Proje taşımacılığı
Türkiye'de özellikle enerji, inşaat ve sanayi sektörlerinde daha büyük yatırımlar hedefleniyor. Örneğin, enerji sektöründe Türkiye'de 5 yıl içinde 78 bin Mw'lık yatırım planlandı, bu da 50 bin adet 'Proje Taşıma' anlamına geliyor. Sektörde; 2-3 yıl sonra başlayacak projeler için teklifler veren, hazırlık yapan şirketler mevcut.
LOJİSTİK
01.10.2014, 08:57 03.11.2014, 10:00
18807
Türkiye’nin jeopolitiği, ‘Lojistik Sektörü’ üzerinden ekonomiye dönüşüyor. Ölçü dahili yük taşımacılığı büyürken ölçü harici özel ‘Proje Taşımacılığı’ daha da hızlı büyüyor. Bu durumda; taşınan yük bir projedir, ama ayrıca taşıma işi de bir projedir. Proje taşıma firmaları, standart dışı yükleri, en kısa zamanda ve en uygun şekilde taşırlar. Bu nedenle dünya tedarik zincirinin en stratejik halkasındadırlar. Bu sayımızda lojistik sektörünün “Proje Taşımacılığı” boyutunu öne çıkarıyoruz:
Proje taşımacılığı: Taşınması hassasiyet, tecrübe ve standart üstü araç, ekipman ve benzeri donanım gerektiren bir lojistik türüdür. Bu tür taşıma; gerek yurtiçinde gerekse uluslararası lojistik faaliyetlerde yürütülen bir projenin, A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarının bir plan, program dahilinde, taşıma, depolama ve dağıtım süreçleri ile operatör tarafından gerçekleştirilebilmesini gerektirir.
Sektörler ve ürünler: ‘Proje Taşımacılığı’nı, taşıma konusu ürünler ve sektörler yönünden şöyle özetleyebiliriz:
- Fabrika, santral, boru hattı ve ekipmanları.
- Buhar ve gaz türbinleri.
- Transformatör, kondansatör ve ısı kazanları.
- Tank ve basınç araçları.
- Kurutucu, baca ve demir çelik fırınları.
- Endüstri ve endüstriyel makinaları.
- İnşaat endüstrisi.
- Çelik ürünleri.
- Petrol sektörü ürünleri.
- Rüzgar enerjisi–rüzgar türbinleri.
- Denizcilik–yatçılık.
- Havacılık.
- Demiryolları.
- İş makinaları.
- Beton santralleri.
- Taş-kırma eleme tesisleri.
- Döküm üniteleri vb.
- Komple tesis taşımaları.
Proje Kargo: Taşınması hassasiyet gerektiren gabari (ölçülü) yüklerin taşınması ‘Proje Kargo’ konusudur ve bu lojistikte tanım gereği zaman konusu kritiktir. Çünkü zamanda ihlal veya aksama büyük kayıplar yaratır.
Yönetim uzmanlığı: ‘Proje Taşıma’ yükleri uzmanlık deneyim ve özel bilgi gerektirir. Örneğin; her lojistik hat, proje taşımacılığının ihtiyacını karşılamaz. Doğru hat seçimi önem kazanır. Kriz bölgelerine yük taşıma; güvenliği garanti eden anlaşmalar gibi konular uzman ve dinamik kadroları gerektirir.
Planlama uzmanlığı: ‘Proje Taşımacılığı’ yükün türüne göre bazen birden fazla taşıma şeklini gerektirir. (Tren-Gemi , Hava-Kara, Deniz-Kara vs.). Sonsuz seçenek yoktur ama birden fazla seçenek olabilir. Bu noktada titizlik ve milimetrik planlama öne çıkar. Görünmeyen riskler önceden görülür. Güzergah üzerinde kontrol noktaları oluşturma, günlük ve haftalık iş takip raporları verebilme gibi yüksek düzey uzmanlıklar gerekir.
Bölgesel uzmanlaşmalar: Lojistikte altyapıdan yasalara ve kapasiteye kadar bölgesel farklılıklar ortaya çıkar. Örneğin; Türk Cumhuriyetleri’ne, Ortadoğu ve Arap Yarımadası’na taşıma farklılıkları gibi. Sorunu bölgesel uzmanlaşma çözebilir.
Kapasite: ‘Proje Lojistiği’ yapan şirketlerin yükün en uygun biçimde nakli, kaynakların etkin yönetimi, multimodal taşıma biçimlerinin efektif kullanımı, rota bilgisi, resmi ve özel kuruluşlarla ortak çalışma, izin prosedürleri, dökümantasyon, sigortalama gibi pek çok konuda üstün bir organizasyon bilgi ve becerisi geliştirmeleri gerekmektedir. Kimi zaman bu projelerde çeşitli lokasyonlarda depolama ve dağıtım süreçleri gibi ekstra uzmanlık alanları da devreye girer. Demek ki proje lojistiği, çok ciddi bir yatırım, bilgi, tecrübe ve donanım gerektiriyor.
Türkiye’de proje lojistiği
Türkiye’de ‘Proje Lojistiği’nin toplam lojistik faaliyetler içindeki payı “sevkiyat” ölçeğinden bakılırsa yaklaşık yüzde 10 civarındadır. Ancak hacim-tonaj, ciro-karlılık ölçeğinden bakıldığında bu pay artar.
Mevcut durum: Türkiye proje lojistiğinde bugünkü altyapı kapasitesiyle mevcut talebi karşılayabilmektedir. Avrupa ülkeleri, Orta Doğu, Arap Yarımadası ve Afrika ülkeleri yatırımlarında Türkiye’den lojistik ortaklar almaktadırlar. Artıp azalan taleplerle birlikte Türkiye, sektörel anlamda bu hareketliliği değerlendirebilmektedir. Türkiye’nin; özellikle yakın coğrafyada proje lojistiği yönetimini gerçekleştirebilecek düzeyde kuvvetli sektörel rakibi yoktur.
Sektörün vizyonu: Avrupalı şirketlere kıyasla tecrübe, finansman ve donanım eksikliği bulunuyor. Beklenen büyüme açısından şirketlerimiz yatırıma yönelmek durumundadır.
Türkiye’de özellikle enerji, inşaat ve sanayi sektörleri projeler üretmeye elverişli alanlardır ve bu sektörlerde daha büyük yatırımlar hedefleniyor. Örneğin; enerji sektöründe Türkiye’de 5 yıl içinde 78 bin Mw’lık yatırım planlandı, bu da 50 bin adet proje taşıma anlamına geliyor. Sektörde; 2-3 yıl sonra başlayacak projeler için teklifler veren, hazırlık yapan şirketler mevcut.
Önümüzdeki süreçte artacak proje taşımacılığı taleplerini karşılamak üzere, kamu ve özel sektörün bu taleplere yönelik orta ve uzun vadeli bir master plan izlemesi bekleniyor. Kamusal altyapı yatırımları her anlamda ‘Proje Lojistiği’ sektörümüz için önem taşıyor. Ayrıca sektörün oyuncularının da özel ihtiyaçlara çözüm üretebilecek teknik bilgi, finansman, ekipman ve benzeri alanlarda hazırlanmaları gerekiyor.
Ekipman yetersizliği ve tecrübeli eleman azlığı da ‘Proje Taşımacılığımız’ın üstüne gitmesi gereken sorunlardandır.
