ABD Başkanı Trump’ın göreve gelir gelmez, Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi, 2025 yılını ABD’nin yapay zekâ yılı ilan etmesi, Gümrük tarifelerinden bahsetmesi, Çin’in DeepSeek Yapay Zekâ geliştirmesiyle ABD’nin geliştirdiği Yapay Zekâları bile sorgulatır hale getirmesi, Çin’in ‘Büyük Veri’yi yönetim geliştirmede kullanmasıyla artırdığı rekabet gücü, Avrupa pazarlarını bile zorlar hale getirdi. Küresel ekonomik sistemde yaşanılan bu gelişmeler, doğal olarak bizim ekonomimizi de etkilemeye başladı. Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF-The Word Economic Forum) bu gelişmelere, “Akıl Çağı Paradigması” denildi. Bazıları “Çok boyutlu küresel kriz” dedi. Özellikle AB’nin Yeşil Mutabakat hedeflerine uyum sağlanması zorunluluğu gibi faktörler, Türkiye’deki üretim aktörlerine gözleri çevirdi. Bu gelişmeler tartışmalara yeni boyutlar kattı.
Türkiye ekonomisi dünya ekonomisine entegre olmuş bir ekonomidir. Bunu da ağırlıklı olarak Türkiye sanayisinin üretim üssü OSB’leri (Organize Sanayi Bölgeleri) ile gerçekleştirmiştir. Belli ki küresel rekabette ön cephelerde OSB’lerimiz yer alacaktır. Öyleyse OSB’lerimizi daha da güçlendirmek için uyumlu bütünleşik politikalar geliştirilmesi gerekiyor. OSB’ler bir anlamda Sanayi Belediyeleri yapısında olduğu için Organize Sanayi Bölgeleri (OSB’ler) Bakanlığı kurulması artık elzem gözükmektedir.
Türkiye’nin sanayileşme ve kalkınmasında Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB’ler) 1960’tan itibaren önemli bir rolü olmuştur. 2024 yılının Temmuz ayında kaybettiğimiz, Dergimiz KobiEfor’un İmtiyaz Sahibi ve ayrıca Değerli Eşim, Kocaeli Alikahya OSB Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sönmez’in de 1988 yılından beri bu konuda verdiği mücadele ve önemli katkılarıyla OSB’ler tüzel kişiliğine kavuştu, OSB’ler Kanunu (5462 Sayılı) çıkarıldı. Bu sebepten ötürü de KobiEfor’un ilk temel yetkinliği ve kuruluş amacı, OSB’ler olmuştur. Ancak; bu konu 2000 yılında bir problem olarak politika ve ekonomi dünyasının gündemine gelmiş ve böylece OSB’lerin kendi kendilerini yönettikleri bir modele geçilmiştir. 2009’dan tibaren endüstriyelleşme ile toplumsal etkileşim sağlama açısından sanayileşme stratejisi de geliştirilmiştir. Bu durum, “Hızlandırılmış Sanayileşme Süreci” olarak yaşansada OSB’ler gelişmiş ve Türkiye’yi de geliştirmiştir. Koşut olarak, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (Teknoparklar/Teknokentler) 2001’de 4691 Sayılı Kanun ile kurularak ülke gündemine girmiştir. 2000’den önce kurulmuş, sayıları 10-15 civarında olan gelişkin OSB’ler, OSBÜK öncülüğünde dijital dönüşüm, teknoloji transferi, yenilenebilir enerji ve ‘temiz üretim’ konularında önemli yatırımlara girişmişlerdir. Bu süreçlerde, OSB bünyelerinde beyaz yakalı çalışan yetiştirmeye yönelik okullar açıldı ve Ar-Ge, inovasyon faaliyetleri kapsamında üniversite-sanayi iş birlikleri kuruldu.
2025’e gelindiğinde OSB’lerle örnek “akıllı fabrikalar”ın kuruluşuna geçildi. Büyük veri merkezleri kurulmaya, yerli yazılım ve robotik üretimde ilk değerli adımlar atıldı. Bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı 366 OSB, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı 42 OSB, toplamda 408 OSB vardır. OSB’ler ihracata, istihdama büyük katkıları olan örnek planlı sanayi alanları oldular. Bugün planlı sanayi alanlarımızın yüz ölçümü toplam büyüklüğü %0.19’a tekabül etmektedir. OSB’lerin toplam istihdam oranı 2 milyon 700 bini aşmıştır. 68 bin endüstriyel tesis faaliyet göstermektedir. Bu fabrikalar üretimin % 45’ini gerçekleştirmektedir. Ülkemizin En Büyük 1000 Sanayi Kuruluşu’nun 648’i OSB’lerde üretim yapmaktadır. Türkiye ihracatına katkısı toplam ihracatın üçte ikisini oluşturmaktadır. Yeşil OSB sayısı 14’e çıkmıştır. Ayrıca OSB’ler etkisiyle 104 Teknokent (teknopark) kurulmuş, teknoparklarda üretilen yüksek katma değerli ürünlerin ihracata katkısı 10 milyar lirayı aşmıştır.
‘Tarih Anı’ndan bakıldığında, önümüzdeki sanayileşme süreci, ‘Üçüz Dönüşüm (Yeşil, Dijital ve Toplumsal Dönüşüm)’ ve ‘Endüstri 5.0’ ve ‘Toplum 6.0’ merkezli olmak üzere nitelikçe yeniden şekillenmektedir. Bir de bu gelişmelere siber güvenlik açmazları eklenmiştir. O halde bu yeni sanayileşme sürecinin temelini de doğal olarak 65 yıllık OSB deneyimi ve sağladıkları birikimleri ve sanayi belediyesine dönüşmüş yapılarıyla yönetecek strateji ve politikaları oluşturmak bakımından ayrı bir Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) Bakanlığı kurulması kaçınılmaz olmuştur.
Bu sayımızda bu gelişmeler kapsamında, Kapak konumuzu Otomotiv Endüstrisi Teknolojileri’ne ayırdık. Sektörün önemli temsilcileri; OSD, ODMD, OİB, TAYSAD, OSS’nin istatistik raporlarıyla birlikte Başkanlarının görüş ve değerlendirmelerini aktardık. KOSGEB’in yeni devreye aldığı, 22 milyar liralık kredi hacmi oluştaracak 2 yeni destek programı; “Küresel Rekabetçilik Destek Programı” ve “Kapasite Geliştirme Destek Programı”na yer verdik. KobiEfor’un da temel yetkinliği olan OSB sayfalarımızı genişlettik. Dergimizin bundan sonraki sayılarında önemli, dosyalarımızla yeniden buluşmak üzere.
Bolu’da Kartalkaya’da yaşanan yangın felaketinde kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz.