01.10.2018, 08:00
5585
Parkinson Hastalığı Hakkında Kısa Bilgiler
MedAmerikan Tıp Merkezi Nöroloji bölüm doktorlarından Prof. Dr. Sibel Özekmekçi ile “Parkinson” üzerine konuştuk.
Parkinson hastalığı nedir?
Parkinson hastalığı, beyinde hareketlerimizden sorumlu olan dopamin hücrelerinin bir bölümünün hasara uğraması sonucu ortaya çıkan kronik, yavaş progresif seyirli, nörodejeneratif bir hastalıktır. Böylece hareketlerde yavaşlama, hareket miktarında azalma ve titreme ortaya çıkar.
Parkinson hastalığı hangi yaşta ve ne sıklıkta görülür?
Belirtiler sıklıkla 60 yaş civarında başlar. Genel olarak, 65 yaşın üzerinde her 100 kişiden biri Parkinson hastası olup, seyrek olarak genç yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. Hastalık erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık görülür.
Parkinson hastalığına yol açan nedir?
Hastalıkta beyinde dopamin hücrelerinin hasara uğramasının kesin nedeni anlaşılamamıştır. Günümüzde Parkinson hastalığının gelişmesinde, yaşlanma zemininde olası kalıtımsal ve çevresel etmenlerin beraberce rol oynadığı sanılmaktadır. Öte yandan, genç yaşlarda başlayan Parkinson hastalığının %5-10 oranında kalıtımla ilişkili olduğu saptanmıştır.
Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?
Parkinson hastalığında belirtiler bir uzuvda veya bedenin bir yarısında hafif olarak başlar ve yıllar içinde, çok yavaş biçimde ilerleyerek bedenin diğer yarısını da etkiler. Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin türü ve şiddeti her hastada farklıdır.
Hastalığın temel belirti ve bulguları şunlardır:
- Hareketlerde yavaşlama: Her hastada er veya geç ortaya çıkar. Bu durumdaki hastaların bazılarında yıllar sonra günlük işlerinde yardım gerekebilir. Hareket yavaşlığı belirgin olsa da kas kuvveti normaldir. Ek olarak, yavaşlama sonucunda hastaların bir bölümünde yüz ifadesinde donukluk ve el yazısında küçülme dikkati çeker.
- Titreme: Hastaların %85’inde olan titreme istirahat halinde ortaya çıkar. En sık ellerde, bazen ayak, dil, çene veya dudakta da görülebilir. Stresle ve yürürken titremenin şiddeti artar. Bunların aksine, istemli bir harekete başlayınca ve uykuda kaybolur.
- Uzuv kaslarında sertlik: Genellikle hastaların yakınması olmayıp, doktor tarafından muayenede saptanan bir bulgudur.
- Diğer belirtiler: Bazı hastalarda yürürken etkilenen kolun sallanmaması, ufak adımlarla ve yavaş yürüme, vücutta öne eğiklik, alçak sesle monoton konuşma, ağızdan salya sızması, depresyon, kabızlık, aşırı terleme ve uykuda konuşma, bağırma, kol ve bacak hareketlerinin olduğu “REM uykusu davranış bozukluğu” da ortaya çıkabilir. İleri evredeki hastalar öne eğik hale gelir ve ufak adımlarla yavaş yürürler, dönüşler güçleşir. Kimisinde konuşmada ses tonu zayıflar, kısık sesle monoton konuşurlar. Daha da ileri dönemlerde yavaşlık çok artar, sıklıkla denge bozuklukları ve düşmeler ortaya çıkar. Bu durumdaki hastalar günlük ihtiyaçlarını yardımsız yerine getiremez hale gelirler.
Parkinson hastalığı tanısı nasıl konur?
Parkinson hastalığı tanısına varmada özel bir laboratuvar veya röntgen tetkiki yoktur. Tanı, hastalık öyküsü ile muayene bulgularına dayanılarak konur. Tetkikler Parkinson hastalığı bulgularını taklit eden, çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen “parkinsonizm” tablolarını dışlamak amacıyla yapılır. Söz konusu tablolar arasında beyinde daha yaygın hücre hasarı yapan bazı dejeneratif hastalıklar, psikiyatride kullanılan ilaçlar, zehirlenmeler, beyin tümör veya damar hastalıkları gibi birçok neden sayılabilir.