Proje taşımacılığının potansiyeli büyük
Proje taşımacılığı uluslararası karayolu taşımacılığı sektöründe çok önemli bir role sahip. 2012 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’nden alınan 60 bin adet özel izin belgesi kapsamında gerçekleştirilen proje taşımaları ülke ekonomisi için önemli bir dinamik yaratıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, proje taşımacılığı gerçekleştirebilmenin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan alınan yetki belgeleri ile mümkün olduğunu belirtiyor. Nuhoğlu, “Proje taşımacılığına konu olan yüklerin boyutlarının ülke mevzuatında belirlenen ölçüler dışında olması sebebiyle taşıma sırasında birçok noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Ülkemizdeki kurallara bakıldığında ise; özellikle AB ülkeleri ile yapılan kıyaslamada mevzuat ve uygulama anlamında birçok noktada eksiklikler göze çarpıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği bünyesinde faaliyetlerine devam eden Özel Yük Çalışma Grubu’nun gerek ulusal gerek ise uluslararası alanda gerçekleştirilen çalışmalar ile birlikte sektördeki proje taşımacılığına ilişkin mevzuat eksikliklerinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından giderileceği ve uygulama anlamında AB ülkelerinde olduğu gibi basit fakat etkin yöntemler ile taşımaların hız kazanacağını düşünülmektedir” açıklamasını yapıyor. Proje taşımacılığında hizmet verilen sektörlerin başında inşaat ve enerji sektörleri geliyor. Özellikle yurtdışındaki hidroelektrik santrallerine, baraj, köprü, rüzgar enerji santrali inşaatlarına proje taşımaları yapılıyor. Nuhoğlu, sektörün mevzuatsal ya da uygulamada yaşadığı sıkıntıları ise şöyle anlatıyor: “AB ülkelerindeki mevzuat anlamında sağlanan kolaylıklara bakıldığında özel izin belgelerinin yıllık olarak tahsis edilmesi, taşımalardaki kolaylaştırıcı prosedürlerin fazlalığı yurtdışındaki proje taşımacılığının avantajları olarak sıralanabilir. Ülkemizde proje taşımalarına ilişkin ayrı bir mevzuatın bulunmaması sebebiyle uygulama anlamında karşılaşılan farklılıklar ve bunların yarattığı ek maliyet ve prosedürler de ülkemizin yurtdışına kıyasla dezavantajı olarak görülebilir.”
UND’nin verilerine göre 400.000 kişiye istihdam yaratan uluslararası karayolu taşımacılık sektörünün GSYH’daki payı yüzde 15 civarında. Sektörün toplam yatırımı 10 milyar dolar iken Türkiye’ye yıllık döviz getirisi 8 milyar dolar. 2013 yılındaki 42 milyar dolarlık ihracat gerçekleşmesinde hizmet ihracatı gerçekleşmesi ise 13.2 milyar doları buluyor. Taşımacılık sektörünün dahil olduğu hizmet ihracatı hedefinde belirlenen rakam 2023 yılında 150 milyar dolara ulaşıyor. Bunun içinde sektörün payı ise 60 milyar dolar olacak. Proje taşımacılığının genel hedefler içindeki payının artması ise gerek mevzuat gerek ise uygulama anlamında gerçekleştirilecek iyileşmelere bağlı olarak artacak.
OMSAN, 2014’te büyüme odaklı
OMSAN, Türkiye ve Avrupa’da ekonomideki büyümenin yavaşlamasına rağmen sektörün ortalamasının üzerinde büyüyerek 2013 yılını 640 milyon TL’lik bir ciro büyüklüğüyle kapattı. OMSAN, 2014 yılını,15 milyon dolar tutarında yatırım, yüzde 15 büyüme oranı ve yaklaşık 750 milyon TL düzeyinde bir ciro ile tamamlamayı hedefliyor. OMSAN Genel Müdürü Osman Küçükertan, bu yıl önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olan Gaziantep’te yeni bir Bölge Müdürlüğü kurduklarını belirterek, “Haziran ayında faaliyete başlayan Gaziantep Bölge Müdürlüğü ile OMSAN, Gaziantep ve çevre illerdeki lojistik ihtiyaçlara sağlayacağı rekabetçi çözümlerle bölge ticaretinin gelişimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir” diyor. Firmanın uluslararası gelişimi hakkında da bilgi veren Küçükertan, şu bilgileri veriyor: “2013 yılında Fas’ta yeni bir şirket kuran OMSAN, 2014 yılında oto taşıyıcı yatırımı yapmış ve Fas/Casablanca’da 45 dönümlük bir arazide 2.300 araç kapasiteli bir araç parkı kurmuştur. OMSAN, bu araç parkında PDI hizmeti de sunmaktadır. Türkiye’nin lider otomotiv lojistiği firması olan OMSAN, Türkiye’deki sektörel bilgi birikimini Fas otomotiv sektörünün hizmetine de sunmayı hedeflemektedir.”
