Üretim ekonomisi ‘Makine Sektörü’nden geçer
Türkiye, Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısıdır. Sektörün misyonu daha yüksek teknolojiye sahip bir makine sanayi yaratmaktır. Üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini ihraç eden ‘Makine Sektörü’ yerli üretimin ağırlık kazanmasıyla daha da büyüyecektir.
Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde 7.4 büyüdü. Büyümenin önemli yapı taşlarından birini de makine sektörü oluşturdu. Avrupa’nın 6. büyük imalatçısı olduğumuz gerçeğiyle makine sektörünü yakından inceliyoruz.
Türkiye Sanayii ve Kalkınma Bankası’nın (TSKB) hazırlamış olduğu Makine Sektörü 2018 Raporu önemli bilgiler içeriyor. Buna göre sektörün üretim değeri 18.8 milyar dolar. Katmadeğer 5.1 milyar dolar. İstihdam 212 bin kişi. Girişim sayısı 13 bin 74. (TÜİK Yıllık Sanayi ve Hizmetler (2015).
Makine sektörü aynı zamanda birçok sektöre yönelik üretim sağlamasıyla ekonomik büyümeyi yakından destekliyor. KOBİ ağırlıklı sektörün katmadeğerden aldığı pay birçok sektöre kıyasla yüksek. Türkiye’nin imalat sanayisinde katmadeğer üretim oranı yüzde 21.4 iken makine imalat sanayisinde bu oran yüzde 27.1 düzeyinde. Üretim rakamlarını değerlendirirsek; Türkiye makine sanayi üretimi 2017 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 9.5 oranında artış kaydetti. 2018 yılının ilk iki ayında ise 2017’nin aynı dönemine göre yüzde 17.6 arttı. Makine sektörü alt bileşenlerinin üretim değerine bakıldığında en yüksek payları soğutma ve havalandırma donanımları, motor ve tribün imalatı, kaldırma ve taşıma ekipmanları imalatı ve tarım-ormancılık makineleri imalatı alıyor. Makine ve ekipman sektörünün kapasite kullanım oranları 2010 ve 2017 yılları arasında ortalama yüzde 76 oranında gerçekleşiyor.
Teşvikler sektörde belirleyici ama ithalatın oranı hala çok yüksek
Destek ve teşvikler sektörün gelişimi yönünde önemli bir kaldıraç. Makine sanayi yatırımları için alınan teşvik belgelerinin toplam değeri, tüm yatırım teşvik belgeleri içerisinde adet olarak yüzde 13.2, tutar olarak ise yüzde 11.4 seviyesinde oluyor.
Türkiye makine iç pazarının 2017 yılında 33.9 milyar dolar seviyesine ulaştığı hesaplanıyor. Sektör üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini ihracata yönelik gerçekleştiği düşünüldüğünde iç pazara yönelik üretimin, talebin altında kalması ithalatın varlığını gözler önüne seriyor. TÜİK, MAKFED ve TSKB Ekonomik Araştırmalarının ortak verilerine dayanırsak; ihracat 13.8 milyar dolar ithalat ise 27.2 milyar dolar. İthalatın yüksekliğinin varlığı yerli üretimin ağırlık kazandığı günümüz koşullarında sorgulanması gereken önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye makine talebinin yaklaşık yüzde 80’i ithalat yolu ile karşılanıyor. Çin ithalatta başı çeken ülke. 2018 yılının ilk çeyreğinde yapılan ithalat oranı 7 milyar dolar seviyesinde. Çin’den sonra ise Almanya ve İtalya geliyor.
İhracat rakamları umut veriyor
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Makine İhracatçıları Birliği’nin (MİB) Türkiye’de makine ihracatçılarının temsil edildiği tek Birlik olduğunu hatırlatarak, 9000 bin üyeleri bulunduğunu paylaşıyor.
Karavelioğlu, makine ihracatının 2017 yılında 15 milyar dolara ulaştığını açıklıyor. Karavelioğlu’ndan öğreniyoruz: “2016 yılında 142 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam Türkiye ihracatından makine sektörü yüzde 9.5 pay almıştır. ‘Makine ve Aksamları’, Türkiye’nin ihracatında ‘Motorlu Kara Taşıtları’ndan sonra 2. sıradaki sektördür. Türk makine sektöründe 2001 yılında yüzde 27 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılında yüzde 48’e çıkmıştır. Sektörün ihracatı 2016 yılında 2015 yılına kıyasla yüzde 1 artarak 13.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk makine sektörünün önde gelen ihraç pazarları; AB ülkeleri ve ABD’dir. Küresel ölçekte rekabetçi olan Türk makineleri, 200 ülkede kullanılmaktadır. 2015 yılı dünya makine ticareti sıralamalarında ihracatta 27. sırada, ithalatta ise 24. sırada yer alan Türkiye, Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısıdır. Sektörün misyonu daha yüksek teknolojiye sahip bir makine sanayi yaratmaktır. Yurtdışı pazarları ile bütünleşmek, edineceği partnerlerle işbirliği kurmaktır. Hedef, 2023’te dünya makine ticaretinden yüzde 1.5 pay almaktır. Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 9.5 olan makine payını makine sektöründe söz sahibi olan ülkelerde olduğu gibi yüzde 20’ye çıkarmaktır.”
