta Çinli Chery ve Geely (otomotiv) firmaları ile ZTE ve Huawei firmaları (telekomünikasyon) olmak üzere birçok diğer büyük Çinli firmanın (China Light-hafif sanayi ve madencilik, Sinosteel-demir çelik, CMC-müteahhitlik, Yingli Solar-güneş enerjisi) çalışmalarını sürdürmektedir.
Çin’deki Türk yatırımları ise şöyledir: Türk firmaları genellikle Çin’de temsilcilik ofisi şeklinde faaliyet gösteriyor. Bu firmaların çoğu genel ticaretle (özellikle ithalat ağırlıklı) uğraşıyor. Garanti Bankası, Türkiye İş Bankası, Şanghay’da temsilcilik ofisi açmıştır. Akbank ve Ziraat Bankası'nın da Çin'e ofis açma çalışmaları bulunuyor. Arçelik, Çin Casa-Shinco firmasını (çamaşır makine üreticisi) satınaldı. Demirdöküm, Ünsa, Çimtaş, Şişecam, Atasay, Mozaik Tekstil ve Faber Dış Ticaret Çin pazarında konumlanmıştır.
Çin pazarını değerlendirmek
Türk girişimci ve yatırımcıları için Çin’de, başta elektrikli ev aletleri, çamaşır makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi vb. beyaz eşya ile televizyon olmak üzere dayanıklı tüketim malları, inşaat ve iç dekorasyon malzemeleri, otomotiv ve otomotiv yan sanayi, traktör, gıda işleme ve konserve sanayi, büyük alışveriş merkezleri, deri işlemeciliği, hazır giyim, telefon ve telefon santralleri kurulması ile müteahhitlik alanlarında ortak yatırım imkanları bulunmaktadır.
Öte yandan Çin’de Uygur Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’nde de Çin Hükümeti ile işbirliği halinde, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, halıcılık, tekstil, dericilik, hayvancılık, şarap ve meyve suyu üretimi, gıda ve tüketim malları üretimi ve büyük alışveriş merkezleri açılması konularında ortak yatırımlar yapılması imkanları mevcuttur. Halihazırda ülkemizden bazı işadamları bu bölgede deri giyim, deri işleme, ihracat ve ithalat, fırıncılık, pastacılık ve lokantacılık gibi çeşitli alanlarda yatırım yapmışlardır.
Çin pazarına giriş
Çin pazarına ihracat yapmak isteyen firmalar, Çinli ticaret firmaları veya aracılar ile temas kurmak ve bir temsilcilik bürosu yoluyla kendi satışlarını düzenlemek durumundadır. Son zamanlarda ortaya çıkan çok sayıda yerel satış aracıları, büyük ticaret firmaları yanında faaliyet göstermekte ve iç dağıtım ve pazarlama işlemlerini takip etmektedir, bunlarla işbirliği diğer bir seçenektir. Çin pazarına girmenin bir başka yolu, bu pazara teknoloji transferi yapmak veya buna dair söz vermektir. Böylesi bir teknoloji transferinin gelecekte Çinli rakipler doğuracağı düşünüldüğünden, çoğu firma gelecekte teknolojisini yenileme sözü vererek lisans elde etmeyi seçmektedir. Büyüklüğü ile göz kamaştıran bir piyasa olan Çin pazarında yer edinmek ve dağıtım kanalları oluşturmak isteyen yabancı firmaların sıklıkla kullandığı bir yol olarak franchising de gittikçe önem kazanmaktadır.
Çin perakende pazarında giderek artan sayıda yabancı firma ortak yatırımlar yoluyla yeralmaktadır. Çin, halen deneme bazında 15 kadar ortak girişime perakende mağazası açma ve ithalat/ihracat yapma yetkisi tanımıştır. Bu uygulama genişliyor.
Bir temsilcilik bürosu açmak, yapılan işin kontrolünün Çinli ortakların eline geçmesini önleyen ve böylece yabancılara avantaj sağlayan bir uygulamadır. Bu şekilde pazara girilmesi sayesinde yabancı firma, satış ekibi üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmakta ve teknik uzman ekibini en verimli şekilde kullanabilmektedir. Ayrıca farklı bölgelerde farklı pazar ve ticaret gelenekleri oluşmuş olduğundan birden fazla temsilci/firma ile çalışmak uygundur.
Çin’in son yıllardaki tüketici eğilimlerinde etkileyen en önemli faktörlerden biri sayıları 400 milyonu bulan üst gelir grubundaki tüketicilerdir. 1.3 milyar nüfusa sahip Çin’de 400 milyon Çinlinin kişi başına düşen yıllık geliri satın alma gücü paritesine göre 8 bin dolardır. Bu kesimin gelirlerinin önümüzdeki 5 yılda da her yıl ortalama yüzde 16 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Çin’de özellikle bu kesimdeki tüketim eğilimlerinde tutumluluktan hedonizme (hazcılık) geçiş görülmektedir.
YARARLI ADRESLER
T.C. Pekin Büyükelçiliği:
Tel: +86 10 6532 1715 Faks: +86 10 6532 5480
E-posta: embassy.beijing@mfa.gov.tr
Şanghay Başkonsolosluğu:
Tel: 00 86 21 647 46 838 Faks: 00 86 21 647 19 896