Otomatik Ayrıştırma Sistemi devrede
Sektörde yeniliklere imza atarak büyümeyi tercih eden OMSAN, depolarında yoğun işçilik gerektiren dolayısıyla hataya en açık süreçlerden birini oluşturan ürün ayrıştırma işlemleri yazılımını OMSAN mühendislerinin geliştirdiği “Otomatik Ayrıştırma Sistemi” (Sorter) ile çözüyor. Projenin ikinci fazında TÜBİTAK-TEYDEB kapsamında alınan mali destek ile sorterin etkinliğinin arttırılmasını hedeflediklerini aktaran Küçükertan, firmanın gelişimine ilişkin şunları anlatıyor: “Denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı planlayan OMSAN; gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesindeki müşterilerini Avrupa’nın tamamına en rekabetçi koşullarda ulaştırmayı hedeflemektedir.”
Başarısı tescilli marka: OMSAN
Bugün Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde şirketleri, irtibat ofisleri ve acenteleriyle faaliyetlerini yürüten OMSAN, gösterdiği yüksek iş performansı nedeniyle Avrupa’nın en prestijli iş dünyası ödüllerinden biri olarak gösterilen ‘European Business Awards 2013/14’ Yarışması’nda ‘150 Milyon Euro ve Üzeri Yıllık Cirosu Olan Büyük Şirketler’ kategorisinde Avrupa’nın en başarılı 10 firması arasında yeralan tek Türk şirketi olarak Onur Nişanı ile ödüllendirildi. Dünyaca ünlü marka derecelendirme kuruluşlarından biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Değerli Markaları-2014’ araştırması sonuçlarına göre OMSAN, 58 milyon dolar marka değeri ile ‘Türkiye’nin En Değerli 69. Markası’ seçilerek, listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka oldu. Öte yandan iş dünyasının en saygın ödül organizasyonlarından biri olarak kabul edilen ‘International Business AwardsSM’ yarışmasında OMSAN, ‘Yılın Taşımacılık Şirketi’ kategorisinde ‘Gümüş Stevie®’ Ödülü’ne, ‘Kurumsal Film’ kategorisinde ise ‘Bronz Stevie®’ ödülüne layık görüldü.
Proje taşımacılığı: Taşınması hassasiyet, tecrübe ve standart üstü araç, ekipman ve benzeri donanım gerektiren bir lojistik türüdür. Bu tür taşıma; gerek yurtiçinde gerekse uluslararası lojistik faaliyetlerde yürütülen bir projenin, A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarının bir plan, program dahilinde, taşıma, depolama ve dağıtım süreçleri ile operatör tarafından gerçekleştirilebilmesini gerektirir.
Sektörler ve ürünler: ‘Proje Taşımacılığı’nı, taşıma konusu ürünler ve sektörler yönünden şöyle özetleyebiliriz:
- Fabrika, santral, boru hattı ve ekipmanları.
- Buhar ve gaz türbinleri.
- Transformatör, kondansatör ve ısı kazanları.
- Tank ve basınç araçları.
- Kurutucu, baca ve demir çelik fırınları.
- Endüstri ve endüstriyel makinaları.
- İnşaat endüstrisi.
- Çelik ürünleri.
- Petrol sektörü ürünleri.
- Rüzgar enerjisi–rüzgar türbinleri.
- Denizcilik–yatçılık.
- Havacılık.
- Demiryolları.
- İş makinaları.
- Beton santralleri.
- Taş-kırma eleme tesisleri.
- Döküm üniteleri vb.
- Komple tesis taşımaları.
