banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

01.03.2018, 08:00 6425

Özel Günlerin Önemi…

Her insanın hayatında özel günleri vardır. Bu günler insanların mutluluğunun mihenk taşı olduğu kadar bazen da acıların ve mutsuzlukların kaynağı olabilir…

Yine de günler önemlidir. Doğum günü, ilk yürümeye adım atılan gün, okula başlanılan gün, ilk karne, ilk aşk, evlilik, çocukların doğumu ve ilk yolculuk gibi tarihler ve günler insan yaşamına anlam verirler ve unutulmazlar.
Bazen de günler farklı anlamlar taşır. İlk alınan hediyeler, ilk alınan veya verilen çiçek, ilk buluşma günü, ilk seyahat, sevgililer arasındaki ilk küskünlük, ilk aldatma, ilk hayal kırıklığı yine insanın yaşam yolculuğunda kalbini sızlatan önemli anlardır…

İlk işe başlama, ilk maaş veya ilk satışı gerçekleştirme, ilk unvan almalar yine unutulmazlar arasındadır…

Ayrılıklar, aileden veya tanıdıklardan birilerinin ölümü, ilk yalnız kalmalar ve ilk gerçeklerle yüzleşmek yine insanın zaman çizgisinde önemli anlardır…

Bu anlar bazen umut, heyecan ve coşku verirken, acı anlar insanın kalbinde burukluk, üzüntü ve belki de pişmanlıklar yaratmaktadır.

Yine de ve her şeye rağmen yaşamak güzeldir. Acısıyla ve tatlısıyla yaşam, bir matematik denkleminde sıfıra eşitlemek gibidir denklemi… Sıfır burada bir “hiçlik” değil aksine bir değer, eşitleme; bir dengelemedir yaşamı…

Bazen da bir çelişkidir özel günler. Doğum gününüzde bir yakınınızı toprağa verirsiniz. Veya bir yakınınızı ebediyete uğurlarken bir başka yakınınız veya aileden biri hayata ‘merhaba’ der.
Yine de ve ne olursa olsun vakur davranmayı ve her şeyi olgunlukla karşılamayı öğrenmek zorundayız galiba. Ne acıları abartmalıyız ne de mutlu anlarımızda sevindirik olup kendimizden geçmemeliyiz. Ortalama bir olgun insan olarak yaşamın anlamını biraz da olsa bilgece kavrayıp, yaşamın verdikleriyle ve yapabildiklerimizle mutlu olmayı deneyip, yapamadıklarımız ve sahip olamadıklarımıza da üzülmemeyi öğrenmeliyiz insanca. Ve yine de ve her şeye rağmen hayatımızın yönü insan olmaya, mutlu olmaya ve mutluluk vermeye yönelik olmalı. Acıların sonunda mutluluğun gelebileceğini bilmeliyiz; belki de acıların içinde mutluluğun saklı olduğu bilgeliğini de kavrayabilmeliyiz sessizce… Hoş bir sada olmalıyız, bizleri hatırlayanların yüzünde tatlı bir tebessüm olmalı, yüreklerine ılık bir duygu olarak akmalıyız… Yaşamın anlamı, duygular yolculuğunda “güzel tatlar bırakmak” değil midir ki zaten kalplerde ve akıllarda… Ne olursa olsun yaşayabildim ve her şeye rağmen “kazandım” diyebilmek değil midir ki zaten var olmanın dayanılmaz inceliği…
Yorumlar (0)