Parkinson hastalığının tedavisi var mıdır?
Günümüzde hastalığı tamamen iyileştirici bir tedavi bulunmamasına karşın düzenli kullanılan ilaçlarla belirtiler önemli ölçüde düzelmektedir. Daha seyrek olarak, ileri evredeki bazı hastalarda cerrahi yöntemlere başvurulur. Bir Parkinson hastasında tedavinin hedefi, öncelikle hastalığın seyri boyunca hastanın günlük yaşamında aktif ve bağımsız olmasını sağlamaktır. Hastalarda tıbbi tedavinin yanı sıra egzersizler de çok önemlidir. Beyinde eksilmiş olan dopaminini artıran çok sayıda ilaç mevcuttur. İlaç seçiminde yaş, önde gelen belirti, bellek kusurları veya psikotik belirtilerin varlığı gibi belirteçler göz önüne alınır. Semptomlar zaman içinde ağırlaştığından, ilaç dozlarının da artırılması gerekir. Cerrahi yöntemler genel olarak 10-15 yıllık hastalarda, belli kriterler çerçevesinde uygulanır.
Pil ameliyatları için hastanın erken yaşlarda olması, unutkanlığın veya psikiyatrik bir hastalığın olmaması, beyin MR tetkikinin normal olması ve genel sağlık sorunlarının olmaması şart koşulur. İlaç etkisinin kısalmasına bağlı olarak gün içinde “açık-kapalı” dönem yaşayan ve ilaçlara bağlı önlenemeyen istemsiz kasılmaları olan hastalarda uygulanır.
Gelecekte başka tedavi seçenekleri bulunabilir mi?
Parkinson hastalığının ortaya çıkmasından sorumlu olan hücresel mekanizmalar anlaşıldıkça, hastalığı durduracak tedavi seçeneklerinin gündeme geleceği açıktır. Günümüzde sürdürülen kök hücre, gen ve aşı uygulamaları gibi çok sayıda bilimsel araştırma bu konuda umut vadetmektedir.
Parkinson hastalığı nedir?
Parkinson hastalığı, beyinde hareketlerimizden sorumlu olan dopamin hücrelerinin bir bölümünün hasara uğraması sonucu ortaya çıkan kronik, yavaş progresif seyirli, nörodejeneratif bir hastalıktır. Böylece hareketlerde yavaşlama, hareket miktarında azalma ve titreme ortaya çıkar.
Parkinson hastalığı hangi yaşta ve ne sıklıkta görülür?
Belirtiler sıklıkla 60 yaş civarında başlar. Genel olarak, 65 yaşın üzerinde her 100 kişiden biri Parkinson hastası olup, seyrek olarak genç yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. Hastalık erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık görülür.
Parkinson hastalığına yol açan nedir?
Hastalıkta beyinde dopamin hücrelerinin hasara uğramasının kesin nedeni anlaşılamamıştır. Günümüzde Parkinson hastalığının gelişmesinde, yaşlanma zemininde olası kalıtımsal ve çevresel etmenlerin beraberce rol oynadığı sanılmaktadır. Öte yandan, genç yaşlarda başlayan Parkinson hastalığının %5-10 oranında kalıtımla ilişkili olduğu saptanmıştır.
Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?
Parkinson hastalığında belirtiler bir uzuvda veya bedenin bir yarısında hafif olarak başlar ve yıllar içinde, çok yavaş biçimde ilerleyerek bedenin diğer yarısını da etkiler. Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin türü ve şiddeti her hastada farklıdır.
Hastalığın temel belirti ve bulguları şunlardır:
- Hareketlerde yavaşlama: Her hastada er veya geç ortaya çıkar. Bu durumdaki hastaların bazılarında yıllar sonra günlük işlerinde yardım gerekebilir. Hareket yavaşlığı belirgin olsa da kas kuvveti normaldir. Ek olarak, yavaşlama sonucunda hastaların bir bölümünde yüz ifadesinde donukluk ve el yazısında küçülme dikkati çeker.