Proje Kargo: Taşınması hassasiyet gerektiren gabari (ölçülü) yüklerin taşınması ‘Proje Kargo’ konusudur ve bu lojistikte tanım gereği zaman konusu kritiktir. Çünkü zamanda ihlal veya aksama büyük kayıplar yaratır.
Yönetim uzmanlığı: ‘Proje Taşıma’ yükleri uzmanlık deneyim ve özel bilgi gerektirir. Örneğin; her lojistik hat, proje taşımacılığının ihtiyacını karşılamaz. Doğru hat seçimi önem kazanır. Kriz bölgelerine yük taşıma; güvenliği garanti eden anlaşmalar gibi konular uzman ve dinamik kadroları gerektirir.
Planlama uzmanlığı: ‘Proje Taşımacılığı’ yükün türüne göre bazen birden fazla taşıma şeklini gerektirir. (Tren-Gemi , Hava-Kara, Deniz-Kara vs.). Sonsuz seçenek yoktur ama birden fazla seçenek olabilir. Bu noktada titizlik ve milimetrik planlama öne çıkar. Görünmeyen riskler önceden görülür. Güzergah üzerinde kontrol noktaları oluşturma, günlük ve haftalık iş takip raporları verebilme gibi yüksek düzey uzmanlıklar gerekir.
Bölgesel uzmanlaşmalar: Lojistikte altyapıdan yasalara ve kapasiteye kadar bölgesel farklılıklar ortaya çıkar. Örneğin; Türk Cumhuriyetleri’ne, Ortadoğu ve Arap Yarımadası’na taşıma farklılıkları gibi. Sorunu bölgesel uzmanlaşma çözebilir.
Kapasite: ‘Proje Lojistiği’ yapan şirketlerin yükün en uygun biçimde nakli, kaynakların etkin yönetimi, multimodal taşıma biçimlerinin efektif kullanımı, rota bilgisi, resmi ve özel kuruluşlarla ortak çalışma, izin prosedürleri, dökümantasyon, sigortalama gibi pek çok konuda üstün bir organizasyon bilgi ve becerisi geliştirmeleri gerekmektedir. Kimi zaman bu projelerde çeşitli lokasyonlarda depolama ve dağıtım süreçleri gibi ekstra uzmanlık alanları da devreye girer. Demek ki proje lojistiği, çok ciddi bir yatırım, bilgi, tecrübe ve donanım gerektiriyor.
Türkiye’de proje lojistiği
Türkiye’de ‘Proje Lojistiği’nin toplam lojistik faaliyetler içindeki payı “sevkiyat” ölçeğinden bakılırsa yaklaşık yüzde 10 civarındadır. Ancak hacim-tonaj, ciro-karlılık ölçeğinden bakıldığında bu pay artar.
Mevcut durum: Türkiye proje lojistiğinde bugünkü altyapı kapasitesiyle mevcut talebi karşılayabilmektedir. Avrupa ülkeleri, Orta Doğu, Arap Yarımadası ve Afrika ülkeleri yatırımlarında Türkiye’den lojistik ortaklar almaktadırlar. Artıp azalan taleplerle birlikte Türkiye, sektörel anlamda bu hareketliliği değerlendirebilmektedir. Türkiye’nin; özellikle yakın coğrafyada proje lojistiği yönetimini gerçekleştirebilecek düzeyde kuvvetli sektörel rakibi yoktur.
Sektörün vizyonu: Avrupalı şirketlere kıyasla tecrübe, finansman ve donanım eksikliği bulunuyor. Beklenen büyüme açısından şirketlerimiz yatırıma yönelmek durumundadır.
Türkiye’de özellikle enerji, inşaat ve sanayi sektörleri projeler üretmeye elverişli alanlardır ve bu sektörlerde daha büyük yatırımlar hedefleniyor. Örneğin; enerji sektöründe Türkiye’de 5 yıl içinde 78 bin Mw’lık yatırım planlandı, bu da 50 bin adet proje taşıma anlamına geliyor. Sektörde; 2-3 yıl sonra başlayacak projeler için teklifler veren, hazırlık yapan şirketler mevcut.
