Yeni Normal Ne Kadar Normal?
Yeni normal kavramını, küresel salgın olan Kovid-19 la birlikte, ünlü ünsüz herkes kendi alanı, bilgi dağarcığı ve hayal gücü doğrultusunda çeşitli iletişim mecralarında bizlere anlatmaya çalışıyorlar. Tabii insan merak etmeden duramıyor, ‘Nedir bu yeni normal?’ diye. Normal, ne kadar ‘normal’di ki? Ve neden, “yeni” sözcüğü ile yeniden anlatılma gereği duyuldu? Bu merakımızı gidermek için önce normalin ne olduğunu, eski bildiklerimizden farkını ve yeni ile ne anlatılmak istendiğini birlikte inceleyelim derim.
Sözlükler normali, “Alışılagelene, kurala uygun olan, şaşılacak bir yönü bulunmayan, olağan, doğal; alışılagelen, olağana, kurala uygun olan şey” olarak tanımlıyor. Farklı disiplinler ise normali daha farklı açılardan ele alır*.
Gelenekçi görüş, “sağlıklı olan ve hastalığı olmayan insanı” temel alır. Farklı bir görüş ise “normalliği olmadığını, organizmanın tüm kişilik yapılarının birbiriyle denge durumunda olmasını ya da uyumlu bir birlik içinde işlevlerini sürdürebilmesini ortaya koyuyorsa gerçekleşmesi imkânsız olan bu durumda normal diye bir şey olmayacağını” ileri sürer. Diğer bir görüş ise; “normallik ortalama ile eş anlamlıdır.” Bu yaklaşım davranışların normallik oranlarını ölçmek amacıyla, günümüzde değerlendirmeyi matematik açısından yorumlar. Yani, çoğunluğu oluşturan grup normal sayılırken çoğunluktan uzaklaşan durumlar, normal dışı olarak kabul edilir.
Bazılarına göre ise normallik, “Bir süreçtir ve normal davranış birbiriyle etkileşim durumunda olan sistemin ortak bir ürünüdür.” Bir başka deyişle normallik herhangi bir andaki durumu tanımlamaktan ziyade, organizmada görülen değişikliklere ya da süreçlere işaret eder. İnsanı, bir sistem düşüncesi içinde ele alan bu düşünce de normallik, felsefi, sosyolojik, psikolojik ve biyolojik disiplinleri içinde farklı alanlar barındırmaktır.
Bu açıklamalardan yola çıkarak normali pek normal olarak açıklamak zorlaşıyor doğal olarak ve normal o kadar da normal olamayabiliyor. Anlam bilimsel olarak soyut bir kavram olduğundan normalin içeriği konuşucuya göre değişebiliyor. Peki, ‘yeni normal nedir?’ dersek işte, o kafa karıştırıyor.
Uzun sözün kısası, eskiden yaşadığımız düzensizlikler, yanlışlar mıydı normal olan yoksa her şeyi değiştir ve bizler yeni normallik altında yanlışlardan vazgeçtik ve doğruları hayatımıza alacağız yoksa, “eski tas eski hamam” deyişinden yola çıkarak eski düzensiz ve anlamsız şeylere geri mi döneceğiz?.. Hani lastiği çekersin uzar ama bırakırsan eski haline hızlı dönüş yapar ya. Öyle mi olacak insanlık?..
Umudumuz, gerçek ve doğrunun izinde olan, değişimin ve gelişimin doğrultusunda doğru normalliğe dönüp olması gereken bir yaşam olgusunu oluşturmak; hatalardan ders alarak umuda yelken açmak olmalıdır. İnsan, insanca yaşayacağı bir dünya yaratmak ve tasarlamak zorundadır yoksa bugün Korona, yarın başka bir virüs insanoğlunu yeryüzünden silebilir. Dolayısıyla; öğrenen ve doğrunun izinden giden insana her zamankinden daha çok gereksinimin varlığı benim için yeni normaldir.