- Titreme: Hastaların %85’inde olan titreme istirahat halinde ortaya çıkar. En sık ellerde, bazen ayak, dil, çene veya dudakta da görülebilir. Stresle ve yürürken titremenin şiddeti artar. Bunların aksine, istemli bir harekete başlayınca ve uykuda kaybolur.
- Uzuv kaslarında sertlik: Genellikle hastaların yakınması olmayıp, doktor tarafından muayenede saptanan bir bulgudur.
- Diğer belirtiler: Bazı hastalarda yürürken etkilenen kolun sallanmaması, ufak adımlarla ve yavaş yürüme, vücutta öne eğiklik, alçak sesle monoton konuşma, ağızdan salya sızması, depresyon, kabızlık, aşırı terleme ve uykuda konuşma, bağırma, kol ve bacak hareketlerinin olduğu “REM uykusu davranış bozukluğu” da ortaya çıkabilir. İleri evredeki hastalar öne eğik hale gelir ve ufak adımlarla yavaş yürürler, dönüşler güçleşir. Kimisinde konuşmada ses tonu zayıflar, kısık sesle monoton konuşurlar. Daha da ileri dönemlerde yavaşlık çok artar, sıklıkla denge bozuklukları ve düşmeler ortaya çıkar. Bu durumdaki hastalar günlük ihtiyaçlarını yardımsız yerine getiremez hale gelirler.
Parkinson hastalığı tanısı nasıl konur?
Parkinson hastalığı tanısına varmada özel bir laboratuvar veya röntgen tetkiki yoktur. Tanı, hastalık öyküsü ile muayene bulgularına dayanılarak konur. Tetkikler Parkinson hastalığı bulgularını taklit eden, çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen “parkinsonizm” tablolarını dışlamak amacıyla yapılır. Söz konusu tablolar arasında beyinde daha yaygın hücre hasarı yapan bazı dejeneratif hastalıklar, psikiyatride kullanılan ilaçlar, zehirlenmeler, beyin tümör veya damar hastalıkları gibi birçok neden sayılabilir.
Parkinson hastalığının tedavisi var mıdır?
Günümüzde hastalığı tamamen iyileştirici bir tedavi bulunmamasına karşın düzenli kullanılan ilaçlarla belirtiler önemli ölçüde düzelmektedir. Daha seyrek olarak, ileri evredeki bazı hastalarda cerrahi yöntemlere başvurulur. Bir Parkinson hastasında tedavinin hedefi, öncelikle hastalığın seyri boyunca hastanın günlük yaşamında aktif ve bağımsız olmasını sağlamaktır. Hastalarda tıbbi tedavinin yanı sıra egzersizler de çok önemlidir. Beyinde eksilmiş olan dopaminini artıran çok sayıda ilaç mevcuttur. İlaç seçiminde yaş, önde gelen belirti, bellek kusurları veya psikotik belirtilerin varlığı gibi belirteçler göz önüne alınır. Semptomlar zaman içinde ağırlaştığından, ilaç dozlarının da artırılması gerekir. Cerrahi yöntemler genel olarak 10-15 yıllık hastalarda, belli kriterler çerçevesinde uygulanır.
Pil ameliyatları için hastanın erken yaşlarda olması, unutkanlığın veya psikiyatrik bir hastalığın olmaması, beyin MR tetkikinin normal olması ve genel sağlık sorunlarının olmaması şart koşulur. İlaç etkisinin kısalmasına bağlı olarak gün içinde “açık-kapalı” dönem yaşayan ve ilaçlara bağlı önlenemeyen istemsiz kasılmaları olan hastalarda uygulanır.
Gelecekte başka tedavi seçenekleri bulunabilir mi?
Parkinson hastalığının ortaya çıkmasından sorumlu olan hücresel mekanizmalar anlaşıldıkça, hastalığı durduracak tedavi seçeneklerinin gündeme geleceği açıktır. Günümüzde sürdürülen kök hücre, gen ve aşı uygulamaları gibi çok sayıda bilimsel araştırma bu konuda umut vadetmektedir.