Önümüzdeki süreçte artacak proje taşımacılığı taleplerini karşılamak üzere, kamu ve özel sektörün bu taleplere yönelik orta ve uzun vadeli bir master plan izlemesi bekleniyor. Kamusal altyapı yatırımları her anlamda ‘Proje Lojistiği’ sektörümüz için önem taşıyor. Ayrıca sektörün oyuncularının da özel ihtiyaçlara çözüm üretebilecek teknik bilgi, finansman, ekipman ve benzeri alanlarda hazırlanmaları gerekiyor.
Ekipman yetersizliği ve tecrübeli eleman azlığı da ‘Proje Taşımacılığımız’ın üstüne gitmesi gereken sorunlardandır.
Proje taşımacılığının potansiyeli büyük
Proje taşımacılığı uluslararası karayolu taşımacılığı sektöründe çok önemli bir role sahip. 2012 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’nden alınan 60 bin adet özel izin belgesi kapsamında gerçekleştirilen proje taşımaları ülke ekonomisi için önemli bir dinamik yaratıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, proje taşımacılığı gerçekleştirebilmenin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan alınan yetki belgeleri ile mümkün olduğunu belirtiyor. Nuhoğlu, “Proje taşımacılığına konu olan yüklerin boyutlarının ülke mevzuatında belirlenen ölçüler dışında olması sebebiyle taşıma sırasında birçok noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Ülkemizdeki kurallara bakıldığında ise; özellikle AB ülkeleri ile yapılan kıyaslamada mevzuat ve uygulama anlamında birçok noktada eksiklikler göze çarpıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği bünyesinde faaliyetlerine devam eden Özel Yük Çalışma Grubu’nun gerek ulusal gerek ise uluslararası alanda gerçekleştirilen çalışmalar ile birlikte sektördeki proje taşımacılığına ilişkin mevzuat eksikliklerinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından giderileceği ve uygulama anlamında AB ülkelerinde olduğu gibi basit fakat etkin yöntemler ile taşımaların hız kazanacağını düşünülmektedir” açıklamasını yapıyor. Proje taşımacılığında hizmet verilen sektörlerin başında inşaat ve enerji sektörleri geliyor. Özellikle yurtdışındaki hidroelektrik santrallerine, baraj, köprü, rüzgar enerji santrali inşaatlarına proje taşımaları yapılıyor. Nuhoğlu, sektörün mevzuatsal ya da uygulamada yaşadığı sıkıntıları ise şöyle anlatıyor: “AB ülkelerindeki mevzuat anlamında sağlanan kolaylıklara bakıldığında özel izin belgelerinin yıllık olarak tahsis edilmesi, taşımalardaki kolaylaştırıcı prosedürlerin fazlalığı yurtdışındaki proje taşımacılığının avantajları olarak sıralanabilir. Ülkemizde proje taşımalarına ilişkin ayrı bir mevzuatın bulunmaması sebebiyle uygulama anlamında karşılaşılan farklılıklar ve bunların yarattığı ek maliyet ve prosedürler de ülkemizin yurtdışına kıyasla dezavantajı olarak görülebilir.”
UND’nin verilerine göre 400.000 kişiye istihdam yaratan uluslararası karayolu taşımacılık sektörünün GSYH’daki payı yüzde 15 civarında. Sektörün toplam yatırımı 10 milyar dolar iken Türkiye’ye yıllık döviz getirisi 8 milyar dolar. 2013 yılındaki 42 milyar dolarlık ihracat gerçekleşmesinde hizmet ihracatı gerçekleşmesi ise 13.2 milyar doları buluyor. Taşımacılık sektörünün dahil olduğu hizmet ihracatı hedefinde belirlenen rakam 2023 yılında 150 milyar dolara ulaşıyor. Bunun içinde sektörün payı ise 60 milyar dolar olacak. Proje taşımacılığının genel hedefler içindeki payının artması ise gerek mevzuat gerek ise uygulama anlamında gerçekleştirilecek iyileşmelere bağlı olarak artacak.