2018 yılının ilk çeyreğinde Türkiye makine ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Almanya, İngiltere, İtalya, Romanya ve Özbekistan ihracat pazarında görülen büyümenin etkisiyle yüzde 25 oranında artarak 3.8 milyar dolar seviyesine ulaşıyor. TİM tarafından yayınlanan ilk 1000 ihracatçı firma arasında makine sektöründen 61 firma yer alırken sözkonusu firmalar toplam ihracatın yüzde 29’unu gerçekleştirdiği tahmin ediliyor.”
Türk makine sektörünün avantajları:
- Gelişmiş mühendislik becerileri ve yeniliklere çabuk uyum sağlama
- Kalite bilinci
- Uzmanlaşmış, yüksek vasıflı, orta ve üst düzey yöneticiler
- Genç işgücü
- Tesisleşme (OSB, kümelenme gibi)
- Gelişmiş yan sanayi
- Sektörün örgütlenme düzeyi yüksekliği.
Yurtdışı pazarları ile bütünleşmek, edineceği partnerlerle işbirliği kurmaktır. Hedef, 2023’te dünya makine ticaretinden yüzde 1.5 pay almaktır. Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 9.5 olan makine payını makine sektöründe söz sahibi olan ülkelerde olduğu gibi yüzde 20’ye çıkarmaktır.” 2018 yılının ilk çeyreğinde Türkiye makine ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Almanya, İngiltere, İtalya, Romanya ve Özbekistan ihracat pazarında görülen büyümenin etkisiyle yüzde 25 oranında artarak 3.8 milyar dolar seviyesine ulaşıyor. TİM tarafından yayınlanan ilk 1000 ihracatçı firma arasında makine sektöründen 61 firma yer alırken sözkonusu firmalar toplam ihracatın yüzde 29’unu gerçekleştirdiği tahmin ediliyor.
Karavelioğlu Türk makine sektörünün avantajlarını ise şöyle sıralıyor:
Gelişmiş Mühendislik Becerileri ve Yeniliklere Çabuk Uyum Sağlama
Kalite bilinci
Uzmanlaşmış, Yüksek Vasıflı, Orta ve Üst Düzey Yöneticiler
Genç işgücü
Tesisleşme (OSB, Kümelenme gibi)
Gelişmiş yan sanayi
Sektörün örgütlenme düzeyi yüksekliği
Üretime ilham veren fuar MAKTEK Avrasya, yüzleri güldürdü
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) işbirliğinde; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı ve KOSGEB’in desteğiyle TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 2-7 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleşen MAKTEK; beklentileri karşıladı.
Fuarın açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, “Ülkemiz yaşadığı bunca zorluklara rağmen 2017 yılında yüzde 7.4 büyümüştür. Hatta imalat sanayimizin büyüme hızı ortalamanın üzerinde yüzde 8.8 olabilmiştir. Bu yıl da belli bir düşmeler olacak ama yine de bu sektörler ayakta kalmaya ve büyümeye devam edecektir” diye konuştu.
Makina İmalatçıları Birliği Başkanı Ahmet Özkayan ise gelişmiş ülkelerin makine imalatına önem verdiğini belirtti. Özkayan, şunları konuştu: “Makina üretim endüstrisine verilen önemle, yadsınamaz boyutta kazanımlar elde edilmektedir. Bugünün dünyasında ‘tüketim toplumu’ haline gelmek maalesef çok kolay bir hal almıştır. Serbest dolaşan mallar ve kolay ithalat ‘yabancı ülke endüstrilerinin’ en çok arzu ettiği sistemdir. Ancak biz ‘tüketim toplumu’ olamayız. Zira böyle bir lüksümüz yok! Günümüz dünyasında ‘tüketim toplumları’ zamanı geldiğinde tükenmeye mahkum edilmektedir. Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi ‘yatırım amaçlı kullanılan makinalar’ tüketim malı değil, bilakis üretimin kendisidir. Ve ortalama 50 yıllık ekonomik ömürleriyle ‘çalıştıkça üretim zincirine’ katkı sağlayan demirbaş yatırımlardır. Makina berekettir… Çalıştıkça kendi borcunu öder... Çalıştıkça kazandırır… Çalıştıkça fabrikalarımızı, endüstrimizi ve ekonomimizi büyütür.