Şirketlerin İki Ölümcül Parametresi
Şirketler de canlı organizmalardır ve sağlıklı bir şekilde hayatta kalabilmeleri için mutlaka sağlıklı bir nakit akışı içinde ve karlı olmaları gerekir. Bu nedenle şirket patronları ve tepe yöneticilerine şirketlerinin nakit akışı ve karlılığını (ciro değil) kendi tansiyonları kadar yakından takip etmelerini öneririm. Unutmayın! şirketinin bilançosunu, gelir tablosunu ve nakit akış tablosunu okumayı bilmeyen patron, şirketinin battığını en son kendisi öğrenir. Bankalar, müşteriler ve tedarikçiler ise çoktan öğrenmiştir.
Kendimizde bir rahatsızlık hissettiğimizde veya rutin checkup için doktora göründüğümüzde doktor bizim genel görünüşümüzü takiben öncelikle bizim ateşimize ve tansiyonumuza bakar. Nasıl ilerleyeceğine ve eğer ihtiyaç görürse tedaviyi ne tarafa yönlendireceğine bu parametrelerin durumuna göre karar verir. Bu iki parametre de standartlar içinde ise bile bizim tamamen sağlıklı olduğumuz söylenemez ama aksi durumda bir rahatsızlığımız olduğu kesindir. Bu rahatsızlık grip gibi basit bir müdahale ile düzelebilecek bir sorun olabileceği gibi uzun bir tedavi gerektirebilecek kalp hastalığı da olabilir.
Benzer durum şirketler için de geçerlidir. Şirketler için en kritik ve hatta ‘ölümcül’ olabilecek iki parametre; net karlılık ve nakit akışıdır. Bu iki parametresi de uygun görünen her şirket ‘sağlıklıdır’ diyemeyiz ama bu parametrelerden en az birisi tehlike sınırları içinde ise o şirkete ‘hastalıklı’ demek mümkündür.
Yaygın görüşün aksine ciro hiç de kritik bir parametre değildir. Ürününüzün fiyatlarını biraz düşürerek cironuzu kolaylıkla iki katına çıkarabilirsiniz ama bu ancak şirketinizin sonunu hızlandırmaya yarar.
Şirketlerde karlılık ve nakit akışı dışındaki bütün parametreler bu iki kritik parametreyi sağlıklı tutmaya yönelik yardımcı parametrelerdir. Örneğin; her türlü verimlilik çalışmaları karlılık parametresini yükseltmeye yönelik iken, ‘stok devir hızı’ veya ‘tahsilat devir hızı’ parametresi nakit akışını daha güçlü pozitifte tutmaya yardımcı olur.
Şirketler için ölümcül olabilecek olan bu iki parametre yakından ama daha da önemlisi doğru ölçülmeli ve takip edilmelidir.
Kontrol için gittiğiniz doktorun hatalı bir tansiyon aleti kullandığını düşünebiliyor musunuz? Bu durumda çok tehlikeli bir kalp rahatsızlığı kolaylıkla gözden kaçabilir. Benzer şekilde, eğer bir şirketin aylık gelir tablosu yanlış hazırlanıyorsa, şirket büyük bir risk altında olabilir ve buna rağmen ‘sağlıklı’ da görünebilir.
Yine yaygın görüşün aksine özellikle KOBİ’lerimizin önemli bir çoğunluğunda ya aylık gelir tablosu çok ‘sağlıklı’ değildir veya hiç hazırlanmıyordur. Şirket patronu veya tepe yönetiminden güçlü bir talep gelmiyorsa şirketlerin finans departmanları genellikle şirketin gelir tablosunun görünür olmasını pek tercih etmez.
Şirketler de canlı organizmalardır ve sağlıklı bir şekilde hayatta kalabilmeleri için mutlaka sağlıklı bir nakit akışı içinde ve karlı olmaları gerekir. Bu nedenle şirket patronları ve tepe yöneticilerine şirketlerinin nakit akışı ve karlılığını (ciro değil) kendi tansiyonları kadar yakından takip etmelerini öneririm.
Unutmayın! şirketinin bilançosunu, gelir tablosunu ve nakit akış tablosunu okumayı bilmeyen patron, şirketinin battığını en son kendisi öğrenir. Bankalar, müşteriler ve tedarikçiler ise çoktan öğrenmiştir.