OMSAN, 2014’te büyüme odaklı
OMSAN, Türkiye ve Avrupa’da ekonomideki büyümenin yavaşlamasına rağmen sektörün ortalamasının üzerinde büyüyerek 2013 yılını 640 milyon TL’lik bir ciro büyüklüğüyle kapattı. OMSAN, 2014 yılını,15 milyon dolar tutarında yatırım, yüzde 15 büyüme oranı ve yaklaşık 750 milyon TL düzeyinde bir ciro ile tamamlamayı hedefliyor. OMSAN Genel Müdürü Osman Küçükertan, bu yıl önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olan Gaziantep’te yeni bir Bölge Müdürlüğü kurduklarını belirterek, “Haziran ayında faaliyete başlayan Gaziantep Bölge Müdürlüğü ile OMSAN, Gaziantep ve çevre illerdeki lojistik ihtiyaçlara sağlayacağı rekabetçi çözümlerle bölge ticaretinin gelişimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir” diyor. Firmanın uluslararası gelişimi hakkında da bilgi veren Küçükertan, şu bilgileri veriyor: “2013 yılında Fas’ta yeni bir şirket kuran OMSAN, 2014 yılında oto taşıyıcı yatırımı yapmış ve Fas/Casablanca’da 45 dönümlük bir arazide 2.300 araç kapasiteli bir araç parkı kurmuştur. OMSAN, bu araç parkında PDI hizmeti de sunmaktadır. Türkiye’nin lider otomotiv lojistiği firması olan OMSAN, Türkiye’deki sektörel bilgi birikimini Fas otomotiv sektörünün hizmetine de sunmayı hedeflemektedir.”
Otomatik Ayrıştırma Sistemi devrede
Sektörde yeniliklere imza atarak büyümeyi tercih eden OMSAN, depolarında yoğun işçilik gerektiren dolayısıyla hataya en açık süreçlerden birini oluşturan ürün ayrıştırma işlemleri yazılımını OMSAN mühendislerinin geliştirdiği “Otomatik Ayrıştırma Sistemi” (Sorter) ile çözüyor. Projenin ikinci fazında TÜBİTAK-TEYDEB kapsamında alınan mali destek ile sorterin etkinliğinin arttırılmasını hedeflediklerini aktaran Küçükertan, firmanın gelişimine ilişkin şunları anlatıyor: “Denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı planlayan OMSAN; gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesindeki müşterilerini Avrupa’nın tamamına en rekabetçi koşullarda ulaştırmayı hedeflemektedir.”
Başarısı tescilli marka: OMSAN
Bugün Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde şirketleri, irtibat ofisleri ve acenteleriyle faaliyetlerini yürüten OMSAN, gösterdiği yüksek iş performansı nedeniyle Avrupa’nın en prestijli iş dünyası ödüllerinden biri olarak gösterilen ‘European Business Awards 2013/14’ Yarışması’nda ‘150 Milyon Euro ve Üzeri Yıllık Cirosu Olan Büyük Şirketler’ kategorisinde Avrupa’nın en başarılı 10 firması arasında yeralan tek Türk şirketi olarak Onur Nişanı ile ödüllendirildi. Dünyaca ünlü marka derecelendirme kuruluşlarından biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Değerli Markaları-2014’ araştırması sonuçlarına göre OMSAN, 58 milyon dolar marka değeri ile ‘Türkiye’nin En Değerli 69. Markası’ seçilerek, listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka oldu. Öte yandan iş dünyasının en saygın ödül organizasyonlarından biri olarak kabul edilen ‘International Business AwardsSM’ yarışmasında OMSAN, ‘Yılın Taşımacılık Şirketi’ kategorisinde ‘Gümüş Stevie®’ Ödülü’ne, ‘Kurumsal Film’ kategorisinde ise ‘Bronz Stevie®’ ödülüne layık görüldü.
Teşekkürler, saygılarımla...