Okan Üniversitesi: “İş Yaşamına En Yakın Üniversite”
Okan Holding’in yaklaşık 50 yıllık tecrübesinin eğitim sektöründeki markası olan Okan Üniversitesi, ‘İş Yaşamına En Yakın Üniversite’ olma vizyonunu gerek müfredat gerek yatırım kanalında yarattığı ekosistem ile sürdürüyor. Bu noktada son olarak Teknopark 4.0 için düğmeye basan Üniversite Yönetimi, Tuzla’da 21 dönüm alan üzerinde Ar-Ge ve inovasyon projelerine odaklanacak.
ÜNİVERSİTE
01.02.2018, 08:47 31.01.2018, 16:25
8294
Farklı sektörlerde yaklaşık 50 yıldır faaliyet yürüten Okan Holding, iyi eğitimli nesiller yetiştirme gayesiyle hayata geçirdiği Okan Üniversitesi, eğitim sektöründe iddialı yükselişini sürdürüyor. “Toplumun ve iş yaşamının gereksinimlerine evrensel standartlarda yanıt verebilen, yenilikçi ve öncü bir dünya üniversitesi olmak” vizyonuyla hareket eden Üniversite bugün 9 fakülte, 1 yüksekokul, 2 meslek yüksekokulu, konservatuar ve 3 enstitüsünde 250’yi aşkın diploma programlarıyla büyük bir eğitim üssü konumunda. Öğrenci sayısında 26 bini bulan Üniversite’nin sektörde fark yarattığı özelliği ise ‘iş yaşamına en yakın üniversite’ yaklaşımı. Bugüne kadar 20 bin mezununu iş dünyasına kazandıran Üniversite, öğrencilerine yalnızca eksiksiz bir akademik donanım ve mesleki eğitim değil, aynı zamanda zengin bir sosyal-kültürel ortam; henüz öğrencilik yıllarında iş dünyasıyla yakın iletişim olanağı sağlıyor.
Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Güner Gürsoy, Okan Kültür, Eğitim ve Spor Vakfı tarafından 1999 yılında kurulan Okan Üniversitesi’nin sanayi işbirliklerindeki öncü rolünü her geçen yıl bir adım ileriye taşıdığını aktarıyor. Gürsoy, “Sanayicinin en önemli sıkıntılarından birini nitelikli eleman oluşturuyor. Okan Üniversitesi üniversite-sanayi işbirliğini çok farklı bir konuma yerleştiriyor. Örneğin; kampüs içi ders ve etkinlikleri sektör temsilcilerinin katılımı ile yürütüyoruz. Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimizi iş yaşamına hazırlıyor ve uygulamaya dönük programlarımızla teori ve pratiği buluşturuyoruz” diyor.
Ayrıca İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi programlarında öğrenciler sektör lideri şirketler ile ortak yürütülen ‘Markalı Dersler’i alabiliyor. Ayrıca öğrencilerine birinci sınıftan başlayarak ‘Kariyer ve Yaşam Programı’ kapsamında işletmelerde gönüllü staj yapma olanağı sunuyor. Detayları Gürsoy, şöyle anlatıyor: "Burada yetişen öğrenci iş dünyasının gerçeklerini görmeli. Kastım şu; aksi halde işyerleri öğrencilerin mektepleri oluyor ve öğrenci teorik bilgi birikimiyle mezun oluyor. Okan Üniversitesi olarak bu yapıyı üniversitede kırıyoruz, iş yaşamına entegre olmuş kurumlarla birlikte müfredat oluşturuyoruz. Ayrıca bizzat dersler sektör temsilcileri tarafından veriliyor. Kariyer Merkezimiz’in sunduğu staj ve O’COOP COOPerative Learning-İşyerinde Eğitim Programı kapsamında öğrenci 4 ders karşılığı 630 saat firmanın içinde uygulamalı eğitim alıyor. Hocalarımız öğrencinin denetimini sahada yapıyor. Bu iç kariyer çizgisine giren öğrencilerin yüzde 92’si mezun olmadan işe yerleşiyor. Tüm eğitim kurumlarının tek bir başarı kriteri var; sizin mezununuz ne kadar başarılıysa siz de o kadar başarılısınız.” Teori ve pratiği birlikte uygulayabilen modeller hem sektörün nitelikli istihdam sorunlarını karşılıyor hem de öğrencinin doğru bir şekilde yetişmesi bağlamında ‘kazan-kazan’ modeli getiriyor.
