banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

01.05.2021, 00:01 13642

Şirketlerde İkinci Kuşak Sorunu

Bir aile üyesi kendi aile şirketlerinde hiç çalışamaz mı? Tabii ki çalışabilir ancak şirket içinde üstleneceği pozisyona benzer bir pozisyonu farklı bir şirkette kendi imkanları ile bulabilecek ve başarı ile sürdürebilecek yetkinlikte olmalı ve aile üyesi olmaktan kaynaklanan ilave bir yetki kullanmamalıdır. Unutmayın! Şirketlerin sürdürülebilirliğini garanti eden olgu gelecek kuşak değil, kurumsallaşmadır.

Bir şirket kurmuş ve onu başarılı olarak günümüze kadar yaşatmış şirket patronlarımızın önemli problemlerinden birisi de; şirketinin sürekliliğini sağlamak olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda duydukları başarısız kurumsallaşma örneklerinden uzaklaşan patronlarımız, eğer var ise kurtuluşu evlatlarında ve/veya yeğenlerinde aramakta ve onlara küçüklüklerinden itibaren ‘senin burada görevin hazır’, hatta ‘burada çalışmak zorundasın’ mesajı vermektedir. Çok özel yetkinlikleri nedeni ile bunu başarılı olarak gerçekleştiren ancak azınlıkta olan başarılı ‘ikinci kuşak’ yöneticiler hariç tutulursa, bu mesaj ve davranış biçimi uygun değildir.

Nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:
• ‘Zaten işim hazır’ diye düşünen genç patron adayı kendisini geliştirme konusunda inançlı ve hırslı olmaktan vazgeçer.
• Kendi başına ayakta kalma gücüne hiçbir zaman ulaşamaz ve bunun ne anlama geldiğini de bilemez.
• Yeteri kadar donanımlı olmadan çeşitli pozisyonlara getirilen aday, kendisini yetkin zanneder ve kolaylıkla ‘Dunning-Kruger Sendromu’ ile tanışabilir.
• Çalışanların ruh hali konusunda bilgi sahibi olamayacağından hayatı boyunca empati yapmakta zorlanır.
• Bir gün herhangi bir nedenle şirket yıkılırsa, ailesinin gözleri önünde enkazın altında ilk kalan kendisi olur.
• Kendisi ile yakın çalışan yöneticilerin iltifatlarının(!) kendi yetkinliği ile ilgili olduğunu zanneder.
• Kendisinin şirket patronu ile şirket çalışanları arasındaki çırpınmalarını şirketi hayatta tutmaya yönelik faaliyetler zanneder.
• Mesleki anlamda gençliğinde bir hayali olan, ancak üzerindeki baskı veya kolaycılık nedeni ile kendisini şirket içinde bulan aday, seneler sonra hayali peşinde koşmadığı için suçluluk hisseder ve ailesini bundan sorumlu tutar.
• Kendinin yeteri kadar yetkin olduğu etrafı tarafından sürekli pompalandığından, kendisini geliştirmeyi reddetme eğilimine girer.

Çözüm önerilerine gelince;
• İkinci kuşak henüz lise çağında veya daha genç ise; ‘bu şirket sana kapalı ama dünyanın istediğin yerinde, istediğin eğitimi alman için her destek verilecektir’ mesajı verilmeli ve bunu destekleyen davranışlarla onların kendi hayalleri peşinde koşmaları sağlanmalıdır.
• İkinci kuşak üniversite eğitimi aşamasında ise şirket içinde görev almadan önce kendi imkânları ile dışarıda bir şirkette iş bulması ve çalışması ile onların ayakta durma becerisi kazanmaları sağlanmalıdır.
• İkinci kuşak şirket içinde çalışmaya başlamış; yetkin ve istekli ise kendisine yoğun bir eğitim programı uygulanmalıdır.
• İkinci kuşak şirket içinde çalışmaya başlamış ancak yeteri kadar yetkin değil ise; artık yapacak bir şey olmadığı kabul edilmelidir.

Bir aile üyesi kendi aile şirketlerinde hiç çalışamaz mı? Tabii ki çalışabilir ancak şirket içinde üstleneceği pozisyona benzer bir pozisyonu farklı bir şirkette kendi imkanları ile bulabilecek ve başarı ile sürdürebilecek yetkinlikte olmalı ve aile üyesi olmaktan kaynaklanan ilave bir yetki kullanmamalıdır.
Unutmayın! Şirketlerin sürdürülebilirliğini garanti eden olgu gelecek kuşak değil, kurumsallaşmadır.

Yorumlar (0)