Simülasyonlu öğrenme modeli var
Güner Gürsoy’a göre bu dönemin milenyum çocukları yaşamları boyunca 4-5 farklı kariyerde çalışacak. Dolayısıyla mezunun iki farklı niteliği var. Değişimi algılama ve yönetme becerisi. Trendleri iyi okuyarak değişimi yönetme yeni neslin ana misyonu. Öğrenci üniversiteden öğrenmeyi öğrenmiş olarak mezun olmak zorunda. Gürsoy dönemi öğrenci açısından bu şekilde yorumluyor ve teknolojik dönüşüme ilişkin ise şu noktalara değiniyor: “Bir dönüşümden geçiyoruz ve bunun adına Endüstri 4.0 deniyor. Ülke olarak Endüstri 4.0’ı ıskalama şansımız yok. Bizim önceliğimiz eğitim teknolojilerini sisteme entegre etmek.
Örneğin; üniversitemizde Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimler Fakülteleri’nde simülasyon merkezlerimiz var. İşletme tabanlı derslerde uygulamayı uluslararası iş simülasyonlarıyla hayata geçiriyoruz. Finansal yatırım simülasyonları için Trademaster Finans Lab. ve iş simülasyonlarını için de İşletme Strateji Lab. ile eğitim yaklaşımını destekliyoruz. Burada yapılan çalışmalara ‘hatalardan öğrenme’ diyoruz. Çünkü kaç işadamı ve yöneticisi şirket batırarak yönetmeyi öğrenir. Bu bölüme çok ilgi var. Çünkü yeni nesil bu teknolojiye bağımlı.” Teknolojinin deyim yerindeyse ‘bağımlılık’ haline gelmesi eğitim sisteminde de değişikliğe yol açıyor. Klasik kitap taşıma alışkanlığı yerine ‘Cepte Kitap’ konsepti ile bütün kitaplar öğrencinin cebine giriyor. Ayrıca hibrit öğrenme metotları uygulanıyor. Dersler video ile destekleniyor ve sınavlar online yapılabiliyor.
Ekosistemi hazır, sıra Teknopark 4.0’da
Okan Üniversitesi kendi teknoparkına kavuşmaya hazırlanıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunan Üniversite yönetimi Tuzla’da 21 dönüm alan üzerinde Teknopark 4,0’ı kuracak. Aynı zamanda Teknopark İstanbul’da da alanları bulunduğunu hatırlatan Gürsoy, Teknopark çalışmasını bir ekosistem olarak planladıklarını söylüyor.
Gürsoy, çalışmalarını ve planlarını şöyle anlatıyor: “Araştırma ve geliştirme bir ekosistem yaratılırsa sürdürülebilir olur. Kurum olarak buna inanıyor ve bunun gereklerini yerine getiriyoruz. Okan Üniversitesi olarak bunun için şirketlerle yakın işbirliği gerçekleştiriyoruz. Şirketlere Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri kuruyoruz. Şu ana kadar 6 tane şirket için bu çalışmayı yaptık. 10 şirket ile görüşmeler sürüyor. Bütün projeleri üniversite bünyesinde APROGED (Araştırma Proje Geliştirme Müdürlüğü) kanalıyla yürütüyoruz. Bu yapı içinde; Kuluçka Merkezi, TTO ve sonrasında ise Teknopark var. Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’nden gelen projeler üniversite içinde ilgili birim tarafından destekleniyor. Yeni fikirleri kendi teknoparkımızda değerlendirmek istiyoruz. Ayrıca APROGED kanalı aracılığıyla yürüttüğümüz 33 milyon liralık sürücüsüz araç projesi OKANOM projesi var. Yürütülen projelerin lokal kalmaması için uluslararası yapı oluşturduk. Teknoparkta oluşan ürünlerin geliştirilmesinde Finlandiya’dan partner buluyoruz. Finlandiya’nın en önemli artısı KOBİ ölçeğinde projelere ilgi gösteriyorlar.”
Girişimci olana destek
Girişimciliği 2008’den bu yana akademik programa alan Okan Üniversitesi, yeni iş fikirleri ve farklı projeleriyle Girişimcilik Merkezi’ne başvuran öğrencilere ilgili kurulun kararıyla mikro-kredi ve şirket kurulumu desteği de sağlıyor.
Gürsoy, gelişmiş ekonomilerde üniversitelerin yatırım projelerinden desteklendiğini hatırlatarak, “Araştırma bütçe kalemlerinde önemli yer tutar. Ve bir üniversitenin misyonu araştırma yapmaktır. Sadece üniversite kaynakları bu çalışmalar için sınırlı kalıyor. Dolayısıyla üniversite-sanayi işbirlikleri kaynak yaratma noktasında avantaj sağlıyor. Biz bu işbirliğinin ekosistemi için çalışıyoruz. Bir şirketin Ar-Ge ve Tasarım Merkezi olarak kalabilmesi için yılda 2 tane proje yazması lazım. Kurum olarak 20 tane Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile işbirliğimiz olsa yılda 40 proje anlamına geliyor. Bu projenin kaynağı hem üniversite hem sektöre katkı sağlar” diyor.
Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Güner Gürsoy, Okan Kültür, Eğitim ve Spor Vakfı tarafından 1999 yılında kurulan Okan Üniversitesi’nin sanayi işbirliklerindeki öncü rolünü her geçen yıl bir adım ileriye taşıdığını aktarıyor. Gürsoy, “Sanayicinin en önemli sıkıntılarından birini nitelikli eleman oluşturuyor. Okan Üniversitesi üniversite-sanayi işbirliğini çok farklı bir konuma yerleştiriyor. Örneğin; kampüs içi ders ve etkinlikleri sektör temsilcilerinin katılımı ile yürütüyoruz. Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimizi iş yaşamına hazırlıyor ve uygulamaya dönük programlarımızla teori ve pratiği buluşturuyoruz” diyor.
Ayrıca İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi programlarında öğrenciler sektör lideri şirketler ile ortak yürütülen ‘Markalı Dersler’i alabiliyor. Ayrıca öğrencilerine birinci sınıftan başlayarak ‘Kariyer ve Yaşam Programı’ kapsamında işletmelerde gönüllü staj yapma olanağı sunuyor. Detayları Gürsoy, şöyle anlatıyor: "Burada yetişen öğrenci iş dünyasının gerçeklerini görmeli. Kastım şu; aksi halde işyerleri öğrencilerin mektepleri oluyor ve öğrenci teorik bilgi birikimiyle mezun oluyor. Okan Üniversitesi olarak bu yapıyı üniversitede kırıyoruz, iş yaşamına entegre olmuş kurumlarla birlikte müfredat oluşturuyoruz. Ayrıca bizzat dersler sektör temsilcileri tarafından veriliyor. Kariyer Merkezimiz’in sunduğu staj ve O’COOP COOPerative Learning-İşyerinde Eğitim Programı kapsamında öğrenci 4 ders karşılığı 630 saat firmanın içinde uygulamalı eğitim alıyor. Hocalarımız öğrencinin denetimini sahada yapıyor. Bu iç kariyer çizgisine giren öğrencilerin yüzde 92’si mezun olmadan işe yerleşiyor. Tüm eğitim kurumlarının tek bir başarı kriteri var; sizin mezununuz ne kadar başarılıysa siz de o kadar başarılısınız.” Teori ve pratiği birlikte uygulayabilen modeller hem sektörün nitelikli istihdam sorunlarını karşılıyor hem de öğrencinin doğru bir şekilde yetişmesi bağlamında ‘kazan-kazan’ modeli getiriyor.
Simülasyonlu öğrenme modeli var
Güner Gürsoy’a göre bu dönemin milenyum çocukları yaşamları boyunca 4-5 farklı kariyerde çalışacak. Dolayısıyla mezunun iki farklı niteliği var. Değişimi algılama ve yönetme becerisi. Trendleri iyi okuyarak değişimi yönetme yeni neslin ana misyonu. Öğrenci üniversiteden öğrenmeyi öğrenmiş olarak mezun olmak zorunda. Gürsoy dönemi öğrenci açısından bu şekilde yorumluyor ve teknolojik dönüşüme ilişkin ise şu noktalara değiniyor: “Bir dönüşümden geçiyoruz ve bunun adına Endüstri 4.0 deniyor. Ülke olarak Endüstri 4.0’ı ıskalama şansımız yok. Bizim önceliğimiz eğitim teknolojilerini sisteme entegre etmek.
Örneğin; üniversitemizde Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimler Fakülteleri’nde simülasyon merkezlerimiz var. İşletme tabanlı derslerde uygulamayı uluslararası iş simülasyonlarıyla hayata geçiriyoruz. Finansal yatırım simülasyonları için Trademaster Finans Lab. ve iş simülasyonlarını için de İşletme Strateji Lab. ile eğitim yaklaşımını destekliyoruz. Burada yapılan çalışmalara ‘hatalardan öğrenme’ diyoruz. Çünkü kaç işadamı ve yöneticisi şirket batırarak yönetmeyi öğrenir. Bu bölüme çok ilgi var. Çünkü yeni nesil bu teknolojiye bağımlı.” Teknolojinin deyim yerindeyse ‘bağımlılık’ haline gelmesi eğitim sisteminde de değişikliğe yol açıyor. Klasik kitap taşıma alışkanlığı yerine ‘Cepte Kitap’ konsepti ile bütün kitaplar öğrencinin cebine giriyor. Ayrıca hibrit öğrenme metotları uygulanıyor. Dersler video ile destekleniyor ve sınavlar online yapılabiliyor.
Ekosistemi hazır, sıra Teknopark 4.0’da
Okan Üniversitesi kendi teknoparkına kavuşmaya hazırlanıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunan Üniversite yönetimi Tuzla’da 21 dönüm alan üzerinde Teknopark 4,0’ı kuracak. Aynı zamanda Teknopark İstanbul’da da alanları bulunduğunu hatırlatan Gürsoy, Teknopark çalışmasını bir ekosistem olarak planladıklarını söylüyor.
Gürsoy, çalışmalarını ve planlarını şöyle anlatıyor: “Araştırma ve geliştirme bir ekosistem yaratılırsa sürdürülebilir olur. Kurum olarak buna inanıyor ve bunun gereklerini yerine getiriyoruz. Okan Üniversitesi olarak bunun için şirketlerle yakın işbirliği gerçekleştiriyoruz. Şirketlere Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri kuruyoruz. Şu ana kadar 6 tane şirket için bu çalışmayı yaptık. 10 şirket ile görüşmeler sürüyor. Bütün projeleri üniversite bünyesinde APROGED (Araştırma Proje Geliştirme Müdürlüğü) kanalıyla yürütüyoruz. Bu yapı içinde; Kuluçka Merkezi, TTO ve sonrasında ise Teknopark var. Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’nden gelen projeler üniversite içinde ilgili birim tarafından destekleniyor. Yeni fikirleri kendi teknoparkımızda değerlendirmek istiyoruz. Ayrıca APROGED kanalı aracılığıyla yürüttüğümüz 33 milyon liralık sürücüsüz araç projesi OKANOM projesi var. Yürütülen projelerin lokal kalmaması için uluslararası yapı oluşturduk. Teknoparkta oluşan ürünlerin geliştirilmesinde Finlandiya’dan partner buluyoruz. Finlandiya’nın en önemli artısı KOBİ ölçeğinde projelere ilgi gösteriyorlar.”
Girişimci olana destek
Girişimciliği 2008’den bu yana akademik programa alan Okan Üniversitesi, yeni iş fikirleri ve farklı projeleriyle Girişimcilik Merkezi’ne başvuran öğrencilere ilgili kurulun kararıyla mikro-kredi ve şirket kurulumu desteği de sağlıyor.
Gürsoy, gelişmiş ekonomilerde üniversitelerin yatırım projelerinden desteklendiğini hatırlatarak, “Araştırma bütçe kalemlerinde önemli yer tutar. Ve bir üniversitenin misyonu araştırma yapmaktır. Sadece üniversite kaynakları bu çalışmalar için sınırlı kalıyor. Dolayısıyla üniversite-sanayi işbirlikleri kaynak yaratma noktasında avantaj sağlıyor. Biz bu işbirliğinin ekosistemi için çalışıyoruz. Bir şirketin Ar-Ge ve Tasarım Merkezi olarak kalabilmesi için yılda 2 tane proje yazması lazım. Kurum olarak 20 tane Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile işbirliğimiz olsa yılda 40 proje anlamına geliyor. Bu projenin kaynağı hem üniversite hem sektöre katkı sağlar” diyor.